1
S YAS AMAÇLAR ve ONLARA ULA MANIN YOLLARI :
GÜCÜN MAH YET ve KULLANILMASI MESELES ÜZER NE
Doç. Dr. Serik KANAYEV
Siyasi amaç edinme ve siyasi amaçlara ula man n yollar meselesi, hiç üphesiz, siyasi
realite faktörlerinden biri olan gücün rolünün
tahliliyle ba'lant s z olarak müzakere
edilemez. Tabiî ki, sosyal, siyasi ve di'er alanlarda güç, hümanizmin be erî de'erleri
aç s ndan evrensel problem ba'lam nda geleneksel bir ekilde kullan l r. Di'er bir gerçek
udur ki, o siyasi faaliyetin vazgeçilmez e idir. Bununla birlikte siyasette amaçlara ula maya
yönelen siyasi amaç edinme ile siyasi faaliyetlerin, irade temelleriyle ba'l olmas olay
ku kusuzdur. Arzu, amac elde etme yetene'i ve bunu gerçekle tirme do'rultusundaki
kararl l ' n belli bir a amas say l r. Siyasi arzular n gerçekle mesi usulleriyle ba'l olarak
siyasi amaçlara ula man n demokratik, liberal, otoriter, totaliter ve terör vs. yöntemleri
bulunur.
Siyasi amaçlara ula man n demokratik yöntemi; etkileme, maddi te vik, ikna
yöntemlerinin kullan lmas , kararlar n ortakla a müzakere edilmesi ve al nmas gibi
kar l kl anla ma ve i birli'i havas yaratan egemen etki usullerine ba vurur. Yönetilenin
yönetene
boyun e'mesini mecbur k lan sebepler, yönetene sayg göstermeyi, onunla
özde le meyi, al kanl klar , inançlar ve onun emirlerini yerine getirmeye yönelik ilgiyi
kapsar.
Liberal yöntemi pasiflik, zay f yönetim, denetimsizlik ve sistemsizlikle nitelendirmek
mümkündür. Bu yöntemde kamu ile siyaset denetimi ve toplumun ekonomik, siyasi, manevi
hayat na tesir eden di'er yönetim biçimleri zay flam t r veya tamamen hükümsüz
b rak lm t r. Söz konusu yönteme sadece dü ünce özgürlü'ü, farkl bak aç lar na sayg
duyma de'il, bunlarla hiç uyu mayan bunlar n ‘ters yüzü’ say labilecek ilkesizlik, göz
yumma ve gev eklik gibi unsurlar da özgü say l r. Siyasi amaçlara ula man n demokratik ve
liberal yollar ndan bahsetmi ken, bünyesinde demokratizm ve liberalizm unsurlar n
birle tiren esnekli'in oldukça etkili oldu'unu vurgulamak laz m. Tabiî ki, gerçek sosyal ve
siyasi sistemlerde söz konusu yollar saf bir ekilde görmenin çok zor oldu'u gerçe'ini
kabul etmeliyiz. Her siyaset adam n n faaliyetlerinde ayn derecede olmazsa bile, amaçlara
ula man n çe itli yollar na özgü farkl unsurlar görülür. Bu unsurlar n birle me olana' ve
uygunlu'u, söz konusu yollar n her birinde belirli çizgilerin ve duruma göre de'i en görev
fonksiyonunun mevcut olmas ndan kaynaklanmaktad r.
2
Otoriter yöntem çevresindekilerle hiç müzakere etmeksizin iradesini zorla kabul
ettiren, a r derecede merkezile mi yönetim biçimidir. Otoriter siyasi rejim, toplumun
hukuki ve ahlaki kurallar n ihlal eden tek bir yöneticinin veya iktidarda bulunan grubun
diktatörlük faaliyeti ve ki isel yönetimidir. Otoriteryanizm artlar nda yönetimin yasama,
yürütme ve yarg organlar na ehemmiyet verilmez. Söz konusu organlar i lemez ve yaln zca
teoride varl klar n sürdürürler. Otoriter rejim artlar nda zaman zaman siyasi dü ünce, fikir
ve faaliyetlerde yaln z çok s n rl ve s k kontrol alt na al nm baz fikirlerin varl '
mümkün olmaktad r. Fakat otoriteryanizmde siyasi muhalefet ile vatanda lar n önemli
devlet ve sosyal faaliyetlerle ilgili müzakerelere ve karar almalara kat lmalar konusunda bir
uzla ma görülmez. Otoriter rejimde yönetilen ve yöneten aras na engeller konmu tur. Çünkü
s n rlanmam iktidar mutlak siyasi hakimiyeti elde ederek, faaliyetini keyfi uygulama ve
yolsuzlukla sürdürürken sadece despotik güce ba vurur.
Toplumu idare etme sürecinde aç kça despotik güç kullan m , siyasi plüralizm ve
demokratik özgürlüklerin eksikli'i, bütün halk için siyasi haklar n k s tlanmas yla
nitelendirilen devlet yönetim sistemi ile totaliter siyasi rejim yönetimi, siyasi amaçlara
ula man n niteli'i ve usulü bak m ndan siyasi uygulaman n son derece önemli bir biçimi
olarak say l r. Totalitarizm, devletin düzenleme faaliyetine insan n neredeyse özel hayat n n
bütününü dahil ederek, devlete ola'anüstü büyük görevler yükler.
Otoriteryanizm gibi, totalitarizm de bask niteli'indeki siyasi araçlar yönetilenin yönetene
boyun e'mesini sa'lamak için kullan r. Totalitarizmin, siyasi tarihte ortaya ç kmas n n nihaî
a amas , bilindi'i gibi, devlete mutlak egemenlik görevini yükleyen ve demokrasiyi, her
türlü demokratik kurumu ve demokratik prosedürleri reddeden fa izmdir.
“Her ey devlettedir ve devletsiz hiçbir ey yoktur.” Mussolini’nin bu sözlerini fa ist
totaliter devletin düsturu niteli'ini ta yan bir örnek olarak de'erlendirmek mümkündür.
1
Otoriteryanizm, totalitarizm ve fa izm aras nda her ne kadar farkl l klar söz konusu olsa
bile, egemen etkinin
üslup ve usullerinden biri olan güç kullanman n onlar n ortak özelli'i
oldu'u üphesizdir. Bu tür bir tesir, yap lan bask ve zorlamalar n en azami seviyesi olarak
nitelendirilir. Bu durumda yönetenin emirlerini yerine getirmenin esas sebebinin, emirlere
itaatsizlik durumunda verilecek cezadan korkmaktan kaynakland ' iyi bilinen bir gerçektir.
Siyaset teorisinde ideolojik, psikolojik ve fiziksel tesirler gibi bir çok zorunlu etki
biçimleri görülmü tür. Bununla ilgili olarak Zal ysin’in, psikolojik ve ideolojik tesiri, manevi
1
Bessonov B. N., Fa izm: deologiya i Politika, Moskva, 1995, s. 45.
3
bir zorlama olarak tan mlayan görü üne kat l yoruz.
2
Bu tür bir saptama, söz konusu zorunlu
etki biçimlerine manevi de'erler ve faaliyetler vas tas yla zihniyete tesir etmenin üslup ve
yöntemlerini de dahil etmeyi sa'lar. Bunlardan hareket ederek, manevi bask n n bünyesinde
sadece ideolojik de'erlendirme ve psikolojik göz da' vermeyi de'il, yönetileni belli bir
tarzda davranmaya mecbur eden ahlak ve kamu oyunun tesirlerini de bulundurdu'unu
söylemek mümkündür. Max Weber, bununla ilgili olarak etkilemenin ahlaki araçlar n bir
tak m egemen
zorlama usullerine
dahil etme gereklili'ini vurgulam t r. Ancak geçmi in çok
sert despotluk idaresi ve XX.asr n totaliter rejimi bile hiç bir zaman sadece iddete
ba vurmakla kalmay p, karizmatik liderin itibar , gelenekler, manevi bask vs. gibi bütün
politik araçlar da kulland lar ve kullanmaktad rlar. Ayr ca geçen asr n ortas ndan itibaren
dünyada, özellikle geli mi
sanayi ülkelerinde derin ekonomik, sosyal, sosyo-kültür
de'i ikliklerin etkisiyle plüralistik yönetim modeli gittikçe yayg nla maktad r. Söz konusu
yönetim modeli, yönetimin da' lmas yla ve onun ekonomik, kültürel ve di'er alanlar n n
çe itli sosyal gruplar aras nda yeniden payla lmas yla dikkat çeker. Bu durum, sosyal
gruplardan hiçbirinin; toplumun siyasi kurumlar n tam olarak kontrol alt nda tutamamas na
ve siyasi kararlar n; onlar n aralar ndaki uzla ma neticesinde kabul edilmesine yol açar.
Vatanda lar demokratik prosedürleri kullanarak, siyasi eliti
etkileme imkan na sahiptir.
Hukuk devleti kurma ve onun prensiplerini uygulaman n uzun süren tarihi süreci sonunda
iktidar n güç kullanma araçlar n n ve iktidara sahip olman n anlam azalm t r. @imdilerde
demokratik devletlerde yöneten ve yönetilen fiziksel güç kullanmaya yaln zca ba ka çare
kalmad ' durumlarda ba vurur. Demokraside güç kullanman n siyasetin ikinci dereceden
arac na dönü tü'ünü söylemek mümkündür. Bu, tabiî ki, gücün iktidar ve onun muhalefeti
taraf ndan hiç kullan lmad ' anlam na gelmez. Ancak gücün siyasete ve egemen kararlara
özgü bir nitelik ta yan araç oldu'unu dü ünen siyaset bilimciler siyasi realiteyi tam olarak
yans tm yorlar. Hem güç kullan m olmayan , hem de yaln z güce dayanan siyaseti ayn tarzda
tasavvur etmenin zor oldu'u bir gerçektir.
Hayat n ayr bir faaliyet alan olarak siyaset, di'er faaliyet alanlar ndan bütün toplum çap nda
iktidar n gücünü kullanabilmesiyle ay rt edilir. Toplumda düzen ve istikrar n sa'lanmas için
devletin ‘fiziksel güç kullan m ’ tekeline geçirmesi gerekir. Max Weber “Devletin, yasal
‘fiziksel güç kullan m’ tekeline ba ar yla talip olan insan toplulu'u” oldu'unu yazar.
3
Bu
talebin yerine getirilmedi'i yerde birbiriyle çat mada güç araçlar n kullanan çe itli yönetim
2
Zal ysin B., “Politiçeskoye nasiliye v sisteme vlast y” Sostiyalno- politiçeskii jurnal, 1995, N 3 s.45 .
3
Weber Max., a.g.e. s. 645.
4
odaklar ortaya ç kar, bu durumda devlet yönetim organlar , siyasi istikrar , toplumun
bütünlü'ünü sa'layamaz duruma gelir. Bunun sonucunda normal siyasi süreç, isyanlarla,
ayaklanmalarla ve siyasi güç kullanman n di'er biçimleriyle ihlal edilir.
Biz, siyasi amaç edinme meselesini; siyasi arzular n objektif önemi, siyasi programlar ve
karalar n gerçekle me yollar ve belirli çizgilerin siyasi uygulamada gerçekle mesi gibi
yönlere ay rd k. Bu yönleri, onlar kavrama mant ' n te kil eden siyasi süreçlerin nesnel
mant ' n alg layarak, bilimsel literatür ve sosyal-siyasi uygulamada ayr bir öneme sahip olan
soruna – “Bktidar ve Güç” konusuna dahil etmek mümkündür.
Bizim anlay m zda, iktidarla
ilgili meseleye göre güç cari iktidar n ve egemen düzenin muhafaza edilmesine yönelen,
irade d nda kamula t r lm yönetimdir.
Politika–felsefe analiz alan nda tan nm uzman Hannah Arendt, güç kullanman n,
iktidar n uygulanmamas de'il, onun eksikli'i oldu'unu ve iddetin ba lad ' yerde, iktidar n
sona erdi'ini iddia eder.
4
Bktidar, vatanda lar n rejime zahiren ba'lanmalar olmaks z n ve
onun kanunlar n kabul etmeksizin mevcudiyetini sürdüremez. E'er yönetici boyun e'meyi
sa'lamak için fiziksel güç kullanmaya ba vurursa, vatanda lar n n deste'ine, ba ka bir deyi le
onlar yönetme deste'ine sahip olamaz..
Bktidar ve güç aras ndaki münasebeti çeki me olarak nitelendirmek mümkündür. Bktidar ve
güç çeki me hâlinde oldu'u için birbirine imkan vermez, ama onlar çeki mede olduklar ndan,
onlar n hiç biri di'eri olmadan mevcudiyetini sürdüremezler.
Siyasi bask kullanma , siyaseti yöneten
taraf ndan iktidara sahip olma , iktidar uygulama
ve iktidar koruma, her eyden önce iktidar n koruma araçlar olarak kullan lan zor kullanma
sistemidir. Bask
di'er yönetim araçlar ndan belirli özellikleriyle ay rt edilir. “Zoraki ve
zoraki olmayan eylemlerin aras ndaki fark; birincisinin istisnas z eskileri y kmaya hevesli
olmas ndan, ikincisinin ise en ziyade yeni bir eyler yaratmaya merak duymas ndan
kaynaklan r.”
5
Sosyal reformlar döneminde güç, onlar d tehditlerden koruma, siyasi dü manlar
bertaraf etme veya yok etme araçlar olarak hizmet eder, ama belirli sosyal, ekonomik ve
siyasal yap yla münasebetlerin kurulmas n hedef alan ayn reformlar de'i tirilemez
Bask bireyi herhangi bir zorlama sürecinde belirli bir rol oynayabilen korkuya dayan r.
Tehdit, emir, buyruk, yasaklar yard m yla zahiri itaati ve herhangi bir talebin yerine
getirilmesini elde etmek mümkündür.
Ancak bireylere bu ekilde a lanan normlar ve
4
Arendt Hannah, “Reflections on violence Journal of Bnternatianal Affairs” 1969 vol. 23 s. 11.
5
Arendt Hannah, a.g.e. s. 11.
5
de'erler, onlar n
ahsî iknalar n n bir parças de'ildir ve bu yüzden onlar n zihinlerinden
kolayca kaybolurlar.
6
Nihayet fiziksel güç kullanmayla ilgili cezalar n hiç biri ba' ml olma
ve itaat etmeyi temin etmez. Deneyim verileri, bu tür cezalar n kullan lmas n n istenmeyen
hareket tarz n geçici olarak durdurmaya neden oldu'unu ve sosyal hareket tarz n n bask ya
maruz kalan biçimlerinin ceza tesirlerinin durdurulmas ndan sonras niteli'indeki yeniden
kurulma e'iliminde bulundu'unu gözler önüne sermektedir.
Güç
kullan m pahal ya mal olan siyasi olgudur. Gücün kullan lmas , büyük can
kayb yla ve maddi de'erler, sosyal ve ekonomik enfrayap lar yla ba'l d r. Sivil sava lar n,
etnopolitik ve s n flar aras çat malar n arenas olan ülkelerin ekonomik olarak on sene
öncesine geriledi'i bilinen bir gerçektir.
Siyasi sebeplerin zorunlu tedbirlerine göre; korkutmaktan siyasi dü manlar n fiziki
olarak yok edilmesine yönelen siyasi terörün, siyasi gücün çe itli'i ve onun en son biçimi
say l r. Modern siyasi terörizm ara t rmac lar n n
ço'unun görü üne göre, terör siyasi
amaçlara ula mak için kullan lan silahl kuvvetin özel biçimini te kil etmektedir.
D.Long, belirli siyasi rejimlerin devrilmesini, kendi milli ve grup ç karlar n zorla kabul
ettirmeyi, son amac olarak uluslararas hukuk düzeninin bozulmas n
arzulayan gruplar n
terör gruplar olarak adland r ld ' n belirtir .
7
Teröristler s k s k faaliyetlerini “ sava eylemi” olarak göstermeye çal r ve kamuoyu
gözünde “partizan”, “özgürlük sava ç s ” “isyanc lar” gibi daha uygun bir imaj da
benimsetmeyi arzular. Modern terörizm için be erî ahlak normlar geçerli say lmaz, ba ka bir
deyi le terörizm, insan n temel hakk olan ya ama hakk n hiçe saymaktad r.
P. Wilkinson bununla ilgili görü lerini u ekilde ifade etmi tir: Terör, di'er iddet
türlerinden; sadece sertli'iyle de'il, son derece ahlaks zl kla, araç seçmekte titizlik
göstermemekle ve idare edilemezlikle ay rt edilmektedir.
Güç kullan m n n tezahürünün çe itli biçimlerini incelersek, siyasi gücün bünyesinde her
zaman yönetilen, yöneten, amaç, araç ve sonucun bulundu'u insan faaliyetinin unsuru
oldu'unu görürüz. Uluslar, s n flar ve gereken siyasi güce sahip olan ve onlar n amaçlar n
gerçekle tiren sosyal gruplar, özellikle onlar n olu turdu'u yönetim organlar , ordular, siyasi
birlikler, mahkemeler ve partiler gibi güç kurumlar siyasi gücü kullananlar olarak say labilir.
6
Bitenova M.P., Sostialnaya psihologiya Moskva., 1996 s. 12.
7
Wilkinson P., Political Terrorizm: A New Mode of Conflict, Los Angels, 1975. s. 4.
7
Bitenova M.P., Sostialnaya Psihologiya, Moskva, 1996 s.12.
6
Kar t uluslar, s n flar ve sosyal gruplar siyasi iddete maruz kalanlar olarak kar m za ç kar.
Günümüz ko ullar nda baz durumlarda , örne'in, nükleer sava gibi siyasi iddet biçimi
kullan m nda bütün be eriyet gibi, dünyadaki do'al hayat n kendisi de iddete maruz
kalabilir.
Siyasi güç araçlar denince, yöneten ve yönetilenin belirli bir amaca ula mak için güç
eyleminde kulland ' araçlar anla l r. Bugünkü ko ullarda siyasi amaçlarda oldukça s k
olarak tamam yla gerçek araçlar kullan lmaktad r. Bunlara a a' daki araçlara dahil etmek
mümkündür:
Maddi araçlar (silah, sava teknolojisi, hususi teçhizatlar vs.)
Hukuki araçlar (çe itli yasama tutanaklar , talimatlar, uluslararas protokollerin ve
sözle melerin imzalanmas vs)
Bdeolojik araçlar (ideolojik fikirler, teoriler ve görü ler, ahlakî ve dini kurallar sistemi vs)
Ekonomik araçlar ( üretim araçlar na sahip olma hakk ndan mahrum b rakmak, çe itli
ekonomik cezai hükümler ve para dönü ümü mekanizmalar n n kullan lmas vs.)
Siyasi gücün amaçlar , uluslararas ve devlet içi ili kilerin sistemlerini ve onlar n sahip
oldu'u araç ve güçleri te ekkül eden belirli tarihi ko ullardan hareket ederek, her defas nda
yönetenler taraf ndan belirlenir. Siyasi gücün her eylemi, s n flar n, uluslar n, sosyal gruplar n
ve devletlerin aras ndaki siyasi ili kileri onlar n esas menfaatlerine uygun olarak
düzenlemedir.
Siyasi gücün uluslar, s n flar ve sosyal gruplar n yapt ' faaliyetleri, yönetilenin
iradesinin bast r lmas ve onun yönetenin iste'ine uygun do'rultuda eylemlere zorlama olarak
görülür. Fakat tarihi uygulaman n gösterdi'i gibi, siyasi gücün baz biçimlerinin kullan lmas
as l sonuca ula man n d nda ba ka, ço'u zaman hiç tahmin edilmeyen, hedeflenen amaçlar
a an sonuçlara da götürür. Herhangi bir maddi ve manevi tesir siyasi iddet arac olabilir.
Onlar sadece sosyal etkile imlerde ve s n flar, sosyal gruplar aras ndaki ili kiler sürecinde
belirlenir.
Dolay s yla, siyasi güçlerin çe itli (demokratik, liberal, otorite, totaliter, terör)
biçimlerini inceleyerek, tarihin; baz insanlar n fikirleri, ç karlar vs. üzerine di'er insanlar n
yapt ' bask n n neticesinde daima kan döküldü'ünü ve insanlar n ac çekmelerini
beraberinde getirdi'ini gösteren olaylarla dolu oldu'unu tespit etmek mümkündür.
Kendisine koydu'u amaçlar ve ko ullar do'rultusunda ç karlar n ; korudu'u
insanlar n hayat
için en iyi ko ullar sa'lamak istemeyen bir partinin olma ihtimali
dü ünülemez. Fakat gerçek u ki , söz konusu amaçlar ve ko ullar ço'u zaman bask
7
biçimlerinin kullan lmas yla elde edilir. Bu yüzden basit sloganlar ve hümanizme ça'r larla
idare edilemedi'ini idrak etmek laz m. Yine de bu böyle sonsuza dek devam edemez. Hayatta
ço'u faaliyet alanlar n n globalle mesini ve uygarl ' bile tehdit eden problemleri de
beraberinde getiren günümüzün gittikçe zorla an dünya artlar nda ideoloji ve bask gibi
uygulamalara oldukça etkin bir alternatif aray lar n devam ettirmek için bask fenomeninin
tabiat n n titizlikle ve objektif olarak incelenmesi gerekir.
Dostları ilə paylaş: |