T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ arkeoloji (klasiK arkeoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/51
tarix17.11.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#80361
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   51

vücutlarımızın resmini yapmaya kalkışınca, onun resmindeki kusuru pekâlâ 
görüveriyoruz. Çünkü kendi kendimizi her gün görmeğe alışkınız, bu yüzden bütün 
benzeyişleri iyice gösteremeyen ressamı suçlu buluyoruz. Sözlerimiz için de bu, tabii 
böyledir. Göklere, tanrılara ait şeylerin sözünü ederken, söylediklerimizin onlarla 
pek küçük bir benzeyişi de olsa buna kanarız; ama insana ait, ölümlü şeyleri ince eler 
sık dokuruz”
377
… 
Kritias; sohbetin ilerleyen bölümlerinde Atlantis adasındaki Poseidon-Kleito 
tapınağını anlatıyor: “...Tapınağın görünüşünde barbar bir hal vardı. Tapınağın dışı 
baştanbaşa gümüşle kaplanmıştı. Yalnız akroterleri altındandı.  İç tarafına gelince; 
baştanbaşa fildişinden olan tavan altın, gümüş ve oreikhalkonla süslenmişti. Kalan 
taraflar, duvarlar, sütunlar ve döşemeler oreikhalkonla örtülmüştü. Tapınağın içine 
altın heykeller dikilmişti. Hele bir savaş arabasının içinde, ayakta, altı kanatlı atı 
koştururken görülen tanrı heykeli o kadar büyüktü ki, başı tavana değiyordu; sonra, 
yunus balıkları üzerinde onun etrafında halkalanan yüz Nereid görülüyordu; çünkü o 
zaman onların yüz tane oldukları sanılıyordu. Bundan başka, öteki beriki tarafından 
armağan edilmiş birçok başka heykeller de vardı. Tapınağın etrafında, dışarıda, on 
kral karısının ve onların soyundan gelenlerin altından heykelleri yükseliyordu; ayrıca 
krallar tarafından veya şehir ahalisi ile kralların emri altındaki dış illerin ahalisi 
tarafından armağan edilmiş başka büyük heykeller de vardı”
378
… 
“Philebos” adlı diyalogta sohbete katılanlar; Sokrates, Protarkhos ve 
Philebos’tur
379

                                                 
377
 Platon 1997f, 10  
378
 Platon 1997f, 25-26 
379
 Platon 1997b, 10 
 
105


Protarkhos ve Philebos’e göre bütün canlı varlıklar için iyi; sevinç, eğlence ve 
hazdan ibaret iken Sokrates’e göre mutlu bir hayatın anahtarı bilgeliktir. 
Sohbet sırasında Sokrates, Protarkhos’a şöyle söylüyor: “...Güzellik ve erdeme, 
her yerde ölçü ve nispet içinde rastgelinir”
380

Platon’un son eseri “Nomoi”(Yasalar); oniki kitaptan oluşur. Düşünür, bu 
kitapta öncelikle ideal bir yönetim biçimine ulaşma yolu üzerinde durmaktadır. 
Yasalara göre; tek kişinin, çok kişinin yönetimine göre monarşik, aristokratik ve 
demokratik yönetim biçimlerinin söz konusu olduğunu belirten Platon; bu yönetim 
biçimlerinin bozulmalarıyla da tiranlık, oligarşi ve yığının yasadan bağımsız olarak 
yönettiği yönetim biçimlerinin ortaya çıktığını öne sürer. Böylece bu değişik yönetim 
biçimleri arasında kademeli olarak iyi ve kötü yönetimler içinde; en iyisi monarşi, en 
kötüsü demokrasidir. Yasadan bağımsız yönetimler içinde ise; en iyisi demokrasi, en 
kötüsü tiranlıktır
381

Platon’un devletinde kanun, kimsenin birbiriyle çatışmamasını sağlayacaktır. 
Ayrıca herkesin en iyi hayatı sürdürmek için gerekli zamana ve şansa sahip olmasını 
temin edecektir. Yönetenlerle yönetilenler arasında efendi-köle ilişkisi olursa, iyi ve 
değersize aynı  şekilde davranılırsa, “eşit olmayanlar arasında eşitlik, eşitsizlik” 
olacağından her iki durum da kargaşaya yol açar
382

“Yasalar” da; Atina’lı, Girit’li Kleinias ve Sparta’lı Megillos, Girit’te yeni 
kurulacak Magnesia kenti için uygun bir yasa bulma arayışına girişirler. 
                                                 
380
 Platon 1997b, 125 
381
 Platon 1998a, 13-14 
382
 Guthrie 1989, 340 
 
106


İkinci kitapta; Atina’lı, konuşmasının bir bölümünde diyor ki: “...En iyi şey; 
sağlıklı olmak, ikincisi güzellik, üçüncüsü zenginlik ve iyi denen daha binlercesi. İyi 
görmek ve işitmek, duyumlarla ilgili herşeyi iyi algılamak... Oysa siz ve ben şöyle 
diyoruz: Bütün bu kazançlar, adil ve inançlı kişiler için en iyi şeylerdir ama adaletsiz 
kişiler için sağlıktan başlayarak hepsi son derece kötüdür. Ayrıca;  görmek, işitmek, 
algılamak ve kısaca yaşamak sonsuza kadar ölümsüz olup adalet ve erdem bütünü 
dışında iyi denen herşeye sahip olan kimse için çok büyük bir kötülüktür”
383

Atina’lı, Kleinias’la konuşurken şöyle söylüyor: “Öğrenme hoştur ve haz verir 
ama bunu doğruluk, yarar, iyi ve güzel açısından tamamlayacak olan şey; 
gerçekliğidir.” Ona göre; “Benzerliğe dayalı eserler veren beti sanatları, haz veren 
birşeyi gerçekleştiriyorlarsa, buna letafet adını vermek doğru olur”
384

Yine Atinalı’ya göre; “En güzel sanatı arayanlarda hoş olanı değil, doğru olanı 
aramalı. Çünkü taklidin doğruluğu, taklit edilen şeyin niceliği ve niteliği ne idiyse, 
onu gerçekleştirmesindedir... Kuşkusuz binlerce betimleme görmüşüzdür... Ya biri 
bunlarda taklit edilen nesnelerden her birinin ne olduğunu bilmiyorsa? Bunların 
doğru canlandırılıp canlandırılmadığını bilebilir mi? Örneğin; bedenin oranları ve 
parçalarından her birinin düzeni yerinde mi, oranların niceliği ve birbiri yanına 
getirilmiş parçalar uygun düzeni bulmuş mu -renkleri ve biçimleri de öyle mi- yoksa 
bütün bunlar karmakarışık mı yapılmış? Resmi çizilen ya da yontusu yapılan şeyin 
bir insan olduğunu bilsek, sanatçının bütün parçaları, renk ve çizgileri yakalamış 
olduğunu bilsek? Bunları bilen birinin, yapıtın güzel mi olduğunu ya da nerede 
güzelliğin eksik kaldığını bilmesi de zorunlu değil mi?..Demek ki resim, müzik ve 
                                                 
383
 Platon 1998a, 47 
384
 Platon a.g.e., 55 
 
107


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə