T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə118/278
tarix14.09.2018
ölçüsü4,89 Mb.
#68132
1   ...   114   115   116   117   118   119   120   121   ...   278

KEMAL SEVEN:(07.03-07.11) (anlaşılmadı) iki hafta önce helyumun çarpıştırılmasında sağlandı ve çok ilginç bilgiler getirildi.

ERDAL ÖZMASKAN:(07.12-09.07) Elektrot üzerinde (anlaşılmadı) bir sineğin kanat çırparken çıkardığı enerjiyi (anlaşılmadı). Ama bir elektron bazında düşündüğünde çok çok çok (anlaşılmadı) için çok büyük bi enerji olur. Diyor ki Einstein iki tane proton çarpıştırıldı mı, o iki protonun sahip olduğu enerjinin (anlaşılmadı) toplumsal hayata tecelli eder. işte füzyon ve fisyon, nedir füzyon fisyon? Ee şeydir füzyon (anlaşılmadı), ama fisyon’sa hani çekirdek, kapalı çekirdeğin protonlardan oluşuyor ya (anlaşılmadı) işte atom numarası diye bi (anlaşılmadı) olmasının sebebi budur ve bu küçücük parçacıklar, mesela elektron, proton, nötronlar bunların bağlanmasıyla birlikte sanayide, fizikte ve gelişim çağında biz çağa ayak uydururuz. (anlaşılmadı) Ablacım çok kısa olursa çünkü şey zamanımız kısıtlı (anlaşılmadı) 00.09.07

Y7 BAYAN ŞAHIS: 09.09-09.14 (anlaşılmıyor) 00.09.14

ERDAL ÖZMASKAN: 09.15-10.44 (anlaşılmıyor) 00.09.57 ha mesela bir atoma başka bit atom çarpıyor on üzeri eksi üç santimetrekare oluşuyor bu sadece atom çapı. Atom çapı değişmişse ve atomda, atomun çekirdeğinde proton ve nötron alırsa (anlaşılamadı) bakın gençler o dediğimiz küçücük parçacıkların atomu oluşturmakta ne kadar önemli katkılar sunduğunu ki bunlardan da daha küçük parçacıkların elektrotlar aynı dedim ya binde birinde birinde aynı (anlaşılmadı) şuan 00.10.44

KEMAL SEVEN: Tekrar oluşuyorlar mı? 00.10.47

ERDAL ÖZMASKAN: (10.48-18.39) onlar yeri geldiğinde oluşuyorlardır. Yeri geldiği an oluşurlar. Atomda sürekli kavga içerisindedir, elektrotlar çekecek sürekli kararlı olma içerisindedir. Hani mesela şey (anlaşılamadı) etrafında elektronları görüyor ya, o elektronları görünce daha kararlı oluyor, daha kararlı hale gelmek için bazen şey yapıyor, yaralamayı (anlaşılmadı) bu yaralamayla birlikte nötronları dışarıya atıyor, nötronları dışarıya verdiğinde daha kararlı oluyor. (anlaşılmadı) Şu şeyden bahsedelim, evrende dört çeşit kuvvet vardır. Kütle çekim kuvveti, Elektromanyetik kuvvetler, Nükleer kuvvetler ve Şiddetli Nükleer kuvvetler Kütle çekim kuvvetinden bahsetmiştik, Elektromanyetik kuvvetler, şuan bizim üzerimizde de vardır elektromanyetik kuvvetler kas yapımızda anatomi ve (anlaşılmadı) çalışabilmesi (anlaşılmadı) o kasların harekete geçmesini sağlayan bi şekilde büzülüp kasılmasını sağlayan fakat (anlaşılmadı) elektromanyetik kuvvete bağlıdır, elektronları bir arada tutabilmek için protonları bir arada tutabilmek için elektromanyetik kuvvetle bağlıdır. Ama şiddetli nükleer kuvvete ise atomun içinde bulunan protonların muazzam enerjileri açığa çıkarmaktadır. (Anlaşılmadı) İki atomun bağlanmasıyla birlikte (anlaşılmadı) perişan edilir, iki şehir yerle bir edilir binlerce ölüm. (anlaşılmadı) Kuantum iyidir kullanım şekli kötü(anlaşılmadı) kuantum farklı amaçlarla kullanılıyor (anlaşılmadı) mesela bu şey neydi ya reklasyon tarzı uygulamalarla yönelik çalışmalar içerisine giriyorlar. Hem toplumu etki eden, toplumu değiştirebilecek (anlaşılmadı) görmezden geliyoruz. Yoksa kuantumla birlikte gelen teknik düşünceyi de şey yapabiliriz (anlaşılmadı) ve o düşüncenin farklılaştırıp (anlaşılmadı) Ama o bilimsel yöntem üzerinde geldiğinde (anlaşılmadı) dogmatiktir bi yerde bi yerde de bilimsel depremin çeşitliliği ön plana çıkınca, yani en azından bilimsel depremin modern bir yöntem olarak göstermeye çalışırken (anlaşılmadı). Atom bombasından çıkan enerji bir kentin yüz yıl bütün enerjisini karşılayacak kadar enerji açığa çıkar. (Anlaşılmadı). 00.18.39

X9 ERKEK ŞAHIS: (18.40-18.56) Bide şunu diyebilir miyiz? insan atoma benzetebilirmiyiz, bizi yaratan aynı zamanda atomu da yaratan geliştiren insandır insan dır, aynı zamanda insanı da atoma benzetebiliriz değimli? 00.18.56

ERDAL ÖZMASKAN: (18.57-19.26) (Cevaben): İnsan atomu geliştirmemiştir yalnız, atom vardı zaten. Dünyanın başından beri atom vardı, dünyayı oluşturanlar atomlardır. Evrenin oluşmasında zaten herşeyin temelinde atomlar vardır, her yerde atomlar vardır. Gözle görülebilir her şeyde atom vardır en küçük parçacıklar nasıl küçük oluyor? Aşırı küçük olduğundan dolayı atomik yapıda değillerdir.19.26

X10 ERKEK ŞAHIS: (19.27-19.29) Peki atomu tespit eden insanlar değil midir? 19.29

ERDAL ÖZMASKAN: 19.30 (Cevaben): Evet insanlardır. 19.31

X10 ERKEK ŞAHIS: (19.32-19.40) insanlardır değimli, tamam onu bulup araştırıp atom şeyine getiren sonuçta insanlardır yani bu insanın bilimi.19.40

