17
Alanlardı.
65
Daha sonra Hunlar Don ırmağı ile Dniester arasında uzanan
sahada yerleşmiş bulunan Ostrogot hakimiyetine son verdiler. 363-373
yıllarında Kafkasya üzerinden Ermenistan’a hücum ederek, Doğu Roma
mparatorluğunun Mezopotamya eyaletine akınlar yapan Hunlar; Urfa’ya
kadar ilerlediler.
66
Hunlar Doğu Anadolu’ya yaptıkları akınlardan sonra
yeniden Kuzey Kafkaslar’a ve aşağı dil boyuna dönmüşlerdir.
67
Ostrogotlar
kesin olarak Hun hakimiyetine alındıktan sonra taarruzlarını til’den Kuban
tarafına kadar genişleten Hunlar, Dnieper sahillerinde beklemekte olan
Vizigotlara karşı ansızın saldırıya geçtiler. Vizigot kralı Atanarikh kendisine
bağlı kütlelerle batıya doğru kaçtı.(375) Bu harekatn neticesi olarak Hunlar’ın
önünden büyük bir korku ile kaçan çeşitli kavimler, birbirlerini yaşadıkları
coğrafi sahalardan çıkararak, Roma imparatorluğunun kuzey eyaletlerini alt
üst ettiler. Böylece Galya, spanya, Kuzey Afrika’ya kadar tesir eden ve
Avrupa’nın etnik çehresini değiştiren kavimler göçü başlamış oldu.
68
378
başlarında Tuna’yı geçerek Trakya’ya doğru ilerleyen Hunlar Bizans’ı
zayıflatmak için bölgede baştan başa yağma hareketinde bulundular. Hunlar
önünden kaçarak Tuna sahilinde toplanan ve Doğu Roma topraklarına
yerleştirilen Vizigotlar, ortaya çıkan çeşitli huzursuzluklar nedeniyle isyana
mecbur kaldılar. Bizans ordusuyla harbe başlayarak onları mağlup ettiler. Bu
muharebeye Hun akıncıları yardımcı kuvvet olarak katılmışlar ve Bizans
ordusunun perişan edilmesinde büyük bir rol oynamışlardır.
69
380 yıllarında
Pannonia bölgesinde görülen Hunlar, akınlarına devam ederek Dalmaçya’ya
kadar ilerlediler. Bu dönemde Hunların lideri Balamir idi.
Hunlar Roma mparatoru Thedosias I’in ölüm yılı olan 395’te yeniden
harekete geçtiler. Bu hareket iki cepheli idi: Hunlardan bir kısmı Balkanlardan
Trakya’ya ilerlerken, daha büyük sayıda diğer bir kısım Kafkaslar üzerinden
Anadolu’ya yöneltilmişti. Bu cephede Hunlar Suriye’ye kadar ilerlediler.
65
Sinor Denis, “Hun Dönemi”, Erken ç Asya Tarihi, letişim, stanbul,2000, s.249
66
Baştav, A.g.m., s.383
67
Kurat, A.g.e., s. 17
68
Kafesoğlu, A.g.e., s. 72
69
Ali Ahmetbeyoğlu , Grek Seyyah, Priskos’a Göre Avrupa Hunları, Türk Dünyası Araştıma
Vakfı, stanbul,1995, s.8
18
Gerçekleştirilen bu akınlar, planlı olmuştur. Bu durum Roma mparatorluğu
kadar Sasaniler’i de telaşlandırmış ve korkuya sevk etmiştir.
400 yıllarına doğru toprakları güneyde Tuna’ya, kuzeyde
Transilvanya’nın yüksek kesimlerine, batıda ise Sarmatlar’ın arazisine kadar
uzanmış olan batı kanadı, Başbuğ “Uldız” idaresinde batıya doğru Hun
baskısını daha çok arttırdı.
Uldız Attila’nın Roma seferine kadar takip edilecek Hun dış
politikasının esaslarını belirlemiştir. Buna göre doğu Roma devamlı baskı
altında tutulacak, Batı roma ile ise iyi münasebetler devam ettirilecekti.
Çünkü Bizans’ın Hun nüfuzuna alınması ilk hedefi teşkil ediyor, buna karşılık
Batı roma topraklarına tecavüz ederek huzursuzluk çıkaran barbar kavimler
aynı zamanda Hunların da düşmanı oldukları için Batı Roma ile müşterek
hareket gerekiyordu.
