23
Dionysos şarabın keşfedilişinin gösterildiği Sophosles’in
Genç Dionysos oyununda bulunmalı ve
Achaios’un Hephaistos oyununda Hephaistos’un Olimpos’a dönüşünden sorumlu olmalıdır. Burada
yine Dionysos’un duyusal zevkleri Hephaistos’a sunulur:
Dionysos: Önce seni akşam yemeğiyle hoşnut edeceğiz. Ve işte geldi!
Hephaistos: Ve daha sonra beni nasıl büyüleyeceksin?
Dionysos: Tüm bedenine hoş kokulu kutsal yağ süreceğim.
Hephaistos: Önce ellerimi yıkamam için bana su vermeyecek misin?
Dionysos: Ah tabii, masa kaldırılırken.
Ancak Dionysos’un en sık komedyalarda görünür. Komedyada tanrılar hakkında espriler yalıpabilir ve
onlara gülünebilir, hatta ve özellikle komedyalar tanrılar hakkında üretilir. Komedya yazarları
Dionysos’u olasılığı en düşün durumlara sokar ve daha sonra da bu özünde kahramanlık karşıtı ve
zevk düşkünü tanrının içinde bulunduğu durumdan kurtuluşunu izlerler. Kurbağalar’dan iki köle
Dionysos’u oldukça iyi tanımlar:
Köle: Senin efendin soylu biri.
Xanthias: Tabii ki öyle, tüm bildiği içmek ve sikmek.
Burada Xanthias’ın sözleri Antik Yunanca’da kafiyeli bir biçimde “pinein ve binein” (içki içmek ve
cinsel ilişki) kelimeleriyle ifade edilir. Kratinos’un mitleri alaya aldığı Dionysalexandros (M.Ö. 437?)
oyununda Dionysos, tanrıçaların meşhur gğzellik yarışmasında değerlendirme yapmak için
Aleksandros’un (Paris) yerini alır. Oyunda Dionysos, Helen’i ve binlerce gemi dolusu kızgın Antik
Yunanlıyı kazanır. Komedinin sonunda gerçek Paris, Helen’i alır ve Dionysos’u acımasız Antik
Yunanlılara bırakır. Aristophanes’in Babilliler (M.Ö. 426) oyununda Dionysos doğulu müritleriyle
Atina’ya gelir ve hayatında ilk defa bir demagog ile karşılaşır. Demagog Dionysos’tan para koparır ve
onu yasal yollara başvurmakta tehdit eder. Eupolis’in Subaylar (M.Ö. 415) oyununda Dionysos
donanmaya katılır ve Atinalı amiral Phormion’dan savaş sanatı dersleri alır. Oyunun bölümlerinden
yorgun ve beceriksiz Dionysos’u ordu yaşamının zorluklarına uyum sağlamaya çalışırken gösterir. Ve
tabii ki Kurbağalar’da (M.Ö. 405) Dionysos ailesini Euripides’e getirmek için Herakles kılığına girer.
Kılık değiştirme ve yanlış tanıma Dionysos’un dramatik kişiliğinin neredeyse tamamıdır. Aeschylus’un
Edonians Lykourgos, hem erkek hem de kadın olarak görünen Dionysos karşısında aklı karışır.
Dionysos’un aştığı engellerden biri cinsiyettir. Bakhalar’da kılık değiştirmiş Dionysos olan “rahibin”
narin saçları ve pürüzsüz beyaz teni Pentheus’un hem ilgisini çeker hem de aklını karıştırır. Eupolis’in
Subaylar’ında biri onu kadın sanar ve hemen oracıkta satmakla tehdit eder.
Dionysalexandros’da hem
Troya’lı bir prens hem de köylü bir çoban Paris olarak görünür ve bildirildiğine göre satirler korosu
ona güler ve dalga geçer. Kurbağalar’da Herakles, Dionysos’u genellikle giydiği aslan derisiyle
kaplanmış, safran rengi giysisi, yumuşak ayakkabıları ve taşıdığı değneğiyle görünce gülmekten katılır.
Komedyanın daha sonraki bölümlerinde kölesi ona “Herakles” deyince “beni bu sisimle çağırma verya
bu ismi ağzına alma” diye cevap verir ve daha sonra kölesi “Dionysos” deyince “bu daha kötü” diye
cevaplar. Kılık değiştiren ve daha sonra da kılık değiştirmeyi içselleştiren Dionysos onun dramadaki
rolünün bir parçasıdır.
O halde dramanın dini bir boyutu vardır. Dramanın kökeni geleneksel olarak Dionysos ayinleriyle
ilişkilendirilir Oyunlar Dionysos’un onuruna düzenlenen festivallerin bir parçası olarak normal kent
yaşamı durduğu ve karnaval yaşantısının başladığı zamanlarda temsil edilir. Yüzyıllar sonra Plutarch
24
Sokrates’e komedyanın kendisini hiçte güzel olmayan bir karikatür biçiminde göstermesinden endişe
duyup duymadığı sorusuna dair bir anekdot aktarır. ():
Aristophanes Bulutlar’ı sahnelediğinde ve her türlü istismarı onun üstüne
yığdığında, oradakilerden biri “Senin her şeyinle alay edildiği için kızgın mısın,
Sokrates?” diye sorar. “Hiç değilim” diye cevap verir Sokrates ve ekler “çünkü
tiyatroda çok büyük bir şölendeymiş gibi eğleniyorum”.
25
Oyunların çeşitli yerlerinde tanrılar ve M.Ö. beşinci yüzyıl Atina ritüelleri metnin dokularının arasında
ve ardında görülebilir. Tragedyaların gösterdiği en büyük sorunlardan biri insanlar ve tanrılar
arasındaki ilişkilerdir. Ancak Antik Yunan draması, tıpkı genelde Antik Yunan mitleri gibi, insan kadın
ve erkek arasındadır. Tanrılar sahnede görünür, eyleme müdahale eder ve eylemi etkiler, çoğunlukla
şiddet içerecek biçimde insanlarla etkileşime girer, ancak oyun yazarlarının ve özellikle Euripides’in
ilgisi insanların tepkisine odaklanmıştır. İnsanların inandığı ve tanrılardan beklediği, tanrıların insanın
beklentilerini nasıl karşıladığı sorulur hep. Tanrılar ölümsüzdür, tanrıların gücü vardır, tanrılar vardır
ve bir biçimde dünyanın düzeninden sorumludur. Antik Yunan tragedyası seyircisiene bu
durumlardan kaynaklanan olayları gösterirken, iç rahatlatıcı cevaplar bulmaya çalışmaz, sadece
rahatsız edici sorular sorar. Belki de her şeyin ötesinde belirsiz ve sinirli bir tanrının festivali yaşamın
anlamını aramak için hiçte kötü bir yer değildir.
Performans
En eski dramatik yarışma, büyük bir prestij kaynağı ve hakkında en fazla bilgi sahibi olduğumuz için
özellikle Dionysia’daki performanslara odaklanacağız. Dionysia beş günlük hem dini (görünüşe göre
Dionysos onuruna yapılan geçit alayları ve eğlenceler) hem de tüm şehir bu etkinliğe katıldığı için din
dışı bir tatildi. Daha önce de sözü edildiği gibi, meclis toplanmaz, en azından ilk gün her gün yapılan
ticaret işleri yapılmazdı. Aslında eğer tahmin edildiği tiyatro 15,000 kişilik ise ticaret işlerinin çoğu
agora yerine tiyatroda yapıldığı sonucuna varılabilir. Böylece seyirciler Dionysos (şarap ve kendini
salıverme duygusuyla onurlandırılan tanrı) adına bir bütün olarak ayine katıldıkları duygusuna girerdi.
Atina’nın erkekleri (ayrıca Atina’da oturan yabancılar, yabancı ziyaretçiler, genç erkekler olasılıkla
köleler ve kadınlar da vardı), hepsi etkilin duygusuna kapılmış eğlence ve duygusal coşku peşinde
koşuyordu. Antik Yunan dramasının günümüzde incelenmesinin en önemli sorunlarından biri
dramanın hangi boyutta bir dinsel sunum, politik kimlik arayışı veya popüler eğlenceye katılım
olduğunun değerlendirilmesidir.
Platon bir yerde 30,000 seyircinin önünde temsil edilen dramadan söz eder, ancak antik tiyatroların
en büyüğü (Megalopolis, Syracuse ve Ephesos) 20,000 seyirciden daha fazla seyirci kapasitesine sahip
değildir. Tiyatronun genel girişi doğudan Tripotlar Caddesindendi. Bu cadde Akropolis’in Kuzey ve
doğu etekleri civarından agoradan dolanır, Perikles Odeion’unu geçer ve tiyatroya ulaşır. Akhalılar’da
başkarakter (Dikaiopolis) insanların topluluklar halinde yukarıdan aşağıya bu yeri (Akropolis’in
batısında bir tepe, Pnyx) doldurduklarını hayal eder, ancak Odeion’un kuzey tarafından ayrı bir yol
olmasaydı, seyirciler tiyatroya aşağıdan yukarı girecekti. Böylece seyirciler tiyatroya oyuncularla aynı
eisodos’u kullanarak girecekti.
Hellenistik ve Roma döneminin daha sonraki tiyatroları hoş görünümlü, düzgün oturma yerleri
(kerkides) oluşturacak biçimde dikey koridorlarla ve en azından bir yatay yürüme yolu (diazoma)
25
On the Education of Children 10c–d