N ə s I m I a d ı n a d I l ç İ L i k I n s t I t u t u



Yüklə 1,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/41
tarix08.07.2018
ölçüsü1,54 Mb.
#54554
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   41

 

 

22 



Lengüistik  kavram  anlayışı,  insanca  antropolojik  olarak  algılanan  ve  bilişsel  bir  bilinç-

lenmeyle  olgunlaştırılan  düşünüşün  oluşumu  ve  gelişimi  sürecinin  biçimlenmesine  ve  dil  çerçe-

veli  etkenlerce  de  giderek  hızlandırılmasına  bağlı  olarak  belirlenebilmektedir.  Bu  kavramın 

algılanması, Yaratanca sağlanılan düşünsel oluşumun ve gelişimin dünya düzeyinin dengelenme-

sinde  rol  alan  kavramların  rolüyle  ve  lengüistik  olarak  da  adlandırılmasıyla  bağlantılıdır. 

Dünyanın  dil  haritasının  yüzeysel  ekseni,  çeşitli  «işlevsel-semantik  alanların» [6. S.24–28] ev-

rensel  ve  ulusal  nitelikteki  fonetik,  fonolojik,  morfolojik,  sentaktik,  leksik,  sözlüksel,  deyim  bi-

limsel ve metin dilbilimsel düzeyleriyle ifade edilmektedir. Bu haritanın derindeki yapı ve sistemi 

ise,  «semiyotik  mekânda  dil  bilimsel  ve  göstergebilimsel  olarak  işaretlenen»  [7.  S.748–759] 

kavram  ve  kategoriler  ile  tasvir  oluna  bilmektedir.  Söz  konusu  karakteristik  kategorilerden  biri 

olarak  birçok dilde somut dil  bilimsel  göstergelerle  işaretlenen,  birçok dilde  ise  leksik, sentaktik 

ve morfolojik işaretlerin birincil ve sonraki işlevleriyle ilintili olarak ifade edilebilen görünüşsel-

lik işlevsel-semantik alanı ve buna bağlı olarak belirlenebilen görünüş alt kategorisi gösterilebilir 

[8].  Çağımızda  aktarma  kavramasının  algılanması  da  uygun  aktarma  bilimi  kavramı  ve 

kategorileriyle Türk yazı dilleri arasında hem bilişimsel hem de edebî  yöntemlerle yapılabilir bir 

olgu  niteliğinde  1990–2000’li  yıllarda  somut  bir  lengüistik  kavram  olarak  belirtilmektedir  [9. 

S.16].  Türk  Cumhuriyetleri  millî  marşları  metinlerinin  kavramsal,  semiyotik  ve  lengüistik 

yönleriyle karşılaştırmalı olarak incelenmesi denemesinin başlatılması  ise, Türkoloji’nin aktarma 

bilimi alanında yeni bir filolojik-bilişsel istikamet oluşturacaktır.  

 

Türk Cumhuriyetlerinin Millî Marşlarında 

Özel Metin Kurucu İşaretler 

 

Bedii metinlerin özel metin kurucu işaretleri anlayışı, bilgi çağının bilişsel terminolojisinde 



somut  bir  lengüistik  kavram  olarak  genellikle  XX.  yüzyılın  son  çeyreğinden  itibaren  yer 

almaktadır  [10.  S.299–305].  Söz  konusu  semiyotik  (göstergebilimsel)  işaretler,  çoğunlukla  bedii 

metin  materyalleri  esasında  incelenmektedir.  Çünkü,  herhangi  bir  yazarın  bedii  metninde  kendine 

mahsus  kavramlar  dünyası,  buna  bağlı  olarak  anlattığı  somut  bir  yazar  gerçekliği  vardır.  Söz  konusu 

kavramlar dünyası ve yazarın kendine özgü algılama ve fikir gerçekliği ise, onun kullandığı bedii dille 

ve  özel  edebî-bedii  metin  kurucu  işaretlerin  hareketleriyle  ifade  olunmaktadır.  Yazar,  herhangi  bir 

deneme metnini kurgularken sadece dil birimlerinden, dolayısıyla fonemlerden, morfemlerden, sentak-

semlerden  (tamlamalar,  kelime  grupları,  cümleler  vb.),  leksemlerden  (kelimelerden),  frazemlerden 

(deyimlerden)  ve  textemlerden  (cümleden  büyük  birliklerden)  gelişigüzel  olarak  istifade  etmez.  O, 

kendi yazar gerçekliğini ifade edebilmek için, her şeyden önce, millî dile ve özgün mantaliteye mahsus 

olan  semiyotik  mahiyetli  ve  kendisinin  şekillendirdiği  her  türlü  metin  kurucu  işaretlerden  yararlanır, 

dolayısıyla metnini onlarla inşa eder.  

Filoloji biliminde, semiyotik mahiyetli diğer unsurların yanı sıra, somut tematik ifadelerle ortaya 

çıkan başlıkların çeşitli diskur ortamlarında özel metin kurucu işaretler olarak kullanılması, bedii metin 

materyalleri esasında genişçe incelenmektedir. Rus yazarlarından A.P.Çhehov’un «Gecikmiş Çiçekler», 

М.A.Sholohov’un  «Ben»,  V.M.Shukshin’in  «Yaşamak  Arzusu»  hikâyelerinin  başlıkları,  tematik 

alan ve semantik anlam yükünün ağırlığı bakımından dikkat çekicidir. Söz konusu hikâyelerin ve 

bunlara  benzer  diğer  klasik  ve çağdaş  bedii  eserlerin  metinlerinin  biçimsel-semantik yapısı da Rus 

dil  biliminde  genişçe  incelenmektedir  [11.  S.37–48,  130–156,  168–297].  Başlıklar,  genellikle  metin-

lerde  ifade edilen tarihî  ve günlük olay  ve gidişatların  bir temel doğrultuda  birleştirilmesini  sağ-

layan özel metin kurucu işaretlerdendir. Onlar, yazar dünyasını oluşturan kavramların açıklanma-

sında bir anahtar kelime//söz yerinde kullanılmaktadır.  

 



 

 

23 



Azerbaycan  edebiyatında  da  başlıkları  metin  kurucu  işaretler  olarak  yerinde  kullanan 

yazarlar  çoktur.  C.Memmetkuluzade’nin  «Posta  Kutusu»,  «Iranda  Hürriyet»,  «Kuzu»,  «Sakallı 

Çocuk»  ve  A.Hakverdiyef’in  «Bomba»  hikâyelerinin,  M.Celal’in  «Bir  Gencin  Manifestosu», 

İ.Şıhlı’nın  «Deli  Kür»,  Anar’ın  «Beş  Katlı  Evin  Altıncı  Katı»,  Kamal  Abdulla’nın  «Eksik  El 

Yazması»,  «Büyücüler  Deresi»  ve  «Unutmağa  Kimse  Yok»  romanlarının  başlıkları  başarıyla 

seçilmiştir.  Dünya  ve  Türk  edebiyatında  ise,  söz  konusu  metin  kurucu  işaretlere  ilişkin  Mayn 

Rid’in  «Başsız  Atlı»,  Umberto  Eko’nun  «Gülün  Adı»  romanlarının,  Ömer  Seyfettin’in  «Başını 

Vermeyen  Şehit»  hikâyesinin  ve  Yahya  Kemal’in  «Sessiz  Gemi»  şiirinin  başlıkları  örnek  olarak 

gösterilebilmektedir.  

Türk Cumhuriyetleri millî marşları başlıklarının her birinin bağlı olduğu edebî diskurda özel 

metin  kurucu  işaret  yerinde  çoğunlukla  Marş  veya  Himn  adıyla  kullanımı,  ortaya  çıktığı  tarihî 

dönemin  siyasal,  ekonomik,  sosyolojik,  psikolojik  ve  kültürel  şartlarıyla  ilintili  olmuştur,  diye 

düşünmekteyiz. Söz gelimi, Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyetleri  millî  marşlarının birincisinin 

«Milli Himn», ikincisinin ise «İstiklâl Marşı» olarak adlandırılması bu bakımdan dikkat çekicidir. 

Birincisi, Mehmet Emin Resulzade’nin kurduğu Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin mevcut 

olduğu 1918–1920’de, ikincisi ise Türkiye’de Atatürk’ün önderliğini yaptığı İstiklâl savaşı yıllar-

da yazılmıştır. Bu yüzden söz konusu marşların hem güftesi, hem de bestesi, XX. yüzyılın çok zor 

bir  tarihî  döneminde  birbiriyle  bağlantılı  ve  eş  zamanlı  olarak  meydana  çıkmıştır.  Özbekistan 

Cumhuriyetinin  millî  marşı, Özbekistan’da daha  önceden  Sovyetler Birliği  döneminde  ifa  edilen 

«Güneşli  hür ülkem»,  Kazakistan’da  ise  1956  yılından  beri okunan  «Benim  Kazakistan’ım»  adlı 

şarkının  müziği  ve  metinlerinden  ibarettir.  Yalnız  sonuncu  iki  millî  marşın  metni,  birinci 

makalede belirtildiği gibi, bağımsızlık yıllarında kelimeleri değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir. 

Türkmenistan  millî  marşının  bağımsızlık  yıllarında  yeniden  hazırlanan  metninde,  sonradan  belli 

düzeltmeler yapılmıştır. Kırgızistan Cumhuriyetinin şimdi ifa edilen millî marşı ise, yukarıda belirtildiği 

üzere, 1992 yılında kabul olunmuştur. Bunlar da «Millî Marş» olarak adlandırılmaktadır.  

Farklı  dil  işaretlerinin  ve  edebî-kavramsal  nitelikteki  özel  metin  kurucu  işaretlerin  işlevsel 

ve anlamsal parametrelerinin göstergebilimsel olarak birbiriyle örtüşmesi ise bedii metnin başarılı 

oluşunu  sağlayan  temel  etkenlerdendir.  Bu  bakımdan  Türk  Cumhuriyetleri  millî  marşları  olarak 

bilinen  özel  müzikli  parçaları  da  başarılı  ve  orijinal  kılan  temel  etkenlerden  birisi,  yukarıda 

belirtilen lengüistik ve göstergebilimsel olguların veya dil ve özel metin kurucu işaretlerin söz konusu 

metinlerde çoğu kez birbiriyle örtüşebilmesiyle bağlantılıdır.  

Türk  Cumhuriyetleri  millî  marşları,  her  şeyden  önce,  metinlerinde  temel  tematik  içerik  ni-

teliğindeki kavramların dil  ve özel  metin kurucu  işaretlerle  net olarak  ifade edilebilmesiyle öne çıkan 

özel  müzikli  parçalardır.  Aşağıda  hareketleri  birbiriyle  örtüşen  ve  yazarlarının  söz  konusu  millî 

marşlarda ifade olunan kavramlar dünyasına yönelik kullandığı dil ve edebî-bedii nitelikteki özel metin 

kurucu işaretler ele alınacaktır.  

Türk-İslam  medeniyetine,  düşünüş  ve  düşünce  sistematiğine  yakından  bağlı  olan  bir  kav-

ramlar dünyası haritasının genel parametreleri, her şeyden önce Türkçe algılama, düşünme//bilinç 

ve  düşünüş  mekanizmasıyla  çizilebilmektedir.  Bu  bakımdan  söz  konusu  kavramlar  dünyasının 

başlangıç  niteliğindeki  münferit  fenomenal  çevrelerinin  (frame)  aşağıdaki  biçimde  sıralandırılarak 

adlandırılmasının uygun olacağı kanaatindeyiz:  

 

– Tanrı hakkı, adalet, ahret, kader;  



– Kardeşlik, komşuluk ilişkileri; 

– Aile müessesinin kutsallığı, bakirelik, bakir ve bakire; 

– Kahramanlık, mertlik ve cesaret; 

– Sevgi, aşk ve güzellik; 




Yüklə 1,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə