51
KKTC’nin en büyük limanıdır. Bundan başka Girne ve Gemikonağı’nda da birer
limanı mevcuttur. 2700 km’lik karayolu şebeke ağına sahiptir (www.enfal.de).
Eğitim
KKTC’nde ilköğretim 6 yaşında başlayarak 5 yıl, orta öğretim 6 yıl
sürmektedir. 149 ilkokulu, 50 ortaöğretim kurumu, 11 mesleki ortaöğretim kurumu,
6 üniversitesi mevcuttur. Yüksek öğrenim çağındaki gençlerden yüksek öğrenim
kurumlarına kayıt yaptıranların oranı % 25’tir. Okuma yazma bilenlerin oranı ise %
97’dir (www.enfal.de).
Siyasi Hayat
KKTC cumhuriyet sistemiyle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi
bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı devlet başkanı, başbakan ise hükümetin başkanıdır.
Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükümetin elindedir. Yasama
yetkisi ise hükümetle beraber KKTC Meclisi’ne aittir. Cumhurbaşkanlığı seçimi her
beş yılda bir yapılır ve cumhurbaşkanını halk seçer. 50 kişiden oluşan Cumhuriyet
Meclisi halkın oylarıyla seçilmektedir (www.tr.wikipedia.org).
2.2. Azınlık Konumundaki Dış Türkler
Azınlık kavramı dünyada XVI. yy’dan bugüne kullanılmaktadır. Mutlakıyetçi
krallık adı verilen yönetim biçimi kurulunca ve yaklaşık aynı zaman dilimi içinde
Katolik krallıklarda Protestanlar, Protestan krallıklarda Katolikler gibi dinsel
azınlıklar ortaya çıkınca bu azınlıkların karşılıklı olarak korunması gerekmiş ve o
zaman azınlık kavramı ortaya çıkmıştır. 1789’dan sonra dinsel azınlıkların yanına bir
de ulusal azınlık kavramı eklenmiştir. Avrupa devletleri bu azınlıkları korumayı
Osmanlı İmparatorluğu içindeki gayrimüslimleri koruma ve bu sayede de
Osmanlı’ya müdahale etme çabaları haline getirmişlerdir. Azınlıkları koruma
çabaları önce tek taraflı koruma fermanları ve ikili antlaşmalar biçiminde başlamış,
XIX. yy’da çok taraflı antlaşmalar evresine geçmiş ve nihayet 1920’de Milletler
Cemiyeti’nin kurulmasıyla “uluslararası örgüt güvencesinde azınlık koruması”
dönemi açılmıştır. Günümüzde uluslararası azınlık koruma mekanizması BM,
52
Avrupa Konseyi, AB, AGİT gibi kuruluşların şemsiyesi altında yürümektedir.
Milletler Cemiyeti döneminden bu yana azınlık kavramının ölçütü üçlüdür; etnik,
dilsel ve dinsel azınlıklar (www.memurlar.net).
Türkiye azınlık kavramı, tanımı ve hakları konusunda sürekli ithamlara
uğramıştır. Oysa Türkiye bu süreci tersine çevirebilecek büyük bir potansiyel güce
sahiptir. Günümüzde Türk halklarının toplam nüfusu 250 milyon dolayındadır.
Türkiye Türkleri bu toplamın yarıya yakın bir bölümünü oluştururlar. KKTC ve
Sovyetler Birliği’ne dahil olan cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmasıyla
birlikte, Türk dillerini egemen ve resmi dil olarak kabul eden devletlerin sayısı
yediye çıkmıştır. Türk dillerini ikinci dil olarak konuşanların sayısı 30 ile 50 milyon
arasında tahmin edilmektedir. Ayrıca Rusya, İran, Çin ve Afganistan’da Türk dilleri
konuşan azınlıklar önemli bir yer tutarlar. Osmanlı İmparatorluğu’nun yayılma
alanında bulunan Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya ve Irak’ta Türkçe konuşan
azınlıklar bulunur. Ayrıca modern dönemdeki işçi göçleri sonucunda, Almanya,
Hollanda, Fransa ve İsveç gibi Avrupa ülkelerinde önemli Türk toplulukları
oluşmuştur. Günümüzde uluslararası azınlık koruma mekanizmasının BM, Avrupa
Konseyi, AB, AGİT gibi kuruluşların şemsiyesi altında yürütüldüğü düşünüldüğünde
uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanarak Türkiye azınlık konumundaki
Türk halkların liderliğini yapabilecek konumdadır. Ayrıca özellikle ABD ve AB
ülkelerinde işlemekte olan temsili demokrasiler, örgütlü insan topluluklarını bir güç
unsuru haline dönüştürmektedir. Özellikle bir hedefi olan ve o hedef doğrultusunda
örgütlü bir şekilde hareket edebilen insanın öneminin giderek arttığı günümüzde,
uluslararası alanda mevcut çok önemli insan gücüne sahip olan Türkiye’nin bu gücü
atıl bir şekilde bırakması ve kullanmaması düşünülemez. Bu doğrultuda bu bölümde
ilk olarak günümüzde özerk durumda olan Türk halkları, takiben de azınlık halk
konumundaki Türkler hakkında bilgi verilecektir.
2.2.1. Özerk Cumhuriyetler
Türk Halkları Avrasya’da geniş bir coğrafyaya dağınık olarak yaşayan ve
Türk Dilleri ailesine mensup çeşitli dil ve lehçeleri konuşan halk grubudur. Bazı
tarihsel ve kültürel ortaklıklara sahiplerdir. Bu bölümde çoğu Rusya sınırları içinde
olan bu Türk halkları hakkında bilgi verilecektir.
53
2.2.1.1. Altay Cumhuriyeti
Altay Cumhuriyeti coğrafya bakımından Asya kıtasının merkezi sayılan
Güney Sibirya’da bulunmakta olup Kazakistan, Çin, Moğolistan ve Rusya
Federasyonu dahilindeki Tuva ve Hakas cumhuriyetleri ile Kemerova Bölgesi ve
Altay Eyaleti ile sınır komşuluğuna sahiptir. Türklerin ilk ata yurdu olan Altay
dağları bu ülkede bulunmaktadır. Toplam yüzölçümü 92.902 km²’dir. Ülkede 7.000
civarında göl mevcuttur. Ülke topraklarının dörtte biri ormanlarla kaplıdır. Altay
Cumhuriyeti’nde iklim kara iklimi olup yazları kısa ve sıcak, kışları ise uzun ve
soğuktur. Ülkenin
yeryüzü
biçimi genelde dağlık
bölgelerden
ibarettir
(www.wikipedia.org).
Altay Cumhuriyeti’nin nüfusu 205.500 kişi olup, bu nüfusun 152.400’ü kırsal
kesimde 53.100’ü ise Gorno-Altaysk şehrinde yaşamaktadır. Altay’da toplam
nüfusun % 31’ini ülkenin yerli halkı olan Altay Türkleri oluşturmaktadır. Rusların
toplam nüfus içerisindeki oranı ise % 60 olup yine ülkede yaşayan Kazak Türklerinin
oranı da % 5,6’dır. Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Şamanizm dinleri yaygındır.
Dilleri Altay Türkçesi ve Rusça’dır (www.efrasyap.com).
SSCB’nin dağılmasından sonra 1991 yılında muhtar, 1992 yılında Rusya
Federasyonuna bağlı özerk cumhuriyet haline gelmiştir. Altay Cumhuriyeti’nin
nüfusunun % 60’ının Rus olması Altay Parlamentosu ve devlet kadrolarına yansımış
olup, Cumhuriyet’te Ruslar ezici bir çoğunluğa ve kontrole sahiptir. Cumhuriyet’te
milliyetçilik akımı, Türk dil ve kültürünü muhafaza çok güçlü olup, tam bağımsızlık
için faaliyet gösteren birçok kişi ve kuruluşlar aktif çalışmalarını sürdürmektedirler.
Parlamentodaki Türk milletvekilleri içerisinde bağımsızlık hareketleri mevcut olup,
“Altay Halk Cephesi” bu kuruluşların başını çekmektedir (www.hurgokbayrak.com).
Ulusal ekonomide hayvancılık önemli bir faaliyettir. Hayvancılıkta
boynuzlarını almak üzere geyik yetiştiriciliği önemli bir yere sahiptir. Dağlık
Altay’da bu alanda faaliyet gösteren çiftliklerde toplam 30.000’den fazla Ren geyiği
ile karaca mevcuttur. Yine ülkede bir milyona yakın koyun, 200.000’den fazla keçi
ve yaklaşık 80.000 at yetiştirilmektedir (www.efrasyap.com).
Altay Cumhuriyeti son derece zengin kaynaklara sahiptir. Hidro-enerji
potansiyeli 80 milyar KW/saat olarak hesaplanmaktadır. Sanayide ise önde gelen
Dostları ilə paylaş: |