T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ arkeoloji (klasiK arkeoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/51
tarix17.11.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#80361
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   51

arasında bir uzlaşma yolu bulmaya uğraşmıştı
111
. Heykeltraşın, eserlerinde bu uyumu 
sağlamak için orantı ve simetri gibi matematiksel düzenlemeleri kullandığını, çağın 
diğer sanatçıları da biliyordu. Öyle ki; Aiskhilos‘un (İ.Ö 525/4-456)
112
      
Oresteia”’sında; Elektra, kendisininkiyle karşılaştırdığı ayak izinin erkek kardeşine 
ait olduğunu anlar
113

 “…Bize daha fazlasını söyleyecek yeni bir işaret. 
Ayak izleri… bir çift, tıpkı benimki gibi. 
İki dış hat, iki iz, onun ve şurada, 
 Bir yoldaşınki.  
                                                 
Ayağını Orestes’in bıraktığı iz üzerine koyarak 
  Topuğu, kavisin eğrisi                             
 İkizlerinki gibi”
114
…  
Onun bu tavrı; Aiskhilos’un, heykeltraşların uyum kuramını bildiği izlenimini 
uyandırır
115

Günümüzde,  İ.Ö 5. yüzyılın Yunan heykel sanatının, çağın ideal güzellik 
anlayışına hitap etmek için oran ve simetri gibi düzenlemeleri kullanan 
heykeltraşlarından ilk akla geleni, Argos’lu Polykleitos’tur (İ.Ö 450-420)
116
. Ancak, 
şüphesiz, geleneği onun başlattığı söylenemez. Yunan heykelinin geçiş dönemi 
                                                 
111
 Boardman 1993, 89 
112
 Speake 1994, 10 
113
 Burford 1974, 133 
114
 Aeschylus 1977, 187 
115
 Burford, 1974, 133 
116
 Speake 1994, 509 
 
38


olarak adlandırılan devrede (İ.Ö 480-450) çalışan Samos’lu, ama kentin 
bağımsızlığını yitirmesiyle Rhegion’a göçen Pythagoras’ın, heykelde uyum ve 
oranlamaya ilk önem veren sanatçı olduğu, Diogenes Laertios’un kitabında 
vurgulanmıştır
117
. Çağın heykeltraşının; ideal biçimleri, eseri üzerinde sayısal, 
orantısal ve simetrik düzenlemelerin yardımıyla yansıtma arzusu, Eski Çağ 
Yunanistan’ındaki felsefe ve sanat ilişkisinin ilk somut örneğini oluşturur. 
Bu somut uygulamanın en belirgin biçimi; kendini, Polykleitos’un, 
çalışmasının ilkelerini yazma noktasına dek götürdüğü
118
 ve “Kanon” adını verdiği 
incelemesinde gösterir. Öyle ki; o, bu yazısında parmağın parmakla, parmakların elin 
yüzeyiyle, elin yüzeyinin bilekle, bileğin dirsekle, dirseğin kolla, kısacası her bir 
uzvun diğerleriyle orantılarını rakamla saptayarak insan bedeninin metiğini 
oluşturmuştur. Onun “Doryphoros”, “mızrak taşıyan genç” heykeli; muhtemelen 
ünlü “kanon”uydu. Polykleitos’un çalışmalarında benimsediği yaklaşım yani biçimin 
rakamla saptanması, Pythagoras’ça bir girişimdir
119

Sokrates öncesi çağın filozoflarından olan Pythagoras (İ.Ö 580-504)
120

Samos’ludur -heykeltraş Pythagoras’la karıştırılmasın-. Doğduğu kenti terkederek 
Kroton’a yerleşen ve burada erkekli kadınlı bir öğrenci grubu toplayan düşünürün 
öğretisi, iki şekil ya da en azından iki yön almıştır. Bir tarafta matematiksel 
felsefenin ilerlemesi için çalışanlar, diğer tarafta Orfik öğretiye ve onun 
uygulamalarına benzer bir sistem geliştiren -ruhun ölümsüzlüğüne ve ölümden sonra 
                                                 
117
 Richter 1970, 202 (Diogenes Laertios: İ.S 3.yüzyıl.Yunan’lı yazar. Kilikya’nın Laerte kentinde 
doğmuştur. Filozofların öğretilerini kaleme alan doksograflardandır. Bilinen ilk doksograf, Aristo’nun 
öğrencisi olan Theofrastos’tur. Diogenes Laertios’un heykeltraş Pythagoras’tan da bahsettiği eseri  
“Ünlü flozofların yaşamları ve öğretileri” adını taşır ve tamamı on kitaptan oluşur.)  
118
 Boardman 1993, 102 
119
 Friedell 1999, 225 
120
 Seyffert 1957, 530  
 
39


dirileceğine olan inanç- ve Pythagoras biçimi yaşam sürme ideali olan dini müritlerin 
çalışması yer alır
121
.  
Konumuz açısından Pythagoras’çı  öğretide önemli olan; matematiksel 
felsefenin izlediği yol ve aldığı biçimdir. Aslında dini ve felsefi öğretiler, 
Pythagoras’çı okulda hiçbir zaman birbirinden tam olarak ayrılmamıştır. Başka bir 
ifadeyle, İ.Ö 6. yüzyıl ile İ.Ö 5 ve 4.yüzyılların Pythagorasçı’larının öğretisini kesin 
olarak birbirinden ayırdetmek mümkün değildir. Bu iki yüzyılda da okul; matematik
musiki, astronomi, metafizik alanlarında bol meyvalar vererek çalışmaya devam 
etmiştir
122
.  
Pythagoras’çı felsefi öğretiyi; tezimizin “Sokrates öncesi filozoflar” 
bölümünden ziyade burada inceliyor oluşumuzun, Pythagoras’çı felsefi görüşler 
yanında Pythagoras’çı dini görüşlerle de doğrudan ilişkili olduğunu vurgulamalıyız. 
Pythagorasçı’lar, çağdaşları gibi çok tanrıcılığı reddetmemişlerdi. Liderleri, 
Pythagoras’ın bir şekilde ilişkili olduğuna inandıkları Apollon’du. Hatta bazı 
müritler, Pythagoras’ın tanrının insan biçimli hali olduğuna inanıyorlardı
123

Liderleri olarak Apollon tanrıyı seçmiş olmaları bir rastlantı olmasa gerek. Bu seçim, 
Pythagoras’çı dini öğretinin felsefi yanını ortaya koyuyor. Zira us ve ışık tanrısı olan 
Apollon, düzen ve ölçülülükle özdeşleşmiş bir tanrıdır aynı zamanda. 
Başta Polykleitos olmak üzere, birçok Klasik Çağ sanatçısını etkilemiş olan 
Pythagoras felsefesi, sınır ve düzen (peras-kosmos) düşüncesinde temellenmiştir. 
                                                 
121
 Guthrie 1992, 192 
122
 Kranz 1984, 127 
123
 Guthrie 1992, 149 
 
40


Pythagoras’a göre; dünyanın kurucu ilkeleri karşıtlıklardır
124
. Sınır (peras) ve 
sınırsız (apeiron); herşeyin başlangıcı olan ve dünyanın evrimleştiği birbirine zıt iki 
ilkedir. Dünya ise, bir kosmos’tur. Belki yalnız Yunan ruhunun düşündüğü dünyanın 
bu  şeklinde; düzen düşüncesi, güzellikle taçlandırılan yapısal mükemmellikle 
birleştirilmiştir. Pythagoras; “kosmos” ismini, gösterdiği düzeni gözönüne alarak 
dünya için kullanan ilk kişi kabul edilir
125
. Diogenes Laertios’a göre; “felsefe” terimi 
de, Pythagoras’ın bir buluşudur
126

Pythagorasçı’lara göre; sayı düzenden, tüm dünyanın yapısına hükmeden 
ilkeden sorumluydu. Sayılar, yalnız fiziksel dünyayı açıklamıyordu. Ahlaksal 
değerleri ve diğer soyutlamaları da simgeliyordu
127
. Bu anlayışa göre her sayı, bir 
varlığı karşılıyordu. “4” ya da “9” adalet; “3” sağlık; “10” yetkinlik demekti
128

Pythagoras’ın takipçileri, sayıları herşeyin esas temeli yapmaya çalışmışlardı. 
Aristoteles’e göre; burada söz konusu olan, bütün fiziksel şeylerin belirli bir 
oranlama sonucu biraraya gelen unsurlardan oluşmuş olmasıdır
129
. “Metafizik”te 
şöyle diyor: “…Pythagorasçı’lar diye adlandırılan kişiler, matematiğin ilkelerinin 
herşeyin ilkeleri olduğunu düşünmüşlerdir… Sayıların ögelerinin, her şeyin ögeleri 
olduğunu ve bütün göğün bir bir ahenk ve sayı olduğunu düşünmüşlerdir… Onların 
sayıyı hem şeylerin maddesi, hem de onların gerek değişimleri, gerekse hallerini 
meydana getiren şey olarak göz önüne aldıkları açıktır”
130
… 
                                                 
124
 Von Aster 1999, 351 
125
 Guthrie 1992, 208 
126
 Timuçin 2000, 200 
127
 Guthrie 1992, 213  
128
 Timuçin 2000, 200 
129
 Guthrie 1992, 229 
130
 Aristoteles 1996, 100-101  
 
41


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə