Modernizm ve Postmodernizm Süreçlerinin Tüketim Kültürüne Yansımaları



Yüklə 220 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/11
tarix01.12.2017
ölçüsü220 Kb.
#13292
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

40

Bilimsel Devrim, varlığa ilişkin soruları bunlara ait cevapları oluştururken aklı mer-

keze alarak toplumsal gündelik yaşam alanının da şekillenmesinde önemli bir nok-

tayı oluşturmuştur. Bilimsel Devrimin etkisiyle birlikte gelişen Sanayi Devriminde 

teknolojinin inceden inceye kullanıldığı ve yayıldığı görülmüştür. Sanayi Devrimi ilk 

kez dış ticaretin oldukça gelişip sermaye birikiminin hızlandığı, teknik icatların ve 

yeni ekonomik buluşların doğrultusunda üretime makineyi, motoru ve organizasyo-

nu uygulayan İngiltere’de görülmüş, ardından Fransa ve Batı Avrupa’dan Amerika’ya 

yayılmıştır.

46

 Sanayi Devrimi, kapitalistleşme, özel mülkiyet alanlarındaki gelişmeler, 



serbest girişim, zaman ve mekânsal değişim, doğa ve insana dair değişim, madde 

ve paranın önem kazanması, rasyonalizm, bireycilik gibi toplumun her kesiminde 

farklı tezahürleri meydana getirmiştir.

47

c) Modernizmin Eleştirisi

Gerek modernizmin kavramsallaştırılması gerekse de eleştirisi yönündeki zihinsel 

dönüşümün akıl kavramı üzerinden hareket etmesi, akıl algısının dönüşümünün ise 

birey kavramı üzerinden gerçekleşmesi bu süreçte başlangıç noktasını oluşturmak-

tadır.


48

 Bu kapsamda Touraine’nin nitelemesiyle modernizme ilk eleştiriyi yine bir 

modernist olan J. J. Rousseau dile getirmektedir.

49

 Rousseau’ya göre modernleşmeyle 



birlikte bilim ve sanatta yaşanan gelişmeler insanlar arasındaki eşitsizliği arttırmış-

tır.


50

 Rousseau burada eşitsizlikle mücadele etmeye yönelmektedir. Ahlak ve gele-

nek-göreneklerde yozlaşma başladığını belirten Rousseau, cemiyetin sürüleşmeye 

başladığını bu süreçte samimi dostluk ve güvenin yerini, şüphe, korku, soğukluk ve 

çekingenliğin aldığını söylemektedir. Dolayısıyla ilim ve sanat dalları insanların kötü 

tarafını doğurmuştur. Aynı süreçte insana verilen değer ve önem azalmış, sosyal iliş-

kiler ve hayat, insani özelliklerini yitirmiştir. İnsanların Tanrı’yı dünyevileştirdiğini 

onu kendi yerlerine koymaya başladıklarını bu nedenle de kutsal denilen şeyin yok 

edildiğini vurgulamaktadır.

51

Modernizmle birlikte insan eleştirel, sorgulayıcı bir özne olmaktan çok üst varlık 



konumunda kalmaktadır. Bu da modernizmin giderek dogmatik hale dönüşen, sert 

bir ideolojiye bürünmesine neden olmaktadır.

52

 Bu dönüşümün hissedildiği alanlar 



ise iktidar ve otorite üzerinden şekillenmektedir. Modern algının merkezinde yer 

alan ve Batı’nın medeniyetin tek temsilcisi olma iddiası modernizme yönelik eleşti-

rilerden biridir. Modernizmin oluşturduğu biz ve ötekiler, doğu ve batı, geleneksel 

ile modern karşıtlığı Batı dışı kültürlerin yok sayılması ya da Batı kültürü içerisinde 

evrilmesi karşı çıkılan başka bir boyutu da ifade etmektedir.

46 Jean Maillet, İktisadi Olayların Evrimi, çev., Ertuğrul Tokdemir (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1983), 142.

47 Werner Stark, İktisadi Düşünce ve Toplumsal Gelişme, çev. Mustafa Özel (İstanbul: İz Yayınları, 1997), 223.

48 Emre Yıldırım, “Modernitenin Eleştirisi ve ‘Milliyetçi Söylem’ Bağlamında Milliyetçiliğe Yeniden Bakmak”, 

Amme İdaresi Dergisi, 48/1 (2015), 4.

49 Touraine, Modernliğin Eleştirisi, 38.

50 Jean-Jacques Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı, çev., Rasih Nuri İleri (İstanbul: Say Yayınları, 

2010), 207.

51 Jean-Jacques Rousseau, Bilimler ve Sanatlar Üzerine Söylev, çev., Sabahaddin Eyüboğlu (İstanbul: Say Yayınları, 

2009), 35-44.

52 Hasan Bülent Kahraman, Modernite ile Postmodernite Arasında Türkiye (İstanbul: Everest Yayınları, 2004), 3.

Harun Kırılmaz / Fatma Ayparçası




41

Aydınlanma ve modernizme karşı en sistemli ve tutarlı eleştiriler Frankfurt Okulu 

filozoflarından gelmektedir. Özellikle M. Horkheimer ve T. W. Adorno Frankfurt 

Okulunun önde gelen düşünürlerindendir. Birlikte kaleme aldıkları Aydınlanma’nın 

Diyalektiği isimli kitap adeta modernizmin felsefi ve kültürel temellerine karşı yazıl-

mış bir manifesto niteliğindendir.

53

Aydınlanma hiç durmadan kendi kendini tahrip etmeye devam etmektedir ve gide-



rek totaliter bir görünüm arz etmeye başlamıştır.

54

 Aydınlanmanın temel amacı, dün-



yayı tüm gizlerinden kurtararak, mitleri çürüterek, akıl ve bilgi vasıtasıyla dünyayı 

algılamamızı sağlamaktır. Horkheimer Akıl Tutulması adlı kitabında Aydınlanma 

filozoflarının dine akıl adına saldırdıklarını, ancak sonuçta saldırdıkları olgunun, 

kendi çabalarının güç kaynağı olan metafizik ve nesnel akıl kavramının oluşmasına 

neden olduğunu belirtmektedir.

55

Modernizme yönelik eleştirilerin bir boyutunu ise postmodernistler oluşturmakta-



dır.  Özellikle  de  postmodernistlerin eleştirilerinde başlangıç noktasını moderniz-

min yol açtığı tekillik oluşturmaktadır. Bu kapsamda tekilliğe karşı farklılıkların, 

çoğulluğun ve kimliklerin önemini öne alan François Baudrillard, Jacques Derrida, 

Jean-François Lyotard ve Zygmunt Bauman gibi araştırmacılara göre, “hakikatin, 

adaletin, demokrasinin tek bir versiyonu yoktur ve tabi ki, toplumlarda tek bir inanç 

sistemi olması için de herhangi bir istek yoktur”.

56

 Derrida’nın deyimiyle, postmo-



dernistlerin asıl amacı modernizmle birlikte kurulan, işleyen kurumlar ve kavramla-

rı yapı bozumuna uğratmaktır.

57

 Postmodernizmin modernliği eleştirmek üzerinden 



oluşturduğu çerçeve bu yeni akımın da temel hareket alanını oluşturmaktadır.

Modernleşme süreci tüm bu karşı çıkışlara ve eleştirilere rağmen yeni dönüşümlerle 

devam etmektedir. Toplumsal dinamikler, dünyada değişen koşullar, toplumların ya-

şam tarzlarıyla birlikte ekonomik ilişkilerinin, siyasal ve sosyal dönüşümlerinin aynı 

zaman diliminde ancak farklı hızlarda yaşandığını göstermektedir. Hali hazırda bazı 

toplumlar modernleşme sürecinin evrelerini tamamlamaya çalışırken başka toplum-

lar ise yeni bir sürecin içinde evrilmeye devam etmektedirler. Yaşanan evrilme süreci 

modernizmin kendi varlığını yeniden üretmeye çalıştığı postmodernizm sürecidir.



2. Postmodernizm

20. yüzyılın ortalarından günümüze kadar geçen zaman içinde üzerinde çokça ko-

nuşulan bir kavram olan postmodernizme dair tanımlamalarda henüz bir uzlaşma 

sağlanmış değildir. Ancak, postmodernizmin küreselleşme, tüketim, devlet kademe-

lerinde merkeziyetçi anlayışın değişmesi, bilginin metalaşması, yaşam tarzında ya-

şanan deformasyon gibi durumlara tekabül ettiği kabul edilmektedir.

58

 Postmoder-



53 Ahmet Bora Tarhan, “Türkiye’de Postmodernizmle Değişen Siyasetin Siyasal İktidara Yansıması”, (Doktora 

Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, 2010), 61.

54 Max Horkheimer ve Theodor W. Adorno, Aydınlanmanın Diyalektiği: Felsefi Fragmanlar, çev. Oğuz Özügül 

(İstanbul: Kabalcı Yayınları, 1995), 12-20.

55 Max Horkheimer, Akıl Tutulması, çev., Orhan Koçak (İstanbul: Metis Yayınları, 1994), 65.

56 Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu, çev., Hazal Deliçaylı ve Ferda Keskin (İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2008).

57 Nur Vergin, Siyasetin Sosyolojisi (İstanbul: Doğan Kitap, 2008), 310.

58 Cheryl Simrell King, “Postmodern Public Administration: in the Shadow of Postmodernism”, Administrative 

İnsan&İnsan (3/8, Bahar/Sprıng 2016)



Yüklə 220 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə