Microsoft Word Esas metin 1-82. doc



Yüklə 0,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/25
tarix06.10.2018
ölçüsü0,65 Mb.
#72677
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   25

 

17 


“Öyküde Şiirsellik Boyutu Üzerine” başlıklı makalesinde Aysu Erden, “gerek 

öykü[yü] gerekse şiir[i] dar alanlara sıkıştırılmış az sayıda sözcükle yoğun anlamlar 

aktarma gücüne sahip olan yazınsal iletişim araçları” olarak kabul eder (68).  J. E. 

Miller ve B. Slote’a gönderme yaparak, öykünün üç önemli belirleyici unsurunun 

“kısalık, yoğunluk ve birlik” olduğunun altını çizer ve “yoğunluk” ilkesini “öyküyü 

şiire yaklaştıran en önemli işaret” olarak gösterir.  Erden’e göre “gerek lirik 

şiirde[ki], gerekse öyküde[ki] anlam yoğunluğu, doku zenginliği [ve] biçim sıkılığı” 

kayda değer bir etkileşimin göstergeleridir.  Tıpkı şiirdeki gibi “bir öyküde her satır, 

her sözcük, her hareket, hatta yapının kendisi bile ikili bir anlam taşıyabilir” (68).   

İzlenimci öykücüler arasında adı geçen Elizabeth Bowen, “kısa öykü, geçerli 

merkezi bir duyguya ve lirik şiirin içsel kendiliğindenliğine sahip olmalıdır” der 

(alıntılayan Demirtürk, “Kısa Öykü Estetiğine Kuramsal Yaklaşım” 834).  

Okuyucuya düşen görev, kimilerince “kısa öykü estetiğinin özü” olarak kabul edilen 

bu “sözdizimsel ritmi” algılayabilmesi ve çözümleyebilmesidir (835).  Aysu 

Erden’in “şiirsellik kıstasları” bu konuda bize yardımcı olabilir.  “Sanatsal ve 

deneysel” yollara açık özgün dil kullanımları, “sözlük anlamlarının ötesinde 

simgesel, imgesel ve çağrışımsal anlamlara gönderimde bulun[an]” sözcük ve sözcük 

öbekleri, söz sanatları, sapmalar ve öncelemeler, devrik cümleler, soruyla biten ya da 

yarım bırakılan tümceler, Erden’e göre, “şiirsellik boyutu” taşıyan metinlere 

yakıştırılan başlıca özelliklerdir ( “Öyküde Şiirsellik Boyutu Üzerine” 84-85).   

Kısa öyküde izlenimcilik ve şiirsellik üzerine verilen bu kısa bilgiler, Tomris 

Uyar’ın 1965’lerden 1980’lere kadar olan öykü anlayışında bize ışık tutacaktır.  

Toplumsal güncelliği belirlemek amacıyla öykülerden seçilen alıntılar 

değerlendirilirken bu özellikler aklımızda bulunmalıdır. 

 



 

18 


A.  İpek ve Bakır 

 

 Tomris 



Uyar’ın 1965-70 yılları arasında yazdığı öyküleri kapsayan bu ilk 

kitapta yazarın öykücülüğünün temellerini sağlam attığı Füsun Akatlı, Selim İleri, 

Mehmet Kaplan gibi eleştirmenlerce kabul edilmiştir.  Yazarın, üç ayrı bölümde 

sunulan on yedi öyküsünün okuyucuda bıraktığı ortak izlenim, Akatlı’nın “Tomris 

Uyar’ın Öykü Dünyası” başlıklı yazısında dediği gibi, (kendi deyişiyle belki “modası 

geçmiş” bir değerlendirmeyle) hepsinin “yaşanmış gibi” olmasıdır (29). 

 

İpek ve Bakır’da sıradan insanların gündelik hayatından sahneler sunan 

öyküler yer alır.  Yine de seçilen karakterler, bir yanlarıyla yalnız kalmışlardır; genel 

gidişatın bir şekilde dışındadırlar.  “Ayrıntıların onca ayıklanarak ve bütüne 

götürecek anayoldan titizlikle seçilerek büyüteç altına konmasıyla; bir tablodan 

alınan ‘detay’ın tablonun bütününü gördüğümüzde edindiğimiz izlenimi [. . .] bizde 

bilinçli hale getirmesi gibi” ( Akatlı, “Tomris Uyar’ın Öykü Dünyası” 28), Tomris 

Uyar, öykü kişilerini ve dolayısıyla okuyucularını, Koçak’ın deyişiyle, “tecelli”ye 

eriştirir.   

 Frank 

O’Connor 



şöyle diyor: 

En kendine özgü biçiminde kısa öykü, insan yalnızlığının derinliğini 

kavramıştır; bir kahraman yerine batık bir ülkenin insanlarını konu 

eder: Gogol’un memurları, Turgenev’in köylüleri, Maupassant’ın 

fahişeleri, Çehov’un doktorları ve öğretmenleri, Sherwood 

Anderson’un taşralıları gibi bu insanların hepsi kaçıp kurtulma düşleri 

beslemektedir.  (Alıntılayan Özer 1160) 

Tomris Uyar’ın uyumsuz kişileri de böyledir.  Akatlı’nın deyişiyle “can alıcı 

‘zum’lar” (“Tomris Uyar’ın Öykü Dünyası” 28) aracılığıyla hayatın kıskaçlarında 

yakalanan sıradan ve mutsuz insanların öyküleridir İpek ve Bakır’da anlatılan. 




 

19 


 

“Çiçek Dirilticileri” ve “Temmuz”da büyüklerin yapmacıklı yalan dünyasına 

girmemekte direnen çocuk karakterler; “Kuytuda”, “bir şeylerin dışında”(İpek ve 

Bakır 25) kaldığını bilen bir ihtiyar; “Rüzgarı Düşün”de umut arayan bir saralı; 

olayların, düğünlerin, derneklerin akışında sessizliğiyle göz dolduran “Mazi 

Kalbimde Bir Yaradır”ın Terzi Nevin’i, yorgun gündelikçisi İkbal, okumuş ama 

sonunda pazarcı olmayı seçmiş Nuri’si; köyden büyük kente göç etmiş bir kapıcı 

ailesinin kekliğe tutkun kızları “Ovasız” Hatçe, kendi küçük hikayelerinde hayatın 

dışında kalmışlıklarıyla sivrilirler. 

 Kitabın ilk öyküsü “Çiçek Dirilticileri”nin “okula gelecek yıl başlayacak” 

olan Şükrüye’si annesinin katılmadığı ve güya ondan habersizce yapılan babaanne 

ziyaretlerinin birinin ertesinde artık yalan söyleyemez olur.  Her Pazar gününün 

ardından anneye yapılan açıklamalara, hatta babasıyla kendisini daha bir 

yakınlaştıran “film güzeldi” (10) oyununa daha fazla katılmak ve katlanmak istemez.  

Öykünün akışı içinde aile içindeki bu kopukluğun sebebinin kendi halinde emekçi bir 

ailenin oğlunun tüccar kızıyla evlenmesi olduğu imâ edilir.  Olaylar, düşünceler, 

izlenimler, Lale Demirtürk’ün “Çağdaş Kısa Öykü Kuramı Açısından Bir Uygulama: 

Tomris Uyar’ın ‘Çiçek Dirilticileri” başlıklı makalesinde dediği gibi, Şükrüye’nin 

“penceresinden” (15) sunulur okuyucuya.  Şükrüye annesinden çok babasının kızıdır.  

Annenin süsünde püsünde ev halleri, babanın kulağının arkasına yerleştirdiği kontrol 

kalemli duruşunun yanında sönük ve sinir bozucu kalır doğal olarak.  Babaannenin 

“yeşil çiçekli fincanları” (“Çiçek Dirilticileri” 15), o evin “taşlığın dört yanındaki 

çiçekler[i]” (10), o gün bir tesadüf sonucu babasının yıllardır küs olduğu ve daha 

önce hiç görmediği dedesiyle tanışması, üstelik dedesinin “rozet satıcılığı gibi” (13), 

“sabun köpüğü üfleyiciliği gibi!”, “kulunç çıkarıcılığı gibi”, “vazo dolaştırıcılığı 

gibi” (14) “ayrıntıcı” mesleklerden olan bir “çiçek dirilticisi” çıkması (14), küçük 



Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə