21
Bu sonuç çalışmanın hetorojen olmasına bağlanmış ve sağlıklı sonuçlar için optimal sıvının
saptanması gerekliliği vurgulanmıştır.
Epidural aralığın tespitinden sonrada aralığı normal salinle doldurmak kateter
yerleşimi sırasında kan damarlarına travmayı azaltacağı bildirmiş ancak bu da verilen ilaçların
dilüsyonuna neden olabilme riskini artırabilir (83).
Kateterin Tespiti
Obez hastalarda epidural kateterin doğru olarak yerleştirilmesini takiben, epidural
kateterin yerinden çıkma riski vardır. Epidural kateterin yer değiştirmesinde en önemli
faktörün, cildin subkutan doku üzerinde kayması olduğu ileri sürülmüştür (84). Konu ile ilgili
çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bazı hastalarda epidural kateterin ciltte 3 cm yer değiştirdiği
saptanmış ve bunu önlemek için epidural kateterin rutin olarak 7 cm ilerletilmesi gerektiği
savunulmuştur (85). Eğer epidural kateter fazla ilerletilirse, kateterin ucu yer değiştirebilir.
Epidural kateter yerleştirildikten sonra, gebenin dikleşip oturur pozisyondan lateral yatış
pozisyonuna geçirilmesi sırasında, epidural kateter cilde fikse edilmediği takdirde, obez
hastalarda daha fazla olmak üzere 1-2.5 cm dışarıya doğru yer değiştirdiği gözlenmiş ve
multiorifis kateterlerin epidural aralıkta en az 4 cm ilerletilmesi ve kateterin cilde hasta
pozisyonu değiştikten sonra sabitlenmesi önerilmiştir (86).
Test Dozu
Epidural iğne veya kateterin olası intravenöz veya subaraknoid yerleşimini saptamaya
yönelik olarak lokal anestezik ve vazokonstriktör uygulaması önerilmekle beraber gebelerde
güvenli, spesifik ve sensitif standart bir yöntem ortaya konamamıştır. Çeşitli yöntemler
uygulanabilir.
Aspirasyon yöntemi
Genellikle uygulanan iğne veya kateterin subaraknoid veya intravenöz yerleşimini
anlamada en basit yöntemdir. Ancak negatif aspirasyona rağmen intavasküler ya da
subaraknoid enjeksiyon görülebilir. O nedenle dikkatli aspirasyonu takiben uygun test dozun
uygulaması kateterin intravasküler yerleşimini saptama olasılığını arttırır.
Subaraknoid yerleşimin saptanması
Subaraknoid ve intravenöz yerleşim ayrı ayrı iki aşamada test edilebileceği gibi, iki
ayrı yerleşim tek aşamada da test edilebilir. Test dozundan amaç hem intravasküler hem de
intravenöz yerleşimi aynı anda saptamaksa, lokal anestezik miktarı subaraknoid aralığa
enjekte edildiğinde hızlı ve düşük spinal blok oluşturacak dozda olmalı, ayrıca istenmeyen
intravasküler yerleşimi saptamada güvenilir olmalıdır. Bu test için lidokain uygun bir lokal
anestezik olarak görünmektedir. %1.5 lidokain’in 3 ml (45 mg) enjeksiyonu sonrası 2 dakika
içerisinde L
3
-
4
veya L
2
-
3
seviyesinde duyusal blok oluşur (87). %2 lidokain’den 3 ml (60 mg)
spinal aralığa verildiğinde güvenilir bir motor blok oluşturur (87). Lidokain dozu 30 mg’a
düşürüldüğünde duyarlığın azalabileceği bu nedenle daha büyük çalışmalara ihtiyaç olduğu
vurgulanmıştır (88). Bupivakain ve ropivakain benzer etkinliği oluşturmada güvenilir değildir
(87). Test dozundan 4 dk sonra bacakların havaya kaldırılamaması, intratekal enjeksiyonu
%100 spesifik olarak gösterir (89).
22
Ġntravenöz yerleşimin saptanması
İntravenöz yerleşimi test etmek için adrenalin, izoprotrenol, hava enjeksiyonu veya
santral sinir sistemi (SSS) subjektif bulgularına neden olan fentanil ya da 100 mg lidokain
injeksiyonu yapılabilir (25,90).
Adrenalin, epidural kateterin intravasküler yerleşimini saptamada en yaygın kullanılan
ilaçtır. Lokal anesteziğin adrenalin 15 µg ile kombinasyonu sonrası 15-20 saniyede 20-30’luk
geçici bir kalp hızı yüksekliği ve ılımlı bir kan basıncı yüksekliği gözlenmiştir (87). Ancak 15
µg adrenalin sonrası maternal kalp hızı akselerasyon hızı 1.2 atım/dk iken doğum ağrısı
esnasında 0.69 atım/dk olarak değişmektedir. Obstetrik hastalarda adrenalin test dozu tercihen
uterus kontraksiyonundan hemen sonra yapılmalıdır (87). Ancak β bloker kullananlarda kalp
hızı artışı belirgin olamayabileceğinden kan basıncındaki 20 mmHg’lık artış daha güvenilir
kabul edilir (91).
Adrenalin test dozunun gebelerde kullanımıyla ilgili tartışmalı sonuçlar mevcuttur.
Yanlış pozitif çıkabildiği gibi, yanlış negatif de çıkabilir (87). Uterin kan akımı ve bebek
genel durumu üzerine istenmeyen yan etkileri bildirilmiştir; özellikle preeklamptik hastalarda
bu daha belirgindir (87,91). Adrenalin annenin kardiyovasküler sisteminde stres yaratır,
plasental perfüzyonda geçici azalmaya neden olur. Epidural adrenalinli test doz sonrasında bir
olguda bradikardi ve hipertansiyon gözlendiği bildirilmiştir (92).
Diğer katekolaminlerden izoprotrenol (5µg) anne kalp hızında daha fazla yükselme
yaparken, uterus kan akımını etkilemez ancak ilacın dilüe edilmesi, hazırlanması pratik
değildir. İzoproterenolün nörotoksisitesi ile ilgili yeterli veri yoktur (25).
Adrenaline alternatif olarak subkonvülzan dozlarda lokal anestezik kullanıldığında
(100 mg lidokain veya 2-kloroprokain) annede subjektif semptomlar (kulak çınlaması ve dilde
metalik tat) görülür; sensitivitesi %100, spesifitesi %81’dir (93). Uteroplasental yetersizliği
olan ve rezervi kısıtlı hastalarda, preeklamptik gebelerde test doz için adrenaline alternatif
olarak iki aşamalı test doz uygulaması düşünülebilir: Önce 2 ml %2 lidokain (40 mg) verilir;
eğer subaraknoid yerleşim saptanmadıysa 5 ml (100 mg) lidokain intravenöz test için
kullanılabilir (25).
Kateterden 1 ml hava enjekte edilip Doppler yardımıyla kalp üzerinden geçişi
dinlenebilir. Yalnız çoğunluk tarafından ilgi görmemiştir. Doppler testinin yanlış pozitiflik
oranı düşüktür ve deneyimli ellerde yüksek derecede pozitif tanı koydurucu özelliğe sahiptir.
Ancak sesteki değişikleri anlayabilmek için tecrübeli personele ihtiyaç vardır. Doppler probu
her pozisyonda kolayca yerleştirilemeyebilir. Doppler testi sadece tek distal orifisli kateterleri
test etmek için kullanılabilir, multiorifisli kateterler için ise uygun değildir. Çünkü havayı
yüksek basınçla vermek gerekir (25,90).
Bazı anestezistler intravenöz yerleşimi test etmek için 100 µg fentanil verilmesini
desteklemektedir. Araştırmacılar uygulama sonrası sedasyon, baş dönmesi ve öfori ve analjezi
varlığını pozitif kabul etmişlerdir (25). Baş dönmesi en güvenilir semptom olup sensitivitesi
%92 ve spesifitesi %92’dir (94).