Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: XV, Say 1, 2013
10
bedene bağl olmakla beraber, akln karşsnda değildir. o, akl ve istek
arasndaki snr oluşturur. Platon irade gücünün akl ve isteklere
karşmasndan korktuğu için onu bedenin ortasna yani kalbe
yerleştirmektedir. İrade adn alan bu ruh gücü pek çok özelliğe sahiptir.
Platon, iradenin değişik özellikler gösteren yapsn akl ile beden arasnda
araclk görevini yerine getirebilmesi için gerekli görmektedir. Ona göre
irade, akl ile istek arasnda araclk yapmakta, akln emirleri ile nefsin
arzular arasnda gidip gelmektedir.
Platon’un psikolojisinde istekler ayr bir önem taşmaktadr. Ruhu
idealar aleminde yeryüzüne düşüren istekler yeryüzünde de ruhu idealara
yükseltmekten alkoymak için hep maddeye ve kötülüklere yönelmektedir.
Ayrca bedene ait olan duyumlar, duygulanmlar (affections), tutkular
(passions), hazlar bizi gerçek bilgiden uzaklaştrr. Ruh kendisine ne işitme,
ne görme duyusu, ne ac, ne haz, hiçbir şey bulundurmadğ zaman daha iyi
düşünür. (Platon, Phaidon: 65 c)
1.3. Ruh ve Ölüm
Platon’da ölüm düşüncesi, ruhun ölümsüzlüğü ve hur göçü
fikirleriyle birbirine bağldr. Ruhun ölümsüz olduğunu düşünün Platon’a
göre ölüme mahkum olan bedendir. Platon’a göre ölüm, bedenin ruhtan
ayrlarak kendi kendine kalmas, öbür taraftan ruhun bedenden ayrlarak
kendi kendine var olmaya devam etmesidir. Bir başka ifadeyle, ruhun
bedenden kurtuluşudur.
İlk dönem diyaloglarndan Sokrates’in Savunmas’nda ölümün
doğasn irdeleyen Platon’a göre ölüm korkusu gerçekten bilge olmadğ
halde kendini bilge sanmaktan ibarettir (Platon, Sokratesin Savunmas: 29 a).
Platon’a göre ölüm ve ölüm sonras bilinmezlerle dolu olduğu için
ondan korkmak anlamszdr. İnsann bir şeyden korkmas için onun ne
olduğunu bilmesi gerekir. Ölümden korktuğunu söyleyen ise ölümü
bilmediği halde, korktuğu için bilmediği bir şey hakknda yorumda
bulunuyor demektir (Platon, Sokratesin Savunmas: 29 b).
Platon için ölüm hakknda söylenebilecek iki olas açklama şekli
mevcuttur:
İlk olarak ölümden sonras bir hiçlik, insann bilincini kaybetmesi
ise insann ölümden korkmas için bir neden yoktur. Çünkü bilincini
kaybettiği için hiçbir şeyin farknda olmayacaktr. İkinci olarak eğer
ölümden sonra insan başka bir hayat bekliyorsa, bu durumda ölümden
korkmann anlam yoktur. Çünkü, iyi bir insana ne hayatta ne de öldükten
sonra hiçbir kötülük gelmez. Onu ve onun gibileri tanrlar daima korur.
(Platon, Sokrates’in Savunmas: 40 e- 41 d)
Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: XV, Say 1, 2013
Giriş
Sosyoloji disiplini için aile kurumu, toplumsal yapy ortaya
çkarmas açsndan önemlidir. Aile, toplumdaki bireylerin bir arada
bulunmalarn sağlayan birincil etkiye sahip sosyal gruplarn başnda
gelmektedir. Toplumu oluşturan ailenin, günün koşullarna göre yaşadğ
değişim, geçirdiği dönüşüm toplumun yeni durumlara göre şekillenmesini
sağlamaktadr. Bu noktada, bu çalşma ile Hopa’da yaşanan değişim ve
dönüşümün aile sosyal kurumu ile ilişkisi ele alnmaktadr.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağlmasnn ardndan
her anlamda zor koşullar yaşayan Gürcistan için Sarp snr kaps adeta
kurtuluş olmuştur. Sarp snr kapsnn açlmasyla hem daha önce
birbirinden ayrlmak zorunda kalan akrabalar buluşmuş hem de Doğu
Karadeniz halk komşusuyla tanşmştr. Kapnn açlmas olumlu ve
olumsuz pek çok durumu beraberinde getirmiştir. Başta aile kurumu olmak
üzere aile ile ilişkili ekonomi, eğitim, sağlk ve gibi pek çok alan bu kapdan
olumlu ya da olumsuz etkilenmiştir.
Kapnn etkileri kişilere göre değişmektedir. İnsanlarn sahip olduğu
sosyal statüler ve roller, bu değişikliğin en büyük faktörüdür. Bir pansiyon
işletmecisi için çok olumlu etkilerden bahsedilebilirken, aile içerisinde eş
konumunda olan kadnlar için böyle olmayabilmektedir. Ayrca çocuk ve
gençlerde etkilenmişlerdir.
Snr kapsndan geçişler 2011 ylna kadar pasaportla yaplyordu.
Ancak 2011 ylnda sadece bir lira verip nüfus cüzdann gösterip
Gürcistan’a geçiş yapmak mümkün olmuştur. Snr kapsnn özellikle
serbest geçişe açlmasndan sonra Hopa’nn sosyo-ekonomik yaps
değişmiştir. Araştrma bu değişimi sosyolojik olarak inceleyerek var olann
ortaya çkarlmas veya anlaşlmasnda etkili olacaktr.
1.
Teorik Çerçeve
1.1.
Aile
Bu çalşmada aile kurumu önemli bir yer tutmasndan dolay aileye
dair ksa teorik bilgilere yer verilmiştir. Toplumlar sosyal gruplardan
meydana gelmiş sosyolojik birimlerdir. Aile de toplumu oluşturan sosyal
gruplarn en önemlisidir. Aile ayn zamanda toplumda insanlarn bir arada
bulunmalarna yardmc olan bir kurumdur. Dolaysyla aile toplumun
temelinde yer alr.
Sosyal bilimciler ailenin tanmnn yaplabilmesi ve snrlarnn
çizilebilmesi için farkl ölçütler kullanmşlardr. Kimisi ayn çat altnda
oturanlar, kimisi kan bağ ile birbirine bağl olanlar kimisi ise çocuk
180
M. Kaya / Platon’un Ruh Kuram
Platon, Sokrates’in Savunmas’nda ölüm hakknda ileri sürdüğü
düşünceleri orta dönem diyaloglarndan Phaidon’da geliştirir. Bu diyalogda
ölüm istenen, arzulanan bir son olarak karşmza çkar. Çünkü ölüm ruhun
bedenden kurtulup serbest kalmasdr. Bedenden kurtulan ruh alem ruhuna
ulaşr ve Tanr ile birleşir. Diğer taraftan ölüm olay bir başlangç ve bir de
bitiş özelliği taşmaktadr. Çünkü ölüm, ruhun bedeni terk etmesiyle ruh-
beden birlikteliğini sona erdirirken, ruhun bedensiz olarak Hades denilen
ahiret yoluna yani yeni hayatna geçişin de başlangcn oluşturur. (Platon,
Phaidon: 70 d- 71 c) Yani ölüm ve hayat birbirinden doğmaktadr. Platon
“ölmek yaşamaktr” derken, ölümü asl ve mutlu bir hayatn başlangc
olarak görmektedir. Böylece Platon, Hades denilen ahiret düşüncesini ortaya
koymuştur.
Ölüm olaynn bir başlangç, bir de bitiş özelliği taşmas yani ölüm
ve hayatn birbirinden doğduğu düşüncesini savunan Platon’a göre, ölümle
bedenden ayrlan ruhun tekrar bir insan bedenine hayat vermesi, ruhun bu
dünyada takip ettiği yola bağldr. Sözgelimi, duyular dünyasnda hakszlğa,
zulme değer verenler kurt bedenlerine girerken, mutlu olanlar ve en iyi yere
gidenlerse toplum için iyi, doğru ve erdemli olarak yaşayanlardr. Bu tür
insanlar ölünce ruhlar iyi insanlarn bedenlerine girer. Platon’un ruha
ölümden sonra vaat ettiği hayat onun İdealar dünyasn o güzel ve saf haliyle
olduğu gibi görebileceği ve bu seyir ve temaşadan dolay en büyük bir zevk
ve mutluluk içine girebileceği bir hayattr (Arslan, 2006: 376).
Sonuç
Platon’un idea düşüncesine dayandrdğ felsefesinde ruh, Tanr’ya
özgü bir niteliktir; gerçekliktir. Ancak içinde yaşanlan bu evrende madde ile
ortaklk kurmak zorunda olduğundan aşağlk haller almştr. Bu haliyle ruh
hiçbir zaman gerçekliği elde edemez. Çünkü içinde yaşanlan fenomenler
dünyas ideal dünyann sadece kötü bir kopyasdr. Ruhun, içinde bulunduğu
bütün olumsuzluklara rağmen gerçek bilgiyi elde etmesi beden
mağarasndan kurtulmasna bağldr. Yani ruh düşünme gücünün
fonksiyonlarn işletmelidir.
Ruhun nasl bir takm fonksiyonlar varsa bu fonksiyonel özelliklere
bağl bir takm yaşayşlar da vardr. Bu yaşayş akla bağl olursa erdem,
arzulara bağl olursa haz ve ac adn alr. Akla bağl erdemliliği
gerçekleştirmek herkese nasip olmaz. Ancak filozoflar bundan pay alabilir.
O halde erdem denen mutluluğun elde edilmesi için ruhun maddi dünyadan
ayrlmas tek yol olmaktadr. Böylece ölüm bir yok oluş değil mutluluğa
açlan kap olmaktadr. Platon bu noktada hem ruhun ölümsüzlüğünü açğa
koymak, hem de ceza ve mükafat olayn açklamak için ruh göçünü
savunur. Ölüm fenomeniyle erdemli ruhlar, evren ruhuna katlp geldiği yere
döner. Erdemsiz ruhlar hem Hadeste hem de çeşitli varlk bedenlerinde ac
çekmeye devam ederek cezasn çeker. Ahiret düşüncesinde hayal snrlarn
zorlayan Platon, bir takm fantezilere girmekten kaçnmaz.
Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: XV, Say 1, 2013
10
bedene bağl olmakla beraber, akln karşsnda değildir. o, akl ve istek
arasndaki snr oluşturur. Platon irade gücünün akl ve isteklere
karşmasndan korktuğu için onu bedenin ortasna yani kalbe
yerleştirmektedir. İrade adn alan bu ruh gücü pek çok özelliğe sahiptir.
Platon, iradenin değişik özellikler gösteren yapsn akl ile beden arasnda
araclk görevini yerine getirebilmesi için gerekli görmektedir. Ona göre
irade, akl ile istek arasnda araclk yapmakta, akln emirleri ile nefsin
arzular arasnda gidip gelmektedir.
Platon’un psikolojisinde istekler ayr bir önem taşmaktadr. Ruhu
idealar aleminde yeryüzüne düşüren istekler yeryüzünde de ruhu idealara
yükseltmekten alkoymak için hep maddeye ve kötülüklere yönelmektedir.
Ayrca bedene ait olan duyumlar, duygulanmlar (affections), tutkular
(passions), hazlar bizi gerçek bilgiden uzaklaştrr. Ruh kendisine ne işitme,
ne görme duyusu, ne ac, ne haz, hiçbir şey bulundurmadğ zaman daha iyi
düşünür. (Platon, Phaidon: 65 c)
1.3. Ruh ve Ölüm
Platon’da ölüm düşüncesi, ruhun ölümsüzlüğü ve hur göçü
fikirleriyle birbirine bağldr. Ruhun ölümsüz olduğunu düşünün Platon’a
göre ölüme mahkum olan bedendir. Platon’a göre ölüm, bedenin ruhtan
ayrlarak kendi kendine kalmas, öbür taraftan ruhun bedenden ayrlarak
kendi kendine var olmaya devam etmesidir. Bir başka ifadeyle, ruhun
bedenden kurtuluşudur.
İlk dönem diyaloglarndan Sokrates’in Savunmas’nda ölümün
doğasn irdeleyen Platon’a göre ölüm korkusu gerçekten bilge olmadğ
halde kendini bilge sanmaktan ibarettir (Platon, Sokratesin Savunmas: 29 a).
Platon’a göre ölüm ve ölüm sonras bilinmezlerle dolu olduğu için
ondan korkmak anlamszdr. İnsann bir şeyden korkmas için onun ne
olduğunu bilmesi gerekir. Ölümden korktuğunu söyleyen ise ölümü
bilmediği halde, korktuğu için bilmediği bir şey hakknda yorumda
bulunuyor demektir (Platon, Sokratesin Savunmas: 29 b).
Platon için ölüm hakknda söylenebilecek iki olas açklama şekli
mevcuttur:
İlk olarak ölümden sonras bir hiçlik, insann bilincini kaybetmesi
ise insann ölümden korkmas için bir neden yoktur. Çünkü bilincini
kaybettiği için hiçbir şeyin farknda olmayacaktr. İkinci olarak eğer
ölümden sonra insan başka bir hayat bekliyorsa, bu durumda ölümden
korkmann anlam yoktur. Çünkü, iyi bir insana ne hayatta ne de öldükten
sonra hiçbir kötülük gelmez. Onu ve onun gibileri tanrlar daima korur.
(Platon, Sokrates’in Savunmas: 40 e- 41 d)
M. Kaya / Platon’un Ruh Kuram
Psukhe kavram Antik Yunan’da biyolojik, hatta ksmen de dini
anlamyla Anaksimenes ve Pythagorasçlardan itibaren bilinmektedir.
2
Fakat
Sokrates ona yepyeni bir anlam yükledi; onu bilinçli kişiliğin ve ahlaki
karakterin bulunduğu yer olarak tanmlayarak, etiğin ve politikann gerçek
anlamda kurucusu oldu. Sokrates, kendisinden önce doğa filozoflarnn
canllk ilkesi olarak tanmladklar insan ruhunu, insani karakterin
bulunduğu yer, insan mutluluğunun kendisine ve durumuna bağl olduğu
özsel unsur; ksacas, bilinçli ve ahlaki kişiliğin oturduğu yer olarak tarif
eder (Cevizci, 2006: 47).
Ayrca bedenin insan varlğnn birliği, ahenkli bütünlüğü için
gerekli olmakla birlikte, özle olmadğ düşüncesine, elbette, bedenimizi
değiştirmenin bizim elimizde olmadğ, insanlarn bu bakmdan kendilerine
verilmiş olanla yetinmeleri gerektiği, oysa ruhumuzu geliştirmenin, ahlaki
karakterimizi snrszca geliştirmenin bizim elimizde olduğu düşüncesini
ekledi. Ona göre, insana düşen bedenle ruhun tek tek gerçek yerlerini
bilmek, aralarndaki ilişkiyi doğru tesis etmek ve gerçek değerin kaynağ
olarak ruha gereken özeni göstermekti (Cevizci, 2006: 47).
Sokrates insanlar ruhlarna özen göstermeleri konusunda ikna etme
çabasnda, onlara, erdemli bireysel eylemlere –adil, cesur, kibar vb.
eylemler- önem vermekle yetinmeyip, bu eylemlerin gerisinde bulunan,
adalet, cesaret ya da kibarlğn doğasn anlayabilmek ve tanmlayabilmek
için elinden gelen her şeyi yapmalar gerektiğini göstermeye çalşmştr.
Ayrca kişinin ruhuna özen göstermesinin yaşamn sorgulamasyla mümkün
olduğunu belirtmiştir. Onun bu tezleri eleştirilere sebep olmuştur.
Bu yeni görüşlere yöneltilen eleştirileri savunabilmek için Platon,
ahlak felsefesi ve metafiziğini bir araya getirerek, Sokrates’ten farkl olarak
ahlak alanndaki sorunlara olduğu kadar, gerçekliğin doğasna ilişkin
sorunlara da yoğun bir ilgi göstermiştir.
1.
Platon’un Ruh Anlayş
Platon, hocasnn söz konusu inancndan aldğ destekle, ruhun özü
itibariyle, şu gelip geçici dünyaya değil de, ebedi dünyaya bağl olduğunu
ortaya koyan Pythagorasç öğretinin etkilerini taşyan bir ruhçuluk
2
Töz olarak havay kabul eden Anaksimenes’i buna iten muhtemel neden, havayla ruh
arasnda gördüğü benzerlik olmuştur. Yunanca’da ruh anlamna gelen psukhe kelimesi ayn
zamanda soluk, nefes, solunan hava anlamna gelmektedir. Benzeri bir durum Arapça’da
ruh anlamna gelen nefs, ile soluk anlamna gelen nefes arasnda da söz konusudur.
Pythagorasçlar ise ruhun insann gerçek özünü oluşturduğunu, bedenle ilişkiye girdiği
zaman ise bu özün bozulduğu görüşünü ortaya atarlar. Bu görüş bütün Bat ve Doğu
felsefelerinde ruh-beden ikiciliğini kabul edecek olan uzun ömürlüğü geleneğin
başlangcn oluşturmaktadr. (Arslan, 2006: 145)
181
Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: XV, Say 1, 2013
12
Kaynakça
AĞAOĞULLARI, M.A. (1989), Eski Yunan’da Siyaset Felsefesi,
Ankara: V Yaynlar.
ARSLAN, Ahmet. (2006), İlkçağ Felsefe Tarihi: Sofistlerden
Platon’a, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yaynlar.
BURNET, John. (1968), Greek Philosophy: Thales To Plato,
London: Macmillan.
CEVİZCİ, Ahmet. (2001), İlkçağ Felsefe Tarihi, 3. Bask, Bursa: Asa
Yaynlar.
CEVİZCİ, Ahmet. (2006), Sokrates, İstanbul: Say Yaynlar.
CONFORD, F.M. (1965), Before and After Socrates, Cambridge:
Cambridge University Press.
GÖKBERK, Macit. (1998), Felsefe Tarihi, 9. Bask, İstanbul: Remzi
Kitabevi.
GUTHRIE, W. (1962). A History of Grek Philosophy I, The Earlier.
PRESOKRATİCS AND THE PYTHAGOREANS, Cambridge: Cambridge
University Press.
GUTHRİE, W. (1999). İlkçağ Felsefe Tarihi, (Çev.) Ahmet Cevizci,
Ankara: Gündoğan Yaynlar.
PAKSÜT, Fatma. (1982), Platon ve Sonras, Ankara: Kültür ve
Turizm Bakanlğ Yaynlar.
PLATO, (1953), The Dialogues of Plato vol. 1, Translated into
English with Analyses and Introductions by B. Jowett,M.A., Fourth Edition,
Oxford: Clarendon Press.
PLATON, (1982). Menon, (Diyaloglar 1), (Çev.) Macit Gökberk
vd. İstanbul: Remzi Kitabevi.
PLATON, (1997). Timaios, (Çev.) Erol Güney, Lütfü Ay, İstanbul,
Milli Eğitim Bakanlğ Yaynlar: Ankara.
PLATON, (1997). Phaidros, (Çev.) Hamdi Akverdi,
İstanbul:M.E.B.Yaynlar.
PLATON, (1997). Phaidon, (Çev.) Ord. Prof. Dr. Suut K. Yetkin vd.
İstanbul: Milli Eğitim Bakanlğ Yaynlar.
PLATON, (1999). Devlet, (Çev.) Sebahattin Eyüpoğlu vd. İstanbul:
Türkiye İş Bankas Yaynlar.
PLATON, (1999). Sokrates’in Savunmas, (Çev.) Niyazi Berkes,
İstanbul: Milli Eğitim Bakanlğ Yaynlar.
PLATON, (2007). Yasalar, (Çev.) C. Şentuna vd. İstanbul: Kabalc
Yaynevi.
Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: XV, Say 1, 2013
Giriş
Sosyoloji disiplini için aile kurumu, toplumsal yapy ortaya
çkarmas açsndan önemlidir. Aile, toplumdaki bireylerin bir arada
bulunmalarn sağlayan birincil etkiye sahip sosyal gruplarn başnda
gelmektedir. Toplumu oluşturan ailenin, günün koşullarna göre yaşadğ
değişim, geçirdiği dönüşüm toplumun yeni durumlara göre şekillenmesini
sağlamaktadr. Bu noktada, bu çalşma ile Hopa’da yaşanan değişim ve
dönüşümün aile sosyal kurumu ile ilişkisi ele alnmaktadr.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağlmasnn ardndan
her anlamda zor koşullar yaşayan Gürcistan için Sarp snr kaps adeta
kurtuluş olmuştur. Sarp snr kapsnn açlmasyla hem daha önce
birbirinden ayrlmak zorunda kalan akrabalar buluşmuş hem de Doğu
Karadeniz halk komşusuyla tanşmştr. Kapnn açlmas olumlu ve
olumsuz pek çok durumu beraberinde getirmiştir. Başta aile kurumu olmak
üzere aile ile ilişkili ekonomi, eğitim, sağlk ve gibi pek çok alan bu kapdan
olumlu ya da olumsuz etkilenmiştir.
Kapnn etkileri kişilere göre değişmektedir. İnsanlarn sahip olduğu
sosyal statüler ve roller, bu değişikliğin en büyük faktörüdür. Bir pansiyon
işletmecisi için çok olumlu etkilerden bahsedilebilirken, aile içerisinde eş
konumunda olan kadnlar için böyle olmayabilmektedir. Ayrca çocuk ve
gençlerde etkilenmişlerdir.
Snr kapsndan geçişler 2011 ylna kadar pasaportla yaplyordu.
Ancak 2011 ylnda sadece bir lira verip nüfus cüzdann gösterip
Gürcistan’a geçiş yapmak mümkün olmuştur. Snr kapsnn özellikle
serbest geçişe açlmasndan sonra Hopa’nn sosyo-ekonomik yaps
değişmiştir. Araştrma bu değişimi sosyolojik olarak inceleyerek var olann
ortaya çkarlmas veya anlaşlmasnda etkili olacaktr.
1.
Teorik Çerçeve
1.1.
Aile
Bu çalşmada aile kurumu önemli bir yer tutmasndan dolay aileye
dair ksa teorik bilgilere yer verilmiştir. Toplumlar sosyal gruplardan
meydana gelmiş sosyolojik birimlerdir. Aile de toplumu oluşturan sosyal
gruplarn en önemlisidir. Aile ayn zamanda toplumda insanlarn bir arada
bulunmalarna yardmc olan bir kurumdur. Dolaysyla aile toplumun
temelinde yer alr.
Sosyal bilimciler ailenin tanmnn yaplabilmesi ve snrlarnn
çizilebilmesi için farkl ölçütler kullanmşlardr. Kimisi ayn çat altnda
oturanlar, kimisi kan bağ ile birbirine bağl olanlar kimisi ise çocuk
182
Dostları ilə paylaş: |