36
ber kullanılmakta, birinin anlamının belirlenmesi sırasında diğerinden faydalanıldı-
ğı görülmektedir.
17
Geleneksel toplumu yapı bozumuna uğratan durum olarak mo-
dern toplumun yapısı tam da zıtlığın oluştuğu alanda devreye girmektedir.
Tarihsel
anlamıyla modern toplumlar, geleneksel toplumun dönüşüm sürecinde kapitalizm
ve endüstrileşmenin eşlik ettiği toplumsal ve ekonomik farklılaşmayı ve ussallaşmayı
ifade etmekte olup modernleşme, değişim sürecinin sosyo-ekonomik sonucu olarak
görülmektedir.
18
Modern toplum kavramının içinin hangi unsurlarla doldurulduğu, modernleşme
kuramına doğru ve sağlıklı şekilde yaklaşılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Mo-
dern toplum kavramı, belirli bir insan tipini, insanla doğa ve insanla insan arasın-
daki ilişkilerin belirli bir kavranış biçimini, belirli bir ekonomik ilişkiler sisteminin
ve sonunda bunların toplamının oluşturduğu toplumsal ve ekonomik temel üzerine
bina edildiği düşünülen bir siyasal yapıyı içermektedir.
19
Modern toplum yapısı in-
celendiğinde
örgütlenme, akrabalık ilişkilerinin yerine uzmanlaşmayı gerekli kılar-
ken ekonomik, siyasi, dini ve eğitimsel birleşmelere dayandığı, anonim, hareketli, rol
ve statülerde uzmanlaşmanın görüldüğü, işbölümünün arttığı, geleneklerin gücünü
kaybettiği, aile yapısında ve ilişkilerde bireyci anlayışın hâkim olduğu toplum tipi-
dir.
20
Bireyci yaklaşımların öncelediği bu yeni yaşam alanında çekirdek aile önem-
senmiş ancak aileyi oluşturan her bir kişinin de kendi içinde kimlik dokunulmazlığı
gibi katı kurallarla çevrelenmiştir.
Modern toplumları geleneksel toplumdan ayıran önemli farklardan biri olan hare-
ketlilik ve dinamizm yerleşim, iş ve çalışma alanlarında yüksektir. Yerleşim alanla-
rında görülen hareketliliğe rağmen, taşınma, mesleğin değiştirilmesi mecburiyetini
doğurmamaktadır.
21
Taşınmadan vazgeçme sebebi çoğunlukla, yakın aile ilişkile-
rinin zarar görmesi ihtimali değil aksine yeni yerleşim alanında, yabancılarla kay-
naşma sürecini, dil, yemek alışkanlıkları, kılık kıyafet ya da davranış kalıplarındaki
farklılıklar engellememekte; geride bırakılanların yeri kolaylıkla dolmaktadır. Özetle
belirtmek gerekirse, modern toplum kavramının içinin doldurduğu modern insan;
yeniliklere açık, yenilikçi, yalnız kendi çevresindeki değil diğer ve geniş bir çerçeve-
de sorun ve konularla ilgili, geçmişten çok geleceğe dönük, planlayan ve örgütleyen,
dünyanın tahmin edilebilir olduğuna inanır.
22
Modern toplum kavramı içinde yer
alan insan tipi bireydir. Bu anlamda insanlar arası ilişkiler de bireylerarası ilişkiler
olarak anlaşılmaktadır.
17 Ahmet Faruk Kılıç, Sıddık Ağçoban, “Gelenek ve Modernizm Bağlamında İslam”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 15/28 (2013), 227.
18 Harry Nyström, “The Postmodern Challenge From Economic to Creative Management”, Creativity and
Innovation Management, 9/2 (2000), 109-110.
19 Levent Köker, Modernleşme, Kemalizm ve Demokrasi (İstanbul: İletişim Yayınları, 2004), 40-41.
20 Sulhi Dönmezer, Toplumbilim (İstanbul: Beta Yayınevi, 12. Baskı, 1999), 225.
21 Şule Şahin Ceylan, Geleneksel Toplumdan Modern Topluma Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (İstanbul: On İki
Levha Yayıncılık, 2009), 145.
22 Şeyhmus Demir, Mutlu Sesli ve Veysel Yılmaz, “Türk Modernleşmesi: Eleştirel Bir Bakış”, Sosyal Bilimler
Araştırmaları Dergisi, 2 (2008), 79.
Harun Kırılmaz / Fatma Ayparçası
37
b) Aydınlanma ve Modernleşme Süreci
Modernizm belirli aşamalardan geçerek doğmuştur. Geleneksel toplumsal yapının
çözülüşü ve buna bağlı olarak karşıtlık içerisinde kendini üretmeyi başaran moder-
nizmin ortaya çıkış nedenleri çeşitli alanlara tekabül etmektedir. Modernizmin olu-
şumunda ve sürecin devamında; fikri olarak Aydınlanma Çağı, politik olarak Fransız
Devrimi ve ekonomik olarak da Bilimsel Devrim ışığında gerçekleşen Sanayi Devri-
mi belirleyici olmuştur.
23
Modernizmin fikri altyapısını oluşturan Aydınlanma, 17.
ve 18. yüzyıllarda var olan totaliterliğe, kastçı-feodal toplum yapısına, baskıcı dinsel
dünya görüşüne karşı, yeni olgunlaşmakta olan burjuvazinin yönettiği bir özgür-
leşme hareketidir.
24
Aydınlanma hareketinin temel dayanak noktası ise Rönesans ve
Reform’dur.
25
İtalya’da başlayıp Avrupa’ya yayılan edebiyat, güzel sanatlar ve bilim alanındaki
gelişmeler ve yenilikler olarak adlandırılan Rönesans sayesinde, düşüncede serbest
bir ortam doğmuştur. Rönesans Ortaçağ düşüncesinin zıddı niteliklere sahip olarak
ortaya çıkmaktadır. Din geri plana itilerek birey merkeze alınmaktadır. Rönesans’ta
insanın tinsel bir birey olduğu ve bu bireycilikle birlikte Rönesans’ın modernite an-
lamına geldiği belirtilmektedir.
26
Bireyciliğin ön plana çıkışı geleneksel yapıların ter-
kedilmesini ortaya çıkarmış olsa bile kopuş tam olarak sağlanmamış aksine değişime
ve dönüşüme doğru giden yolun kapısı aralanmıştır.
27
Aydınlanma ile bilginin kaynağı yalnızca akla dayandırılmış olup, kesin ve evrensel
bilgilere ancak akıl aracılığıyla ulaşılabileceğini savunan akılcılık yaklaşımı Rönesans
hareketi içinde önemli bir alana sahiptir. Aydınlanma felsefesini, kendisinin hemen
öncesinde yer alan felsefeden ayıran, yalnızca birkaç kişinin alanı olan bir şeyi, yani
akla uygun olarak yürütülen bir yaşamı herkese uygulama iddiasıdır. Aydınlanma
ruhu, bireyin eğitimini, onu hem ailesinin hem de bizzat kendi tutkularının dayattı-
ğı, dar, akılcı olmayan görüşten kurtarıp, akılcı bilgiye ve aklın eylemini örgütleyen
bir topluma katılmaya açılmasını sağlayan bir disiplindir.
28
Habermas’ın 18. yüzyılda ortaya çıkan modernizm projesi, Aydınlanma düşünürle-
rinin nesnel bilim, evrensel ahlâk ile hukuk ve sanat konusunda ürettikleri düşün-
celeri kapsar. Projenin ideali, özgür ve yaratıcı biçimde çalışan çok sayıda bireyin
yarattığı bilgi birikimini, insanlığın özgürleşmesi ve günlük yaşamın zenginleşmesi
yolunda kullanmaktır.
29
Birey ve aklı her şeyin önünde tutan bu yeni anlayış insa-
na kendi potansiyelini gösterme idealindedir. İnsanın kendi dışındaki otoritelerden
bağımsız kalmasının da yolunu aramıştır. Modernizmle beraber insan, âdeta yeni-
den keşfedilmiştir.
30
Modernizm, kilisenin baskıcı tutumuna karşı tam bir reddedişi
23
Gamze Aslan, “Ortaçağdan Günümüze Modernite: Doğuşu ve Doğası”, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 4/7 (2011), 13.
24 Aslan ve Yılmaz, “Modernizme Bir Başkaldırı”, 95.
25 Marshall Berman, “Modernlik: Dün, Bugün ve Yarın”, çev. Ümit Altuğu, Birikim Dergisi, 34 (1992), 44.
26 Peter Burke, Rönesans, çev., Özkan Akpınar (İstanbul: Babil Yayınları, 2007), 8.
27 Mümtazer Türköne, Siyaset (Ankara: Lotus Yayınları, 2006), 485.
28 Alain Touraine, Modernliğin Eleştirisi, çev., Hülya Tufan (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1995), 25-26.
29 Habermas, “Modernlik”, 33.
30 Ahmet Özkiraz, Modernleşme Teorileri ve Postmodern Durum (Konya: Çizgi Kitabevi, 2003), 14-15.
İnsan&İnsan (3/8, Bahar/Sprıng 2016)