T. C. Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ arkeoloji (klasiK arkeoloji) anabiLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/51
tarix17.11.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#80361
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   51

Metafizik, Fizik, Meteoroloji, Hayvan Tarihleri, Büyük Etik, Nikomakhos’a Etik, 
Politika’nın 4, 5, 6 ve sonradan bütüne eklenen 1. kitabıyla, Retorik ve Poetika yer
393
 
alır. 
Antik Çağ’dan günümüze ulaşan öyküye göre; düşünür, el yazmalarını ve 
kitaplığını  öğrencisi ve takipçisi Theofrastos’a bıraktı. O da kendi öğrencisi olan 
Neleus’a. Neleus’un ölümünden sonra akrabaları, bu kitapları ele geçirmek isteyen 
Bergama prenslerinden korumak için bir mahzende sakladı. Son olarak Teos’lu 
kitapsever Apellikon tarafından gün ışığına çıkarılan eserler, İ.Ö 100’de Atina’ya 
getirildi. O, yüzotuz yıl boyunca harap olan bu eserleri onarmaya çalıştı. Romalı’lar 
Atina’yı alınca Sulla eliyle Roma’ya getirilen yazmaların kopyası, gramerci 
Tyrannion tarafından çıkarıldı. Rodos’lu Andronikos (peripatosçu filozof) ise, bu 
kopyaları temel alarak Aristoteles’in eserlerini bastı
394

Aristoteles’in ölümünün ardından okulunun başına sırasıyla Eresos’lu 
Theofrastos (Tyrtamos) ile Lampsakos’lu Straton geçti
395
. Troas’lı Lykon, 
Phaleron’lu Demetrios, Herakleia’lı Herakleides
396
 gibi sonraki peripatosçular ise; 
uzmanlık ve çalışma alanlarını genişleterek kendilerini bibliyografya ve edebiyat 
eleştirisine adadılar
397

Hocası Platon gibi Aristoteles de hemen tüm eserlerinde kuramlarını açıklarken 
sanat eserlerinden -özellikle heykel- örneklemeler yapar. Onun özellikle Poetika 
kitabı, sanat hakkındaki düşüncelerini içermesi bakımından önem taşır. Düşünürün 
                                                 
393
 Copleston 1997b, 9-15 
394
 Seyffert 1957, 69 
395
 Speake 1994, 480 
396
 Laertios  2003, 238-245 
397
 Timuçin 2000, 320 
 
112


hem bu yapıtına hem de sanattan örnekler verdiği diğer çalışmalarına daha sonra 
değineceğiz. Ancak öncelikle onun öğretisinin başka bir ilginç yanını tanımamız 
gerekir: Bilgi kuramı. 
Aristoteles, bilgi edinmede dış dünyaya öncelik tanımakla ağırlığını 
gerçekçilikten yana koyar
398
. Hocası Platon bir idealist iken; o bu yönüyle bir realist 
olarak belirir. Aristoteles’e göre; gerçek bilgi üretimi tümevarımla değil 
tümdengelimle yapılır. Tümevarım, zihnin aşağıdan yukarıya devinimini belirler. 
Tümevarım yapan zihin, gözlemlenebilir nesnelerin ve olguların dünyasından yüksek 
düzeyde bilgiye doğru yola çıkar. Aristoteles tümevarımı enine boyuna incelememiş 
bu yönteme çok önem vermemiştir. Asıl yöntem, evrenselden özele doğru inen 
tümdengelimdir
399
. Bu görüşü, onun sanata bakışını da belirler. Genel felsefesinde 
nasıl varolanların ( to on) dışında (transcendent) bulunan bir ideanın varlığını kabul 
etmezse aynı  şekilde sanat alanında da sanat eserinin dışında, aşkın bir güzellik 
ideası kabul etmez. Yani; Aristoteles’e göre, sanat eserleri varoldukları içindir ki 
güzellik kavramından söz açabiliyoruz, güzel nesneler olduğu içindir ki nesnelerin 
güzelliğinden söz açabiliyoruz. Aristoteles’te; sanat eseri, “forma-materia 
(morphehyle)” yani biçim-madde bileşimiyle oluşmuş,  şekil almış ontik bir 
bütündür
400

Aristoteles’in bilgi teorisi, görünen dünyadaki gerçeklikler temeli üzerine 
kurulu olduğuna göre; bilgi duyumla başlar. Duyum, bilginin en alt basamağıdır. 
Aynı zamanda ruhun başlıca üç işlevinden -en alt basamaktaki bitkisellik işlevi ile en 
üst sıradaki düşünme işlevi yanında- biridir ve iki evrelidir. Önce edilgindir sonra 
                                                 
398
 Timuçin 2000, 255 
399
 Timuçin a.g.e., 270 
400
 Aristoteles 1995, 7-8 
 
113


etkin. Duyu organı önce nesnenin etkisiyle karşılaşır. Bu durumda o, edilgindir, bir 
gücüllüktür. Edilginlik evresinde duyum alan, nesnenin biçimini edinir. Bu evre, 
bilinecek olanın bilecek olana gelmesi evresidir. Edilginlik evresini etkinlik evresi 
izler. Bu evre, duyumun tepki vermesi evresidir. Bu evrede, bilecek olan, nesneyi 
kendine alır, nesneyi özümler. Bu evre, bilenin nesneyle özdeşleşmesi evresidir. 
Aristoteles’e göre; bu üç işlevi bünyesinde barındıran ve tanrısal kaynaklı 
olmayıp duyumsal etkinliğin bir ürünü olan
401
 insan ruhunun “...evet ya da hayır 
derken onlarla doğruya ulaştığı  şeylerin sayısı beş. Bunlar; sanat, bilim, aklı 
başındalık, bilgelik ve us...”
402
. Yine ona göre; “...Bazı filozoflar ruhun, içinde 
buulnduğu bedeni, kendisi de onunla hareket edecek bir biçimde hareket ettirdiğini 
ileri sürerler. Örneğin komedi yazarı Philippus, Demokritos’un kanaatinin aşağı 
yukarı böyle olduğunu belirtir. Gerçekten Philippus demektedir ki; Dedal, ağaçtan 
yapılmış Afrodit heykelini ona civa akıtarak hareket ettirdi”
403
… 
Aristoteles’te tanrı düşüncesine baktığımızda; onda dinbilim, tek tanrı fikrinin 
oluşmaya başladığı bir dönemde en yüce varlığa dönük bir araştırma alanı olarak 
belirir. Tanrı ya da ilk devindirici; henüz bir yaratıcı değil, en üst düzeyde ve elbet 
fiziksel düzeyde etkin bir varlıktır; varlıkları eylemiyle devindirir ya da onların 
devingen olmasını sağlar. Hiçbir yaratıcılığı olmayan bu tanrı devindirir ama 
devinmez, fiziksel yapının en üstüne yerleşmiştir. Sürekli, kalıcı, ölümsüz devinimin 
yüce etkenidir o. Böyle olmakla ölümsüzdür. Tanrı arı edim olmakla, madde 
kavramının tümüyle dışındadır. Tanrı basittir; yani yalındır, büyüklüğü yoktur, 
                                                 
401
 Timuçin 2000, 291-296 
402
 Aristoteles 1998,116 
403
 Aristoteles 1999a, 31 
 
114


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə