vi
EK. 1- Film Dizini..........................................................................181
KAYNAKÇA.................................................................................192
ÖZET..............................................................................................203
ABSTRACT...................................................................................206
G R Ş
Latin Amerika ülkeleri toplumsal ve siyasal tarihleri açısından Türkiye ile
çok fazla benzerlikler taşımaktadır. Bu benzerlikler, 20. yüzyıl boyunca, genel olarak
Batı dünyasından da sosyalist dünyadan da farklılıklar içermektedir. 1950’lerden
itibaren bu farklılıkları içeren ülkeler ‘Üçüncü Dünya Ülkeleri’ başlığı altında
incelenmeye başlanmıştır. Bu farklılıklar, Latin Amerika’da ve Türkiye’de diğer
birçok Üçüncü Dünya ülkesinde olduğu gibi, kurumsal yapılardan sanata kadar
birçok alanda gelişmelerin Batı’da olduğundan farklı bir biçimde oluşmasına neden
olmuştur. Siyasal, ekonomik ve kurumsal benzerlikler bulunmasına rağmen
Türkiye’de Latin Amerika ile ilgili çalışmaların sayısı çok azdır. Latin Amerika’yı
konu alan bir çalışmanın geniş planda diğer Üçüncü Dünya ülkelerini de açıklayıcı
bir yapı içermesi beklenir. Latin Amerika sineması üzerine yapılacak bir çalışma ise
sinema tarihi çalışmaları açısından alternatif bir bakış açısı kazandırabilecektir.
Latin Amerika’nın toplumsal hayatını etkileyen faktörler; politikadan,
ekonomiye, gerilla mücadelelerinden, yoksulluğa ve gecekondulaşmaya kadar
sinemayı da etkilemiştir. Latin Amerika sineması yaşadığı topluma bağımlıdır. Film
üretimi toplumsal ve politik düzene göre şekillenirken, toplumsal hayatı etkileyen
faktörlerin sinemada gösterilmesi yoğundur. Sömürgecilik, diktatörlük gibi tarihsel
dönem ve kavramların yanı sıra, bu kavramlarla bağlantılı olan melezlik, kimlik,
yoksulluk, kentleşme ve gecekondulaşma Latin Amerika toplumunun anlaşılması
için temel kavramlar arasında yer almaktadır. Bu kavramlar, siyasi, ekonomik ve
2
toplumsal tarihin hem ürünü hem de belirleyicisi olarak, Latin Amerika toplumunun,
kültürünün ve sinemasının anlaşılmasını sağlamaya yarayacaktır.
Sinema kültürel bir ürün olarak içinden çıktığı topluma bağımlıdır. Latin
Amerika sineması da doğal olarak, içinden çıktığı toplumların uzantısıdır. Latin
Amerika sinemasını inceleyebilmek için, öncelikle bu toplumların anlaşılması
gerekmektedir. Toplumları anlayabilmek için, Latin Amerika’da, farklı ülkeler ve
topluluklar olmasına rağmen, bu toplulukların ortak paydalar altında birleşmesini ve
ortak bir Latin Amerika kültürünün ve kimliğinin oluşmasını sağlayan nitelikleri
oluşturan tarihi ve toplumsal kavramların ne anlama geldiğinin ve Latin Amerika’yı
oluşturan toplulukların ayırt edici özelliklerinin neler olduğunun vurgulanması
gerekmektedir.
Latin Amerika sineması toplumsal bir sinemadır. Bu toplumsallık 1960’larda
oluşan sinema hareketleri döneminde politik devrimciliğe kadar ulaşmış, politik ve
muhalif radikalleşmenin en güzel örneklerini vermiştir. 1960 ve 70’lerin sinema
hareketleri “üçüncü sinemanın” özelliklerini taşır. “Üçüncü sinemayı” Marksist
terimlerle açıklama anlayışı hâkimdir. Üçüncü Dünya ülkeleri sinemalarının egemen
Amerika ve Avrupa sinemaları karşısında tutunabilmesi için, kendi sinematografik
dillerini oluşturmaları, tematik olarak içinde yaşadıkları topluma bağlantılı olmaları
savunulur. Latin Amerika sinemasında 1960’larda ortaya çıkan sinema hareketleri,
sinemada yeni açılımlar yapmaya çalışırken, politik düzene bağlı olarak son
bulmuştur. 2000’li yıllarda Latin Amerika sinemasında yeniden canlanmalar olmaya
3
başlamıştır. Yükselişe geçen Latin Amerika sinemasının 1960’ların muhalif
hareketleriyle benzerlikleri ve farklılıkları bu tezin temasını oluşturmaktadır.
Latin Amerika’da 1960’ların ve 1995 sonrasının sineması benzer politik
koşullar sonrasında ortaya çıkmıştır. Latin Amerika’da sinema üretimi, tarihi
boyunca politik düzene bağımlı hareket etmek zorunda kalmıştır. Politik düzenin
yumuşadığı ve devletlerin ifade özgürlüklerine karışmadığı dönemlerde sinemada
muhalif, bağımsız hareketler oluşabilirken, diğer dönemlerde devlet politikasına
bağımlı bir sinema varolmuştur. Latin Amerika sineması tematik olarak içinden
çıktığı topluma bağımlıyken, politik olarak devlet politikasının yörüngesinde
olmuştur. Devlet ise 20. yüzyıl boyunca toplumsal hayatın en önemli belirleyicisi
konumundadır ve devlet desteği olmaksızın sinema yapabilme koşulları sınırlıdır.
Latin Amerika toplumlarının dünyanın geri kalanından farklılıkları
bulunmaktadır. Bir yandan içinde yaşanılan düzen toplum hayatı üzerinde belirleyici
olurken diğer yandan toplumsal geçmiş özellikleri ve bu özelliklerin oluşturduğu
sosyal yapı da, toplumsal hayatı anlaşılır kılmaktadır.
Latin Amerika’da tarihsel olarak ilkçağlardan itibaren uygarlıkların
kurulduğu bilinmektedir. Ancak, Latin Amerika’nın tarihsel dönüşümü 15. yüzyılda
başlayan keşiflerle oluşmuştur. lk keşiflerle birlikte bölgenin tarihsel ve kültürel
mirası tahrip edilmeye başlamış ve bu bölge maceraperestlerin, define avcılarının
akınına uğramıştır. Zaman içinde spanya ve Portekiz bu bölgede egemenliklerini
kurmuştur. 19. yüzyıla kadar süren bu sömürgecilik döneminde yerli nüfus azalırken,
Dostları ilə paylaş: |