235
basında ise Türkiye’nin demografik yapısı nedeniyle bu savaştan etkileneceği, ancak
bu savaşın çirkin bir savaş olduğunu açıklamaya çalışmıştır. Sol basın ise savaşın
ABD’nin güç politikasının bir sonucu olduğunu, tezkerenin kabul edilmesi
durumunda Türkiye’nin işgal edilmiş olacağını açıklamaya çalışmıştır.
“Türkiye’de yabancı asker bulundurulmasına ilişkin tezkerenin TBMM’de kabulü
durumunda Türkiye’nin limanları, hava alanları, demiryolları, hava sahası ve
toprakları ABD askerinin kullanımına açılacak.”
502
“ABD amansız yaşam kavgası
için gerekli erkekçe nitelikleri ancak savaşarak elde edebiliriz diyen güç
politikasının savunucularından eski başkanı Thedore Roosevelt’i izliyor.”
503
Yurttaşların %83’ü Amerikan Askeri stemiyor
Liberal basında sayı oyunlarına daha çok askeri kapasitelerdeki sayısal ve teknolojik
verilere vurgu yapmak amacıyla başvurulurken, sol basın da muhafazakâr basın gibi
sayı oyunlarına daha çok savaş karşıtlarının oranı, savaşa verilen kamuoyu
desteğinin azlığını vurgulamak için başvurmuştur. Sol basın böylece güvenirliğini
arttırmaya çalışmıştır.
“Türk halkının % 85’i savaşa karşı. Sonar’ın araştırmasına göre yurttaşların % 83’ü
ülkede Amerikan askeri istemiyor. 18 ilde 1697 kişiyle görüşülerek yapılan ankete
göre Türkiye’nin Irak savaşından zararlı çıkacağını düşünenlerin oranı % 78.37.
Katılanların % 88’i ‘TSK sadece sınırlarımı korumalıdır’ dedi.”
504
502
Cumhuriyet, Tüm Olanaklar ABD’ye Açılıyor, 26 Şubat, 2003.
503
Zekeriya Temizel, Güç Politikası Hortladı, Cumhuriyet, 28 Şubat, 2003.
504
Cumhuriyet, 1 Mart, 2003.
236
c. Karşılaştırma “Bağımsız Türkiye’nin Geçmişi”
Sol basın, liberal ve muhafazakâr basın gibi görüşlerini yaygınlaştırırken sıklıkla
karşılaştırmalara başvurmaktadır. Sol basın en çok tarihi karşılaştırmalara
başvurmuştur. Sol basın muhafazakâr basın gibi tarihsel olaylarla karşılaştırmalar
yaparken Türkiye’nin bu savaşın dışında kalması gerektiği, bu savaşın çirkin bir
savaş olduğu, ulusal çıkarlarının bu savaşta taraf olmamasını gerektirdiğini öne
sürmüştür. Türkiye’nin ulusal çıkarlarının ABD’nin bu savaşına destek vermemekte
ve ABD askerlerini Türkiye’ye kabul etmemekte olduğu ileri sürülmüştür. Liberal
basında ise Türkiye’nin bu savaşın dışında kalması durumunda, güvenliğini
tehlikeye düşüreceği ve bölgesel bir güç olamayacağı yönünde daha çok tarihsel
karşılaştırmalara başvurmuştur.
“Tezkerenin kabulüyle Türkiye I. Dünya Savaşından bu yana en kapsamlı askeri
gücü kendi rızasıyla topraklarına kabul etmiş olacak.”
505
“Ülkemiz topraklarına
yabancı askerler girecek, limanlarımız, hava alanlarımız, kent ve kasabalarımız
‘işgal’ edilecek. Sanki yıllarca yıl geriye gitmişiz. Savaşlarda yenilmişiz,
topraklarımız işgal edilmiş. Ordumuz, donanmamız, yabancı ellere geçmiş. ş
başındakiler satılmış. Aydınlarımızın bir bölümü ihanet yolunda.”
506
“Atatürk’ün dış
politikası: Mustafa Kemal Atatürk’ün en duyarlı olduğu konu bağımsızlıktır.
Atatürk’ün Türkiye’si bugün ABD askerlerince işgal altındadır. 60-70 bin asker 6 ay
Türkiye topraklarında kalacaktır. şte 1930’ların Türkiye’si, işte 2003’lerin
Türkiye’si.”
507
“Tezkerenin Bakanlar Kurulunda imzalanması, bize, Sevr
antlaşmasının imzalanması için padişahı şahanelerinin riyasetinde sarayda yapılan
505
Cumhuriyet, Tüm Olanaklar ABD’ye Açılıyor, 26 Şubat, 2003.
506
Oktay Akbal, Gaflet, Dalalet, Hıyanet, Cumhuriyet, 25 Şubat, 2003.
507
Hikmet Çetinkaya, Atatürk’ün Dış Politikası, Cumhuriyet, 1 Mart, 2003.
237
toplantıyı anımsattı. Bugün ‘bertaraf’ edilmek kaygısıyla ABD’nin dayatmalarına
boyun eğenler ‘kendilerinin’ bertaraf edilmemeleri için Türkiye’nin ‘bertaraf’
edilmesine imza koyduklarının bilincinde olmalıdırlar.”
508
d. Kurbanlaştırma “Yoksulluk Sınırında Yaşayan nsanlarımız”
Liberal basında kurbanlaştırmaya gidilmezken, muhafazakâr basında kurban
konumuna mazlum Iraklı Müslümanlar yerleştirilmiştir. Bu amaçla muhafazakâr
basında Türkiye’nin böyle bir zulme ortak olmaması gerektiği savunulmuştur. Sol
basın da dramatikleştirme ve insancıllık temalarına başvurarak savaşın haksızlığını
ve Türkiye’nin bu haksız savaşta yer almamasını, ABD askerlerini ülkesine kabul
etmemesini savunmuştur. Muhtemel bir savaşta zarar görecek ülkelerden birinin de
aslında Türkiye olduğu özellikle de tehditlerle bağdaştırıldığında, tehdidin kurbanı
konumuna Türkiye’nin yerleştirilmesi söz konusu olmaktadır.
“Ulusal onuru bir yana bırakalım. Irak operasyonunda yardakçılık, destekçilik,
Türkiye’nin başına politik, ekonomik sorunlar açacak. Yoksulluk sınırında yaşayan
insanlarımızı daha da zor duruma düşürecektir. ‘Borçluyuz, elimiz bağlı’
kandırmasına, ayartmasına lütfen kapılmayalım.”
509
“Bugün TBMM’deki AKP
milletvekilleri tezkere konusunda karar verirken aslında Türkiye’nin ve bölgenin
‘işgal’ini kabul ya da reddedecekler.”
510
508
Muzaffer lhan Erdost, Tezkere ve Harita, Cumhuriyet, 1 Mart, 2003.
509
Öztin Akgüç, Borçluyuz Boynumuz Eğri Mantığı, Cumhuriyet, 28 Şubat, 2003.
510
Şükrü Sina Gürel, Vesika, Cumhuriyet, 1 Mart, 2003.
Dostları ilə paylaş: |