70
Uldız’ın Tuna Nehri civarında görünmesi ile ikinci
kavimler göçü başlamış oluyordu. Bu sıralarda Karpat dağları havzasında
büyük bir korku başladı. Hunlar çembere aldıkları bu sahada gün geçtikçe
ilerliyorlardı. Hunlar Tuna ve Tisa havzasının fethine bugünkü Romanya
arazisinden başlamışlardı. Uldız aşağı Tuna bölgesine girince orada yaşayan
Sarmatların binlercesi Bizans arazisine girdi. Hunlar, küçük Karpatlar
bölgesinin fethine uşakları Ostrogotları gönderdiler ve bu olay orada da bir
dehşet havası yarattı. Zira Ostrogotların ardından her cephede Hun atlıları
ilerliyordu. Bunun neticesinde dünyanın o zamana kadar görmediği bir panik
yaşandı. Batı Roma mparatorluğu o zamana kadar rastlamadığı bir insan
seli ile karşılaştı. Buradan kaçan kavimlerin bir kısmı kuzey Afrika’ya kadar
ilerlediler.
71
(401-402)
Uldız 405 yılında Tuna’yı geçerek Trakya’ya akın yaptı ve Bizans
üzerindeki Hun baskısının devam ettiğini gösterdi. 409’da tekrarladığı bu
seferle, Bizans ile olan münasebetler iyice bozularak yanına gelen Bizans
elçilerini, güneşin battığı yere kadar her tarafı feth etmekle tehdit etti. Bizans
imparatoru II. Theodosius (408-450) ise, artan Hun tehlikesi karşısında
70
Kafesoğlu, A.g.e., s. 74
71
Baştav, A.g.m., s.856
19
başkenti müdafaa için büyük bir gayretle 413 yılında tamamlanan surları inşa
ettirdi.
72
422 yılı Avrupa Hunları tarihinde yeni bir devrin başlangıcı gibidir. Bu
senede Hun hükümdar ailesine mensub dört kardeşten (Rua, Muncuk,
Aybars, Oktar) biri olan Rua, imparatorluk makamını işgal ediyordu.
73
Rua
Hunlara tabi kavimleri ve ordusunu gizli faaliyetler ile isyana teşvik eden ve
mültecileri geri vermeyen Bizans’a karşı 422 yılında Balkan seferine çıktı. Bir
varlık gösteremeyen Bizans’ı yıllık 350 libre altın vergi vermeye mecbur
ederek bir çok ganimetle geri döndü. II. Theodosius’un Roma’ya hakim olmak
gayesiyle talya’ya ordu ve donanma sevk etmesi üzerine gençlik yıllarında
Hunların yanında rehin olarak bulunan ve onları çok iyi tanıyan meşhur
Aetius yardım istemek için Rua’ya geldi. Rua 60 bin kişilik bir ordu ile
talya’ya girdi. Hunlar bu yardımın karşılığında Pannonia’nın bir kısmını
devralmışlardır. Bu sıralarda orta Tuna boyu ve Tizsa havzası tamamiyle
Hunların hakimiyeti altına girmiş bulunuyordu; buraları artık Hunların kuvvet
merkezleri olmuştu. Bu suretle 5. yüzyılın ortalarına doğru, Orta Avrupa’dan
başlayarak, Doğu Avrupa istikametinde büyük bir Hun konfederasyonu
teşekkül etmiş bulunuyordu.
74
434 yılında Rua ölünce,Attila kardeşi Bleda ile tahta çıktı. ki kardeşin
müşterek hakimiyeti yedi yıl kadar sürdü. Attila, kardeşi Bleda’nın 441’de
ölmesi ile iktidarının zirvesine ulaştı. Büyük askeri ve idari dehası sayesinde
Attila bütün Hun kavimlerini sıkı bir kontrol altında birleştirmiş ve devrin en
kuvvetli devletini Hun imparatorluğunu kurmuştur. dil ve Ren nehirleri
arasında yaşayan türlü Hun kavimlerinden başka bu geniş sahadaki 45 kadar
muhtelif kavim de Attila’nın idaresi altında bulunuyordu.
440’dan itibaren Attila Bizans’a karşı baskıyı artırdı. Böylece 1.Balkan
seferi Singidunum(Belgrad) ve Naissus(Niş) üzerinden Trakya’ya doğru
gelişirken, Batı Roma’nın ara buluculuğu neticesinde hızını kesti. Aetius
bundan böyle Theodasius’un anlaşma şartlarına riayet edeceğini
72
Ahmetbeyoğlu, A.g.e. , s.10
73
Kafesoğlu, A.g.e., s. 75
74
Kurat, A.g.e., s. 20
Dostları ilə paylaş: |