57
Daha önce Kazan ve Ulyanovsk eyaletlerine bağlı olan Çuvaş coğrafyası, 24
Haziran 1920’de Çuvaş Özerk Bölgesi’ne, 21 Haziran 1925 yılında da Çuvaş Özerk
Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dönüştürülmüştür. 1992 yılında Çuvaş Özerk
Cumhuriyeti oluşturulmuştur. Çuvaş Özerk Cumhuriyeti’nin oluşturulmasından
sonra Rusya Federasyonu’yla yapılan antlaşmaya göre uzay araştırmaları, askeri
teşkilat, polis teşkilatı, sınır koruması, adalet ve maliye birlikte yönlendirilecek,
bunların dışında kalan alanlarda Çuvaşistan bağımsız bir cumhuriyet gibi hareket
edebilecektir. 1992 yılında yapılan anayasaya göre Çuvaşistan’ın Rusça ve Çuvaşça
olmak üzere iki resmi ve eğitim dili vardır. Çuvaşistan Cumhuriyeti’nde devlet ve
politika kurumları oluşturulmuştur. Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı,
cumhurbaşkanı tarafından parlamento dışından atanan bakanlar kurulu ve dar bölge
seçimleriyle oluşturulmuş bir parlamento iş başındadır. Çuvaşistan’ın anayasası,
bayrağı ve arması mevcuttur (www.hunturk.net).
Nüfusu 1.453.000’dir. Nüfusun % 60’ı (810.200) şehirlerde yaşamaktadır.
Cumhuriyette 55’ten fazla halktan insan yaşamaktadır. Bu nüfusun % 67,8’ini
Çuvaşlar, % 26,7’sini Ruslar, % 2,7’sini Tatarlar, % 1,4’ünü Mordvalar, geri kalan %
1,4’ünü ise diğer halklar oluşturur. Bugünkü Çuvaş halkının büyük bir bölümü
Ortodoks Hıristiyan’dır. Çuvaşistan’da az sayıda Müslüman nüfus da mevcuttur
(www.turkiyat.gazi.edu.tr).
Çuvaş alfabesi ilk olarak 1872’de yapılmıştır. Çuvaşlarda eğitim düzeyi
yüksektir. Halen ülkede 24 anaokulunda 22.000 öğrenci, 702 ortaokulda 280.000
öğrenci, 3 üniversitede 19.000 öğrenci bulunmakta olup, eğitim Çuvaş ve Rus diliyle
yapılmaktadır. Ancak halkın % 77’si Çuvaş dilini kullanmaktadır. Ayrıca,
Çuvaşistan’da 801 kütüphane, 1200 kulüp bulunurken, yılda 3 milyon kitap
basılmakta ve 30 gazete çıkarılmaktadır (www.turan.tc).
Çuvaşistan topraklarının % 50’sinde tarım yapılmaktadır. İdil’in sol kıyısında
ormanlar geniş yer tutar. Bölgede en yoğun ağaç çamdır. Ormanlık bölgelerde tilki,
vaşak, porsuk, kurt, boz ayı, sığın, sincap gibi hayvanlar; çil horozu gibi kuşlar
bulunur. Step bölgelerinde ise tavşan, bıldırcın, çayır kuşu; ırmak kıyılarındaysa su
samuru, su sıçanı, kunduz gibi hayvanlara, ördek ve kaz gibi kuşlara rastlanır. Irmak
ve göllerde bol miktarda balık vardır (www.hunturk.net).
58
Çuvaş ekonomisinin % 60’ı endüstriye dayanmaktadır. Cumhuriyetin
ekonomisinde etkili başlıca sektörler şunlardır; elektrikli araçlar, makine parçaları,
metal, alkol, kimya, deri işleme tesisleri, hafif sanayi, lokomotif ve otomobil
atölyeleri, kauçuk, mobilya, ahşap kaplama, et kombinaları, ormancılık ve tarıma
dayalı sektörler. Makine ve metal sanayi bu sektörler arasına gelişmişlik açısından
ilk sırada bulunmaktadır. Tabiatın ve coğrafyanın elverişli olması, ormancılık ve
ağaç işlemeciliğini de ön plana çıkarmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle alkollü içki
sanayisinin Çuvaşistan’da oldukça fazla gelişmiş olması dikkat çekicidir. Ülkede bol
miktarda yetişen şerbetçi otu, ağırlıklı olarak bu sektörde kullanılmaktadır
(www.turkiyat.gazi.edu.tr).
2.2.1.5. Dağıstan
Rusya Federasyonu’na bağlı, Kafkas Sıradağları’nın kuzey kanadı ve Hazar
Denizi’nin batı kıyısında yer alan ve nüfusunun büyük bölümü çeşitli Türk
boylarından oluşan muhtar bir cumhuriyettir. Kuzeyinde Kalmukya, doğusunda
Hazar Denizi, güneyinde Azerbaycan, güneybatısında Çeçenistan ve batısında
Stavropol eyaleti ile çevrilidir (www.tb0.net).
Dağıstan tarihi M.Ö. 1200 yılına kadar uzanır. Ülkede çeşitli antik kültürlerin
izlerine rastlanmaktadır. Ülke, tarihte birçok göç dalgasına sahne olmuştur. Özellikle
VIII. yy’dan sonra İskit göçebeleri bölgeyi etkilemiştir. Emeviler devrinde Arap
orduları, Dağıstan’ın Derbent bölgesine kadar ulaşmıştır. 1455’te Umurlular
tarafından fethedilen bölge, daha sonra Osmanlı hakimiyetine geçmiş ve İslamiyet
bölgede hızla yayılmıştır. Ruslar, 1594’ten itibaren Dağıstan’ı ele geçirmeye dönük
gayretlere girişmişler ve 1747’de Dağıstan’ı ele geçmişlerdir. Buna rağmen
Dağıstan’daki yerel direniş yerli emirler tarafından sürdürülmüş ve daha sonra ise
dini kanallarla devam etmiştir. Hareketi başlatan Gazi Muhammed’in 1832’de
Gimrfde ve Hamza Bey’in 1834’te Hunzak’ta öldürülmesinin ardından, savaşın
önderliği Şeyh Şamil’e geçmiştir. Dağıstan halkı, Şeyh Şamil’in önderliğinde, uzun
yıllar devam eden bu savaşlar sırasında, kendilerinden çok üstün durumda olan Rus
ordularına karşı kahramanlık destanları yazmıştır. Direniş, Çarlık Rusya’sı ordularına
büyük kayıplar verdirmiştir. Fakat 1859’da Şeyh Şamil’in esir düşmesiyle, Dağıstan
tamamen Rusların eline geçmiştir. 1877’de Osmanlı-Rus Savaşı başlayınca, zaten
59
fırsat kollamakta olan Dağıstanlılar, bölgedeki diğer topluluklarla birlikte ayaklanmış
ve Dağıstan kısa sürede Ruslardan temizlenmiştir. Dağıstanlılar, Rusların
saldırılarına karşı direnmiş fakat Osmanlı’nın savaşı kaybetmesi üzerine, Ruslar
bütün güçleriyle Dağıstan’a yüklenerek ülkeyi yeniden ele geçirmişlerdir. 1905’te
Rusların Japonlara yenilmesi üzerine yaşanan ve meşrutiyet ilanıyla sonuçlanan
ihtilal sırasında Dağıstanlılar bir kez daha ayaklanmıştır. 1917’ye kadar verilen
mücadeleyle, Dağıstan’da bir milli şuur oluşturulmuştur. Komünist devrimin
ardından bağımsız bir devlet haline gelmeye çalışan Dağıstan, 11 Mayıs 1918’de
bağımsızlığını ilan etmiş ve Milli Dağıstan Hükümeti kurulmuştur. Nihayet 1920
yılında ülkede komünist rejim hakim olmuştur. 1923’te de SSCB’ye bağlı özerk bir
cumhuriyet haline getirilmiştir. 1989’da Sovyetler Birliği’nde başlayan reform
hareketleri, Dağıstan’da milli ve manevi değerlere yeniden dönüşün de başlangıcı
olmuş ancak tam bağımsızlık elde edememiştir. 15 Mayıs 1991’de Dağıstan Halk
Kongresi, Rusya Federasyonu’na bağlı özerk bir cumhuriyet olma kararı almış ve bu
statüsünü hala sürdürmektedir (http://www.sosyaldersleri.com).
Dağıstan coğrafi açıdan beş bölgeye ayrılır. Güney yarısının büyük bölümünü
Sulak, Samur ve Kurak ırmaklarının vadi ve kanyonlarıyla yarılmış engebeli Kafkas
Dağları ile Dağıstan iç platosu kaplar. Bu bölgenin kuzeyinde yüksekliği 920
metreye ulaşan tepelerden oluşan ikinci bir dağlık kuşak bulunur. Bu dağlar ile Hazar
Denizi arasında kalan 15-25 km genişliğindeki dar kıyı ovası üçüncü bölgeyi
oluşturur. Petrol ve doğal gaz yataklarını barındıran bu ovanın genişlediği yerde
başlayan dördüncü bölge alçak ve bataklık ovalar ile Terek ırmağı deltasından
oluşur. Deltanın hemen ilerisinde uzun ve kumluk Agragan Yarımadası başlar. Son
olarak Terek Irmağının hemen kuzeyinde kumullarla kaplı Nogay Bozkırları ise
beşinci bölgeyi oluşturur. İklimi sıcak ve kuru olan Dağıstan’ın yüzölçümü 50.300
km² ve nüfusu 3.000.000 kadardır. Ülkede, çoğunluğu Türk olan 35 kadar etnik grup
vardır. Başlıca gruplar; Azeri, Kumuk, Nogay, Türkmen, Kara-Papak, Kazak, Tatar,
Kırgız, Avar, Dargin, Lezgi ve Laklardır. Dağıstan’da birçok dil konuşulmaktadır.
Bunların başında Kumuk, Avar, Andı ve Lezgi dil grupları gelir. Hakim olan dil
Kumuk ve Azeri Türkçesidir. 1917’den 1930’a kadar, Türkçe olan resmi dil, bu
tarihten sonra Rusçaya dönüştürülmüştür. Türkler, aralarında ortak dil olarak Kumuk
Türkçesini kullanmaktadır (www.tb0.net).
Dostları ilə paylaş: |