Moderniteden postmoderniteye uzanan bir köPRÜ: zygmunt bauman



Yüklə 2,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/164
tarix07.04.2022
ölçüsü2,44 Mb.
#85154
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   164
669ab9e9ff32c2ca0f9a3c70aa28a6a8(1)

Erzurum-2014 
Mehmet Emin ŞİMŞEK 
 
 
 
 


VII 
 
KISALTMALAR DİZİNİ 
Çev. 
: Çeviren 
edit. 
: Editör 
vb. 
: ve benzeri 
akt. 
: aktaran 
bkz. 
: Bakınız 
der. 
: Derleyen 
vd. 
: ve diğerleri 
Haz. 
: Hazırlayan



 
GİRİŞ 
Dünyayı anlamanın pek çok yolu vardır. Anlamın, anlamanın her yolu hümaniter 
bir bakıştır. Çünkü; bizatihi insanın anlamaya çalıştığı, anlam yüklediği ya da her ikisini 
bir  arada  gerçekleştirmek  için  yöneldiği  bu  dünya,  kendi  etrafında  ve  aynı  zamanda 
güneş  etrafında  dönen,  küre  şeklindeki  somut  gezegen  değildir  (tabi  ki  insanların  hep 
birlikte  yarattığı  ekolojik  krizlerden  dolayı  inleyen  bu  somut  dünyaya/doğaya  kulak 
kabartmak  gerekir).  Burada  anlamsal  olarak  ele  alınan  ve  insanın  somut  dünya  içinde 
oluşturduğu  kendine  ait  dünyadır.  Anlam;  felsefî,  politik,  bilimsel,  dinsel,  kültürel, 
sanatsal, yerel, evrensel yollar gibi birçok yöntem ile yakalanabilir. 
Öte  yandan  hiçbir  yönteme  başvurmadan,  insan  tek  ve  bir  başınalıkta 
-sessizlikte-  kalıp  ve  yalnızca  kendi  içinden  gelen  sesi  -kalıplaşmamış  düşünceyi- 
dinleyip  yine  sadece  kendi  içine  dönen  bir  ses/düşünce  arasında  gerçekleşen  monadik 
bir anlam  da oluşturabilir:  “Öz-Diyalog”. Neticede tek başına bir  yöntemden  ya da bu 
yöntemlerden  birkaçını  kesiştiren  bir  kavşağın  perspektifinden  bakılsa  bile  anlam(ın) 
belirsiz ve hep biraz eksik olacağı da bilinmelidir. Hele bir de içinde yaşanan ve devam 
edegelen bir zamanın ruhunu anlamaya çalışmak, anlam sorununun en çetrefilli yönünü 
oluşturur. 
Yeryüzünün  öncelikle  Batı  uygarlığı  dairesinden  başlayan  ve  daha  sonra  tüm 
dünya  meskenlerine  sirayet  eden  moderniteden  postmoderniteye  hâl  değişimleri,  hem 
gündelik yaşantıda hem de entelektüel camiada tartışılan bir sorunsaldır. Bu bakımdan 
modernite sorunsalı on yedinci yüzyıla dayanırken, postmodernite bu sorunsala son elli 
yıllık  zaman  diliminde  dâhil  olmuştur.  Keza  aynı  bağlamda  birçok  kavram  da  ortaya 
çıkmıştır.  Modernite  ile  beraber,  felsefî  açıdan  Aydınlanma(akıl  ve  bilim);  siyasal 
açıdan ulus-devlet(kimlik, milliyetçilik, liberalizm, sosyalizm); ekonomide sanayileşme, 
üretim,  kapitalizm,  emek,  sınıf  vb.  gibi;  yaşam  mekânı  olarak  kent;  sosyal  bilim 
bağlamında  sosyoloji,  psikoloji;  bilgi,  medya-iletişim  unsurları  (gazete,  kitap,  telgraf, 
yazı, kütüphane); ulaşımda demir yolu; mimarî açıdan yataylık, işlevsellik vb. gibi pek 
çok alan ve kavram da tartışmaya dâhil edilebilir. Gelgelelim postmodernite ile birlikte 
bu  kavramlara  küreselleşme,  tüketim,  eğlence,  görsellik(sinema,  televizyon,  video), 
internet, cep telefonu, hız vb gibi yaşam algısını değiştiren pek çok şey eklenmiş olup 
tartışmanın yönünü moderniteden postmoderniteye çevirmiştir. 



 
Dolayısıyla  bu  çalışmanın  zorunlu  amacı  moderniteden  postmoderniteye 
geçişi/dönüşümü  ekseriyetle  yukarıda  verilen  kavramlar  aracılığıyla  betimlemek  ve 
tartışmaktır.  Çalışmanın  gönüllü  olarak  yüklenmiş  temel  amacı  ise  çağdaş 
sosyolog/düşünür  Zygmunt  Bauman’ın  ışığı  altında  modernite  ile  postmodernite 
arasındaki  bağlantıları  ve  kopuşları  birlikte  değerlendirerek  değişen  insan  ve  toplum 
yaşamını  anlamaktır.  Konunun  genişliği  iş  yükünü  arttırdığı  kadar  işi  kotarmayı  da 
zorlaştırmaktadır.  Bu  yüzden  anlam  sorununda  belirttiğimiz  belirsizlikler  veya 
yetersizlikler çalışmanın içerisinde bizatihi mevcuttur. Çalışmanın yönünü ve kapsamını 
oluşturan  bazı  sorular  belirlenmiştir.  Bu  soruları  cevaplamak  adına  üç  bölüme  ayrılan 
çalışmanın her bir bölümü, belirlenen soruları ayrı ayrı ele almaktadır. 
İlk  bölümde,  “Modernite  nedir,  ne  zaman  başlamıştır  ve  ne  gibi  sonuçlar 
üretmiştir?  Modernitenin  insana  biçtiği  rol  ve  gösterdiği  yöntem  nedir?”  sorularına 
cevap  aranmıştır.  Bu  bölümde  modern,  modernlik,  aydınlanma,  akıl,  bilim  kavramları 
etrafında modern toplum yaşantısı ele alınmıştır. Diğer bölümlere oranla çalışmada, ilk 
bölümün  kapsamı  daha  dar  tutulmuştur.  Çünkü  ikinci  bölümün  soruları  olan 
“Postmodernite  nedir?  Postmodernitenin  Moderniteye  getirdiği  itirazlar  nelerdir?  
Postmodern  zamanda  yaşam  ne  haldedir?”  soruları  doğrudan  moderniteyi  de  içine 
alarak  ikinci  bölümü  genişletmektedir.  İkinci  bölümde,  postmoderniteyi  anlatan 
kavramların yanında, postmodern düşüncenin öne çıkan düşünürlerine de yer verilerek 
tartışmayı iyi bir biçimde genişletme ve ilerletme niyeti taşınmaktadır. 
Nihayetinde  çalışmanın  üçüncü  ve  son  bölümünde,  modernitenin  en  debdebeli 
olan  son  zamanlarına  tanıklık  edip  ayrıca  postmodern  zamanları  da  bilfiil  yaşayan 
sosyolog/düşünür  Bauman  üzerinde  durulmaktadır.  Bu  bölümü  açımlamak  için 
“Bauman  kimdir?  Modernite  ve  postmodernite  konusunda  ne  söylemektedir? 
Entelektüel  olarak  nerede  durmaktadır?”  gibi  sorular  ele  alınmaktadır.  Bu  bağlamda 
üçüncü bölümde, çalışmanın asıl amacı olan Bauman’ın modernite ve postmoderniteye 
dair  düşünceleri  tartışılmaktadır.  Bu  bölüm  çalışmanın  en  kapsamlı  bölümü  olup 
Bauman’ın  eserlerinde  özellikle  üstünde  durduğu,  modernlik,  müphemlik,  gözetim, 
düzenleme, entelektüeller, çalışma ve yoksulluk, üretim-tüketim, toplumsal ve bireysel 
ilişkiler,  küreselleşme,  ‘akışkan’lık’-‘katı’lık,  insan  tipleri,  aşk,  iletişim,  özgürlük  ve 
etik gibi kavramlar üzerinden ilerlemektedir. 



 
Bauman,  hem  moderniteyi  hem  de  günümüz  postmodern  zamanı  anlamak 
konusunda,  gündelik  deneyimlerden,  yaşantılardan  yola  çıkarak  ince  ve  naif  bir 
perspektif  sunar,  ki  Bauman  sosyolojisini  özel  ve  önemli  kılanın  da  bu  olduğu 
söylenebilir.  Çünkü  Bauman’a  göre  sosyolojinin  işlevi  sorunları  çözmek  veya  üstten 
bakan,  otoriterleşen  bir  konum  elde  etmek  değildir.  Sosyolojinin  yapması  gereken; 
toplumsal  yaşamı,  değişimleri,  gelişmeleri  yorumlamak  ve  anlamaktır.  Bu  bağlamda 
Bauman,  sosyolojinin  dolaysız  olarak  ‘anlamak’  gibi  bir  derdi  olduğunu  savunur.
1
 
Kısaca  bu  çalışma  postmodern  düşüncede  önemli  görülen  disiplinler-arası  bir 
yaklaşımla  ele  alınmıştır.  Bauman’ın  düşünceleri  de  bu  yaklaşıma  uygun  olduğundan, 
burada felsefe ve sosyoloji disiplinlerini buluşturmanın tezin dolaylı amaçları arasında 
yer aldığını belirtmek gerekir. 
 
 
                                                           
1
 Bkz. Zygmunt Bauman, 
Sosyolojik Düşünmek
, (3. Baskı), (Çev.: A. Yılmaz), Ayrıntı Yayınları, İstanbul 
2002. s.27 



 

Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   164




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə