Microsoft Word KÜLTÜr evreni 24. sayı. doc



Yüklə 440,68 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə1/7
tarix14.07.2018
ölçüsü440,68 Kb.
#55615
  1   2   3   4   5   6   7


Kültür Evreni-Unıverse Culture-Мир Культуры / Yıl-Year-Год 2015 / Sayı-Number-Число 24 

 

106 



 

 

NAZIM HİKMET’İN ŞİİRLERİNDE ÖZEL ADLAR 

 

PROPER NOUNS IN NAZIM HIKMET’S POETRY 

 

СОБСТВЕННЫЕ ИМЕНА В СТИХОТВОРЕНИЯХ НАЗИМА 

ХИКМЕТА 

 

 

Turan HÜSEYNOVA 

*

 

 

 

Öz 

Makalede, Nazım Hikmet’in şiirlerinde kullandığı özel adlar, ya alındığı dildeki ya da 

Türkçedeki yazım biçimleriyle tespit edilmiştir. Bu özel adların onomastik birimler olarak 

veri tapanı oluşturulmuştur. ‘Dünya, vatan, yurttaşlık, barış, hoşgörü, adalet, hasret, acı, 

sevgi ve merhamet’ gibi kavramların çok büyük bir algılama gücüyle açıklandığı 

gösterilmiş ve bu süreçte yabancı ve Türkçe kökenli adların özel metin kurucu işaretler 

yerine kullanıldığından söz edilmiştir.      

 Anahtar Kelimeler: Nazım Hikmet, onomastik, lengüistik, şiir, özel, işaret, ad  

 

Abstract 

 In the article, the proper nouns which Nazım Hikmet uses in his poems are identified 

with writing forms either in the language they are taken from or in Turkish. The database of 

these proper nouns is created as onomastics units. It is indicated that the concepts like 

world, homeland, citizenship, peace, tolerance, justice, longing, sorrow, love, and 

compassion are explained with great power of sense, and it is mentioned that foreign and 

Turkish-origin nouns are used in place of special text builder signs in this process. 



Keywords: Nazım Hikmet, onomastics, linguistic, poetry, proper, sign, noun  

 

 



Giriş  

Ad bilimi veya ‘Onomastik’ [Yunan. onomastik (téchnē) ad verme kültürü] adlı lengü-

istik fennin bölümlerinde, özel adların tarihi, kökeni, dildeki gelişim ve kullanım özellikleri 

araştırılmaktadır (LES 1990:346-347). Bunların içerisinde kişi adlarının (antroponimlerin) 

ele alındığı “anthroponomy” (Karahan 2008:2), en temel bölüm olarak seçilmektedir 

(Stariçenok 2008: 386). Bunun yanı sıra, ‘Onomastik’te etnik azınlıkların, milletlerin, halk-

ların vb. adları (etnonimler), hayvanların gerçek ve takma adları (zoonimler), astronomi ve 

                                                 

*

Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nesimi Dilcilik Enstitüsü Türk Dilleri Şubesi Araştırma 



görevlisi. Bakü/AZERBAYCAN  

 



Kültür Evreni-Unıverse Culture-Мир Культуры / Yıl-Year-Год 2015 / Sayı-Number-Число 24 

 

107 

uzay varlıklarının adları (astronimler) ve yer adları (toponimler) da incelenmektedir. Yer 

adlarının içerisinde ise ‘deniz, göl, çay, koy’ vb. su havzalarının adları (hidronimler), yerle-

şim birimlerinin veya şehir, kasaba, köy (oykonimler) ve dağ adları (oronimler) birer bölüm 

olarak ele alınmaktadır. Onomastik fenni; tarih, coğrafya, jeoloji, etnografya, arkeoloji, 

edebiyat bilimi, astronomi, demografi, semiyotik ve diğer bilimlerle bağlantılı olduğundan 

(Stariçenok 2008: 386) özel adlar da herhangi bir dilde psikolojik, sosyolojik, etimolojik 

boyutlarıyla ve tarih, coğrafya, edebiyat bilgisi verileriyle tanımlanabilmektedir. Bu adlar; 

‘kişi, halk, millet, mit, şehir, ülke, nehir, göl, dağ, gezegen, yıldız’ vb. çeşitli olguları, lek-

sikolojik düzeyde semiyotik göstergeler olarak işaretlemektedir. Bundan dolayı, onların bir 

yandan leksik bir birim olarak fonetik, fonolojik, morfolojik, kelime yapımı ve etimolojik 

özellikleriyle ele alınması, öte yandan ise semiyotik bir gösterge niteliğinde “sentaktik, 

semantik ve pragmatik” (Pierce 1983:151-210; Morris 1983: 37-89; Erkman-Akerson 2005: 

93-116; Veyselli 2010: 222; 322) yönleriyle incelenmesi gerekmektedir. Uygulamalı Ono-

mastik’te ise, özel adların transkripsiyonu ve transliterasyonu, tercüme edilen ve edilmeyen 

geleneksel adların telaffuzuna ve imlasına göre kurulması, başka dillerdeki özel adlardan 

türemiş yabancı isimlerin ifade edilmesi ve yeri geldiğinde değiştirilmesi için yönergelerin 

düzenlenmesi çalışmaları yapılmaktadır (LES 1990:347). Makalede, Nazım Hikmet’in 

1916 yılından hayatının sonuna, yani 1963’e kadar yazdığı 441 şiiri incelenmiş, metinler 

arası bağlamda onomastik birimlerden ibaret olan bir lengüistik veri tabanı oluşturulmuş ve 

şiirlerinde en çok kullandığı özel adlar belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, Türkiye Türkçesin-

deki özgün-geleneksel imlalarıyla ve Rusça yazım şekilleriyle söz konusu şiirlerde yer alan 

özel adlar, belli bir filolojik-lengüistik incelenmeye de tabi tutulmuştur.  

 

 

1. Şair, Oyun Yazarı ve Nasir 



Kendini “sıradan bir Türk şairi” olarak değerlendiren Nazım Hikmet bütün dünyayı, 

aynı zamanda vatanını barış içinde görmeyi dilemiştir. İnsanların adına, ırkına, milliyetine, 

yaşadığı coğrafyaya bakmaksızın vatanı uğruna dövüşen herhangi bir halka karşı içinde bir 

sevgi duymuş ve her mısrasında bunu yansıtmaya çalışmıştır. Şiirleri o kadar renklidir ki

Doğu-Batı ve Güney-Kuzey demeden bütün farklı dünyalardan her şiirinde bir iz bulun-

maktadır. Ne var ki, bu topraklarda çoğu zaman acı gördü, hasret yaşadı, korku duydu ama 

bunları şiirleriyle bizlere örnek olarak göstermeyi de başardı. Bazen uzun süre sevda şiirleri 

yazmadı. Kendi söylediği gibi “yürek” kelimesini bile kullanmadı. Zamanla değişen haya-

tını, Moskova’dan geri dönüşünde hapishanede geçirdiği günlerini şiirlerinde gördük. Onun 

şiirlerinde mahpus olmayan biri kendini mahpus, âşık olmayan biri âşık hissedir. Acı çek-

meyen biri acıyı, vatan, evlat hasreti duymayan biri hasretin ne olduğunu onun şiirlerinden 

öğrendi. Şair kendi hatıralarının birinde şöyle yazar: “Ben hem yalnız kendimden bahseden 



şiirler yazmak istiyorum, hem bir tek insana, hem de milyonlara seslenen şiirler. Hem tek 

elmadan, hem sürülen topraktan, hem zindandan dönen insanın ruhundan, hem kitlelerin 

daha güzel günler için savaşından, hem bir tek insanın sevda kederlerinden bahseden şiir-

ler yazmak istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan bahseden şiir-

ler yazmak istiyorum”(Hikmet 1967: 23). Şairin içindeki bu istekler, bizlere onun şiirlerinin 

ne kadar çeşitli ve renkli olduğunu göstermektedir. Onun en geniş bibliyografisi veya bütün 

yaşadıkları öncelikle şiirlerinde, aynı zamanda nesrinde ve sahne eserlerinde de anlatılmış-

tır.  Buna bağlı olarak ünlü Rus şairi Konstantin Simonov “Nazım Hikmet nasir olarak 



istidatlı, bir oyun yazarı olarak mükemmel, şair olarak ise çok büyüktür” diye söylemiştir  

(Simonov 1983:7). Şairin tüm hayatını aktardığı şiirlerinde ele aldığı farklı temalar, şimdi 




Yüklə 440,68 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə