Niyazi berkes tüRKİYE'de çAĞDAŞLAŞMA



Yüklə 5,75 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/283
tarix04.11.2017
ölçüsü5,75 Mb.
#8492
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   283

G

İ

R



İŞ

 

su diyebileceğimiz bu kişiden önce Hıristiyanlığa katılanların dünya ve devlete 



karşı nasıl bir tutum takındıklarını bilmek güçtür, tik Hıristiyanlık'a katılmayı 

dünyadan ve devletten bir kaçınma sonucu sayabilirsek, tutumlarının olumsuz 

olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Aziz Pavlos, Hıristiyanların iki alan ile karşılaştık-

larını belirtti: biri kayzere ait olan, öteki Tanrı'ya ait olan. Ona göre Tanrı, kişinin, 

dünyanın ve devletin kurallarına uymasını ister; ama İsa'ya inanan kişi dinin ku-

ralları ile dünyanın ve devletin kurallarını birbirine karıştırmamalıdır.

 

Bu mümkün müdür? Mümkün olsa bile, özellikle soruya kişi açısından değil 



de dünyanın istekleri, devletin zorunluluktan açısından baktığımız zaman, yapıl-

ması kolay mıdır? Kişi, bu karıştırmama işini başarabilse bile gerçek dünya, özel-

likle ekonomik ve cinsel yaşamla ilgili itmeler kişiyi karışıklığa sürüklemez mi? O 

zamana dek gerçek bir Hıristiyan ancak dünyadan, toplumdan, devletten kaçan 

melek gibi birisi olacaktı. Cinsiyet isteklerinden, dünya nimetlerinden, maldan, 

mülkten, aileden, savaştan kaçan biri olacaktı. Fakat dünyayı tümden inkâr eden 

din olamaz; kimi seçkin kişiler böyle bir şeyi basarsa da onların tutumu, kurallı 

bir kurum olarak dinin tutumu olamaz. Kişinin bildiği kadarına göre var olan din 

kuralları, dünya işleri üzerine belirli, kesin kurallar koymalı ki dinin üyesi olan 

inanıcı (mümin) bu dünyada dinin kabul edebileceği davranışların neler olduğunu 

bilsin! Bütün dinler bu zorunluluk derecesine göre kurallaşır, kanunumsu bir din 

olmaya başlar. Zamanla dünya ve devlet kurumlarının, yetkililerinin karşısına 

güçlü din kurum ve yetkilileri çıkmaya başlar.

 

Din, dünya ve devlete meydan okuyabilecek ayrı bir güç olarak gelişince 



ikinci aşama başladı. Bizans'ta merkezleşen Hıristiyanlık (daha sonraki Rum 

Ortodoks Kilisesi) devletten farklı ve onun karşısında var olabildi ise de devlete 

karşı üstünlük kuramadı. Burada, ayrı ve eşit iki kurum ve yetke yerine devlete 

bağlı, devletten yardım alan, kendini devlet modeline göre biçimlendiren bir ki-

lise Hıristiyanlık'ı meydana geldi. Batı Avrupa'da, Roma'da merkezleşen (daha 

sonraki Roma Katolik Kilisesi) Hıristiyanlık'ta ise böyle olmadı. Roma devleti 

orada çok güçlü değildi. Devletin birçok işleri kilisenin eline geçti. Uygarlık ve 

kültür hayatında kilise önde geliyor, siyasal güçler onun modeline göre biçimle-

niyordu. Okuma yazma bilenler din adamları, kralları Hıristiyan edenler, barbar 

sayılan halkı eğitenler, onlara yeni bir ahlâk aşılayanlar, uygarlaştıranlar kilise 

ve manastır adamları idi. Bütün bu işlerin yürütülmesi Roma'daki merkeze bağ-

landıkça bu kilise adamları içinde bir mertebeleşme doğdu. En sonunda da, şu 

ya da bu kralın, şu ya da bu beyin, şu ya da bu şehir veya bölgenin insanları-

nın dil, siyasa, ekonomi, bölge farklılıklarının üstünde tümünün tek bir Hıristi-

yanlık gövdesinin üyesi olduğu görüşü güçlendi. En üstün din makamı, Papa-

 

21

 



TÜRK

İ

YE'DE ÇA



Ğ

DA

Ş



LA

Ş

MA



 

lık, en güçlü devlet başkanı ile boy ölçüşebilecek dinsel bir dünya devletinin başı 

durumuna geldi.

 

Üçüncü aşamada, bu karşılaşma süreci boyunca kilisenin siyasallaşması, 



devletin de dine bulaşması gibi iki olay gelişti. Aşın uçlarda "kilise devletleri" ile 

"devlet kiliseleri" belirmeye başladı. Ancak bundan sonraki aşamada iki alanı bir-

birinden ayırma, ikinciyi birinciden üstün yapma ya da ikisi arasında bölgeleri be-

lirleyerek uzlaşma süreçleri başladı ki, Avrupa'da laicisation ya da secularisation 

tartışmaları ve sorunları bununla başlar.

 

Demek Avrupa'da da laiklik sorunu yeni zamanın bir sorunudur. Bu sorun-



lar, kilise kuruluna, din işlerinin güdümünde, din adamlarının yanında halktan 

(laicus, lay) kişilerin de girmesi olgusundan ziyade ekonomi, siyasa, eğitim, aile, 

cinsel hayat işlerinde kilise-dışı olan dünyanın gereklerinin serbestçe insanları et-

kilemesi olgusu daha önemlidir. İşte bu, "çağdaşlaşma" dediğimiz oluşumdur.

 

Batı dünyasında din, kurum olarak kilise ile bir tutulduğu için (kilisesiz Hıris-



tiyan olamaz), çağdaşlaşmanın sadece bir kilise-devlet ilişkisi işi olduğu sanısı 

(modern çağda en güçlü uygarlık olan Batı uygarlığının etkisi ile) devlet ve kilise 

olarak iki ayrı ve güçlü kurum ve yetkilileri olmayan Hıristiyanlık-dışı toplumlar-

da da (özellikle İslâmlık'ta) yerleşti. Bu yüzden, örneğin İslâmlık dünyasında, la-

ikleşme ya da çağdaşlaşmaya karşıt olanlar, "bu Hıristiyanlık dünyası içindir; İs-

lâmlık'ta böyle bir sorun yoktur" derler.

 

Böyle bir görüşün ardında ya safça bir aldanma ya da saklanmak istenen 



başka bir istek (değişmemek, geleneklere bağlı kalmak isteği) bulunduğunu bu 

kitapta göreceğiz. Fakat yine de göreceğiz ki "laiklik" kavramını yalnız devlet-ki-

lise, hattâ devlet-din ilişkilerini belirleme, din yargılarını devlet işlerinden çıkarıp 

atma sorunu saydıkça, böyle bir tutum savunulabilir. 18. yüzyıl başlarından tâ 

bugüne değin bunun bir dizi örneğini göreceğiz.

 

Gerçekte ise, çağdaşlaşma, din kurallarının ruhanî bir kurul içinde ya da 



onun kanalı ile uygulanması karşısında (Hıristiyanlık dışında Yahudilik, İslâmlık 

ve öteki Asya dinlerinde olduğu gibi) bazı kuralların, yukarıda değindiğimiz gibi, 

değişmez geleneksel kurallar oldukları ölçüde dinsel kurallar olduğu sanılan top-

lumlarda, yalnız siyasa alanında değil, her alanda (altın diş takmak ya da bisikle-

te binmek gibi işlerde bile) değişmez kutsal kuralların sarsılması gibi daha da kap-

samlı bir sorundur.

 

Demek ki, laikleşme çabalarına karşı olanların tersine Hıristiyanlık'tan başka 



dinlerden olan toplumlarda bu akımın sorunları çok daha önemli, çok daha büyük 

ve geniştir. Hıristiyanlık'ta dinî olan ile cismanî olan; "kilisenin olan" ile "devle-

tin olan" arasında ayrım yapmak (bunlar arasında iç içe girmeler olduğunda bile)

 

22

 



Yüklə 5,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə