Dipnot Dergisi
, (2. Baskı), Sayı:1, 2010,
s.29-41,
5
Perry Anderson,
Tarihten Siyasete Eleştiri Yazıları
, (Çev.: Simten Çoşar), İletişim Yayınları, İstanbul
2003, s.78
6
gelişmiş olabilir, ama bu açıdan övülmeleri gerekmez, çünkü oldukları yere gelmek için
kahramanca bir şey yapmamışlardır.”
6
Bulunduğumuz zamanda olmak, sadece
bunu(zamanı) ölçü alarak şimdi’nin geçmiş zamanlardan üstün ve iyi olduğunu
kanıtlayamaz. Lalande’ın felsefe sözlüğü belirtiği gibi, “ ‘modern’ sözcüğünün,
10.yüzyıldan beri, felsefî ve dini tartışmalarda ve hemen hemen her zaman kâh övücü,
kâh pejoratif vurgularla kullanılan bir terim olduğunu bildirmektedir. Övücü
kullanışıyla, yeniliklere, gelişmeye, araştırmaya, var olanla yetinmemeye –ve bunların
sonucu olarak da- ‘yetkeye’ ve normların sansürüne direnmeye çağrıda bulunur;
pejoratif kullanım, moda düşkünlüğünü, müktesebatın anlamını kavramaya
çalışmaksızın önüne gelen yenilikle özdeşleşme özentisini, kolaycılığı, özgürlük
yanılsamasıyla özgürlüğü mümkün kılan şeyi yozlaştırmayı çağrıştırır.”
7
Modern görüntü içinde bir yenilik veya yeninin peşinde olmak anlamında modern
zamanların tarzını görürüz. Her birey ve toplum, yenilenme arzusuyla dolu olarak
modern zamanın serüvenine katılabilir ve var olabilir. Dün, modern dünyada kayıptır ve
her bugünün ‘dün’e akması da modern dönemin trajik yüzüdür. Bu yüzden modern
zaman dakikliğiyle dikkat çeker. Her şeye yetişme isteği ve yapma isteğinden ya da
‘yarın tanrının değil insanın kendisinin oluşturacağı bir bugün’ olacağından, modernlik
insana aynı tarzda bir eksiklik duygusu da verir. “Modern olmak, bizlere serüven, güç,
coşku, gelişme, kendimiz ve dünyayı dönüştürme olanakları vaat eden; ama bir yandan
da sahip olduğumuz her şeyi, bildiğimiz her şeyi, olduğumuz her şeyi yok etmekle
tehdit eden bir ortamda bulmaktır kendimizi. Modern olmak, Marx’ın deyişiyle ‘katı
olan her şeyin buharlaşıp gittiği’ bir evrenin parçası olmaktır.”
8
Modern insanın anısı
veya geçmişi, zamanı yakalamak peşinde bu halde kaybolur. Nitekim Marx’ın
sözündeki buharlaşma hali, “geçmişte kullandığımız katı, sürekliliği olan, çoğunlukla
bir anlam ifade eden nesneler, etrafımızı kuşatan geçici, taklit mallar uğruna bir kenara
konuyor.”
9
6
Matei Calinescu,
Modernliğin Beş Yüzü
, (Çev.: Sabri Gürses), Küre Yayınları, İstanbul 2010, s. 13.
7
Turhan Ilgaz, “Eskiler ve Modernler Bitmeyen (Siyasi) Tartışma”,
Düşünen Siyaset Düşünce Dergisi,
Lotus Yayınevi, Sayı: 21, Ankara 2005, 53-62, s.53-54.
8
Marshall Berman,
Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor
, (Çev.: Ümit Altuğ, Bülent Peker), İletişim
Yayınları, İstanbul 2006, s. 27.
9
Charles Taylor,
Modernliğin Sıkıntıları
, (2. Baskı), (Çev.: Uğur Canbilen), Ayrıntı Yayınları, İstanbul
2011, s.14
7
Neticede modern kavramı günümüzde genel olarak “düşüncedeki açıklık,
özgürlük, otoritelerden bağımsızlık ve en yeni ve en son dile getirilmiş düşünceler”
10
şeklinde ifade edilmektedir. Modern kavramı bu anlamına, daha çok bilimsel ve
toplumsal hayattaki gelişmelerle kavuşmuştur. Batı kaynaklı bir kavram olarak modern,
son haline Rönesans ve Reform dönemlerinden yirmi birinci yüzyıla kadar olan bir
dönemi kapsayarak ulaştığını ileri sürebiliriz ve bu döneme ‘Modern Çağ’ diyebiliriz:
“Modern çağ her şeyden önce öznel özgürlük işaretiyle var olmuştu. Öznel özgürlük,
toplumda sivil hukukun kişinin kendi çıkarlarını rasyonel tarzda kollayabilmesi için
sağladığı uzam olarak; devlette siyasal iradenin oluşumuna katılmada ilke olarak eşit
haklar şeklinde; özel alanda etik özerklik ve kendini gerçekleştirme olarak; ve nihayet,
bu özel dünyayla ilişkili kamusal alanda, düşünümsel hale gelmiş bir kültürün temellük
edilmesi aracılığıyla cereyan eden oluşturucu süreç olarak gerçekleştirildi.”
11
Son olarak
kavramın tarihsel yolculuğuna bakıldığında, ‘modern’ kavramı sıfat şeklinde kullanılan
ve nitelediği kavrama ‘iyi’lik yükleyen bir mahiyette olduğu görülebilir. Örneğin
modern insan, modern bilim, modern devlet, modern yaşam vb. gibi tanımlayıcı bir
şekilde kullanıldığında, modern, eklendiği kavrama çağdaş, yeni, zamana uygun ve
değerli anlamlarını yükler. Buna karşılık modern olmayanlar da daha çok ilkel, eski,
kötü, tutucu, vb. gibi anlamlarla ifade edilerek modern olan şeyin karşıtı olarak
konumlanır.
Dostları ilə paylaş: |