Microsoft Word 15. makale doc



Yüklə 361,02 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/8
tarix22.07.2018
ölçüsü361,02 Kb.
#57990
1   2   3   4   5   6   7   8

AKADEMİK BAKIŞ 

 

Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi 

 

ISSN:1694 – 528X 



 

Sayı: 9   

Mayıs – 2006 

 

İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi – Türk Dünyası Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü   Celalabat – KIRGIZİSTAN 



                      

 



 

motifleri de edebiyatta devam ediliyor (Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi  2001: 

180). 

XIX. yüzyılda  marifetçilik (ceditçilik)  edebiyatının yayılması ile ilgili, “Kalile ve 



Dimne” eseri de Tatar Türkçesi’ne  tercüme ediliyor. M.İvanov , S.Kuklyaşev , K.Nasıri gibi 

edipler, bu kitaptaki eğitici  hikayeleri ders kitaplarına da yerleştirerek, insanın ruhi terbiyesi 

için ”Kalile ve Dimne” eserinin ne kadar önemli olduğunu  gösteriyorlar. Bu kitapta yer alan 

pek çok önemli fikirler daha önce de Kul Ali’nin “Kıssayı Yusuf”, M.Bulgari’nin “Nehci’l-

Faradiz”, Kutb’un “Hosrev ve Şirin”, Seyf Sarayi’nin “Gülistan bit’ Türki” , 

 

Muhammedyar’ın “Töhfe’i-Merdan” adlı  eserlerinde yeniden soluk almıştı. “Kalile ve 



Dimne”  kitabı ise Tatar medreselerinde Arap dilinden ders kitabı olarak  kullanılmış ve bu 

amaçla Kazan matbaasında birkaç kere basılmıştır.  “Kalile ve Dimne”  kitabı Tatar 

Türkçesi’ne alim G.Fayezhanov tarafından aktarılıyor (Minnegulov 1993:  240-260). 

Ceditçi edipler şahsı terbiye, etraf meyvesi olarak tasvir etmeye başlıyorlar.  Bununla 

ilgili aile terbiyesi, mektep-medreseleri yenileme, kadın özgürlüğü, ahlak gibi meseleler de 

ortaya konuluyor. Ceditçilik fikirleri  bu şekilde edebiyatın bütün türlerine, tabakalarına 

geçiyor. XIX. yüzyıl Tatar edebiyatını  bilim adamları bu yüzden Marifetçilik yani Ceditçilik 

Edebiyatı olarak adlandırıyorlar. Realizm yanında Romantizm da (Kurmaşi, K.Nasıri) 

yaşamını  sürdürüyor. Halkın konuşma dili daha çok yer alıyor. Kahramanların iç duygularını 

açmaya yönelik  psikolojik değerler de dikkat çekiyor.  

XX. yüzyıl Tatar edebiyatı doğrudan doğruya  ceditçilik hareketine bağlı fikri-estetik 

gelenekleri geliştirip Avrupa’nın eriştiği medeniyeti de örnek alarak, devam etti. XIX. yüzyıl 

sonunda edebiyata dahil olan ceditçi edipler (R.Fahretdinov, F.Kerimi, F.Halidi, Z. Hadi, 

Z.Bigiyev, A.İlyasi, A.İshaki, A.Kamal gibi) tabii şekilde kendilerinin yaşadıkları yüzyılda da 

edebi faaliyetlerini devam ettirdiler. Onlar sunduğu fikirleri XX. yüzyıl başında edebiyata 

atılan genç edipler (M.Gafuri, S.Remiyev, A.Tukay, Derdmend, S.Sünçeley, A.İbrahimov, 

F.Emirhan, N.Dumavi, Ş.Kamal vb.) sağlamlaştırıp geliştirdiler. Bu hareket, milletin 

şekillenmesine bağlı olarak, sıhhatli bir sosyal ve tarihi şartlarla birlikte halkta milli bilincin 

yükselmesi ile beraber, toplumun bütün tabakalarına tesir ederek, köklerini daha da derine 

attı. XX. yüzyıl edipleri, Ş.Mercani, Z.Bigiyev ve başka edipler bıraktığı izleri derinleştirdiler, 

onların sundukları kazançları halk arasına taşıdılar  (Beşirov 2002:  285). 

XX. yüzyıl başı Tatar şiirinde Doğu medeniyeti ve halk icadı gelenekleri bir araya gelip 

muhteşem  bir sentez oluşuyor. A.Tukay, M.Gafuri, Derdmend, N.Dumavi şiirlerinin 

temelinde Doğu’nun geleneksel romantik  tefsir usulleri, klasik Tatar şiiri ve folklor ölçüleri 

yatıyor, şairler aruzu da, hece şiirini de benimsediler. 

A.Tukay, S.Remiyev, Ş.Babiç gibi şairlerin sanatında, kökleri H.Salihov, A.Kargalı, 

Ş.Zeki icadına giden hırs psikolojisi daha da derinleşti, lirik kahramanın ruhunun aydınlık, 

ideal ile kavuşma sevinci veya ona erişme azabı olup şahsın gerçek zeminde doğmuş ruhi 

dramatizmini yansıtma vazifesini yaptı (Rezeda Ganiyeva 2002: 122-172). Tatar bilim adamı 

G.Halit tespitine göre, hırs psikolojisi daha çok romantik eserlerde kendisine zemin buluyor 

(A.İbrahimov’un “Denizde”, “Çobanlar” hikayeleri ve “Genç Yürekler” romanında, F.Burnaş 

şiirlerinde, M.Feyzi piyeslerinde ). 

Yeni tip edebiyat geçmişteki mirasın temeli üzerinde doğuyor. Eskilik ile yenilik aynı 

tarihi dönemde ayrı  ayrı, savaşarak, hatta birbirlerine karışarak yaşıyor. Aynı edebi formların 




AKADEMİK BAKIŞ 

 

Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi 

 

ISSN:1694 – 528X 



 

Sayı: 9   

Mayıs – 2006 

 

İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi – Türk Dünyası Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü   Celalabat – KIRGIZİSTAN 



                      

 

10 



 

yeni dönemde çeşitli vazifelerde kullanılması XIX. yüzyıl edebiyatı ile XX.yüzyıl edebiyatı 

arasındaki yalnız yakınlığa değil, fikri-estetik ayrılığa da işaret ediyor. Onlar arasındaki 

farklar yıllar geçtikçe  büyüyor, derinleşiyor. Bu farklar ediplerin eserlerinde de, edebiyatların 

yaşama şekillerinde de, tasviri fikir  beyan etmenin çeşitli tabakalarında da görülüyor. Farklar 

ve değişmeler o kadar keskin ve büyük ki, XX. yüzyılı yeni devirden ayrı bir tarihi dönem 

olarak görme konusunda konuşmak için imkan doğuruyorlar.   XX.  yüzyıl  Tatar edebiyatını 

Yeni Devir Edebiyatından ayırmak için onu Yeni Tarih Edebiyatı olarak adlandırıyorlar. Yeni 

Tarih Edebiyatı ise iki büyük tarihi döneme ayrılıyor: 

1) Ekim ihtilalinden önce ve   2)  1917 sonrası Tatar Sovyet edebiyatı.  

XIX. yüzyıldan  XX. yüzyıla Tatar edebiyatı A.İshaki’nin  “İki Yüzyıldan Sonra 

İnkıraz” adlı eseri ile girdi. A.İshaki bu eserde XX. yüzyıl başındaki Tatar toplumunun ruhi 

durumunu, yaşayış tarzını detaylı tahlil etmekte ve eğer millet bu yoldan gitmeye devam 

ederse, onu yokoluşun (inkırazın) beklediği neticesine varıyor.  Edip milletin gelişmesini 

engelleyen sebeplerden, din adamlarının gelişmeci fikirleri savunmaması, medreselerde 

dünyevi ihtiyaçları gözeten bilimlerin okutulmaması, zengin ve aydın insanların halk 

yararlarını düşünmeye çaba göstermemesi, yaptıkları  işlerin temelli, daimi olmadığını 

gösteriyor. Bu hayali-gazeteci hikayenin yayımlanmış  kısmındaki Bolgar-Tatar halkının 

