Moderniteden postmoderniteye uzanan bir köPRÜ: zygmunt bauman



Yüklə 2,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/164
tarix07.04.2022
ölçüsü2,44 Mb.
#85154
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   164
669ab9e9ff32c2ca0f9a3c70aa28a6a8(1)

Felsefiyat
, s.413 
28
 David Harvey, 
Postmodernliğin Durumu
, (Çev.: Sungur Savran), Metis Yayınları, İstanbul  2010, s. 21. 


16 
 
kavramı  etrafında  toplumların  sınıflandırılması  sanayileşme,  eğitim,  demokratikleşme 
gibi  alanlarda  -aslında  batının  kendisindeki  özellikleri  dayatması  olarak  düşünülebilir- 
Batının bulunduğu noktayı yakalamaya çalışan öteki toplumların çabası söz konusudur.  
Kısaca:  “Modernleşme:  Çoğunlukla  sanayileşmede  temellendirilmiş  toplumsal 
gelişim  aşamalarına  gönderme  yapmak  amacıyla  kullanılır.  Modernleşme  genişleyen 
kapitalist  dünya  pazarının  sürüklediği  bilimsel  keşifler  ile  teknolojik  yeniliklerin, 
sanayideki  ilerlemelerin,  nüfus  hareketlerinin,  kentleşmenin,  ulus  devletin  ve  kitlesel 
siyasal  hareketlerin  oluşumuyla  birlikte  ortaya  çıkan  sosyo-ekonomik  değişimlerin 
çeşitliliğinin  bir  birliğidir.”
29
 Bu  birliği  yakalamış,  dahası  yakalayacak  bir  Doğu 
toplumu  henüz mevcut  değildir diyebiliriz. Nitekim  bu olmayış  durumu, Batının  (Batı 
derken daha çok Kıta Avrupa ve İngiltere ve ABD kastedilmektedir.) var olan durumu 
ile hep ilerde ve gelişmiş olduğu ve hep “büyük birader”ler ailesi olarak kaldığı ve öteki 
toplumlara  ağabeylik  etme  girişiminde  bulunmasını  meşrulaştırıcı  bir  durum  olarak 
kullanmaktadır. 
Modernleşme esas olarak iki ya da üç çizgisi, üç boyutu olan bir süreç. Bir 
tanesi  sanayileşme  ve  buna  bağlı  olarak  emek  üretkenliğinin  artması,  yani 
insanın  doğa  üzerindeki  hâkimiyetinin büyük  bir  sıçrama  geçirerek  yen  bir 
evre  gelmesi;  ikinci  boyutu  modernleşmenin,  lâikleşme  denilen  şey,  yan, 
dünyanın  bir  büyü  bozumuna  uğraması,  dünyanın  büyülü  ya  da  tanrısal 
güçlerden arındırılması; üçüncü boyutu ki, bunun üzerinde Max Weber daha 
çok durmuştur, rasyonalizasyon, rasyonelleşme adı verilen şey, bu da bütün 
insan  davranışlarına,  insan  eylemlerine  kapitalist  firma  ile  bürokratik 
devletin  modellerine  göre  düzenlenen  amaçlı  rasyonel  eylemin  hâkim 
olması.
30
 
 
Bu  üç  boyutu  19.  Yüzyıldan  bu  yana  açık  bir  şekilde  dünyanın  her  yerinde 
görmekteyiz.  Modernleşme  serüveninin  sonuçlarını  ise  daha  çok  yirminci  yüzyılda 
görüyoruz.  Yirminci  yüzyıl,  dünya  savaşlarının  yarattığı  olumsuzlukların  yanında 
modernleşme  isteği  ile  dolu  olan  Batı  dışı  dünyada  ortaya  çıkan  iç  çatışmaların 
yaşandığı  tarihsel  bir  dönemdir.  Batı  sömürgeleştirme  sevdasının,  gidip  işgal  etme  ve 
orayı  değiştirme  şeklinde  cereyan  eden  ve  bunun  adını  uygarlaştırma  ya  da 
modernleştirme kavramlarıyla tanımlayıp, Doğu’nun geri kalmışlığını ileri medeniyetler 
seviyesine  çıkaracağı  iddiasının  sonucunda  Doğu’da  birçok  acı  yaşanmıştır. 
                                                           
29
 Madan Sarup, 
Post-Yapısalcılık ve Postmodernizm
, (Çev.: Abdülbaki Güçlü), Bilim ve Sanat Yayınları, 
Ankara 2004, s.187. 
30
 Ali Akay, 
Postmodern Görüntü
,  (2. Basım), Bağlam Yayınları, İstanbul 2002, s. 60-61. 


17 
 
Modernizm/modernite nasıl ki kavramsal ikilikler yaratıysa, modernleşme de bitmeyen 
bir  yolculukta  varılamayan  bir  hedefe  doğru  koşmak  gibidir.  Çünkü  Batı  ilerleyişini 
sürdürmektedir.    Dolayısıyla  durmadan  ilerleyen  Batı  karşısında,    Batı  dışındaki 
toplumlar,    modernitenin  ileri  ve  geri  ikililiği  içinde  geri  kalmışlığa  hep  mahkum 
olacaklardır. 
Netice olarak modernizm akımının öne çıkan  yönü sanatsal
31
 olsa  da,  konumuza 
dair durumu toplumsal,  siyasal ve  entelektüel açıdan dikkat çekmektedir. Modernizmi 
ve devamında modernleşme öyküsünü anlamak için, toplumsal dinamiklere bakmak ve 
burada da toplumsal olgularda (ve kurumlarda)  yaşanan değişimlere  -eleştiriye en çok 
uğrayan noktalar olması bakımından- bakmak önemlidir. Modernizm açısından ‘modern 
olan her şey iyi midir?’ diye sorduğumuzda, son yıllara kadar bu soruya ‘iyi’dir cevabı 
verilmiştir,  ama  bu  soruya  yeni  cevaplar  verildiğini,  en  azından  postmodernizm 
tarafından verilen cevabın, modern-modernist-modernlik adına ileri sürülen şeylerin hiç 
iyi olmadığına dair düşünceleri sonraki bölümlerde ifade edeceğiz.

Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   164




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə