Metin Arıkan
18
yönü babasının şiirlerinden, sevgi-aşk yönünü de amcası Şirnepes’ten aldığını ifade etmiştir.
2
Şair, şiirle
ve kitapla tanışmasını şöyle anlatır: “Annem benim için dürüstlüğün, sadeliğin örneği olmuştu. Babam ise
dürüstlük, açık gönüllülük, sadelik gibi özelliklerle şiir yazmayı seven bir insandı… Onun iki dolap
dolusu eski kitabı vardı. Okumayı çok severdi. Elindeki kitapları akşamları bize okurdu… Babamın
kitaba karşı olan sevgisi, farkında olmadan beni de etkiledi. lkokul üçüncü sınıfta okurken okulumuzun
fakir kütüphanesindeki kitapların hepsini okuyup bitirmiştim”.
3
lk şiirlerini 1939 yılında “Kolhozçı Sesi” gazetesinde yayımlatır.
lk şiiri “Gızıl Goşun”dır (Kızıl
Ordu) ve bunu yazdığında o henüz 10 yaşındadır.
“Kolhozçı Sesi” ile aynı dönemde “Mıdam Tayyar”
(Daima Hazır) gazetesinde, 1940’da “Tokmak” dergisinde, 1941’de “Yaş Kommunist” (Genç Komünist)
gazetesinde şiirleri yayımlanır.
1942 yılında köy ortaokulunu tamamlar ve babasının vefatından sonra
ailesi ile Tecen iline taşınır. 1945–46 yıllarında Tecen nehri yanında kurulmakta olan barajın inşaatında
çalıştığı sıralar, “Zarpçı” ve “Tecengurluşık” (Tecen nşaat) adlı ilçe gazetelerinde sorumlu sekreter
olarak çalışır.
4
1949–52 yıllarında önce Odessa, sonra ise Aşkabat’ta askerliğini tamamladıktan sonra,
“Sovyet
Edebiyatı” dergisinde çalışmaya başlar ve aynı dergide redaktör olur.
5
Askerdeyken de yazmaya devam
eden şairin 1951 yılında “Güycümin Gözbaşı” (
Gücümün Kaynağı)
adlı ilk eseri yayımlanır.
Bu eser bazı
eksikliklerine rağmen Türkmen edebiyatına yeni bir zihnin katıldığını duyurmuş olması bakımından
önemlidir. Bu eserinden sonra 1953 yılında ikinci şiiri kitabı “Soldat Yüreği”ni (Asker Yüreği)
yayımlatan şairin bu kitabındaki şiirler savaş yıllarıyla ilgilidir.
Türkmenistan Yazarlar Birliği başkan
yardımcılığı görevine getirildiği yıllarda Türkmen
Devlet Üniversitesi’nde ikinci öğretimde de öğrenim
görmektedir.
6
1956–1966 yılları arasındaki dönemin çağdaş Türkmen şiirinin parlak dönemlerinden biri
olduğunu ve bu dönemdeki şiirlerde deyimlere, atasözlerine geniş yer verilmesi ve çeşitli söz sanatlarının
kullanılmasının Türkmen Türkçesinin işleyişine de katkıda bulunduğunu ifade eden Gurbandurdı
Geldiyev bu dönemi bir yazısında şöyle anlatmaktadır: “Siyasi imajı ve çizgileri birinci planda tutan,
sadece şekilde millîliğe dokunmayan ve özde millî renkleri solduran rejim, bu yıllarda biraz
yumuşamıştır. Dönemin şairleri rejimin ya da rejimin tepesindeki adamın anlatıldığı kuru şiirlerden
kısmen kurtulup, yaşadıkları ülkenin dokularını, halkın gönlündeki zenginliği ve inceliği duyarlı bir
sembolizmle şiirleştirme fırsatı bulmuşlardır.”
7
Kerim Gurbannepesov, 1958’de yayınlanan “Goşgular ve Poema” (Şiirler ve Manzume) kitabı ve
1960’da çıkan “Taymaz Baba” (Taymaz Dede) manzumesi ile ününe ün katar.
“Taymaz Baba” Türkmen
halkının o dönemdeki duygu, düşünce ve içinde bulundukları durumu başarılı bir şekilde temsil etmiş,
şair için de dönüm noktası olmuştur.
8
Şair, 1961’de yazdığı “Ata ve Oğul” manzumesi ile de yankı uyandırır. 1962 yılında 2.Dünya
Savaşı ve sonrasını anlattığı “Acı Günler, Süyci Günler” (
Acı Günler, Tatlı Günler
) ve 1965 yılında
“Gumdan Tapılan Yürek”
(Toprakta Bulunmuş Yürek)
isimli eserleri yayınlanır. 1967’de çıkan “Kırk”
adlı eserinde, kırk yaşına yaklaşan şairin hatıraları yer almaktadır. Aynı yıl içinde Türkmen edebiyatına
katkılarından dolayı şaire “Türkmen Halk Yazarı” unvanı verilir. 1970 yılında da Türkmenistan’ın en
büyük şairi Mahtumkulu adına verilen Mahtumkulu Devlet ödülünün sahibi olan şair, 1972’de “Ayal
2
Bk. Hıfzı Toz, agt, s. 74.
3
Kerim Gurbannepesov; “Edebiyatçıların Sovallarına Coğaplardan”, Edebiyat ve Durmuş, Türkmenistan Neşriyatı, Aşgabat
1979, s.151–154 (Toz, agt, s.73).
4
Bk. Hıfzı Toz; agt, s. 75; Kerim Gurbannepesov, http://www.tkm.8m.net.12 Eylül 2008.
5
Kerim Gurbannepesov; Oylanma Bayrı, Goşgular ve Poema (Düşünme Bayrı, Şiirler ve Manzume ). Türkmen Dövlet
Neşiryat Gullugı, Aşgabat 2007, s. 4. (Redaktör: B. Taçmammedov).
6
Kerim Gurbannepesov, Oylanma Bayrı, Goşgular ve Poema, s. 4; Kerim Gurbannepesov, http://gozyetim.com. 12 Eylül 2008.
7
Gurbandurdı Geldiyev; “60. yıllardaki Türkmen Şiiri Hakkında Bilgiler”, Kardaş Edebiyatlar, S. 24, 1992, s. 11-18.( Mehmet
Kara; age, s. 151.).
8
Bk. Hıfzı Toz; agt, s. 78, 315-316.
Taymaz Dede/ Gezsen de oba, oba,/ Taymaz gibi iyi dede/Bulamazsın./Bulamazsın./Bir otursan yanından/Kolay kolay
kopamazsın./Böyle bir adam var desen de/Çok azdır, çok azdır/Sakal bıyık kar desen de,/Ağaç direk gibi zayıf desen de,/Gençler
gibi keyfi sazdır.
Kerim Gurbannepesov’un Ölümünün 20. Yılı Anısına: Hayat Hikâyesi ve Şiirleri
19
Bağşı” (
Kadın Bahşı),
1973’de “Bahar Poeması” (Bahar Manzumesi) isimli kitaplarını yayımlar. 1974
yılında Gurbannepesov milletvekili seçilir ve ölene kadar bu görevine devam eder. Bu arada şiir yazmaya
da devam eden şairin 1975’te “Ömür”, 1978’de “Toprak”, 1979’da “Menzil” isimli kitapları yayımlanır.
Aynı yıl Sovyetler Birliği tarafından verilen “Halkların Barış Ödülü”nün sahibi olur. 1980’de “Tomus
Yazğıları” (Yaz Yazıları) ve 1981’de “Edebiyat ve Durmuş” (Edebiyat ve Hayat) isimli nesirlerini içeren
kitapları, 1983 yılında “Yedi Yaprak”, 1985’te tercüme kitabı “Dostluk Çemeni” (Dostluk Buketi),
1986’da “Vepa” (Vefa), 1987’de ise “Şahırın Gözi” (Şairin Gözü) yayımlanır. Kerim Gurbannepesov,
çocuk edebiyatına da önemli eserler kazandırmıştır. Bunlardan ilki “Maşgala ve Mekdep”tir
(Aile ve
Okul,
1954). Bu alana ait diğer eserleri ise; “Yalta ve Bagt”
(Tembel ve Baht,
1958), “Yaşacık
Dostlarıma” (Gencecik Dostlarıma, 1956), “Gonurca” (1958), “Nazarcan’ın Pilcağızı” (Nazarcan’ın
Kürekciği, 1959), “Ös Saçım Ös”
(Uza Saçım Uza,
1975) ve “Atalar ve Çağalar”
(Dedeler ve Çocuklar,
1978) dır.
9
“Düyn, Şu Gün” adlı eserini 1988 yılında yayınlayan şair, aynı yıl eylül ayının ilk günü hayatını
kaybeder.
Kayum Cumayev, şair üzerine hazırladığı monografi de şairin edebî hayatını üç bölüme ayırır:
Birinci dönemin, 1951 yılında yayımladığı ilk kitabı “Güycümin Gözbaşı”na kadar ki sürede yazdığı lirik
şiirlerinden oluştuğunu söyler ve bu lirik şiirlerde daha çok “vatan” konusunun işlendiğine dikkat çeker.
Bu şiirlerin kahramanları gençlerdir; fakat öğrenme isteği içindeki insanlardır. kinci dönemi “Taymaz
Baba” isimli manzumesinin yayınlandığı 1960 yılına kadar yazdığı şiirler oluşturur. Bu şiirlerdeki
kahramanların da akılları fikirleri vatan sevgisi ile doludur. Bununla birlikte onlar memleketin geleceği ve
geçmişi ile ilgilidirler, fikir üretirler. Bu ikinci dönem Gurbannepesov’un şairliğinin gelişmesi için
temeller attığı dönemdir. Üçüncü dönem ise 1960’dan ölümüne kadar geçen dönemi kapsar. Bu dönem
şairin zirveye çıktığı dönemdir. “Taymaz Baba”, “Ata ve Oğul”, “Ayal Bağşı”, “Acı Günler, Süyci
Günler” gibi halkın gönlüne yerleşmiş lirik şiir ve şarkılar bu dönemde yazılmıştır. Son dönem eserlerinin
konusu genellikle devrim sonrasında Türkmenistan ve Türkmenistan’daki gelişmelerdir. Şair bunları
destansı bir şekilde işler. Aynı zamanda bu dönemde şiirlerindeki felsefi yapı ön plana çıkmıştır.
10
Ahlak, felsefe, vatan sevgisi, emek, insan, savaş ve barış konuları onun şiirlerinde yer almış,
işlediği konuların çeşitliliği yanında şairin kendi dönemini şiirine taşıması ona başarı sağladığı gibi, o
dönemin şiir anlayışına da büyük katkı sağlamıştır. Şiirlerindeki kahramanlar, şairin millî duygularını
taşıyor ve halkın dilini konuşuyorlardı. O, vatan ve halk sevgisini şiirlerine kahramanları vasıtasıyla
yerleştirmişti. “Ömür”, “Toprak”, “Menzil” ve “Tomus Yazgıları” (Yaz Yazıları) adlı eserleri ile
“Parhlılık” (Farklılık), “Yerin Güyci” (Yerin Gücü), “Kınçılık Hakda” (Zorluk Hakkında) gibi şiirlerinde
bu konuyu işlemiştir. Şiirlerinde insanların iç dünyalarını dışa açıp bunu lirik bir şekilde işlemesi
dikkatleri insanlığın yaşadığı sorunlara yöneltmiştir.
11
Kerim Gurbannepesov, bir şairin düşüncelerinin halkın düşünceleriyle aynı yöne bakması
gerektiğini, halk ve şairin karşılıklı olarak bilgi alışverişinde bulunmasını savunur. Ona göre bu eserlerin
kalıcı olmasının bir yoludur. Kerim Gurbannepesov, kendi yolunu sürekli başkalarından bir şeyler
öğrenerek; fakat özgünlüğünü koruyarak çizmiştir. On beş yıl içinde başarıya ulaşmış, arzuladığı gibi
eserleriyle kalıcı olmuştur. Hıfzı Toz’un da araştırmasında belirttiği gibi Gurbannepesov’a göre şairlik,
sadece bir ad değil, eserleriyle topluma her dönemde yol göstermektir. Şiirlerinde eğri ile doğruyu ortaya
koyabilmek için zıtlıklara önem veren şairin kendine has üslubu içerisinde, kendine özgü dili ve
gramerinin olduğunu ifade eden araştırıcılar, aynı zamanda onun mizahi yönünün ve halk kültürü
malzemelerine kendisinden de bir şeyler katıp kullanmasının başarısına etki ettiğini ileri sürerler. “Menin
9
Ayrıntılı bilgi için bk. Hıfzı Toz; age, s. 78-80.
10
Kayum Cumayev’in yanı sıra Oğulbabek Amandurdıyeva da şairin edebî hayatını şu şekilde bölümlere ayırmıştır: 1. Dönem:
1939-1960; 2. Dönem: 1960–1967; 3. Dönem: 1967–1988 yılları arasında şairin vücuda getirdiği edebi eserler (Bk.Toz; agt, s.
94-95).
11
Bk.
Oğulbabek Amandurdıyeva; agt, s. 5, 40 (Hıfzı Toz s. 84-85, 90).
Dostları ilə paylaş: |