„ne mutlu tüRKÜm diyene“ atatüRK


HAKSES -  August / Ağustos 2000



Yüklə 1,23 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/7
tarix19.07.2018
ölçüsü1,23 Mb.
#57317
1   2   3   4   5   6   7

HAKSES - 

August / Ağustos 2000

pagina / sayfa

 



Ömer’in, yerli halkın dinine ve mallarına 

karşı  gösterdiği  hoşgörülü  tutum  bunun 

canlı bir örneğidir.

Bununla birlikte, özellikle biz Türkler, 

başka  miletlere  karşı  hoşgörülüyüzdür. 

Şanlı tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. 

milletlerimizin  diğer  milletlerin  dinleri  ve 

adetlerine karşı hoşgörüsü, İslamiyetten 

önceki  dönemlere  kadar  uzanmaktadır. 

Uygur  ve  Hazar  Türklerinde  bunun 

örneklerine  rastlanır.  Zaten  Türkler, 

İslamiyetin  hoşgörüsü  sayesinde  gönül 

rızasıyla müslüman olmuşlardır. Anadolu 

Selçukları,  Hıristiyanlara  gösterdikleri 

şefkatli  ve  adaletli  tutumla  bu  hoşgörü 

geleneğini  devam  ettirdiler.  Osmanlı 

Türkleri de aynı geleneğe bağlı kaldılar. 

Çzellikle Fatih Sultan Mehmet’in Yahudi ve 

Hıristiyanlara karşı hoşgörülü ve adaletli 

davranışı,  bunun  en  güzel  örneğidir. 

Fatih,  İstanbul’un  alınışı  sırasında 

dağılan  Hırıstiyanları  yeniden  şehre 

getirilmiştir.  Onların  dini  teşkilatlarını  ve 

okullarını olduğu gibi bırakmıştır. Evlenme 

ve  boşanma  gibi  işlerini  kendi  örf  ve 

adetlerine göre yürütmelerine izin vermiştir. 

Çıkardığı  bir  fermanla  din  önderlerinin 

dokunulmazlığını ilan etmiştir. Yunus Emre 

ve Mevlana gibi müslüman Türk Büyükleri 

de,  başka  milletlerin  inançlarına,  örf  ve 

adetlerine saygılıdırlar.

Nitekim büyük Atatürk de „Hiçbir millet, 

milletimizden çok, yabancı unsurların inanış 

ve adaletlerine saygı göstermemiştir. Hatta 

denebilir  ki,diğer  din  sahiplerinin  dinine 

ve  milletine  saygılı  olan  tek  millet  bizim 

milletimizdir“ demektedir. Esasen Atatürk, 

milletimizdeki bu geleneksel dini saygı ve 

hoşgörüyü,  temeli  vicdan  özgürlüğüne 

dayanan laiklik ilkesiyle kanunlaştırmıştır. 

O halde, bizler de, diğer milletlerin dinleri, 

inançları, vicdan özgürlükleri, düşünceleri, 

kanaatları,  örf  ve  adetlerine  saygılı  ve 

hoşgörülü olmalıyız.

(Atatürkçülük (Birinci Kitap), 

Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri

Istanbul, 1964, s. 61.)

Bizler  Türküz  ve  Müslümanız. 

Dünyada  bizim  milletlerimizden  başka 

milletler ve dinler de var. Dünya yüzünde 

onlarla  birlikte  yaşıyoruz.  Dünyadaki 

bütün  milletler  gözününe  alınınca, 

tüm  insanlık  adeta  büyük  bir  aileye 

benziyor.  Çünkü  insanlar  ve  toplumlar 

birbirine bağlıdır. Bu bağlılık sebebiyle, 

bütün  insanlığı  büyük  bir  canlı  varlığa 

veya  insan  bedenin  benzetebiliriz.  Bu 

durumda, milletler bu bedenin organları 

gibidirler.  Bedenimizin  bir  yerinde 

herhangi bir rahatsızlık olunca bundan 

bütün vücudumuz etkilenir. Bunun gibi, 

yeryüzündeki  bir  millette  meydana 

gelen sıkıntıdan da, yerine göre bütün 

insanlık  rahatsız  olur.  Milletler  ve 

insanlar  birbirleriyle  iyi  geçinirler, 

aralarında  anlayış  ve  dayanışmayı 

gerçekleştirirlerse,  dünyaya  barış  ve 

huzur gelir. Nitekim Rabbimiz, Kur’an-ı 

Kerim’inde: „birbirinizi kolayca tanıyıp, 

(aranızda  güzel  ilişkiler  kurabilmeniz 

için) Biz sizi milletler ve kabileler haline 

koyduk“ buyuruyor.

Esasen  dinimiz,  karşılıklı  anlayış, 

dayanışma,  güzel  ilişkiler  ve  hoşgörüye 

büyük bir önem vermektedir. Bu anlayış ve 

hoşgörü sadece bizim milletimizin fertlerine 

veya müslümanlara karşı değildir. Bütün 

insanlara karşı öyle olmak gerekmektedir. 

Çünkü, bir kere Allahımız, bütün insanların 

Allahıdır. Sonra Peygamberimiz de, bütün 

alemlere  rahmet  olarak  gönderilmiştir. 

Hz. Adem’den  Hz.  Muhammed’e  kadar, 

bütün  hak  peygamberlere  inanmak, 

dinimizin  inanç  esaslarından  biridir. 

Bu  bakımdan  bizim,  öteki  milletlerin 

inançlarına,  örf  ve  adetlerine  saygılı 

olmamız, dinimizin bir gereği olmaktadır. 

Zaten,  sevgili  Peygamberimiz  de,  diğer 

dinlere  ve  milletlere  karşı  büyük  bir 

anlayış göstermiştir. Onların yemeklerinde 

bulunmuş,  hastalarını  ziyaret  etmiş 

ve  onlara  ikramda  bulunmuştur. 

peygamberimizin bu hoşgörülü ve anlayışlı 

tutumu  diğer  müslüman  büyüklerine  de 

örnek  olmuştur.  Kudüs  alındığında,  Hz. 

DİĞER 

MILLETLERINİN 

ÖRF VE 

ADETLERİNE SAYGI

Romanya’da üç Türk şehitlik 

bulunmaktadır: Bükreş, 

Slobozia ve Braila.

Bundan hariç Ada-Kale

Şimian ve diğer meyarlıklarda 

araştırmalara göre var 

gözüküyor. Bu araştırmaların 

projesini Gülten Abdula 

tarafından incelenmektedir.



Fotoğraf: Türk Edebiyat 

dergisinin genel 

Koordinatörü sayın Gazi 

Altun, Bükreş şehitliğinde 

bir Fatiha okurken Foto: 

Gülten Abdula, sene 1999

Gökkubbenin altında yatar,al kan içinde,

Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler.

Hakkın bu veli kulları taş türbeye girmez;



Güfrana bürünmüş, yalnız

Fatiha bekler!

Mehmed Akif Ersoy

Ştiaţi că...

Sultanul  Mehmed  Fatih 

supranumit  Cuceritorul,  l-

a   n u m i t   p e   G h e n a d i e 

Scholoris  în  funcţia  de  Patriarh 

al  Costantinopolului  (Istanbul) 

i m e d i a t   d u p ă   c u c e r i r e a 

Constantinopolului?  Odată  cu 

înalta  investitură  pastorală, 

patriarhul  a  primit  şi  semnele 

înaltei  funcţii  Âodăjdiile,  cîrja, 

crucea  şi  firmanul  prin  care 

erau  garantate  inviolabilitatea 

personală, scutirea de impozite, 

libertatea  de  mişcare  şi 

siguranţa.

Originalul  Firmanului  se 

află  la  British  Museum  din 

londra.  Privilegiile  de  atunci 

sunt  păstrate  şi  astăzi.  De 

drepturi egale s-au bucurat şi 

celelalte confesiuni religioase 

precum  evreii  şi  armenii 

de  confesiune  iudaică  şi 

gregoriană, în fruntea lor fiind 

aleşi  Moses  Kapsali  (Mare 

Rabin) şi Horochim (Patriarh 

Gregorian).



Abdula Elvin 

Mahmut

Bir yıl geçti ama acılar, yaralar kapanmadı. Gözyaşları 

durmadı. Buradan, Tuna kıyılarında, Karadeniz bölgesinden 

Türkiye Başın sağ olsun tekrarlıyoruz ve dualarımızı Allah’tan 

niyaz isteriz. 

Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır 

bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği 

işler de yükleme. Bizi affet! Bizi bağaşla! Bize acı! Sen bizim 

Mevlanamızsın...! 

EL FATIFA!




Yüklə 1,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə