T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ arkeoloji (klasiK arkeoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/51
tarix17.11.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#80361
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   51

can verildiğinin saptanması anlamına gelir
181
. Bu bakış açısı, Thales’le beraber 
“hylozoism” yani canlı maddecilik felsefesinin ortaya çıkmasına 
182
 neden olmuştur. 
Evrendeki çeşitliliği açıklarken mitolojik öykülerden sıyrılmış bir yaklaşımı 
benimseyen Thales, mitolojiye tamamen sırtını dönmez. Ona göre; mitolojiyi seven, 
aklı ve bilgiyi de sever. Çünkü mitolojinin malzemesi de insan zihninde meraka 
neden olur
183
. Aslında Thales’in öğretiler dünyasını Mısır ve Sümer Uygarlıkları’nın 
geliştirdiği yaradılış öykülerinden ayırmak da zordur. Çünkü o öykülerde de şimdi 
toprakla kaplı olan her yer erken zamanda su ile kaplı olarak tasvir edilmiştir
184

Astronomiyle de ilgilenen ve İ.Ö 585’in 28 Mayıs’ındaki güneş tutulmasını 
önceden bildiren Thales hakkında ilginç bir öykü anlatılır. Rivayete göre; yıldızları 
gözlerken kuyuya düşmüş ve Trakya’lı bir hizmetçi kız onunla alay etmiş
185
. Bu 
hikâyeye, Hegel’in getirdiği yorum daha da ilginç. O, diğerlerinin çukura düşmesinin 
zaten söz konusu olmadığını çünkü oradan hiç çıkamadıklarını söylemiştir. 
Anaksimandros’a göre ise; sonsuz evrenin sayısız dünyalarının ne oluşunda 
ne gelişmesinde ne de yokolmasında tanrıların hiçbir payı yoktu
186
. Herşeyin ondan 
türediğini varsaydığı boşluktan (apeiron); önce toprak (kuru), su (yaş), ateş (sıcak) ve 
hava (soğuk) gibi karşıtlar çıkmış sonra bunlar doğaları gereği birbirleriyle sürekli 
                                                 
181
 Cogniot 1992, 17 
182
 Capelle 1994, 60 
183
 Guthrie 1992, 40 
184
 Boardman, Griffin, Murray 1997, 109 
185
 Cevizci 1998, 15 (Herodot, güneş tutulmasını önceden bildirme olayına, Tarih’inin birinci 
kitabında değinir. “… Lydialı’larla Med’ler arasında beş yıl süren bir savaş çıktı, sık sık Med’ler 
Lydialı’ları dövdüler, sık sık da onlar tarafından dövüldüler. Hele bir seferinde tuhaf bir gece savaşına 
da tutuştular; savaş denk koşullar altında sürüyordu ki, altıncı yılda, bir çarpışma sırasında ve ortalığın 
en çok karışmış olduğu bir anda gündüz, birden yerini karanlığa bıraktı. Bu ışık tutulmasını Miletos’lu 
Thales, İyonyalı’lara daha önceden bildirmişti, yılına, gününe kadar…”) (I,74.2)          
 
   
186
 Cogniot 1992, 20  
 
57


bir savaşım içine girmişlerdir. İ.Ö 5.yüzyılda, Akragas’lı düşünür Empedokles, temel 
düzeyde varlığı, İyon düşüncesinde hazır bulduğu bu dört ögeye
187
 indirgeyecekti. 
Anaksimandros’la ilgili ilginç bir saptama da, söylev verirken sonraki 
yüzyıllarda sofistlerin yaptığı gibi gösterişli kıyafetler giymesidir
188

Anaksimenes, dünyada ana töz olarak varsaydığı havayı (aer) tanrı olarak 
görmüş; tanrı gücüyle dolu düşünmüştür
189
. O, tanrıların varlığına inanır. Ancak, 
dünyanın havalı özü onlar tarafından yaratılmamıştır. Tam tersine, onlar kökenlerini 
havadan almışlardır
190

