bütün
bedeni hasta etmekte-
dir. Buna meydan ver-
memek için bedende beyin-
den gelen emirlere mutlak
bir uyma vardýr. Ve her
organýn görevlerini düzenli
bir þekilde yapmasý için sýký
bir kontrol mekanizmasý
faaliyettedir. Herhangi bir
organ "Ben dilediðim gibi
iþ göreceðim" diyemez.
Beyin de göndereceði isa-
betli emirlerle organlarý tam
bir düzende tutmak zorun-
dadýr.
Beyinden birbirini tutmaz
emirleri almaya baþlayan
organlarýn çalýþmalarý
bozulur. Giderek organlarda
beyne baþ kaldýran, düzenin
dýþýna taþan hücreler
türemeye baþlar. Böyle
hücrelere kanser hücresi
denir. Eðer bedenin gücü
ve beyinden gelen emirlerin
düzenli ve kudretli oluþu
saðlanabilirse kanser
hücreleri kolayca yok
edilirler. Aksi halde onlar
vücutta baþlarýna buyruk
olarak üremeye baþlarlar
ve bir gün bütün vücudu
istila edip ölüme götürürler.
Beynin birbirini tutmaz
emirler göndermesine ise
devamlý kuruntu, üzüntü,
korku ve endiþeler sebep
olmaktadýr.
BÝR KÝÞÝNÝN
HAYATINDAKÝ
DÜZEN
Bir kiþi ister iþ adamý
olsun, ister bilgisini artýr-
mak, yaþantýsýný geliþtirmek
isteyen bir kimse olsun,
isterse bir öðrenci olsun
mutlaka kendisine bir plân
yapmak ve o plâna uygun
olarak dilediði seviyeye
gelebilmek için çalýþmak
zorundadýr. Plânsýz ve
düzensiz yaþayanlar, dýþ
etkenlerin ve hayatýn zorla-
malarýyla bir þeyler yaparlar
ama bu hiç bir zaman
onlarýn dilediði seviyede
olamaz.
Saðlam ve hýzlý bir
ilerleme veya insanýn
övüneceði bir iþ baþarmasý
ancak plâna, programa
baðlý düzenli bir çalýþmayla
gerçekleþebilir. Bir plânýn
ve programýn uygulana-
bilmesi için kiþinin kendi-
sine karþý insafsýz ve
müsamahasýz olmasý gerek-
lidir. Bir insan kendine
fazla merhamet ederse ve
tembelliðine fazla tâviz
verirse, onun bir plâný
uygulamasý imkânsýz olur.
Bir gün "yorgunum" der,
ikinci gün "baþýmda aðrý
var" der, üçüncü gün
"isteðim yok" der, bir baþka
gün "yarýn çalýþýrým" diye
kendini avutur. Böylece
zamanlar, aylar ve yýllar,
plânlanan þeyler yapýl-
madan gelir geçer. Sonra
bir gün döner bakar ki, bir
sürü zaman boþa gitmiþ. O
zaman o kendine yaptýðý
merhametleri, tembelliðine
verdiði tavizleri unutur da
üzülür, ya kendine ya da
talihine iftiralar eder.
Allah insana akýl ve
birçok iþi yapabilme
gücünü vermiþtir. Bir üstün
seviyeye ulaþmak isteyen
kimse iradesini ve aklýný
hayatýnýn mutlak hâkimi
yapmak zorundadýr. O
zaman istenilen ve özle-
nilen hedeflere ulaþmak,
adým adým gerçekleþir.
Bulunduðumuz medenî
toplumlarda insanlarýn iler-
lemesi ve yükselmesi için
birçok yardýmlar ve imkân-
lar vardýr. Elverir ki bir
insan yükselmeyi gönülden
ve devamlý istesin ve o
yöndeki çabalarýný hiç
eksiltmesin. Arasýra par-
layýp sönen istek ve çabalar
hedefe ulaþmak için yeter-
sizdir. Ýsteklerin devamlý
körüklenmesi, çaba ve
çalýþmalarý aksatacak
engellerle devamlý savaþýl-
masý lâzýmdýr. Çünkü insan-
larý hedeflerinden uzak-
laþtýran pek çok sebep her
gün önümüze çýkar.
SEVGÝ DÜNYASI
4
Bir fabrika kurmuþ ve
onu gittikçe geliþtirmiþ bir
insan mutlaka gece gündüz
fabrikasýný, bir annenin yeni
doðmuþ çocuðunu
düþündüðü gibi, düþün-
müþtür. Onu nasýl kura-
caðýný, nasýl geliþtireceðini,
nereden para bulacaðýný,
borçlarý nasýl ödeyeceðini
düþünmüþ, düþündüklerini
hiç vakit geçirmeden adým
adým uygulamýþtýr. Baþka
türlü, bir iþ kurulup geliþti-
rilemez. Gece gündüz iþini
düþünmeyen, iþini evlâdý
gibi sevmeyen, o iþin
sancýsýný çekmeyen onu
yürütemez, asla geliþtire-
mez. Bu, ders çalýþan bir
öðrenci için de böyledir, bir
lisan veya baþka bir þey
öðrenmek isteyen kimse
için de böyledir. Devamlý
düþünecek, evlâdý gibi
sevecek, o iþin veya dersin
sancýsýný çekecek ve hiç
boþa vakit harcamaksýzýn
çalýþacak. Baþarýnýn yolu
budur.
HER YERDE
DÜZEN VE DÝSÝPLÝN
Bir toplulukta, bir þirkette
veya daha büyük bir
toplumda huzurun,
baþarýnýn ve mutluluðun
gerçekleþmesi için o
toplumun týpký orkestra ve
beden örneðinde olduðu
gibi iyi bir þekilde organize
olmasý, teþkilâtlanmasý
gereklidir. Yani her üye
veya þirketteki her kiþi belli
bir görevi yapmak sorumlu-
luðunu üzerine alacaktýr.
Onun görevini en iyi þekil-
de yapabilmesi için bütün
kudret, düþünce ve istek-
lerini seferber etmesi ilk
þarttýr. Görevini sevgiyle ve
daha iyisini yapmak hýrsýy-
la ele alacaktýr. Ýkinci
önemli þart, idarecilerden
gelen emir ve direktifleri
harfiyen uygulayacaktýr.
Çünkü idareciler, onun
göreviyle diðer kiþilerin
görevleri arasýndaki birliði,
ahengi ve yardýmlaþmayý
saðlamak zorundadýrlar.
Elbette idareci mevkiine
gelmiþ kiþinin, topluluðun
bütün iþlerini yukardan
görebilecek, onlar arasýnda
iyi bir uyum (koordinas-
yon) kurabilecek yetenekte
olmasý gereklidir. Ýdarecinin
þahsi kaprisleriyle ve kendi
çýkarýný düþünerek deðil,
mutlaka topluluðun genel
yararýný düþünerek hareket
edecek seviyede olmasý
þarttýr.
Bu durumdaki bir idareci
bazý yerlerde doðrudan
kendi saðduyusu ve aklýyla
hareket edecek, çok yerde
de arkadaþlarýnýn fikirlerini
almakta yarar görecektir.
Eðer herkesin gayesi toplu-
luðun ilerlemesi, geliþmesi
ve baþarýlara ulaþmasý ise,
herkes düþünecek, baþ-
takine fikirleriyle ve tecrü-
beleriyle yardýmcý olacak-
lardýr. Ýdareci çevresinden
aldýðý fikirleri ve uyarýlarý
kendi aklýnda deðerlendire-
cek ve gerekli sentezi yap-
týktan sonra kararýný vere-
cektir. Artýk o kararýný
verdikten sonra bütün
tartýþmalar kesilecek,
herkes bütün gücünü sefer-
ber ederek kararýn en iyi
þekilde uygulamasýna
çalýþacaktýr.
Ýyi organize olmuþ, iyi
teþkilatlanmýþ toplum
demek bu demektir. O
toplulukta, çalýþan herkes
vazifesini ve sorumluluk
hududunu iyi bilir, verilen
emirlere harfiyen uyar.
Emir almayý, emre uymayý
gurur meselesi yapmaz.
Aslýnda emre uymanýn bir
olgunluk ve seviye iþi
olduðunu bilir. Baþýna
buyruk hareketi deðil, orga-
nizasyon içinde kendine
düþeni en iyi yapmasýnýn
kendisine ve topluluða en
hayýrlý olduðunu idrak eder.
Ýyi organize olmuþ toplu-
luklarda iþler süratle ve
mükemmel görülür. Onlarýn
baþarýlarý daima büyük ve
5
SEVGÝ DÜNYASI