Fakat ölümlüler doğduğunu sanıyorlar Tanrıların ve kendileri gibi
giyimleri sesleri ve şekilleri olduğunu.
Elleri olsaydı öküzlerin, atların ve arslanlarm Yahut resim ve iş
yapabilselerdi elle insanlar gibi Atlar atlara, öküzler öküzlere benzer
Tanrı tasvirleri çizerler ve vücutlar yaparlardı Her biri kendinin şekli
nasıl ise ona göre.
Habeşler kendi Tanrılarının basık burunlu ve kara,
Trakyahlar da gök gözlü ve kızıl saçlı olduklarını sanmakta (fragman
tam değil)
[Frg. B14,15,16] (Walter Kranz,
Antik Felsefe,
çev. Suad R. Baydur, Sosyal Y. 1984)
Buyrun bir de bazı modem yazarların bu satırlar hakkında neler
dediklerine bakalım. Guthrie (A
History of Greek Philosophy,
Cilt 1,
Cambridge 1962, s.370), “yıkıcı bir eleştirimden bahseder. Aslında çok zeki
bir beyefendi olan Mircae Eliade “Ksenofanes’in keskin eleştirisi”ne
övgüler dizer
(Geschichte der Religiösen Ideen,
Cilt 2, Herder 1979, s.407).
Ve Ksenofanes’i en önemli öncellerimden biri diye kapı kapı dolaştırdıktan
sonra bu fragmanı şöyle okur Karl Popper: “tanrılar hakkındaki Yunan ef-
sanelerinin, onları insan şeklinde tasvir ettiklerinden dolayı, ciddiye
alınamayacağının keşfi”
(Auf der Suche nach einer besseren Welt,
Münih
1984, s.218). Ve o da “eleştiri”den dem vurur.
Ksenofanes’in tanrı hakkındaki görüşleri ya da onun “te- oloji”si şu
satırlarda ortaya konur:
Tek bir Tanrı, tanrılar ve insanlar arasında en ulu,
Ne kılıkça insanlara benzeyen ne düşünmece,
Hep göz, hep düşünme, hep kulaktır o.
Hep aynı yerde kalır hiç kımıldanmadan,
Yakışmaz ona bir oraya bir buraya gitmek.
Yorulmadan sarsar ruhun düşünüşüyle bütün dünyayı.
[Frg. B 23, 24,25, 26;
a.g.e.\
Bu öğretinin antik çağdaki etkilerini izlemek ilginç olabilir.
Bu konuda elimizde Aiskhylos’un aktardığı önemli cümleler (krş.
Guido Calogero,
Studien über den Eleatismus,
Darmstadt 1970,
Eki) ile şüpheci Pyrrho’nun öğrencisi Phleioslu Timon’un bir yorumu
bulunuyor (Diogenes Laertius’da ve küçük bir farkla Sextus
Empiricus’da zikredilir,
Hypot.
224 -Diels/Kranz’da A35 numarasıyla).
Timon şöyle yazar:
Şu, yarısı gösteriş Ksenofanes
Harmanlayıp Homeros’un yanılgılarını birbirine,
bir tanrı çıkardı ortaya
İnsandan uzak, her şeye eşit mesafede
Ağrı sızı duymaz, hareket etmez ve bizlerden daha iyi düşünür.
Timon, Ksenofanes’in tanrısını “insandan uzak” diye niteler;
gerçekte gayri-insanidir; bu Tanrıda insanbiçimciliğin ötesine geçilmiş
olması anlamında değil, bambaşka bir anlamda: Düşünce, Görme
Kudreti, İşitme, Tasarlama gibi insani özellikler korkunç derecede
arttırılmış, diğer hoşgörü, şefkat ya da acı gibi dengeleyici özellikler ise
tümüyle kaldırılmıştır. “Hep aynı yerde kalır hiç kımıldanmadan” -“bir
oraya bir buraya koşturması yakışık almayan” bir kral ya da yüksek
mevki sahibi bir adam gibi. Burada gördüğümüz, beşeriliğe aşkın (ve bu
yüzden hayran olunması gereken?) bir varlık değil, bir parça ölümsüz
Homeros’un tanrılarının kırk yıl düşünse ancak talip olabileceğinden
daha korkunç
doğaüstü bir ucubedir.
