Sanat yazilari



Yüklə 18,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/31
tarix08.09.2018
ölçüsü18,7 Mb.
#67784
növüYazi
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31

14
de okullarda eğitim amacıyla kullanılabilecek ülke şartlarına çok uyan bir müzik 
enstrümanıdır. Ülkemiz ve müziğinin tanıtımında çok kısa bir geçmişi olmasına 
rağmen belirli bir yol kat edilmesine neden olabilmiştir. Bu nedenle gitarla ilgili, gitar 
müziği besteleyen, düzenleme yapan, eğitimini veren, icra eden, öğrenen, çalmaya 
istekli olanlar ciddi bir şekilde ele alınmalı, programlanmalıdır. Sonuç ülkemizin kültür 
zenginliğine yeni bir boyut getirecektir. 
Üniversiteler bilim, sanat yuvalarıdır. Bir anlamda kültürün has ve yoğun olduğu 
kurumlardır. Halkın aydınlanması, bilinçlenmesi konusunda belki de en önemli görev 
üniversitelere düşer. Üniversiteler bu anlayış yönünde örnek davranışlar göstermeli ve 
halkla direk ilişki kuracak sistemler oluşturmalıdır.
Kaynaklar
Say, A. (1997). Müzik Tarihi, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara.
Say, A. (1995). Müzik Öğretimi, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara. 
Turani, A. (1999). Çağdaş Sanat Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Uluocak, S. (2011). Klasik Gitar Tarihi-II, Doruk Yayımcılık, İstanbul.
United Nations Statistics Division, revised Sept. 20th, 2011.


SANAT YAZILARI
22
Özet: Daha çok sanatçılar için kullanılan “çağının tanığı olma” nitelemi eleştiri edebiyatında 
farklı sorunlara neden olmaktadır. Bu makale söz konusu sorunları anlamaya ve açıklamaya 
çalışmaktadır. Çağının Tanığı Olmak nitelemi günümüzde sanatçının yapıtına değil kişiliğine vurgu 
yapmaktadır. Söz konusu nitelem daha çok aktivist sanatçılar için kullanılmaktadır. Oysa aktivist 
olmayan sanatçılar da çağa tanıklık edebilirler.  “Çağının tanığı olmak” nitelemindeki “çağ” ve 
“tanıklık” sözcükleri anlam açısından farklı yorumlara ve ölçüt belirsizliğine neden olmaktadır. 
Nitelem, yalnızca sanatçılar için değil eleştirmenler için de kullanılmalıdır. Böylece, eleştirmen, bu 
ölçütü kullanarak sanatçıları eleştirirken daha dikkatli olabilir ve kendine de benzer bir aynayla 
bakabilir. Kısaca, “Çağının tanığı olmak” payesinin artık sanatsal yeteneği ve yaratıcı bilinci ortaya 
çıkarma ölçütünden çok ticarete ve reklama gönderme yapan bir niteleme dönüştüğü söylenebilir.
Anahtar Sözcükler: Sanatçı, “Çağının Tanığı Olmak”, Sanat Eleştirisi, Ölçüt.
Abstract: The qualification “ to be witness of the era” used mostly for artists causes different 
problems  in the literature of criticism. In this article, it is  tried  to understand and explain these 
problems. “To be witness of era” qualification has emhasized personality instead of artwork 
today. It used  mostly for activist artists. However  non-activist artists can also be witness of 
their era.  In the terms of meaning, “ era” and “witness” words ın “ to be witness of the era” have 
caused different interpretations and ambiguity in criterion. This qualification should be used not 
only for artists but also for critics. Thus, critics can be more careful while they criticize artist with 
this criteria and they may  look at yourselves  in the same miror. Shortly, it can be concluded that 
“to be witness of era” is no longer used for exposing artistic skills and creative consciousness, 
instead it has been transformed into a definition which implies trade and advertisement.
Key words: Artist, “To Be Witness Of The Era”, Art Critics, Critera.
 Artist and “To Be Witness of Era”
Sanatçı ve “Çağının Tanığı Olmak”
Doç.Dr. Hakkı Engin Giderer  
                                                 
Çankırı  Karatekin Üniversitesi 
Güzel Sanatlar Fakültesi 
Resim Bölümü
hengingiderer@gmail.com


16

Löwy ( 2008: 9-34 ),  Kafka yazısının etkilenme kaynaklarını araştırırken sanatçının erken yaşta 
başlayan sosyalist eğilimlerinden ve Çek anarşistlerinin bazı  toplantılarına katıldığından söz 
eder.  Ona göre Kafka’nın yapıtında liberter ve yıkıcı bir boyut vardır. Löwy’nin bu yorumu bile 
Kafka’nın bir aktivist olduğunu göstermez. Birkaç toplantı ve gösteri dışında- ki bu toplantılarda da 
suskundur-aktivist olduğunu gösteren bir kanıt yoktur. 
Giriş
“Çağının tanığı olan” nitelemi daha çok sanatçılar için kullanılan olumlu bir özelliği 
göstermektedir. Bugün, ölçütleri belirsiz bir klişeye dönüşmüş olduğu düşünülse 
de hala bir övgü göstergesi olarak dilimizde kullanılmaktadır. Nazım Hikmet, Garcia 
Lorca, Bertolt Brecht, Pablo Picasso, Jean Paul Sartre aklımıza ilk gelen” çağının 
tanığı” övgüsünü kazanmış sanatçılardır. Yukarıda adı geçen tüm sanatçıların ortak 
yönleri yalnızca yaşadıkları çağı ve sorunlarını sanat yoluyla yansıtmaları değildir. 
Hepsinin ülkelerindeki ya da dünyadaki iktidar odaklarına, katliamlara, bağnazlığa, 
acılara karşı sanat yoluyla ya da bir aktivist olarak karşı durdukları bilinmektedir. Sanat 
yapıtı ve sanatçının kişiliği arasındaki güçlü ilişki de “çağına tanıklık eden” yargısının 
pekiştiricilerindendir. Tanıklığını yeterince sanatına yansıtamayan sanatçının iyi bir 
aktivist olması, güçlüklere kahramanca göğüs germesi, tutarlı bir kişilik sergilemesi
doğru bildiğini söylemesi, çağının iyi bir tanığı olmasını ve sanatı bir siyasi eylem alanı 
olarak seçmesi de “çağının tanığı olmak” için yeterli değildir. Sanatıyla çağına tanıklık 
etmektir asıl olan. Sanatla ortaya konan siyasi tepkinin niteliği, zamanlaması, kapsamı 
ve bağlamı da önemlidir. Çağının tanığı olmak, tanığı olunan çağın sanat yoluyla 
etkileyici, duyarlı, yaratıcı bir sentezlemeyle anlatımıdır. Yapıtla anlatılanın çoğunluk 
tarafından anlaşılması, anlaşılamayan yönlerinin ise onlarda sezgiye dayalı bir saygı 
uyandırması gerekmektedir. Sezgiye dayalı saygı konusu daha net bir biçimde şöyle 
açıklanabilir: Derin ve geniş bir anlatımın içinde kendini (alımlayan) bulmak ama tam bir 
kavrayışa ulaşamamak. Çağının tanığı olmak, sanatçının kişiliğinden çok yapıtını işaret 
eder. Çünkü Franz Kafka gibi köşesinde oturup yalnızca yazarak, yaşanılan zamanın 
ruhunu, hızını ve rengini kimsenin göremediği kadar iyi gören tanıklar da vardır
1

Tanıklığın kuşaklar tarafından geçerli sayılması, “içinde bir gelecek dili” barındırması 
ayrıca vurgulanması gereken bir özelliktir. 
Çağ
Yüz adet bir yıl! Çoğu sanatçının ömrünü aşan bir süredir. Picasso 92, Nazım Hikmet 
62, Lorca 38 (eceliyle değil Franco’nun adamları tarafından öldürülmüştür), Sartre 75, 
Brecht 58, Kafka 41 yıl yaşamıştır. Çağ, istisnalar dışında (Pierre Auguste Renoir 105 
yaşında ölmüştür), sanatçının tanıklığının kendi ömrü tarafından kesildiği bir zaman 
birimidir. Bu açıdan bakıldığında, çağ, geride kalanların gerçekleştirdiği matematiksel 
bir “yuvarlama”dır ya da sanatçının ileriye dönük bakışının gerçekleştirdiği bir kestirim. 
Sanatçının tarafını kollarsak, ömrün yetmediği bir zaman dilimi için sanatçıya dayatılan 
bir sorumluluk da olabilir çağa tanıklık etmek. Başka bir açıdan baktığımızda ise, 
çağ


Yüklə 18,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə