sanat dehası, Phidias döneminde eksiksiz ve adeta sabit bir güzellik ifadesine
bürünürken, diğeri tragedyada dünyanın sırrını ve korkusunu yorumlamıştır. Ama
Diyonizos şenliklerinde görülen güzellik ve müzikal açıdan aynı ilahi coşku, Skopas
ve Praksiteles’in heykellerinde ortaya konulmuştur”
66
.
Nietzsche’ye göre; “Yunan kültürünün asıl merkezinde bulunan tragedya,
Diyonizos coşkunluklarının Apollon yolu ile gösterilmesi anlamında doğmuştur.
Tragedya, aslında bir tutkuyu, coşkuyu dile getirir. Fakat bunu, yüzüne ölçü, denge,
sınırlı güzellik maskesini takarak yapar”
67
.
66
Nietzsche 2005, 61
67
Nietzsche 1992, 10
22
ANTİK YUNAN KÜLTÜRÜNÜ BİÇİMLENDİREN ŞARTLAR
a. Yunan Irkının Birliği, Yunanlı’lık Bilinci
Yunanlı’lar için, kendi Arkaik tarihlerinin başlangıcı, insanlık tarihinin
başlangıcıyla eşanlamlıydı
68
. Coğrafi yayılımlarının genişliğine ve siyasi
parçalılıklarına rağmen; tek, yegâne bir kültüre ait olduklarının bilincine
varmışlardı
69
. Öyle ki; Yunanlı’lar, kendilerine ırk birliğini açığa vuran “Hellen”
adını vermeden önce, başka ırktan olanları ve başka dil konuşanları “Barbaros”
olarak göstermişler, bu suretle kendileriyle yabancılar arasında bir sınır
çizmişlerdir
70
.
Antropolojinin ana prensiplerini sezen Herodot, bir Yunan’lı olmak için dört
ölçüt olduğundan bahseder: Ortak bir ata, dil, din ve kültür
71
. Pers savaşları
sırasında; Atinalı’ların Medler’le anlaşma yapacağından korkan Sparta’lı elçilere,
yine Atinalı’larca verilen cevapta dile geldiği şekliyle: “Kanımızla, dilimizle, aynı
tanrılara tapmakta oluşumuzla, kurbanlarımızla, zevk ve töre ortaklığımızla bağlı
olduğumuz Yunanistan’a ihanet etmek Atinalı’lar için iyi olmaz”
72
…
Yunanlı’ların ortak ataları, bir kahramanlık çağının efsanelerinden
biliniyordu; öyle ki bu efsanelerin ünlü figürleri birçok soyağacının başlangıcını
teşkil etmiş, tüm Yunanistan’da şarkı ve taşta kutlanmıştı. Ortak dilleri tartışılmaz bir
gerçekti. Yunanca, dört ana lehçeye sahipti. Bunlardan herbirinin birçok dalı olsa da
bunlar bireysel, tek bir dilin parçalarıdır. Sözlük ve telaffuzda göze çarpan
68
Gombrich 1992, 125
69
Finley 1970, 130
70
Mansel 1988, 97
71
Bowra 1994, 13
72
Herodotos 1991, 433
23
farklılıklar olsa da ortak olarak anlaşılır bir dildir. Ortak dinleri, yalnız Olympos
tanrılarının isimlerinde ve niteliklerinde değil ama tapınaklarının varlığında da açığa
çıkar. Olympia Zeus ve Delfi Apollon gibi tapınaklarda Yunanistan’ın her
köşesinden gelenler, kurban törenleri ve oyunlarda biraraya geliyor, yerel
farklılıklarını bir Yunanlı’lık bilinci içinde unutuyorlardı
73
.
Arkaik Çağ’ın Yunan dini, Homeros şiirlerindeki temellerinden çok farklıydı.
İnsanoğlu, artık doğaüstü güçlerle en tercih edilir ilişkileri kurma yollarını
araştırıyordu. Tanrının niyetini öğrenmek uzmanlar tarafından yapılıyordu ise de;
onu memnun etmek sıradan insanların faaliyetiydi.
Arkaik Çağ boyunca belli dini merkezler tüm Yunanistan’a hizmet veriyordu.
Bunların bir kısmı, bilicilerin gelecekten haber verdikleri tapınaklardan oluşuyordu.
Kuşların uçuşunu yorumlayan, rüyalara anlam biçen kâhinler, müşterilerini
yeteneklerinin gerçekliğine inandırabiliyordu. Bununla beraber bu alanda hiçbir şey
ya da kimse, bir tanrının, Apollon’un dolaysız sesiyle rekabet edemezdi. Tanrının
“Hellas”ta bu amaca hizmet eden özel mabetleri vardı. Ancak, üstünlük
Delfi’dekindeydi. İ.Ö 8. yüzyıldan ziyade 7.yüzyılda, mabed; tüm Yunanistan’daki
en gözde bilicilik merkezi olmuştu
74
. Yunanlı’lar, kaygılarını karşılamak üzere
buradan yardım aldılar.
Antik Yunanistan’ın Arkaik dönemi, iç ve dış sınırların genişlemesinin
getirdiği kaosun doğurduğu sıkıntıyla yüklü bir vital büyüme ve fışkırma zamanıydı.
Kent devletleri birbiri ardısıra gelen tiranlarıyla anarşi içinde bocalıyordu. Başa gelen
önderler, yeni gücü bir düzene koymaya uğraşadurdular. Kent devletleri için yepyeni
73
Bowra 1994, 13
74
Finley 1970, 132-135
24
yönetim biçimleri, yeni yasalar ve tanrıların yeni yorumları, tümü de bireye yeni
psikolojik güçler sağlayarak ortaya çıkıyordu.
Apollon sembolü, Apollon’un Delfi’deki tapınağı ve bunların dayalı olduğu
zengin mitler bu ortamda mayalandı. Böylece Apollon tapınağının bu kaotik
zamanda önem kazanması ve vatandaşların ortalığı saran kaosun ardında amaç ve
anlam bulunduğu güvencesini bu denge ve oran tanrısı yoluyla aramış olmaları hiç
de tesadüf olmuyor. Biçim, zerafet, güzelliğin öz bir niteliği olduğu için, Apollon
sanat tanrısıdır da. Apollon’un ışık tanrısı da olduğuna dikkat edince, bu mitin zengin
anlamına daha bir hayran oluyoruz-sadece gün ışığının değil, aklın, zihnin,
kavrayışın ışığının da
75
.
Apollon söylencesinin Arkaik Çağ düşüncesinde sahip olduğu önem,
dönemin heykeltraşlık ürünlerinde somut yansısını bulur. “Kuros”lar olarak
adlandırılan anıtsal erkek figürleri, tanrı Apollon’u betimlemektedir.
b. Homeros. Bir Ozan, Düşünür Ve Sanatçı
Homeros, Yunan kültürünün simgesi sayılır
76
. Tarih boyunca hiçbir ozan,
hiçbir edebiyatçı, halkının yaşamında Homeros’unki kadar önemli bir yer
edinmemiştir. Homeros, Yunanlı’ların en çok sevilen ve eserleri dillerden düşmeyen
ozanı değildi sadece. Aynı zamanda Yunan milliyetçiliğinin önde gelen bir sembolü,
erken Yunan tarihi üzerine güvenilir bir kaynak ve Yunan pantheonunun oluşumunda
önemli bir figürdü
77
.
75
May 1998, 107-109
76
Friedell 1999, 64
77
Finley 2003, 15
25
Dostları ilə paylaş: |