Antik Yunan Tiyatrosu:
Atina ve Drama
Doç. Dr. Adnan ÇEVİK
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
2
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
2
ATİNA VE DRAMA
3
Kronoloji
5
Dramatik Festivaller
6
Drama ve Dionysos
15
Performans
24
Oyuncular
28
Kapak Fotoğrafı: Adnan Çevik, Metropolis Antik Tiyatrosu, Torbalı, İzmir, Temmuz 2009.
3
ATİNA VE DRAMA
Dersimizde özelikle günümüzde Antik Yunan dünyasından en çok bilinen şehir olduğu için Atina’da
yazılan ve sahnelenen dramaları konu alacağız. Ancak tiyatrolar sadece Atinalılara özgü değildi. M.Ö.
beşinci yüzyılda dikkate değer büyüklükte tiyatrolar Sicilya’daki diğer büyük Antik Yunan şehir
devletleri Argos ve Syracuse’da gelişmiş bir komedi anlayışının göstergesidir. M.Ö. dördüncü yüzyılda
tiyatro Antik Yunan şehirlerinin olmasa olmazıydı. Bu tiyatrolar küçük olmasına rağmen uluslararası
bir sahneleme geleneği tüm Antik Yunan’da gerçekleştirilmekteydi. Daha sonra bu oyunlar Roma
topraklarında sahnelenmeye başlandı. Büyük İskender’in doğuya doğru yaptığı sefer sırasında
ordunun eğlendirilmesi için bu tür gösterilerin yapıldığı bilinmektedir. Ancak Atina üç tür dramanın
(tragedya, komedya ve satir) halka açık yarışmalarda biçimlendiği şehirdir.
Drama neden Atina’da biçimlendi de M.Ö. altıncı yüzyılda önemli ve kültür merkezi olan Corith veya
Samos’da gelişmedi? Altıncı yüzyılda Atina’nın Antik Yunan dünyasının politik, askeri, ekonomik ve
kültürel olarak önde gelen şehri olmadığı, Atina’nın beşinci yüzyılda önem kazandığı unutulmamalıdır.
Antik Yunan topraklarında altıncı yüzyılda önde gelen şehir devletler Sparta, Corith, Sikyon ve Samos
olmuştur. Atina da önemli bir şehirdi, ancak diğer şehirlerle aynı kategoride değildi. Altıncı yüzyılın
başlarında Atina, “Attica” veya tam çevirisiyle “Attic toprağı” adı verilen bölgenin kontrolünü ele
geçirdi. Burası tepeden aşağı doğru aşağı yukarı 70 km. uzunluğunda üçgen biçiminde bir
yarımadadır. Atina yarımadanın ortasındadır. Kısaca yarım adanın diğer köşelerinden uzaklığı elli
kilometreden daha fazla değildir. Modern maraton oyunlarının mesafesi 42,195 m. Maraton ile Atina
arasındaki mesafedir ve bu mesafe M.Ö. 490 yılında Maraton savaşından sonra haberci tarafından
koşulmuştur. Atitica toprağı tarım açısından zengin değildi. Tek verimli topraklar Atina ve Maraton
bölgesinde bulunurdu. Ayrıca Attica’da küçükbaş hayvan yetiştiriciliği de yaygın değildi. Ancak M.Ö.
altıncı yüzyılın sonlarına doğru Atina’da Attica toprağının üç ürününün kullanılmasının keşfedilmesiyle
ekonomik patlama meydana geldi. Bu ürünler zeytin, bir anda doğu Akdeniz’in en iyisi konumuna
yükselen zeytinyağı ve kalay kaplardı. Atina kapları çok geçmeden zamanın en iyisi durumundaki
Corith kaplarının yerini aldı ve Laureion bölgesinin gümüşünden yapılan Atina “baykuşu” paralar Doğu
Akdeniz’in standart parası haline geldi.
Şekil 1 Bir yüzünde Atena ve arkasında Baykuş olan Atina gümüş parası M.Ö. 480.
4
Resim 1 Doğu Akdeniz
Altıncı yüzyılda ekonomik gelişmeye eşlik eden bir başka gelişme politik durum oldu. M.Ö. yedinci ve
altıncı yüzyılda Yunanlılar babadan oğla geçen monarşi, aristokratik fraksiyon karışımı bir biçimde
yönetiliyordu. Bu yönetim biçimine “tiranlık” adı veriliyordu. Günümüzde tiranlık “diktatörlük” gibi
algılanmasına rağmen Arkaik Yunancada bu terim “bir kişinin yönetimi” anlamına geliyordu. Bu kişi
genellikle ülkeyi bir kargaşadan kurtaran kişiydi. Atina’da tiran Peisistratos M.Ö. 540’lı yıllarda
yönetimi ele geçirdi. Peisistratos M.Ö. 528/527 yılında ölünceye kadar yönetimde kaldı ve yerine
aristokratlar ve Sparta krallarının işbirliği sonucunda M.Ö. 510 yılında Atina’dan kovulan oğlu Hippias
geldi.
M.Ö. beşinci yüzyılda “tiran” politik çatışmada rakibi rezil etmek için kullanılan kirli bir kelimeydi ve
M.Ö. 487 yılında politik olarak toplumdan dışlamanın ilk örneği “tiranın arkadaşlarını sürgün etme”
oldu. Ancak M.Ö. dördüncü yüzyılda tiranlar Atina demokrasisinin yok edilmesinden önceki altın çağ
olan (M.Ö. 546‐510) “Kronos döneminde” yeniden hatırlandı. Aslında tiranlar Atina’yı demokrasiyi
yaşayan M.Ö. beşinci yüzyıldaki muhteşem geleceği için hazırladı. Onlar M.Ö. altıncı yüzyılda acı dolu
ekonomik sınıf çatışmaları döneminden sonra politik ve ekonomik düzeni sağladı, aralarında
Anakreon, Simonides ve Bacchylides gibi şairler de olmak üzere sanatçıları Atina’daki sarayına çekti,
sadece bir sonraki yüzyılda inşa edilen Acropolis’in ihtişamının gölgede bırakabileceği bir yapılanma
programı yürüttüler, Atina’nın ve Atena’nın kutlanması için Panthenaia festivali gerçekleştirdiler veya
geliştirdiler ve Homerik şiirlerin okunması yarışmasını düzenlediler. Tiranların yaptığı devlet içindeki
hoşnutsuzluğu ve parçalanmışlığı bastırmak ve bir sonraki yüzyılda Atina’nın azametine yol açacak
olan bir tür birliktelik duygusu oluşturan etnik kimliği aşılamaktı. Tiranların yaptığı bir başka iş
Atina’da Dionysos adına bir festival, Kent Dionysia’sı, yaratmak olmuştur. Bu festival diğer tüm yerel
festivalleri gölgede bırakmış ve Attica halkı için tek resmi kutlama olmuştur. İşte tragedya ilk defa bu
festivalde sahnelenmiştir.