15
Drama ve Dionysos
Olasılıkla “din” Antik Yunanlıların inançlarını ve ibadetlerini tanımlayan en iyi kelime değildir.
Günümüzde bu kelime organize edilmiş bir sistem, belirli ritüeller ve mezhepler, kutsal olma kuralları
veya o dinin gerekleri için kontrol listesi akla getirir. Antik dünyada “din” ve “felsefe” veya “ahlak”
veya “etik” arasında kesin çizgiler yoktu. Antik Yunanlılar tanrılarına asla kişisel bir suçluluk hissiyle
veya coşkun bir inanç veya alçakgönüllü biçimde ibadet etmediler, ancak onların mitlerinin tanrıları
evrenden insanlığın ötesini temsil ettiği için ölümlüleri kontrol edecek güçlerdi ve bu güçler insanın
ibadeti ve adaklarıyla etkilenebilirdi. Do ut des
19
prensibi tanrılara adakların ve kurbanların ardındaki
nedendi. Bunu Aeschylus’un Agamemnon oyununda Agamemnon’un ordusunu Truva’ya götürecek
rüzgârı almak için kızını kurban etmesinde açıkça görüyoruz. Trajik bir sonucu olsa da kurban etme
kabul edildi ve istek yerine getirildi. Bunun aksini Sophokles’in Oedipus Tyrannos oyununda
görüyoruz. 911–23 Bu oyunda Jokaste, oyunun ardını kontrol eden ışık ve bilgi tanrısı Apollo’ya bir
adakla girer ve Oedipus ve Thebes halkı için mutlu bir son ister. Bu kabul edilmeyen bir kurbandır ve
dua yanıtlanmaz.
Atina’da dramatik yarışmalar Dionysos festivalinin bir parçasıydı. Daha önce gördüğümüz gibi bu
yarışmalar Lenaia’da Ocak ayının sonunda ve Kent Dionysia’sında Mart sonu ve Nisan başında
gerçekleştirilirdi. Aristoteles’in bildirdiğine göre tragedya “dityramb gösterilerini gerçekleştirenler
tarafından”
20
geliştirildi ve Archilochos’un (700–650) mısralarından öğrendiğimize göre:
Tanrı Dionysos için dithyramb nasıl yapılır bilirim,
Aklım şarapla yanmış kavrulmuşken,
Dithyramb kesinlikle Dionysos ile ilişkilidir ve tragedyanın kökenini Dionysos ritüellerinde aramak
gelenek olmuştur. Satir oyunlarının ortaya çıkışı bazı kaynaklarda “Dionysos ile ilgisi yoktur” ifadesiyle
tanımlanırken, bazıl kaynaklarda Dionysos’un dramadaki yerini korumak olarak açıklanır.
Aristophanes’in kendisi Kurbağalar’da komedinin “atadan kalma Dionysos ritüellerinin” bir parçası
olduğunu iddia eder. Ancak burada Aristoteles’e ve sonraki diğer kaynaklara ne kadar inanılması
gerektiği belirsizdir, ancak M.Ö. dördüncü ve beşinci yüzyıllarda dramanın Dionysos festivalinin bir
parçası olarak gerçekleştirildiği ve M.Ö. dördüncü yüzyılda oyuncuların kendilerini “Dionysos
oyuncuları” olarak tanımladıklarını biliyoruz. İşte bu noktada bir dizi soru akla gelmektedir.
Dionysos ne tür bir tanrıydı ve neden dramayı himaye eden oldu?
Oyun yazarları, oyuncular ve seyirci dini bir ritüel ile uğraştıklarını mı düşündü?
Antik drama (özellikle tragedya) Ortaçağ Ahlak oyunlarının eşiti miydi?
Bu dramaların gerçek dini ritüellerle bir ilişkisi var mıydı?
Antik Yunan festivalleri tıpkı günümüzde Ramazan ayında İstanbul’da yapılan Feshane
etkinlikleri veya dini bayramlarda “kurulan bayram yerleri” gibi özünde “din dışı” olan
popüler eğlence için bir bahane miydi?
Antik Yunan dramasında “dini” olan bir şey var mıdır?
Antik Yunan dramasının Dionysos ile gerçek bir ilişkisi var mıdır?
“Dionysos” veya onun bir başka ismi “Bacchos” adı duyulunca ilk tepki şarap tanrısı ve sınırsız cümbüş
hayal etmektir. Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasında Pedrillo ve Osman gürültülü bir sarhoş
19
Almak için ver.
20
Aristoteles, Poetika, 1449a10.
16
şarkısı söyler: “Vivat Bacchus! Bacchus lebe, der den Wein erfand!”
21
. İşte bu şarkı Dionysos’a karşı
genel modern tutumu özetler. Ancak Dionysos şarap ve sınırsız cümbüş tanrısı olmaktan çok daha
fazlasıdır. Yaşamın yaratılmasında temel güçlerden biridir. Bakhalar’da Teiresias onu “yağmurun”
kaynağı, tarım tanrısı Demeter’in kuraklığının zıttı olarak tanımlar. Dionysos sıvı olan yaşam gücüdür,
sadece üzüm ve şarap değil ayrıca bütün bitkilerin ve hayvanların yaşama gücüdür. O büyüme ve
gençlik gücünün tanrısıdır.
Dionysos anlaşılması güç bir tanrıdır. Kökeni Bronz çağının başlangıcına kadar gider. Adı M.Ö.
1300’lerde Linear B tabletlerinde bulunmuştur. Homer onun Lykourgos ile karşılaşma öyküsünü
bilir
22
, ancak Dionysos sürekli Olimpia dünyasının dışında kalmıştır. Euripides’in Bakhalar oyununda
anlatılan Dionysos’un doğumunun standart versiyonunda, o kutsal bir babadan (Zeus) ve ölümlü bir
prensesten (Thebe’li Semele) doğmuştur. Böyle bir tanrı ve insan yavrusu Perseus, Helen veya
Herakles gibi genellikle insan kahraman olur. Ancak Dionysos iki kere doğmuştur. Semele, Zeus’un
yıldırımıyla helak edilmiş ve embriyo altı aylıkken annesinin rahminden alınarak, Zeus’un uyluğuna
yerleştirilmiş, üç ay sonra doğmuştur. Bu durum bilgelikle ilişkilendirilen Athene’nin Zeus’un
kafasından ve bereket tanrısı Dionysos’un ise cinsel organlarından doğmasıyla karşılaştırılabilir.
Babası Zeus olan ve Zeus tarafından doğrulan Dionysos’un kendisi de böylece tanrı olur, ancak
mitolojisi sürekli tekrarlanan bir kabul görme ihtiyacı öyküsüdür. Dionysos’un varlığı Zeus’un kıskanç
karısı Hera’dan saklanır. Hera genç tanrıyı delirtecek ve Antik Yunan dünyasının çok ötesinde yerlere
gönderecektir. Dionysos Yunanistan’a Doğu’dan gelir ve doğulu inananları da onu izler. O insanlığa
yeni ritüeller getiren yeni bir tanrı olarak yerini hazırlamalıdır.
Kusursuz bir soydan gelen geleneksel bir Antik Yunan tanrısı olmasına rağmen, Dionysos neredeyse
her zaman Doğu’dan gelen bir yabancı gibi görülür. “Dionysos” adı Antik Yunanca “Dio‐” (Zeus’un
kökü) ve inananlarının Bakhalar’da söylediği gibi doğudaki Nysa dağıyla ilişkili olabilecek nysos
kelimelerinden gelmiş olabilir. Thyrsos ise Hititçe şarap anlamına gelen “tuwarsa” kelimesiyle
ilişkilidir ve diğer adı Bacchos ise Lidya dilince “bakivali” kelimesiyle ilişkilidir. Böylece Dionysos’u bir
yere kadar Antik Yunan kimliğinden uzaklaştıran bir farklılık vardır.
Dionysos kafa karıştırıcı bir tanrıdır. Kolayca yerine yerleştirilemez. Sıklıkla Apollo’nun karşısına
konulur. Bunların en önemlisi Nietzsche’in Apollon’un (düzen, yapı, ışık ve zeka) karşı tezi olarak
Dionysos’u (kaos, karanlık, duygu ve içgüdü) yerleştirmesi gösterilebilir. Dionysos değişim ve biçim
değiştirme ile özdeşleştirilir. O sınırları yıkan bir tanrıdır (genç/yaşlı, erkek/kadın, insan/hayvan,
duygu/zeka), normları yıkar, kadınları kentlerden dağlara sürer (Bakhalar’da) ve kentin kalbine
kendisinin vahşiliğini ve vahşi takipçilerini getirir. Hayvanlara benzetilir. Bakhalar’da esrik Pentheus
onu boğa olarak görür ve sanat eserlerinde sıklıkla panter veya leoparla birlikte gösterilir. Dionysos ile
karşılaşan ve ona karşı duranlar kendilerini hayvan kisvesinde bulur. Ona inananlara maenads (“çılgın
kadınlar”) adı verilir ve buzağı derisinden giysi giyip, thyrsos
23
taşırlar. Yarı insan, yarı hayvan olan
erkek satirler az ya da çok insandır. Dionysos’a tapınanlar daha vahşi kutlamalarda boğazlarına kadar
şarap içmiş ve grup atmosferinden sarhoş olmuş biçimde dağların yamaçlarında koşar (oreibasia),
avları yakalar ve paralar (sparagmos) ve çiğ etlerini yerler (omophagia). Bakhalar’da haberci
dağlardaki kadınları hem uyum hem de doğanın kontrolünde tasvir eder. Kadınlar vahşi hayvan
yavrularına bakar, thyrsoi ile topraktan onlara bal ve süt çıkarırlar.
21
Selam sana Bacchos, çok yaşa Bacchos, şarabı bulan Bacchos!
22
Iliad 6.130–40
23
Sarmaşık uçlu dal.