Homeros’un tanrılarını her şeye
rağmen anlayabilirsiniz; onlarla konuşabilirsiniz, etkilemeye çalışır,
hattâ zaman zaman kandırırsınız; araya rahipler, adaklar, argümanlar
sokarak adlarına yakışmayan eylemlerden alıkoyabilirsiniz. Homeros’un
tanrılarıyla rehberlik (ve sık sık da rahatsız) ettikleri dünyalar arasında
kişisel ilişkiler vardır. Acayip bir şekilde abartılmış olsa da
hâlâ insani
özellikler taşıyan
Ksenofanes’in Tanrısı böyle ilişkilere izin vermez.
Birçok entelektüelin bu doğaüstü ucubeyi “daha ulvi” bir tanrı
yorumunun ilk adımı olarak coşkuyla alkışladığını görmek garip ve
doğrusu biraz da korkutucu. Öte yandan gayet anlaşılır bir tutum gibi de
gelmiyor değil, çünkü bahsi geçen insani özellikler bugün birçok
entelektüelin sahip olmakla mutluluk duyacağı özelliklerdir: her şeyi
uzaktan çekip çevirme gücüyle donatılmış saf düşünce, üstün görme
kudreti, üstün işitme kudreti (entelektüel dedikoduları kaçırmamak
için?) -ve duygunun d’si bile yok.
Özetlersek: Ksenofanes geleneksel tanrılarla insanbiçimli özel-
liklere sahip olduklarından dolayı eğlenir. Onların yerine önerdiği
hâlâ insanbiçimli fakat gayri insani bir yaratıktır. Laf arasında (frg.
34) bir de, neden bahsettiği üzerine hiçbir fikri olmadığını ifade eder
(“benim tanrılar hakkında söylediklerimi ne anlamış ne de anlayacak
bir kimse vardır”). Ve Popper
bunu
“tanrılar hakkmdaki Yunan
efsanelerinin, onları insan şeklinde tasvir ettiklerinden dolayı, ciddiye
alınamayacağının
ke§fî”,
diye niteliyor.
Şimdi eleştirel fragmanlara dönüyorum ve sorum şu: bunlarda bir
eleştiri
ile mi karşı karşıyayız, yoksa basitçe, hüküm sürdükleri
bölgelerle ortak özellikleri olan yerel tanrılar düşüncesinin
reddi
ile
mi? Cevap İkincisidir. Bu red ancak şunları varsayarsak bir eleştiri
haline gelir:
(A) kültürden kültüre değişen tann kavramı (ya da daha genel
konuşursak, Doğruluk veya Varlık kavramı) hiçbir yerde geçerli
değildir ya da tersinden, uygun bir ilahi varlık kavramı (ya da uygun
bir hakikat veya varlık kavramı) her yerde geçerli olmak zorundadır,
ve
(B) eleştirinin muhatapları (A)’yı kabul ediyor, en azından örtük
olarak. Ancak bundan sonra alay amacına ulaşır. Aksi halde öteki
taraftan biri her an şöyle diyebilir: “siz bizim tanrılarımızdan söz
etmiyorsunuz, bizimkiler insan üstü güçlere sahiptir ama bizi
gözeten, bize benzeyen, âdet ve geleneklerimize göre yaşayan kabile
tanrılarıdır. Sizin bahsettiğiniz tann kendi icadınız ve tüm diğer
tanrılar için ölçü yaptığınız yüksek zekâ, doğaüstü bir ucube. Ama
bunun bizimle hiçbir ilişkisi yok.” Hattâ alay, Timon’un
nitelemesinin gösterdiği gibi tersine çevrilebilir: “Sen Ksenofanes”,
diyecektir alaya alayla cevap veren, “Ho- meroş’un ününü
kıskanıyorsun, o yüzden onu geçmek ve tüm tanrılardan daha büyük,
daha katı, sana ait ve senden bile daha zeki olan bir tann icat etmek
istiyorsun.”
Modem yazarların birçoğu Ksenofanes’i (A) varsayımında bu-
lunduğu için över. Bu övgüde hepsinin samimi olduğundan söz
edemeyiz, çünkü hepsi de dünyanın ilahi güçler tarafından dü-
zenlendiğine inanmaz. Bu yazarların aklındaki bir üst-insan değil,
doğa yasası, evrensel hakikat ya da tektip madde gibi daha soyut bir
şeydir. Neyse, Ksenofanes’in popülerliğinin bu boyutunu
Dostları ilə paylaş: |