2100’lü yıllar civarında yok olacağını tahmin etme, halkın gerçek faciasını ortaya dökme, 

önder ruhlu aydınları ve okuyucuları ürkütüyor, titretiyor. Ediplere de milletin kaderi 

hakkında daha ciddi bir şekilde düşünmeye çağrıda bulunuyor. 

XX. yüzyılda edebiyatın iç yaşama özünü güçlendiren, ediplerin çalışmalarını harekete 

geçiren yeni görüntüler ortaya çıkıyor. En önemlisi, elbette, Tatar matbuatının doğmasıdır. 

Artık Çarlık iktidarı yeni yüzyılda halkın uyanan ruhi enerjisini eskisi gibi dizginde 

tutamıyor. XIX. yüzyılda K.Nasıri, A.İlyasi gibi ceditçi ediplerin Tatar Türkçesi’nde gazete 

çıkarma hayalleri XX. yüzyıl başında gerçekleşiyor. Bu devirde daha da yükselen milli 

kurtuluş hareketinin dalgaları, ihtilal rüzgarları, medeniyet ve edebiyat sürecini tutan birçok 

engeli kaldırdı. Matbuatın doğması, Tatar Türkçesi’nde ilk gazete-dergilerin ortaya çıkması 

gayet büyük bir yenilik oldu. Kazan’da “Tan yıldızı”, “Azat”, “Kazan Muhbiri”,  “Yalt-Yult”, 

“Yıldız”, “el-İslah”, “Güneş”, “An”, Orenburg’da “Vakit”, “Karçığa”, “Top”, “Çekiç”, 

“Şura”, “Çekirge”, “Ural”, “Karmak”, Uralsk’ta “Fikir”, “el-Asrü’l-Cedit”, “Oklar”, 

Petersburg’ta “Nur”, “İl” gibi  yayınlar çıkmaya başlıyor. Astırhan, Ufa, Moskova gibi 

şehirlerde de Tatarca yayınlar ortaya çıkıyor. Onlar ülkedeki sosyal-siyasi, iktisadi ve medeni 

hayatı birebir yansıtmaya çalıştılar. İlk matbuat teşkilatlarının kısa  ömürlü ve Çar sansürünün 

daima kontrol altında olmasına rağmen, “Vakit”, “Şura”, “Yalt-Yult”, “An”, “Yıldız”, 

“Güneş”, “Durmuş” gibi devamlı çıkan ve edebi hayatı daimi aydınlatan gazete-dergiler, artık 

Tatar Sürekli Matbuatının sağlam temele bastığını göstermekteydiler. 

Matbuat bir taraftan, genç edebi güçleri kendi etrafına toplayan, organize eden merkez 

olmuş, diğer taraftan, onlara siyasi yön veren, edebi cepheden onları  eğiten, okutan usta-

mektep vazifesini de yerine getirmişti. Kazan ve Orenburg matbuatı yalnız kendi etrafındaki 

Tatarları değil, Rusya İmparatorluğu’nun bütününe serpilmiş Tatarlar için de edebi ocak 

halini alıyor. XX. yüzyıl başı Tatar matbuatına, edebi eserleri ile sekiz yüzden fazla yazarın 

katılması malumdur.  Onların arasından dönem sesini, halk gönlünü derinden yansıtan büyük 

edipler, gazeteciler ortaya çıkıyor: A.İshaki, A.Kemal, S.Remiyev, F.Emirhan (Kazan), 

A.Tukay, K.Motıgi (Uralsk),  F.Kerimi, Derdmend, Ş.Kamal, R.Fahreddin, Ş.Muhammedov 



Yüklə 361,02 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə