Microsoft Word antik yunan tiyatrosu



Yüklə 280,12 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/13
tarix11.03.2018
ölçüsü280,12 Kb.
#31109
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

 

25 


bölündü. Bunlar antik tiyatronun ayırıcı özellikleridir. Ancak M.Ö. beşinci yüzyılda seyirciler tepedeki 

sıralara oturdu ve düzenleme oldukça sıradandı. Aristophanes’in Kurbağalar oyunundan bir pasajda 

Dionysos  rahibinin  seçkin  bir  yerde  oturduklarını  ve  Dionysos  karakterinin  onları  görüp  korumasını 

isteyebileceğini öğreniyoruz. Daha önce de belirtildiği gibi tiyatroda ön sıra ayrıntılı biçimde işlenmiş 

taş koltuklardan oluşur ve “… rahibinin [koltuğu]” ibaresini taşır.  

Seyirci büyük oranda erkelerden oluşur. Komedyalar genellkle andres (erkekler) ifadesini kullanır ve 

bazı durumlarda erkek seyirciler alt sınıflara ayrılır:  

Şimdi  sizler  bizi  cömertçe  alkışlayan  sorunlu  yaşlılar,  gençler,  oğlanlar, 

erkeklerle üstünlüğümüzü gördünüz.

26

  



.  .  .  Oğlanlara,  genç  erkeklere,  yetişkin  erkeklere,  yaşlı  erkeklere  ve  çok  yaşlı 

erkeklere olay örgüsünü açıklarken.

27

  

Başka  bir  yerde  Eupolis’in  bir  karakteri  “sadece  erkek  çocuklarının  güldüğü  soğuk  şaka”dan  şikayet 



eder  ve  Bulutlar’da  Aristophanes  rakiplerini  karakterleri  sallanan  kırmızı  falluslarla  sahneleye 

getirmekle suçlar “buna ancak erkek çocukları güler”. Bu nedenle erkek çocuklarının tiyatroya geldiği 

kesinlikle söylenebilir.  

Aristophanes’in  Akhalılar’ı  tiyatroda  yabancıların  bulunduğunu  kanıtlar.  Başkaraktere  göre,  Kleon 

(önde  gelen  politik  demagog)  bir  önceki  yıl  yapılan  Dionysia’daki  bir  oyunda  Aristophanes’in 

yabancıların önünde (xenoi) Atina kenti hakkında kötü şeyler söylediğini” iddia etmiştir. Ancak şimdi 



Akhalılar’da şöyle denilmektedir: 

Yarışma Lenaia’dadır ve yabancılar (xenoi) yoktur. O halde biz burada Atina’da 

yaşayan yabancıları bizden kabul ettiğimiz için açıkça konuşabiliriz.  

Ayrıca Atina’da yerleşik yabancıların Lenaia’da koroda oynamak için choregoi olabildiğini de biliyoruz. 

Ancak bu kişiler tabii ki tamamen yabancılar değil Atina’da yaşayan ve Atina toplumunun üyesi olan, 

kentin  yaşamı  ve  zenginliği  için  çalışan  kişilerdi.  Dionysia’da  başlangıç  etkinliklerinden  biri  de 

armağanların (phoros) sunulması olduğu için, festivalde imparatorluğun diğer şehirlerinden katılımcı 

olarak gelen dikkate değer sayıda ziyaretçinin de olduğu söylenebilir. Mart ayının sonu itibariyle deniz 

yoluyla seyahat mümkün olur ve insanlar Atina’ya gelebilirdi.  

Ancak kadınlar ne yapardı? M.Ö. beşinci yüzyılda kadınlar tiyatroya gidebildi veya gitti mi? Bu konu 

hep tartışılır, ancak kabul edilebilen bir sonuca ulaşılamaz. Antik Atina’nın erkek egemen bir toplum 

olduğu  doğrudur.  Sadece  ekklesia’da  sadece  erkekler  oy  verir  ve  devletin  politik  görevlerini  sadece 

erkekler  yapar.  Kanıtların  çoğu  (bununla  birlikte  üst  sınıfa  ait  kaynaklardan  alınan)  kadınların 

günümüzde  bazı  Ortadoğu  ülkelerinde  olduğu  gibi  gözden  uzak  bir  yaşam  sürdükleri  yönündedir. 