Tıpkı Thales’in, suyu; Anaksimandros’un, boşluğu yaratma yetisine sahip 
canlı varlıklar olarak düşünmeleri gibi Anaksimenes’te de hava, öncesi ve sonrasında 
canlıdır. O, ayrıca evrensel hava ile insan ruhu arasında bir paralellik kurmuş; bu 
paralellik İ.Ö 5. yüzyılda genel olarak kabul edilmiştir
191

Platon; “Kanunlar” adlı eserinde, Miletos’lu filozoflar için şöyle yazmıştı: 
“…Onların dediğine göre en büyük ve en güzel şeyleri doğayla rastlantı yaratmıştır, 
küçük  şeyleri de sanat; sanat ilk büyük eserlerin oluşum ilkelerini doğadan alarak, 
hepimizin “sanat eseri” dediği bütün küçük şeylere biçim vermiş ve ortaya 
koymuştur… Onlara göre; ateş, su, toprak ve hava bunların hepsi doğa ile 
rastlantının ürünüdür sanatla hiçbir ilgileri yoktur; bunlardan sonraki cisimler de yer, 
güneş, ay ve yıldızlar, tamamıyla cansız olan bu ögelerden oluşmuştur; her biri kendi 
içindeki güçle, sıcakla soğuğun, yaşla kurunun, katıyla yumuşağın ve karşıt 
                                                 
187
 Denkel 1998, 43 
188
 Boardman, Griffin, Murray 1997, 108   
189
 Kranz 1984, 34  
190
 Guthrie 1992, 130 
191
 Boardman, Griffin, Murray 1997, 110 
 
58


unsurların rastlantı sonucu birbirine karışmasıyla zorunlu olarak ortaya çıkan ne 
varsa hepsinin uyum içinde birleştiği şekilde, rastgele hareket ederek bu şekilde ve 
bu nedenle tüm gökyüzünü, bütün gökcisimlerini, bütün hayvanları ve bitkileri 
oluşturmuştur; bütün mevsimler de bir akıl, bir tanrı ya da bir sanat sayesinde değil 
dediğimiz gibi doğa sayesinde ve rastlantı sonucu bundan oluşmuştur. Daha sonra 
bunlardan sanat ortaya çıkmış, ölümlü ögelerden oluştuğu için kendisi de ölümlü 
olarak sonunda birtakım eğlenceler yaratmıştır: gerçekle hiçbir ilgisi olmayan, 
kendisiyle aynı özden, resim, müzik ve bunlara yardımcı sanatların yarattığı 
imgeler
192
”… 
İ.Ö 5.yüzyılda, özellikle batı kolonilerinde mantıklı düşüncelerini şiir yoluyla 
açıklamayı seçen filozoflar vardı
193
. Pythagoras gibi batıya göç eden Kolofon’lu 
Ksenofanes de (İ.Ö 570-478)
194
 bunlardan biridir. O, tanrıyı “tek bir” tanrı olarak 
adlandırmış, “Bir”in niteliklerini belirtmemiştir
195
. “Doğa” ve “Alay şiirleri” adlı 
şiirlerinde hem insanbiçimli tanrı düşüncesine eleştiriler yöneltmiş hem de Homeros 
ve Hesiodos’un yarattığı tanrılar evrenine çatmıştır: 
 
Tek bir tanrı, tanrılar ve insanlar arasında en ulu, 
Ne kılıkça insanlara benzeyen ne de düşünmece
Hep göz, hep düşünme, hep kulaktır o.- 
Hep aynı yerde kalır hiç kımıldamadan, 
Yakışmaz ona bir oraya bir buraya gitmek. 
Yorulmadan sarsar ruhun düşünüşüyle bütün dünyayı. 
                                                 
192
 Platon 1998b, 123-124 
193
 Boardman, Griffin, Murray 1997, 108 
194
 Speake 1994, 679 
195
 Denkel 1998,21 
 
59


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə