Microsoft Word 6-nihat falay



Yüklə 215,61 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/8
tarix07.11.2017
ölçüsü215,61 Kb.
#9017
1   2   3   4   5   6   7   8

Journal of Life Economics          2/2014

 

 



 

63 


 

Gerçi  erken  kapitalist  dönemde  kentler,  kuruldukları  ilk  dönemlerden  beri  yerel 

pazarlara  sahip  idiler,  fakat  uzun  mesafeli  ticaret  ilişkilerinin  kurulmasıyla  birlikte,  kentler 

artık  birer  mal  ve  hizmet  ticaretinin  “hareket  üssü”  konumuna  gelmiş  ve  bunun  sonucunda 

yeni pazarlar oluşmuştur. Hatta bu pazarlar mali sermaye teknikleri ve hareketleri sonucu kısa 

sürede borsalar olarak kurumlaşmışlardır. 

Tahmin  edileceği  üzere,  büyük  ticaret  kentleri,  aynı  zamanda  bir  haber  dolaşım 

merkezi niteliğine kavuştular.  Zaten borsaların oluşmasıyla, posta hizmetlerinin ve basın ve 

iletişimin kurumlaşması hemen hemen aynı zamana rastlar (Habermas, 2012: s.75) 

Kamu  yönetiminde  mali  açıdan  kamusallık  siyasetinin  ilk  önemli  ve  belirgin  örneği 

1215  Magna  Charta  Libertatum  (Büyük  Ferman)’dur.  Bundan  sonraki  genel  gelişim  çizgisi 

izlenirse;  geç  ortaçağın  feodal  toplumu  olarak  özel  alandan  ayrışmış,  kendi  başına  bir  alan 

olarak  kamudan  bahsedilemez.  Bununla  beraber,  yerel  prenslerin  hükümranlık  ögesi  olarak 

prens  mühürlerinin  veya  damgalarının  “kamusal”  olarak  tanımlanması  bir  tesadüf  değildir; 

çünkü, egemenlik bu ögelerle kamusal bir nitelikte temsil edilir. Bu temsili kamu, kendini bir 

kamu  alanı  olarak  ortaya  koymaktan  çok,  bir  statü  belirtisidir.  Zira,  toprak  beyinin  veya 

prensin statüsü, kamu ve özel ölçütler açısından tarafsızdır. 

18. yüzyılın sonuna dek ayakta kalan feodal erkler, kilise ve feodal beyler ayrışarak bir 

kutuplaşma  sürecine  girmiş  ve  sonuçta  bir  yanda  özel  diğer  yanda  kamusal  ögeler  olacak 

ş

ekilde  parçalanmıştır.  Prenslik  erkinin  kutuplaşmasına  etki  yapan  ilk  gelişme,  kamu 



hazinesinin toprak beyinin özel mülkünden ayrılmasıdır. Böylece prenslik mülkiyetinin devlet 

(kamu)  mülkiyetinden  ayrılması,  kişisel  egemenlik  ilişkilerinin  nesnelleşmesi  bakımından 

önemli  bir  örnektir.  Çünkü  devlet  hazinesi,  egemenin  kişiliğinden  bağımsızlaşmış  ve  ortak 

devlet  bütçesine  dönüşmüştür.  Doğaldır  ki,  bunda  tebaaya  (veya  halka  ve  daha  sonra 

vatandaşa), devlete karşı kamu mal ve hizmeti taleplerinde bulunabilme olanakları sağlamıştır 

(Habermas, 2012: 71, 79). 

Goldscheid,  kamu  maliyesinin  sosyolojik  analizine  ayırdığı  ünlü  makalesinde  bunu 

açık  ve  anlaşılabilir  şekilde  anlatır:  Önce  her  şey;  toprak,  insan  ve  tüm  varlıklar  mutlak 

egemenin malvarlığı içinde kabul edilirken, sonraki yüzyıllarda bu varlıklar özellikle egemen 

ve  kısmen  temsilci  olduğu  düşünülen  meşrutî  meclis  veya  kurullar  arasında  bölüşüme 

uğramış, en sonra demokratik yönetimlerde yöneticinin kendine ait varlıkları ile toplumun ve 

halkın varlıkları tamamen ayrılmış ve cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar gibi yöneticiler 

bir anlamda maaşlı görevli haline dönüşmüştür (Goldscheid, 1967). 

Bu  genel  gelişim  ve  bölünümün  uzantısına  paralel  olarak  erken  kapitalist  dönemde, 

mal ve haber dolaşımı güçleri, ilk kez ulusal ve bölgesel ekonominin modern devletle paralel 

olarak geliştiği merkantilist iktisat aşamasında kendilerini gösterme araç ve olanaklarına sahip 

olmuşlardır.  

16.  yüzyıldan  başlayarak  genişleyen  ve  büyüyen  bir  sermaye  birikimi  ile  giderek 

daralan  pazarlarla  yetinmeyen  ticaret  şirketleri  kurulmuştur.  Bu  şirketler,  bir  yandan  kendi 

pazarları için  yeni ticaret bölgeleri keşfetmiş,  yerel pazarları sömürmeye gitmiş, öte  yandan 

kendilerine  anonim  şirket  yapısını  oluşturmuşlardır.  Bu  da  devletlerin  geniş  bölgeleri 

kapsamaları sonucunu yaratmıştır. Şehir ekonomilerinin ulusallaşması da bu yolla başlamış ve 

“ulus” diye tanımlanan şey,  bürokratik kurumlarıyla ve artan mali  gereksinmeleri nedeniyle 



Journal of Life Economics          2/2014

 

 



 

64 


 

merkantilist  politikayı  hızlandırmıştır.  Bu  yolla  da  modern  devletin  oluşması  ve  kuruluşu 

sağlanmıştır (Habermas, 2012: 78-79). 

Mal ve haber dolaşımının borsalar ve basın aracılığıyla sağlanması ve sürekliliği ister 

istemez kesintisiz ve örgütlü bir devlet etkinliğini gerekli kılmış ve kamu erki erişilebilir bir 

varlık  olarak  pekişmiştir.  “Kamusal”  kavramı  buradaki  dar  anlamıyla  devlete  ilişkin  olanla 

eşanlama gelmiş, kamu erkinin dışında kalan özel şahıslar, kamu erkinin muhatapları olarak 

halkları oluşturmuştur. 

Merkantalist  iktisadi  ilişkiler  ve  politika,  yönetenler  ile  yönetilenler  arasındaki 

ilişkilere  kendine  özgü  bir  çehre  kazandırmıştır.  Bunun  yanında,  ayrıcalıklı  şirketlerin  tekel 

konumunda bulunduğu dış ticaret pazarlarının açılması ile  yeni sömürgecilik doğmuş ve bu 

ş

irketler  giderek  sanayi  sermayesinin  hizmetine  girmiştir.  Mal  dolaşımı  ve  üretim  yapısı 



kaçınılmaz  ve  köklü  dönüşüme  uğramıştır.  Artık  dış  ticaret,  yerli  halkın  işgücünü  harekete 

geçirdiği ölçüde zenginliğin temel kaynağı olmuştur. O zaman, yönetimin aldığı tüm önlemler 

kapitalist  üretim  tarzının  yerleşmesini  hedeflemiştir.  Tahmin  edileceği  üzere,  özelleşmiş 

iktisadi faaliyetler, artık kamusal gözetim altında yönlendirilmiştir. Bu yolla iktisadi koşullar 

da ilk kez genel (kamusal) çıkarın temel konusu haline gelmiştir (Habermas, 2012: 80-81). Bu 

durumda, toplum insanların hemcinslerine olan bağımlılıklarının oluştuğu ve kamusal alanın 

fizyonomisini de belirleyebildiği bir birlikte yaşama biçimidir (Arendt, 1994: 43). 

Merkantilist mantıklı modern ekonomi anlayışında antik çağdaki “ev”in yerini “pazar” 

almış  ve  ekonomi  “ticaret  bilimi”ne  dönmüştür.  Feodal  beyin  hazine  odası  anlamına  gelen 

“camera”dan  doğan  ve  18.  yüzyıl  merkantilizminin  uzantısı  olan  “kameralizm”inde  siyasal 

ekonominin  (politik  iktisat)  ticaret  bilimi,  maliye  biliminin  geleneksel  ekonomiden  ayrılan 

öğretisinin  yanı  sıra  konumlandırılmıştır.  Bu  yolla  da  burjuva  toplumunun  özel  alanı  kamu 

erkinin organlarıyla bir araya gelmiştir. 

Aynı dönemde basın, kapitalist mal dolaşımı ağına yardımcı bir öge olarak gelişmiş ve 

haberleşme,  meclislere  savaşlara,  ürünün  verimine,  vergilere,  değerli  madenlere  ve  elbette 

uluslararası  ticari  dolaşıma  ilişkin  ayrıntılı  bilgiler  ulaştırmıştır.  Bu  haberleşme  sadece  mal 

dolaşımına  bağlı  olarak  önem  kazanmamış,  buna  ilaveten  kendisi  de  alınıp  satılan  bir  mal 

haline dönüşmüştür. Ne var ki, basını çok geçmeden yönetimin isterleri yönünde kullanmaya 

başlayan  yönetimlerin  çıkarları  ağır  basıyordu  ve  basın  giderek  bu  yönetimlerin  çıkarlarına 

hizmet eden bir öge ve alan haline gelmiştir (Habermas, 2012: 82-84).  

Bu  dönemde,  ticaret  ve  sanayi  sermayesinin  gelişmesine  karşın,  zanaatkar  ve  esnaf 

gibi  bir  anlamda  “ilk  burjuva”  grubu  toplumsal  ve  ekonomik  olarak  önem  kaybetmiş  olup, 

büyük  tacirler,  şirketleri  aracılığıyla  devletle  doğrudan  bağlantılar  kurmuşlardır.  Hemen  her 

kentte tacir, bankacı, borsacı, yayıncı ve manifaktürcüler de “yeni burjuva” grubu içinde yer 

edinmişlerdir.  

Kamusal  topluluğun  burjuva  kamuoyu  olarak,  özel  alana  yönelik  kamusal  çıkarları 

sadece  hükümetçe  fark  edilmekle  kalmayıp,  artık  tebaa  tarafından  da  göz  önüne  alınması 

ölçüsünde  gelişmeye  başlamıştır.  Ticari  ve  mali  sermaye  sahiplerinin  yanında  yayıncılar, 

manifaktür  atölye üreticileri ve  fabrikatörler de  giderek  yönetimin önlemlerine bağımlı hale 

gelmiştir.  Bu  grupların  iktisadi  faaliyetlerinin  kayıt  altına  alınması  yanında,  iktisadi  olarak 

daha  inisiyatifli  olmaya  zorlanmaları  gözetilmiştir.  Bunun  arkasında,  merkantilist  işletme 

politikasına  eşlik  edecek  kapitalist  özel  işletmelerin  kurulması  teşvik  edilmiştir.  şte  bu 




Yüklə 215,61 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə