Konu: Ruhsal nsan
Yazı: 36
nsanın Enerji Bedeni
Doç. Dr. Haluk Berkmen
Tüm var olanların hem maddesel hem de dalgasal özellikleri vardır. Özellikle canlı varlıkları
bir koza gibi saran bu enerji dalgası şimdiye kadar varlığı kanıtlanmış enerji dalgalarından
farklı bir yapıya sahiptir. Evrenimizde varlığı kanıtlanmış
elektromağnetik
dalgalar ışık hızında
veya ışık hızından yavaş olarak yayılırlar. Bildiğimiz görünen ışığın hızı sabit olup yaklaşık
saniyede 300,000 km olduğu ölçülmüştür. Canlı ve hatta cansız varlıklara ait dalgalar ise
ışıktan hızlı hareket ederler (Bkz. Bilim başlığı altında 13 sayılı Işıktan Hızlı Parçacıklar ve
27 sayılı Işıktan Hızlı Etkileşim başlıklı yazılar).
nsanı saran enerji kozası ki bu kozaya “
Enerji Bedeni
” veya “
Astral beden
” denmiştir;
Takyon denen ışıktan hızlı hareket eden dalgalardan oluşmuştur. Enerji Bedeni yerel olmayan
etkileşime girebilir ve an içinde bir noktadan farklı ve uzak bir noktaya ulaşabilir. Bu gidiş-
geliş öylesine hızlı olabilir ki insan aynı anda iki yerde imiş gibi görülebilir.
nsanın yaşam enerjisini sağlayan sadece fizik bedeni değil, aynı zamanda enerji bedenidir.
Enerji bedeninden kaynaklanan güce değişik kültürler değişik isimler vermişlerdir. Bu güce
Çinliler Çi, Japonlar Ki, Kadim Mısır kültürü Ka Hint kültürü Atman ve Fars kültürü Can
demiştir. Yaşam enerjisi anlamında kullandığımız can sözü ölümle maddi bedenden ayrılır ve
tümel ruhsal enerji alanına geçer. Ruhsal enerji alanı ise ölçümü mümkün olmayan Takyon
Evren âlemidir.
Canın bedenle olan bağını nefes sağlar. Her nefes alışta ve verişte can denen bu enerji
dalgası fiziksel bedeni hem sarar hem de çevresinde dalgasal bir hareketle dolanır. Üstte 1 ile
2
gösterilen şekilde normal şartlarda iç huzuru olan sağlıklı insanın enerji kozası görülüyor.
Böylesine dengeli bir insanın enerji kozası da düzgün ve parlaktır. kinci şekilde iç huzuru
bulunmayan, akli kargaşa ve bedensel rahatsızlığı bulunan bir insanın enerji kozası görülüyor.
Böyle bir insanın kozasında dalgalanmalar ve baş bölgesinde titreşen dalgacıklar belirir. 3 ile
gösterilen şekilde ise can enerjini istediği gibi kontrol edebilen ve bir noktaya doğru
yönlendirip odaklayabilen insan görülüyor. Böylesine bir kontrol yeteneği ve odaklama gücü
yıllar süren eğitim ve enerji çalışmasının sonucunda elde edilebilir. Can enerjisini kullanarak
inanılması güç bedensel gösteriler yapan Çin’deki
Şaolin
rahipleri ruh-beden bütünlüğü
boyutuna ulaştıkları ve enerji bedenlerine tam olarak hâkim oldukları söylenebilir. Altta Şaolin
tapınağı rahiplerinin bir gösteri anı görülüyor. Mızrakların fiziksel bedene batmayışı ve deriyi
delmeyişi sadece kas gücüyle değil, aynı zamanda enerji bedenin gücüyle olmaktadır.
Enerji bedeninin gelişmesi ve güçlenmesi için uygulanan tekniklere Çin kültüründe değişik
isimler verilmiştir. Bu teknikler Çi Gong, Tai Çi, Kung Fu ve benzeri adlarla batı kültürüne
geçmiş ve Çin’de yetişmiş uzmanlar tarafından isteklilere öğretilmiştir.
nsanın bazı özel durumlarda inanılması güç bir enerji sergilediği ve normal şartlarda
başaramayacağı işler başardığı bilinen bir gerçektir. Örneğin, devrilen bir araba altında kalmış
bir kişiyi kurtarmak için 1000 küsur kiloluk arabayı kaldırabilen insanlar görülmüştür. Kişi o
anda akıl ve mantığını kullanmadan, sadece enerji bedenine odaklanarak bu tür bir inanılması
zor işi başarmıştır. Harpte kahramanlık olayları sıkça rastlanır ve anlatılır. Düşman ateşi
altında, ölüm tehlikesine aldırmadan yaşanan deneyimler enerji bedenin etkin oluşu
sayesinde başarılmıştır (Bkz. 7 sayılı Asya Şamanlığı başlıklı yazım).
Asya şamanlarının başarılarında etken olan akıl ve mantıkları değil, enerji bedenlerinin
ışıktan hızlı etkileşme gücüdür. Şamanlar veya Kamlar enerji bedenlerini kullanabilen ve bu
sayede inanılması güç işler başaran insanlardır. Kamların ruhsal enerji ile şu alanlarda etkin
oldukları görülmüştür:
1.)
Hastalıkların tedavisi (Şifacılık).
2.)
Ruhsal irtibatlar (Medyumluk)
3.)
Kehanet çalışmaları (Duyular ötesi).
4.)
Doğa olaylarını etkileme.
5.)
Diğer insanlarla ruhsal etkileşme.
Tüm bu olaylar batının pozitif bilimi tarafından ret edilmiştir. Çünkü yerellik, indirgeyicilik ve
nesnellik inancına (ilkelerine) ters düşerler. Oysaki bu başarılar enerji bedenin etkin olduğu
durumlarda gerçekleşebilir.