SANAT
YAZILARI
22
Özet: Gitar göreceli olarak yurdumuzda daha geç kabul edilmiş bir sazdır. Bu makalede
kültür tanımından çıkılarak, şahsi deneyimlerle ortaya atılmış bir repertuar seçme sistemi
önerilmiştir. Diğer ülkelerle oluşmuş açığın kapatılması amacıyla eğitim kurumlarında oluşturulan
repertuarlarda ülkemiz kaynaklı eserlere yer verilmesinin gereği önerilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Kültür, Gitar, Müzik Okulları, Gitar Eğitimi, Gitar Repertuarı.
Abstract: The guitar has gained relatively late adoption in Turkey as a musical instrument. To
remedy the gap due to this late adoption, this article proposes a repertory selection method based
on the author’s own experience as well as general notions of culture. It is argued that having
repertories of local pieces available at musical schools is an effective method of closing this gap.
Key words: Culture, Guitar,
Music Schools, Guitar Education, Guitar Repertory.
An Owerview to Music and
The Guitar in Turkey
Müziğe Bir Bakış ve Ülkemizde Klasik Gitar
Doç.Dr.
Ahmet Kanneci
Hacettepe Üniversitesi
Ankara Devlet Konservatuarı
Gitar Sanat Dalı Başkanı
kanneci@kanneci.org
8
Giriş
Klasik Gitar 19. yy’dan bu yana toplumların ilgisini
her geçen gün daha fazla
çekmektedir. Artan ilgi, bu saza beraberinde belirgin bir popülerlik kazandırmıştır.
Popülerlik akla gelmeyecek problemleri oluşturabilir. Bu durumda klasik gitarın da
bazı problemleri oluşmuştur. Gençlerin çok ilgi gösterdiği gitarın repertuarı ciddiyetle
ele alınmalı, gerekirse korunmalıdır. Tanımadan emek verilen çalgı faydadan ziyade
zarar getirebilir. Bu durumda, en azında ülkemiz kaynaklı gitar repertuarının tamamı,
tüm özellikleri belirtilerek ilgilenenlere sunulmalıdır. Kişiler bunlar içerisinden
düşündüklerine uygun olanları bilinçli olarak seçebilmelidir.
Kendileriyle sanatsal çalışma ve fikirlerinden yararlanma olanağı bulduğum; Alirio
Diaz, Jose Tomas,
Julian Byzantine, Javier Hinojosa gibi dünyaca ünlü gitaristlerle
birlikte; ayrıca Türk sanat hayatının seçkin simalarından olan meslektaşlarım Turgay
Erdener, Ertuğrul Bayraktar, İstemihan Taviloğlu, Ertuğ Korkmaz’da benim hayatıma
dünya görüşümün oluşması bakımından çok katkı sağlamışlardır. Edindiğim düşünce
ve tecrübelerimi ülkemdeki gitar meraklılarının yararlanması için toparlamayı amaç
edindim.
Kültür ve Sanat
“Gelişmiş ülkeler” tanımı toplumlara değişik şekillerde yansıtılmaktadır. Belki de en
yaygın olanı ekonomik yönden ele alınanıdır. Bu da ülkelerin gayri safi milli hasılaları
baz alınarak yapılan tanımdır.
Ekonomik güçlenme, ekonomik güçsüzlüğü zaman
içerisinde etkisi ve daha sonra idaresi altına alma yolunda akıllıca olamayan politikaları
hedef edinmiştir. Bu ise yeryüzünde genel bir huzursuzluk ortamı yaratmaktadır.
Ülkelerin siyasi sınırları değiştirilmekte veya değiştirilmeye çalışılmaktadır. Sonuç
insanlığa tarihler boyu sürekli felaketler, huzursuzluk ve acı getiren savaşlar
olmaktadır. Bu durum ise ekonomik güçlülüğü tek hedef haline getiren ülkelerin işine
yaramakta ve rant elde etmektedirler.
Dünyanın her geçen gün değişen dengeleri, ülkelerin yönetimlerini ekonomiye
endeksleme yolunda pozitif ivmeli yönetim şekilleri, bir şekilde sanatın
yaşamdan
eksilmesine neden olmaktadır. Binlerce yıldır insanlığın düşünme ve estetik anlayışına
büyük katkıları olan sanat, zaman içerisinde gerçek kimliğinden sıyrılıp sadece eğlence
aracı yapılmaya çalışılmaktadır. Aslında gerçek ise, sanatın öneminin arttığıdır.
Sanat genelde görsel, işitsel algılara hitap etmekle birlikte, çok küçük şekilde kokusal,
dokunuşsal ya da tadımsal algıları da kapsamaktadır. Kurumsallaşmış yanı ise, görsel ve
duyuşsal olan kısmına odaklanmıştır.
Müzik ses ve zaman sanatı
olduğu gibi, sanatın da en önemli alanlarından biridir.
Toplumlar müzikle daima iç içe yaşamıştır. Tarihsel gelişiminde değişik aşamalardan
9
SANAT YAZILARI
22
geçen müzik, özellikle barok çağdaki şekillenmesiyle günümüzde de kullanılan hale
getirilmiştir. O çağda düzene koyulan ve evrensel dile dönüştürülen müzik gelişerek
bugünkü şeklini almıştır. Teknoloji ise yeni boyutlar getirerek uluslar arası platformda
değişim ve ulaşım problemlerine büyük kolaylıklar getirmiştir.
Toplumların temeli kültürdür. Siyasi sınırlar her ne kadar geçerli olsa da asıl ülke
sınırlarını belirleyen kültürel sınırlardır. Kültürel çeşitliliğin oluşturduğu zenginlikler
kalıcı ve huzurlu toplum oluşumunda çok geçerlidir. Sanatsal felsefe, kültürel yaşam
için çok önemli bir kaynaktır. Teknolojiye esir bir sanat düşünülemez.
Zira sanat doğru
ve güzele ulaşımda yardımcı olacak kurallarını ve değerlerini binlerce yıl süren ve
sürekli gelişmeyle devam eden deneyimler sonucu belirlemiştir. Bu kuralların bilincinde
olan sanat yaşamı ise özgür olarak gelişimine devam eder. Amaç insanlığı güzelliklerle
eğitmek, eğitirken de düşünmeye davet etmektir. Düşünmeyen toplumların yok olma
tehlikesi mevcuttur.
Gelişmiş olarak kabul edilen toplumların bestecilerinin ya da halklarının
gerçekleştirdikleri müzikler sanat dünyasında ön plana çıkmıştır. Çıkmakla kalmayıp
gittikçe artan güzellik ve sayıda eserler sanat dünyasını adeta kaplamıştır. Bunlar hep
olumlu gelişmelerdir.
Zaman içerisinde, uzağa gidip müzik dünyasına genel bir bakış yaptığımızda,
repertuarın çok büyük bir yüzdesinin Avrupalı uluslara, kalan küçük kısmının ise
Amerikalı uluslara ait olduğunu görebiliriz. Dikkat edildiğinde dünya nüfusunun yarıdan
fazlasının, müzik dünyasında adının geçmediği görülebilir.
Söz konusu sanat ve de
sanatın müzik kolu olduğunda bir eksiklik olduğu düşüncesi akla gelir. Bu bölgeler
dışındaki toplumlarda müzik sanatının olmadığı düşünülemez. Bahsedilen, adı geçmeyen
ya da az geçen ülkelerden biri de Türkiye diyebiliriz. Bunu belirtmekteki gerçek ise
ülkemizin bu konuda yeterli tanıtım yapamadığı gerçeğini ortaya çıkartır. Ülkemizde,
geleneksel müzik alanında çağlar boyunca yapılan çok değerli çalışmalar vardır. Dahası
bu çalışmalar belgelenmiştir. Arşivlerde olan bu belgelerin sergilenmesi ülkemiz adına
çok önemli kazanç sağlayabilir.
Müzik Eğitimi ve Üniversitelerin Yeri
Ülkemizde 1980’li yılların ortalarına doğru müzik eğitimi veren kurumlar üniversitelere
bağlanmıştır. Üniversitelere bağlanması doğal olarak bu kurumların bilimselleşmesi
yönünde çok olumlu gelişmelere neden olmuştur. Fakat üniversite ile bütünleşmesinde
ciddi eksiklikler olduğu düşüncesindeyim. Müzik yaşamının en önemli kısmını
eğitim
oluşturuyor gibi görünse de, müziksel faaliyetlerin tamamı bir bütündür ve en ufak
bir aksama uğraşların tamamlanmamasına neden olur. Bunlar eğitimin haricinde
müzikle ilgili işletme, üretim, iletişim gibi gerekli alanlardır. Üniversitelerimizde eğitim