Ancak kadınların devlet içinde hem agora’da ticaret erbabı hem de “din” olarak adlandırabileceğimiz 

alanlarda kamusal görevleri vardı. Kadınlar rahip olurdu ve festivallere katılırdı. Thesmophoria sadece 

kadınların  katıldığı  bir  festivaldi,  Adonia  çoğunlukla  kadınların  kutlamasıydı  ve  Lysistrate’da 

başkarakter şöyle şikâyet eder: 

                                                            

26

 Menander, Yaşlı Cadı 794 



27

 Aristophanes, Barış 50–3 




 

26 


Eğer  kadınları  Dionysos,  Pan  veya  başka  bir  aşk  ve  tutku  tanrısının  tapınağına 

davet etmemiş olsalardı hiç kimse sokaklarda yürümeyecek, tef çalmayacaktı.  

Eğer dramatik yarışmalar Dionysos’da olduğu gibi dini festivallerin bir parçasıysa, bir yere kadar dini 

bir  ayinden  neden  dışlandı  veya  dışlandığı  düşünüldü?  Madalyonun  öteki  yüzünde  dramatik 

festivallerin dini festivallere göre çok daha fazla din dışı ve “politik” etkinlikler olduğu vardır. Bu tür 

etkinlerin kadınlara göre olmadığı düşünülebilir.  

Plato,  M.Ö.  beşinci  yüzyılın  parlaklığından  sonra  dördündü  yüzyılda  açıkça  tragedyanın  “erkek 

çocuklarına, kadınlara ve erkelere, kölelere ve özgür vatandaşlara ayırım gözetmezsizin hitap eden bir 

tür  retorik  olduğunu”

28

  açıkça  yazar.  Ayrıca  Platon  kendi  ideal  devletinde  “insanların  tragedya 



yazarlarına içinde bulundukları durumları pazara çıkartmalarına ve kadınların, çocukların, daha geniş 

anlamıyla  halkın  karşısında  göstermelerine  izin  vermeyeceklerini”

29

  düşler.  Bir  başka  yerde  Platon 



ergenler komediyi tercih ederken, yetişkin erkek ve kadınların tragedyayı tercih ettiğini iddia eder.

30

 



Bu  pasajlar  Platon’un  zamanında  kadınların  seyircilerin  doğal  bir  parçası  olduğunu  gösterir.  Diğer 

taraftan,  yukarıda  sözü  edilen  komik  pasajlar  sadece  erkeklere  yönelir.  Eğer  M.Ö.  beşinci  yüzyılda 

kadınlar  seyirciyse  bile  ya  sayıları  çok  azdı  ya  da  Henderson’un  ifadesinde  olduğu  gibi  “seyircinin 

kavramsal olarak erkek olduğu” farz edilmişti.  

Komedi  kökenli  diğer  kanıtlar  karşıt  yorumları  şaibeli  hale  getirir.  Thesmophoria’da  Kadınlar 

oyununda bir kadın Euripides’in tragedyalarında kadınları karşı tutumundan şikâyet eder: 

Biz kadınlara nerede kara çalmadı, seyircinin ve tragedya korosunun olduğu her 

tiyatroda... kocalarımız sıralarından kalkıp eve gelir gelmez, bize imalı bir bakış 

fırlatıp gizli aşığımızı aramaya başladı.  

İlk önce  bundan kadınların normal olarak tiyatroya gitmedikleri sonucuna  ulaşılabilir. Diğer  taraftan 

kadınlar Euripides’in kadınlara nasıl davrandığı konusunda son derece iyi bilgilere sahiptir. Tabii ki bir 

oyunu  Atina’nın  gerçek  yaşamına  açılan  bir  pencere  gibi  değerlendirilmesi  olanaklı  değildir,  ancak 

komik olanın yaratılması için bir yapaylık olarak düşünülmelidir. Aristophanes’in Barış’ından (962–7) 

bir başka pasaj seyircilerin arasında kadınların varlığı hakkında hem kanıt hem de karşı kanıt olabilir.  



Trygaios: Seyircilere biraz arpa tanesi (krithai) fırlat.  

Slave: tamam. 

Trygaios: Hala bitirmedin mi?  

Slave: Hermes adına, bitirdim. Ve arpa tanesi (krithe) almayan hiçbir seyirci 

kalmadı.  



Trygaios: Kadınların yok ama.  

Slave: Ama erkekler onlara bu gece biraz verir.  

Bu  pasaj  çoğunlukla  kadınların  kölenin  fırlattığı  arpa  tanelerinin  ulaşmadığı  theatron’un  arka 

sıralarında oturduğu biçiminde yorumlanır Ancak krithe (arpa tanesi) kelimesi argoda erkeklik organı 

anlamına da gelir ve pasaj şöyle de yorumlanabilir: 



Trygaios: Seyircilere biraz arpa tanesi (krithai) fırlat. 

                                                            

28

 Gorgias 502d. 



29

 Yasalar 658d. 

30

 Yasalar 658d.  




Yüklə 280,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə