197
gelmesine ve paralellikler kurulup Türkiye’deki kardeşlerimizin rencide
edilmesine yol açmayalım. Bu çok önemli bir hassasiyet.
412
Kuzey Irak hassasiyetinin Kuzey Irak’tan ibaret olmadığı, bu bölgedeki gelişmelerin
Türkiye’de sancılar doğuracağı ve içerideki ve dışarıdakileri yeniden muhasebe
zeminine taşımak gerektiği üzerinde durulmuş, ancak burada “güç kullanma”
boyutundan çok öte açılımlara ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.
Türkiye’nin de gerek kanaat önderleri gerekse yönetim planında, gerek
sınırlarımız içinde gerekse bölgesel planda akraba halkların birbirlerine
karşı dış provokasyonlardan korunmaları ve barış içinde yaşamaları için
her gayreti göstermesi artık kaçınılmaz olmuştur. Bölgedeki
kardeşlikleri tahrip edecek her davranış bölgedeki her halka ihanettir.
413
Irak’ın Erbil kentinde 3 Mart’ta gerçekleştirilen gösteride Türkiye aleyhine
sloganların atılması ve Türk bayrağının yakılması hadisesi ABD’nin bir
provokasyonu olduğu hem Türkiye’yi bölgeye çekmeyi amaçladığı hem de Kürtleri
bir Amerikan- ngiliz oyununun içine çektiği şeklinde değerlendirilmiştir. Tüm bu
gelişmeler provokatif eylemler olarak değerlendirilmiş ve Türkiye’nin tezkereyi
tekrar meclise getirip geçirmesinin Kuzey Irak’ta oluşacak veya oluşturulacak bir
Kürt birimini engellemesinin çok zor olduğu ve buna yetecek aracının da olmadığı
Türk askerinin Kuzey Irak’a girip girmemesinin ABD’nin bu tür bir iradesi
karşısında çok şey ifade etmeyeceği öne sürülmüştür. Bununla birlikte Türkiye’nin
kendi sınırları dışında bir bölgede bir etnik grup merkezli siyasi merkez oluşumuna
412
Ahmet Taşgetiren, Petrol, Su ve Kuzey Irak, Yeni Şafak, 1 Mart.
413
Ahmet Taşgetiren, Erbil’deki Kışkırtma, Yeni Şafak, 4 Mart, 2003.
198
itiraz etmesi ve buna askeri yollarla müdahale etmeye kalkışması, uluslararası
sahada ve mevcut güçler dengesinde siyasi ve ahlâkî hiçbir meşruiyet unsuru
barındırmadığı, böyle bir durumun Türkiye’yi iyice zora ve yalnızlığa iteceği öne
sürülmüştür. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta müdahil olmasının sebebi, Kuzey Irak’ta
oluşacak bir Kürt devletinin Güneydoğu’yu karıştıracağı inancına dayandığı, ancak
Türkiye’nin kendi içinde çözmeye yeltenmediği, çözemediği bir sorunu ya da baskı
politikalarıyla dindirdiği bir meseleyi bir sınır meselesi olarak ilan etmesinin yanlış
olduğu, buna kalıcı ve barışçıl bir çözümün bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Türk parlamentosunu ikna etmek için Kuzey Irak’ta CIA’nın yaptığı
iddia edilen provokasyonlar sonucu Türk bayraklarının yakılmasını çok
dikkatli okumak lazımdır. Bölgede bir Türk-Kürt savaşı görmek
istemiyoruz. Türkler ve Kürtler kardeş olup bütün işgal ordularına karşı
Kurtuluş Savaşını beraber yapmışlardır. Bu birlikteliğin bozulmasına
müsaade etmemeliyiz.
414
Denilerek dikkatli olunması gerektiği ifade edilmiştir.
4. Muhafazakâr Basında Haber ve Yorumların Dilsel Özellikleri
Muhafazakâr basın tezkere sürecinde liberal basının aksine tezkere karşıtı bir tutum
içinde olmuş ABD ve savaş aleyhtarı bir tutum sergilemiştir. Tezkere ve savaş
karşıtı eylemler ve görüşler ön plana çıkarılarak sunulmuştur. Liberal basında ABD
Türkiye’nin müttefiki ve stratejik ortağı olarak ele alınıp olumlanırken, muhafazakâr
basın bunun tam tersi bir politika izlemiştir. Muhafazakâr basında ABD saldırgan,
uluslararası hukuku tanımayan, zalim, işgalci bir ülke olarak ele alınırken Irak
414
Ömer Korkmaz, 1 Mart Sivil Kuvvetler Zaferi, Milli Gazete, 7 Mart, 2003.
199
bunun karşı tarafında yer alan mazlum, işgal edilmek istenen, BM kararlarına
uymaya çalışan bir ülke olarak ele alınmıştır. Kuzey Irak Türkiye için potansiyel
bir tehlike olurken burada zaman zaman gerçekleşen olaylar ABD ve srail
provokasyonu şeklinde değerlendirilmektedir.
a. Aktör Tanımı
Haber Aktörleri
M. Basın
Haber Aktörleri
M. Basın
ABD/Bush
24
Meclis Başkanı
2
AKP
2
Başbakan
1
MGK/Genelkurmay Bşk.
2
CHP/Deniz Baykal
2
Recep Tayip Erdoğan
4
Barış yanlıları
13
Hükümet
7
Meclis
4
Tezkere
6
BM
5
Irak/Saddam
14
srail
3
Kürtler/Barzani
7
Diğer
10
ngiltere
3
Muhafazakâr basın tezkere sürecinde tamamıyla tezkere karşıtı bir politika izlemiş
ve Türkiye’nin ulusal çıkarları konusunda izlemiş olduğu politikaya uygun olarak
haber aktörlerine yer vermiştir. Muhafazakâr basının bu süreçteki politikası liberal
basının aksine ABD ve Tezkere karşıtı bir politika olduğu için ABD ve Başkanı
George Bush negatif olarak en sık yer alan haber aktörleri olmuştur. Liberal basında
ABD ve müttefikleri olumlanırken, Kuzey Irak ve Kürtler olumsuzlanmaktadır.
Muhafazakâr basında ise haber ve yorumlarda daha çok ABD’nin ve Bush’un
Ortadoğu hakkındaki gizli amaçlarından bahsedilmiştir. Bunun karşısında ise Irak ve
Saddam Hüseyin en sık vurgu alan ikinci haber aktörü olmuştur. Haber ve
yorumlarda Irak’ın kimyasal silah sahibi olmadığı ve Saddam Hüseyin’in de
Dostları ilə paylaş: |