PARANORMAL FENOMEN
lı bir bedende dünyaya geldiklerine inanıyordu. Rudolplı
Steiner'e göre, düzenin temelini oluşturan ve bilincine varıl
ması gereken temel yasa, yeniden doğuş mekanizması idi.
Reenkamasyon kavramını anlamadan, evrensel yasaları anla
mak ve onlarla bütünleşmek imkansızdı. Hristiyan inancının
dini otoritelerinin katı muhalefetine rağmen Goethe,
Nietzsche, VVagner, Emerson, Montaigne ve başka birçok
büyük düşünür, Steiner'in fikrini paylaşıyordu. Yeniden
bedenlenme inancına sahip ünlülerden bazıları şunlardır:
General Patton: İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü komutanı
Kartaca Generali Hannibal'ın ruhunu taşıdığına inanıy
ordu. Kendisi ve ailesinin üyelerinin önceki yaşamların
dan anılarını hatırlayabildiklerini öne sürüyordu.
Edgar Cayce: Kendi geçmiş hayatlarının bazılarını hatır
ladığı anlatıldı. Trans sırasında, 1742'de doğmuş mac
eracı bir İngiliz olduğunu söylemişti.
Henry Ford: Önceki hayatında bir savaş sırasında hay
atını kaybeden b ir asker olduğunu düşünüyordu.
Reenkamasyon sayesinde zamanın kölesi olmaktan kur
tulacağını ve dehasını önceki yaşamındaki deneyimler
ine borçlu olduğunu öne sürüyordu.
Platon: Devlet isimli yapıtında gelecek yaşamlarım seçen
ve yeniden doğan ruhlardan söz ediyordu.
Nietzsche: Ünlü varoluşçu Alman filozofun reenkarnasy-
on inanışına sahip olduğu öne sürülüyor ancak bu konu
da kesin bir bilgi bulunmuyor.
Goethe: Alman şair ve oyun yazarı, hayatının bir
bölümünde reenkamasyon üzerine incelemelerde bulun
muştu.
Benjamin Franklin: Reenkamasyon inancını "Ben ölümü
b iraz da uykuya benzetiyorum. Sabaha daha dingin
uyanacağız. N e şekilde olursa olsun bu dünyada her
zaman var olacağım a inanıyorum" diye açıklamıştı.
194
PARANORMAL FENOMENLER
Salvador Dali: İspanyol sanatçı 5 yaşına geldiğinde aile
si tarafından kendi doğumundan önce yaşamını yitiren
ağabe yinin mezarına götürüldü ve kendisine onun
kardeşinin reenkarnasyonu olduğu anlatıldı.
N apoleon: Kendi geçmiş hayatlarından birinin Büyük
İskender, diğerinin de Şarlman olduğuna inanırdı. Daha
önce Şarlman olarak yaşadığına inanması, 1804'te ken
dini İkinci Kutsal Roma İmparatorluğu'nun İmparatoru
olarak ilan etmesinde gerekçe olarak kullanmıştı.
Jack London: ABD'li yazar daha önce sayısız kez
dünyaya geldiğini düşünüyordu. Hatta önceki yaşamdan
deneyimlerinin eserleri üzerinde önemli etkiye sahip
olduğuna inanıyordu.
Pisagor: Antik Yunan filozofu, geçmiş yaşamlarının
çoğunu hatırlayabildiğini söylerdi. Geçmiş yaşamları
arasında, Merkür'ün inisiye edilmiş ve geçmiş yaşam
larını hatırlama ayrıcalığı tanınmış oğlu İthalides, Truvalı
Euphorbus, Hermotimus ve Deli'li b ir balıkçı olan Pyrrhus
kişilikleri vardı. Pisagor, M ısır ilkeleri ve O rfik inisiyaso-
nunu harmanlaştırdığı bir gizem okulu kurdu. Adının
anlam ı, "geçmiş yaşamlarını hatırlayan adam " olan
düşünürün temel inançları, ölüm ve yeniden doğum süreci
üzerine şekillendi. Pisagorcular, hayatın birincil işlevinin
ve temel amacının, ruhun eski bilgilerini hatırlamak
olduğuna inanıyorlardı.
Ülkemizde yeniden doğuşa inanan insanların, daha çok
entelektüel
kesimden
olm aları
dikkat
çekiyor.
Çocukluğundan beri reenkarnasyona inanan piyanist-
besteci Anjelika Akbar anlatıyor: "İnanıyorum, çünkü bu
evrene kendimizi ve evrenimizi bilmek için geliyoruz. Bu
uzun bir süreç ve bunu tek bir hayat içinde gerçek
leştirmek mümkün değil. M ilyonlarca yıl bir ruh geliyor
gidiyor ve tecrübe ediyor. İnsan her geçmiş hayatından
195
PARANORMAL FENOMEN
yarı ya rıya tanıdıklarını getiriyor. Örneğin anneniz
muhakkak bir önceki hayatınızda sizin ilişkide olduğunuz
biri olabilir. Hiçbir şey tesadüf değil. Ben de ta hayatın
başlangıcından beri varım. Önceki hayatlarımda kim
olduğumu söylemeyeceğim. Nasıl ki şimdiki özel hayatını
anlatmazsınız bunun gibi bir şey bu. Küçüklüğümden beri
birçok şeyi yaşıyorum, hem Rusya hem de Hindistan'da
yıllarca eğitim gördüm. Hepimizin binlerce hayatı var.
Örneğin ben Türkiye ve Anadolu'yu çok seviyorum.
Çünkü bu topraklarda ilk defa yaşamıyorum. Hayat beni
buraya b ir daha getirdi. Burada kaç hayatımdan
arkadaşlar buldum..."
Reenkamasyona bir numaralı kanıt olarak gösterilen
"Titu olayı" iki buçuk yaşındaki Titu Singh isimli bebeğin aile
sine önceki hayatıyla ve öldürülmesiyle ilgili ayrıntıları anlat
masıyla ortaya çıktı. Titu, dünya basınında da büyük ilgi gör
müştü. 1990 yılında İngiliz BBC televizyonunda yayınlanan
bir belgeselle büyük olay yaratan Hintli Titu Singh'in reenkar-
nasyon hikayesi tüm dünyada yankı uyandırmış ve tartışma
yaratmıştı. Hindistan'da yaşayan Titu, ailesine önceki
yaşamındaki hayatını, ailesini ve Agra şehrindeki eski evini
anlatmaya başladığında henüz 2.5 yaşındaydı. Anılan o kadar
detaylıydı ki bir radyo dükkanında çalıştığını, adının Suresh
Verma olduğunu ve Uma isimli eşinden 2 çocuk sahibi
olduğunu bile anlatıyordu. Ailesi önceleri çocuğu ciddiye
almıyordu ancak bazen bir yetişkin gibi davranan Tito bir gün
silahla vurularak öldürüldüğünü, daha sonra cesedinin
yakılarak küllerinin nehre atıldığını söylediğinde endişelenm
eye başladılar. Küçük çocuk Agra'daki bir mahkemeye
cinayetin başka ayrıntılarını da anlatarak otoriteleri davayı
yeniden açmaları için ikna etmeyi başardı. Titu'nun verdiği
bilgiler sayesinde Suresh'in katili yakalandı ve mahkeme
önüne çıkanlarak yargılandı.
Dostları ilə paylaş: |