14
Sarmat topluluklarının en güçlülerinden biridir.
50
Strabon Aorsları ikiye
ayırmıştır. Biri Karadeniz’e daha yakın yaşıyordu ve 200.000 atlıdan olaşan
bir ordu meydana getirebilmişti. Diğeri ise “Caspia kıyısının (Hazar)
çoğunluğuna hükmeden ve hala daha güçlü olan “Yukarı Aorslar” idi.
Aorsların topraklarının doğuda Aral denizine kadar uzandığı yönünde bir
görüş vardır.
MS. 49’daki Bospor savaşı boyunca Aorslar Roma tarafında yer
aldılar. Siraklar ise bunların düşmanı Mitridates’e yardım ettiler. Bu savaşta
Romalılar Sirakların tahkimat kurduğu Uspe üssünü kuşatma altında tuttular.
Fakat bunun ince dallardan örülmüş ve çamurdan surları Takidus’a
51
göre
çok zayıftı: “Kuşatma bir gün içinde başlayıp bitmişti. Uspe fırtınayla hemen
yıkıldı ve halkı öldürüldü.” M.S. 193’deki başka bir Bospor savaşına kadar
Siraklarla ilgili çok az kayıt vardır. Bu savaştan sonra ise onlarla ilgili bütün
izler kaybolmuştur.
Bu arada Aorsları yeni bir güçlü Sarmat topluluğu yani Alanlar
fethetmiştir. Aorsların bazıları daha batıya, bir süre yarı bağımsız olarak
varlık gösterdikleri Kırım’ın kuzeyine itildiler.
Alanlar Orta Asya bozkırlarında ortaya çıkmıştır. Ptolemaios bu iki
topluluğun bir tür birleşme gerçekleştirdiğini ileri sürerek “Alanors”lardan
bahsetmektedir.
Alanlar (Grekçe Alonai, Latince Alani), MS. 1.yüzyılın ortalarında
Roma’nın Yağızlar ve Roxolanlarla ilk temasında kısa bir süre sonra Orta
Asya’dan gelen yeni bir göç dalgası ile Caspian Denizi (Hazar) ve Kafkas
dağlarının kuzeyindeki topraklara itilmişti.
52
Ammianus,
53
Alanlara önceden
Massagetler dendiğini söylemektedir. Dio Cassius
54
ise daha kesindir :
Alanlar Massegetler’di. Ammianus Marcellinus Alanların ismini bir sıradağdan
aldığını ifade etmektedir.
50
Brezezinski , Mielczarek, A.g.e., s.7
51
Tacitus, Annales, 12.16-17.
52
Brezezinski , Mielczarek, A.g.e., s.10
53
Ammianus Marcellinus,XXXI 2.12
54
Dio Cassius, 69.15
15
Josephus’un
55
bildirdiğine göre ilk büyük Alan akını MS. 73’de
Parthia’ya gerçekleşti. Alanlar Caspia Denizinin doğusundan, Hyrcania ve
Media yolundan Armenia’ya ilerleyerek Parthia’ya girdiler. Bu güzergah pek
Alanın hala Caspia Denizinin kuzeydoğusunda yaşadığını göstermektedir.
M.S. 135’de Alanlar başka bir büyük akını Asya Minor’a yaptılar. Bu sefer
Kafkasya yolunu kullandılar ve tekrar Media ve Armenia’yı yakıp yıktılar.
Bunlar Roma Kapadokya valisi Arrianos tarafından geri döndürüldüler.
Arrianos’un kısa denemesi “Ektaksis Kata Alanon (Alanlara Karşı Savaş
Düzeni)” Alanları yenmek için başvurulan taktikleri açıklamaktadır.
Arrianos’un çok daha büyük bir çalışması Alanika (Alan Tarihi) ne yazık ki
kayıptır.
M.S. 2. yy’a kadar Alanlar, Aşağı Volga ve Kuban’da Sirakların ve
Aorsların ilk topraklarına yerleşmişti. Alanlar güçlerini daha da arttırarak
batıya doğru yayılmaya devam etmişlerdir.
56
Alan nüfusu Sarmat dünyasının
çoğunu kapsayarak homojen bir kültür oluşturmuştur.
57
Gotların M.S. 215-50’de Karadeniz steplerine gelişi buradaki Alan
hakimiyetini kırmıştır. Bu dönemde Hunların Alanlar üzerindeki etkisi fark
edilir seviyeye gelmiştir. M.S. 2.yüzyıldan beri Alanlar Hunlarla temaslarını
devam ettirdiler. Ammianus
58
Alanların Hunlara benzediğini fakat hayat
tarzlarının ve alışkanlıklarının Hunlar kadar vahşi olmadığını yazmaktadır.
Jordanes
59
Alanları Hunlarla kıyas etmektedir; “Alanlar savaşta Hunlara
eşittir fakat medeniyet, gelenek ve görünüş bakımından onlardan farklıdır.”
Strabo Ugorları Sarmat toplulukları arasında göstermiş ve Tuna ile
Dnieper arasına yerleştirmiştir. Ancak Ugorların diğer Sarmat topluluklarıyla
kaynaşmadığı ve tarihi bir rollerinin olmadığı söylenebilir.
60
55
Josephus, Bellum Judicum, VII. 7.4
56
Durmuş, A.g.e., s.70
57
Brezezinski , Mielczarek, A.g.e., s. 11
58
Ammianus, XXXI.2.21.
59
Jordanes, Getika, 126-7
60
Durmuş, A.g.e., s.65
16
C. AVRUPA HUNLARI
4.yüzyılın sonunda Avrupa’nın ufkunda görünen Hunlar, ç Asya’dan
batıya gelen Türk soylu kavimlerdendi. Hunlar 370 – 375’de dil nehrini geçip
batıya Karadeniz’in kuzeyi istikametinde harekete başlamıştı. Bununla,
tarihte “Kavimler Büyük Göçleri” adı ile bilinen muazzam hareketler başlamış
oluyordu; bunun neticesinde de Kafkaslar’ın ve Karadeniz’in kuzeyinden
başlayarak, hemen hemen bütün Batı Avrupa’daki kavimler yer değiştirmişler
ve “Batı Roma mparatorluğu”nun çökmesini hazırlayan darbeler birbirini
takip etmiştir. M.S. 433 tarihinden sonra da Avrupa Hunları’nın başında Attila
bulunacaktır. Attila’nın Hun imparatorluğu, batıda Ren nehrine, doğuda
Kafkaslar’a kadar uzandığından, Karadeniz’in kuzeyindeki sahada bu Türk-
Hun mparatorluğunun bir parçasını teşkil etmiştir.
61
Hunlar Alanları yendikten sonra Grek ve Roma tarihçileri Hunlara ilgi
göstermeye başlamış ve bu ilgi Attila’nın iktidara gelmesiyle doruğuna
erişmiştir. Bu olaydan sonra Bizans ve Roma tarihçileri Hunlarla yakından
ilgilenmeye başlamışlardır.
62
Yunanca kaynaklarda, Hunların adının standart
yazılışı Ounnoi’dur. Latince metinlerde çoğu kez önüne bir h harfi
eklenmekte, dolayısıyla Huni,Hunni,Khuni yazılmaktadır ama yer yer Unni,
hatta Ugni yazılışına da rastlanmaktadır.
Hunların kökeniyle ilgili Ammianus
63
“Hunlar donmuş okyanusun
ötesindeki Maiotia bataklıklarında yaşardı.” demektedir. Strabon Hunların
Grek-Baktria krallığının doğusunda olduklarını söylerken, tarihçi Plinius adı
geçen krallığın Hunlar tarafından yıkıldığını kaydeder.
64
Roma dünyasıyla
temaslarından önce, Hunların Azak’ın doğusunda, Güney Rusya
bozkırlarında, hatta daha da doğudaki skitya ülkelerinde yaşadıkları
önermesine karşı çıkılamaz. Hun hücumuna ilk uğrayanlar, Don boyunda
göçebelik eden ve yaşam biçimleri bir çok bakımdan Hunlara benzeyen
61
Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri Ve
Devletleri, DTCF Yayınları,TTK,Ankara, 1972, s.13
62
Şerif Baştav, “Avrupa Hunları”, Türkler, I.cilt, Ankara, 2002, s.854
63
Ammianus Maecellinus, XVII,13
64
Kafesoğlu, A.g.e., s. 70
Dostları ilə paylaş: |