ERDAL ÖZMASKAN: (19.41-23.46) (Anlaşılmadı). mesela Niche Alman felsefecilerden biridir. Hitler’e karşı gelen bir insandır. Pozitivist düşünceyle diyor ki insanlar köleleştirildi (anlaşılmadı) Tanrı demek köle toplum köle insan demek diyor (anlaşılmadı) Kaç milyon Yahudi öldürüldü yakıldı (anlaşılmadı) Mesela Türkiye’de de düşündüğümüzde sonucu belli faşizme doğru gidiyor. İşte 1990 yılında Alman fizikçi Hans Plonton fizikçilerin yıllarca üzerinde uğraştıkları bir problemin kabul ettirilebilir bir çözümünü bulmasıyla başladı, problem belirli bir sıcaklığa kadar yükseltilmiş bir cisimden yayılan ışıkla (anlaşılmadı). Biz baştan beri Kuantum’u anlatıyoruz ya (Anlaşılmadı). Bir cismi ısıttığında ilk başta bakıyorsun ki bu ısınan (anlaşılmadı) dalga-dalga yayılıyor. İçinden ısınma esnasıyla birlikte yayılmaya başlıyor ve bir süre sonra sıcaklık artıyor artıyor artıyor bakıyor bu sefer şeydir, parçacık şeklinde kopmalar oluyor cisimden. (Anlaşılmadı) ışık şeklinde dalgalar oluyor peki bu ışık nedir? Parçacık mıdır? Yoksa tanecik midir? (Anlaşılmadı). Ondan sonra Ainsten deneyler yapıyor falan son noktayı koyuyor. Peki arkadaşlar Diyor ki ışık hem parçacıktır hem de dalgadır. İnsan aklı bir süre sonra fark edemiyoruz, bir şeyin aynı anda iki farklı şey olmasını. (Anlaşılamadı) ama bunu mikro dünya ile olan kısmı anlamaya çalışıyor, mikro dünya dediğin zaman atom altı parçacıklar anlaşılmalı. Atom altı dünyasına ait bu düşüncelerin bu hareketlerin (anlaşılmadı) gerekiyor. Burada deney var onu izleyeceğiz daha sonrasında şöringer mut (anlaşılmadı) yani kedi deneyi, şöringer’in kedisi orda anlayacağız. Bununla birlikte iki farklı şey nasıl olabiliyor onu göreceğiz. Ha burada şey geliyor öncelikle roadizm den bahsediyor iki farklı şey, oradan dinleyeceğiz. (anlaşılmadı) Bundan sonra ışınların kuantumlarına temel parçacıkların bir gözüyle bakılacaktır. Atom dedikleri şey o 23.46-23.46 ( bir şahısla konuşma yapılıyor anlaşılamadı) .24.07
25.38)'>ERDAL ÖZMASKAN: (24.07-25.38) He mesela diyor ki atom altı dünyada incelemeler yapıldı. He diyor ki he şeydir, bir elektronun yerini tespit edilemiyor diyor. Hem buradan hareket ediyor, hem buradan hareket ediyor. Onun için mesela yörüngeler çiziyoruz ya biz kabullenme yapıyoruz, çünkü algılarımız ve yeteneklerimiz belli değil başa çıkamıyoruz. Diyor ki o zaman elektron yoğunlaştığı noktalar çerçevesinde biz yörüngeler çizeriz. (x şahıs soru soruyor anlaşılmıyor) şimdi demiri ısıtıyorsun, demir ısı yayıyor. Belli bir sıcaklıkta ısı (anlaşılmadı) yayılıyor, çizgisel bir şekilde ısı yayılıyor.(anlaşılmadı) ha diyor ki buradaki boşluk ne? Nasıl burada boşluk oluyor? Diyor oysa düzdü düz bi şekilde ısı yayılıyordu ne oldu da şimdi bu şekilde oluyor? 25.38
KEMAL SEVEN: (25.39-26.12) anlaşılmaz bi noktamı oldu yoksa? Yani ışık ile ısıyı birbirinden farklı tutacağımıza göre ışık mı dalgalar halinde geliyor sonra parçacık haline dönüşüyor? Yoksa ısımı önce dalga halinde gidiyor sonra parçacık halinde görünüyor bir, ikincisi de kuartları hangi noktaya koymamız lazım? Kuartlar parçacık olarak mesela güneşten gelme ışınlardan çok derinlere girmeyeceğim onları nereye koymak lazım?
ERDAL ÖZMASKAN: (26.13-35.37) (anlaşılmadı) buradaki yayılan ışıktır, ışığın (anlaşılmadı 03.19.18 e kadar) enerji eşittir maddedir, ve maddenin harcadığı bir enerji oluşur, enerjinin harcadığı madde oluşur. Öyle ayrıştırmaya gerek yoktur. Zamanım çok az o yüzden (anlaşılmadı) atom dalga dalga dır, elektron nötron proton dalgadır (anlaşılmıyor) peki dalgada ne var? Elektron var proton var (anlaşılmıyor) bir parçacığa elektronu verdiğimizde bunun nerde olduğunu tam olarak bilemeyiz. Yada bir parçacığın konumunu tam olarak belirleyebiliriz ama bunu bilemeyiz. Burada şunu gösteriyor, diyor ki? Bir elektronun küçük parçacıklarını incelemeye aldığımızda, elektron kendi doğası gereğince (anlaşılmadı) hareket ediyor. Ben bunu göremiyorum, görebilmek içinde bunun üzerine ışık gönderiyorum. Işıkların içinde fotonlar var parçacıklar var diyorlar ışık gönderdiğinde buna çakıyor ya ışık işte buna çakarken bunun doğasını bozuyor. Olması gereken yerden kopuyor (anlaşılmadı) o anda şey gözüküyor, nedir klasik fiziğin bizde öngördüğü, diyor ki gözlemcinin deneye etkisi yoktur ama baktığımızda (anlaşılmadı) deney üzerinde bizimde etkimiz vardır, yani gözlemcinin. Gözetim neyle oluyor denetleme ve elektronla oluyor. Burada elektron üzerinde ki doğasını bozacak (anlaşılmadı) mesela oluşum her daim vardır aha gök aha (anlaşılmadı) ne bahsettiğini nerden geldiğini anlaşılıyor (anlaşılmadı) gelince insanında atomlardan oluşması hususunda kaynaklar vardır. Karmaşık bir mekanik vardır. Karmaşık bir yapısı vardır diyor ki bu yapılardan oluşan atomlar, onunda bünyesinde vazgeçmeler oluyor. Bu düşünceden ise, küçücük bir düşüncenin, küçücük bir duygunun, küçücük bir hissinin, küçücük bir renginin bir şarkı sözünün, bir anlık ezginin kulağa gelmesiyle birlikte o an içerisinde bulunduğu düşünceler nasıl tekrar ediyor kavtip ediyordu, Belli değil. Mesela Einstein bu konuda şey yaptı, özel görelilik ve genel görelilik ifadesi vardır. Özel görelilikte mesela şey Aristo dedi ya (anlaşılmadı) boşuna ayakta kaldı, böyle bişey söz konusu olamaz. Eee diyor ki cisim (anlaşılmadı) ve durağan değildir (anlaşılmadı). Diyor ki Eylemsizlik yok. Dünyadaki evrendeki en büyük hız ışık hızıdır. (Anlaşılmadı) diyor ya ışık, ışınlar atomlardan oluşmaktadır. Diyor ki ışık hızına yaklaştığımızda, ya bir cismi sen ışık hızına yaklaştırdığında kütlesi sıfır yazar. Boyutu, hacmi sonsuzlaşır, öyle bir kararlaşacak ki zaman kalkacak. Zamanın kalkmadığı, çünkü zamanın kalkması ışının hızını (anlaşılmadı) kütle çekim kuvveti yoktur, uzay zaman küçülmesi vardır. Zaman (anlaşılmadı) geçişle hacimle kütleye kaynaklı olarak ama diyor ışını gönderiyor gelişiyor ama ama sonsuza dek (anlaşılmadı) be dengede duracak. He mesela onun bir şeyi var, tablosu var (anlaşılmadı). Diyor bir tanesini (anlaşılmadı) uzaya giderken, uzaydaki zaman ve dünyadaki zaman aynı şey gibidir, uzaydaki zamanın işleyişi (anlaşılamadı) mesela gidiyor dört gün sonra geliyor ama dört yıl sonra geliyor (anlaşılmadı) niye çünkü kendisi azdır (anlaşılmadı) uzayda geç işleyen bir zaman vardır (anlaşılmadı) öyle bi durum söz konusudur. Zaman şu bilgisayarın (anlaşılmadı) küçük bi atom kalkarsam buradaki zaman farklı işler buradaki zaman farklı işler, zamanı etkileyen en büyük etki kütledir. Güneşe yakın gittiğimizde zaman çok dolaşır durma noktasına gelirsiniz. Neden? Çünkü güneşin kütlesi çok büyüktür, bunu bilimsel verilerle kanıtladılar. Bak bugün büyük saatler yaptılar kütlesi kol büyük saatleri kütlesi büyük cisimler yanında daha yavaş. Kütlesi düşük olanların yanında (anlaşılmadı) ama baktığımızda dünyadaki zaman kavramı nasıl (anlaşılmadı) ha zamanın mutlak olmadığını zamanın büzüldüğünden bahsediyoruz. 35.37

X11 ERKEK ŞAHIS: (35.38-35.50) Ben Diyarbakır a gittim dağda olduğum zaman, zaman çok çabuk gidiyor (anlaşılmadı)35.50

ERDAL ÖZMASKAN: (35.51-36.59) Çünkü zaman bir (anlaşılmadı) o büzülecek ya o zaman işte o fidedir. Zaman kütlesinden kaynaklanmadan o cismi büker. Bak zaman budur büküme sokar. Şöyle bir deney yapalım, şurdan bir ışık verelim o ışığın bize gelme süresi normalde şurası bi kaynağı olsa, ondan önce bi ışık göndersen (anlaşılamadı) buradakilerin gözü çok rahatsız olur. Niye çünkü ışıklar kırılmalara uğrayacak zamandan kaynaklı olarak güz gelmeyecek, kırılmalara uğrayacak buradaki zaman ışık işi farklı olacak geç gelecek. Ara sıra güneş ışınlarının dünyaya geliş süresi sekiz dakikadır, aslında güneş şuan görüyor dünyayla o kadar değildir.

Y8 BAYAN ŞAHIS: (37.03-37.09) (anlaşılmıyor)

ERDAL ÖZMASKAN: (37.10-37.16) (anlaşılmadı) sekiz dakika arasında geliyor ya, güneş yok olunca 8 dakika sonra hava kararıyor.

ERDOĞAN BAYSAN: (37.18-37.22) Güneşle Dünya arası mesafe nedir?

ERDAL ÖZMASKAN: 00.37.23 Onu rakamlarla hatırlamıyorum tam.

KEMAL SEVEN: (37.25-37.29) Yüz elli milyar kilometre

ERDAL ÖZMASKAN: (37.30-38.00) Yüz elli milyar değil, yüz elli milyon kilometre, ışık mil olarak ta hesaplanıyor ya (anlaşılmadı) mesela kuantumdayken hesap et, kütle zaman kuvvet görecelidir, işte gösterdiğimiz olasılıklar temelinde düşünebiliyoruz. Ama klasik fizikte elektron çarpıştırıcılar karadelik (anlaşılmadı) hiç birini duymadım söyleyecek bişey kalmadı.

38.01-39.17 (ERDAL ÖZMASKAN diğer şahıslarla ve bayan şahıslarla konuşuyor fakat anlaşılmadı)

Bu bizim toplu kuantumumuz, bize bahsettiği elektronun doğal dengesinin bozulmasından bahsedeceğiz. Gözlemcinin gözlenen üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz. (ERDAL ÖZMASKAN ve bayan şahıslarla bir süre muhabbet ediyor anlaşılmıyor. Daha sonra deney izlemeye veya dinlemeye başlıyorlar süre



DENEY: (Bahse konu deneyin görsel bir cihazdan izletildiği değerlendirilmektedir. Deneyi anlatan şahsın sesi kayıttır.Ortamda bulunan şahıslara ait değildir. )

İşte buradayız deneyi anlamak için önce parçacıkların ve küçük madde toplarının nasıl davrandığını görmeliyiz çocuklar. Örneğin küçük bir ekrana (anlaşılmadı) arkada küçük bir çizgi görürsününüz yanından geçer ve çarparlar, şimdi ikinci bi görüntü eklersek ikinci bir çizgi görmeyi bekleriz öyle değimli. Şimdi birde dalgalara bakın, dalgalar yarığa çarpar ve yayılarak arka duvara vurur. En küçük girinti (anlaşılamadı) işte ekrandaki parlak ışık bu yoğunluğu gösteriyor. Bu biberin yaptığı çizgiye benziyor fakat ikinci bir görüntüye gelince başka birşey oluyor, bir dalganın tepesi diğeriyle çarpıştığında birbirlerini götürürler. Şimdi aynı yollarla bir girişimin modeli oluştu, tepeler kesişince en yoğun parlak çizgiler birbirlerini götürünce hiç bişey yok. Yani iki yarıkla madde (anlaşılmadı) elde ediyoruz, iki iz vardı (anlaşılmadı) bi çok farktan oluşan bir girişime koordineli, işte bu! Şimdi her şey yolunda şimdi kuantuma gidelim. Elektron mini minnacık bir madde parçası (anlaşılmadı) öyleyse bu parçacıkları iki yarıktan sıksak (anlaşılmadı) öyle değimli. Ne! Girişim modelimi? Yarıktan elektron sıktık yani madde parçacıkları (anlaşılmadı) doğrular gibi oldu. Ama nasıl? Nasıl olurda madde parçacıkları dalgalar gibi gelişme oluşturur? Bu çok anlamsız ama fizikçiler akıllıdır, belki de parçacıklar birbirlerine çarpıyor ve bişeyler oluşuyordur diye düşündüler ve elektronları tek tek atmaya karar verdiler. Birbirleriyle çarpışmaları mümkün değildi ama bir saat sonra (anlaşılmadı) ama sonuç kaçınılmazdı, elektron parçacık halinde çıkıyor dalgalar şeklinde her iki yarıktan geçip kendisiyle birleşiyor ve parçacık gibi çarpıyor matematiksel olarak daha da garibi her iki yarıktan geçiyor ve hiç birinden geçmiyor işte tüm bu olanlar birbirine (anlaşılmadı) konumdadır. Ama fizikçiler iyice şaşkına dönmüştü, iyice yakından bakıp hangi yarıktan geçtiğini görmek istediler, geçtiği yarığı görmek için yarığın başına bir ölçüm cihazı koydular ve ateş ettiler he he he he ama kuantum dünyası hayal edebileceklerinden çok daha özelliktedir. Olabildiğince elektron çift gibi davrandı, ikisinden değil birinden geçmesi gerektiğini anladı. Elektron farklı davranmaya karar verdi sanki izlendiğinin farkındaydı, işte tam bu noktada fizikçiler kuantumun ilk yok dünyasına adım attı. Madde nedir? Bilimi dalga ve ne dalgası ayrıca gözlemcinin bütün bunlarla ilgisi ne? Gözlemci yalnızca gözleyerek dalga fonksiyonunu çökertti. (Deney Bitti) 47.03 (Deney yeniden izlettirilip tekrar ediliyor)

ERDAL ÖZMASKAN 54.07-59.40 (anlaşılmadı) Ancak Einstein klasik fiziğin yıkıcısı kuantumu başlatan bilim adamı Einstein buna karşı çıkıyor. Belli bi yerde ve bilimde metafizik anlayıştan kurtulamadıktan sonra şey diyor. Diyor ki şey biz (anlaşılmadı) olasılıkların sonunda oluşmuş gibiyiz. Diyor tanrı işini zamana bırakamayız, diyor ki tanrı zar atmaz, bi yerde dogmatizm açısından baktığımızda doğrudur. Tanrıya inanıyorsan ve var olduğuna inanıyorsan gerçektende tanrının zar atmaması gerekiyor. Ama şeydir diyor ki tanrı zar atmaz doğru diyor, diyor ki insanların ya da canlıların attığı zarlar sonucunda tanrı oluşur. Einstein in dediğini diyor ama Einstein farklı şeyler üstünde farklı diyor. Diyor ki sen oluşmuşsun, oluştuğun olasılıkların hepsinin birleşmesiyle yahut öne çıkarmamasının da bir geçmişe sahip oluyorsun. Önüne çıkan (anlaşılmadı) yakın olan olasılık diyor ki (anlaşılmadı) şey kabul edilebilir ama mutant diye bir şey yoktur, diyor (anlaşılmadı). Ama kalkıp tanrının arkasındaysanız eee tümüyle dogmatizmi inançsal dogmatizmi bilime yansıtamazsın diyor ve bu şey ha nedir aynı anda iki farklı şey olmayı, muhakkak dünyada gerçekleşecekse şöringer in kedisi deneyi var. Bu deneyin izafiyet yapılmadan ifade edelim, korkusal olabilir (anlaşılmadı). Ama varmak istediğimiz sonucu bize ifade ediyor ve bize yol yöntem gösteriyor. Bu işte bi kedi var, (anlaşılamadı) fakat bu işte köşede bi düzenek hazırlıyor. Buraya bir balon koyalım balon, çekici hareket ettiren güçtür. Şuraya bir zar koyuyoruz (anlaşılmadı) uranyum b taşıması yapıyor, uranyum kararlı hale geçmek ister kararlı hale geçmek isterken içini ayıklar, fazlalıklarını atarlar ve eksikliklerini giderirler alırlar. (anlaşılmadı) ne yapıyor? Gıda taşıması yapıyor, gaz a dönüşüyor o gaz uranyumla birlikte daha kararlı oluyor. (anlaşılmadı) Varınca balon şişiyor. Şişiyor şişiyor buradaki ipi koparıyor çekiş düşüyor (anlaşılmadı) ediyor. Aynı zamanda bunların gazı zehirli gazdır, sonra bu gaz dışarıya yayılıyor, kedi o gazı soluyor, kedi ölüyor.

Diyor ki kuantum bu kediyi (anlaşılamadı) kutu yapmadan bilemez. Kutu yapmadan (anlaşılmadı) olabilir mi? Söz konusu olamaz kedi diyor ki güzellik, güzellik canlı. Orda aynı anda iki farklı şey oluyor kediye kutuyu yapan, cismin hem sağlam bütünlüğünü hem de yol bütünlüğünü. Hani yol büyük küçük. Atom altında gerçekleşen deneyin, makro dünyadaki gerçekleşmiş hali. Düşünsel, yapay veya ruhsal olabilir. Önemli olan bu deneydeki sonuçtur. Aynı anda iki farklı şey olmak (anlaşılamadı). Ha burada mesela hangisinin olduğunu bilemeyiz ama diyor ki üçüncü bir şeyde geliştirebiliriz. Diyor ki kedinin ölüm eee birinci durumu ölüm ikinci canlı üçüncü durumu da diyor şey olsun, kedi ölü ve canlı olsun.



X10 ERKEK ŞAHIS: (59.41-59.44) Kutu kapalı değil miydi?

ERDAL ÖZMASKAN: (59.45-59.49) Kutu kapalıydı, kutuyu almadan önce (anlaşılmadı) kedi ölmüş mü? Ölmemiş mi?

X10 ERKEK ŞAHIS: (59.50) Kedi bence ölmemiş(anlaşılmıyor)(59.55)

ERDAL ÖZMASKAN: (59.55-01.00.27) Bilemeyiz kutuyu açtığımızda bile kedinin bu kutudan kaynaklı öldüğünü bilemeyiz, farklı bir olasılık daha geliyor. Diyor ki kutuyu açmadan belki kedi yaşıyordu. Havada bir gaz var, kutuyu açar açmaz kedi o gazdan ölmemiştir kutudaki gazla havadaki gazın birleşmesinden çıkan gazdan ölmüştür. Bak dördüncü bir olasılık daha ekledim. Ha şimdi diyelim bir çıkmaza geliyor, bazıları inanmıyor buna

Y9 BAYAN ŞAHIS: 01.00.28 (anlaşılmıyor) 01.00.35

ERDAL ÖZMASKAN: (01.00.36-01.01.48)

beklide havasızlıktan ölmüştür. Buradaki temel faktör olasılıkların çoğalmasıyla birlikte aynı anda altı kedi olabileceği, Düşünceyi (anlaşılmadı) diyor ki bunun A noktasından B noktasına varabilmek için küçücük bir parça diyor sinyal gönderiyor. Diyor ki A dan B ye gidiş süreci (anlaşılmadı) gönderdiği bütün sinyalleri topladı diyor. Şu akla geliyor insanın (anlaşılmadı) gelirken tek çizgisel geçmişi yoktur. Çok farklı geçmişi vardır, ana bi geçmiş (anlaşılmadı) ana derken son geçmişleri diyorum. Sadece diğer geçmişler (anlaşılmadı) her zaman geçmişinde tek değildir aynı anda farklıdır.



X12 ERKEK ŞAHIS: 01.01.49 (anlaşılmıyor) 01.02.10

ERDAL ÖZMASKAN: (01.02.11-01.02.49) Biz ödlümü ölmedi mi bilemiyoruz, biz kedinin öldürülmeden önce neden ölmüş? Kediyi öldüren neden? Aynı zamanda kedinin hem ölüp hem (anlaşılmadı) bahsediyoruz. Bizim için kedinin ölüp ölmemesi önemli değil, şundan ölmüş bundan ölmüş. Bu pozivitizmin yaklaşımıdır.

X13 ERKEK ŞAHIS: (01.02.50-01.06.00) ‘Ateş, su, hava, toprak dört ayrı madde vardır (anlaşılmıyor) şuan ilk ortamı değiştiyoruz, çünkü biz mikroda değiliz makro dayız gözlemci olarak çözüme gidiyoruz o çözüme götürürken gözlemci olurken biz farklı maddeleri bir araya koyuyoruz. Şöyle söyleyim en basitinden basit olarak anlatayım; Reçel diyoruz reçel oluşur reçel vardır. Reçelin içine yeni kaşığı koyduğun zaman biraz beklettiğin zaman (anlaşılmadı) şuanda kuantum budur. Yani biz (anlaşılmadı) biliyoruz ve makro dayız çözüm mikrodadır.’ 01.04.10 (ANLAŞILMIYOR) 01.06.00


  1. DERS


KEMAL SEVEN (01.04 – 01.49) : (anlaşılmıyor)

ERDAL ÖZMASKAN (01.50 – 07.37) : Arkadaşlar o (anlaşılmıyor) itibariyle (anlaşılmıyor) anlattıkların konuyla birlikte öngörülemediği bütünlüğün oluşmasıdır. Oradan şiddet durumunda olan olguların çeşitlendirilip ve bu çeşitlendirme sonucunda (anlaşılmıyor) Genel itibariyle budur. Kaos (anlaşılmıyor) vardır. Eski yapılanmalarında anlam veren (anlaşılmıyor) birilerin hukuk işlemleri başlatıp (anlaşılmıyor) şöyle diyelim Tarih (anlaşılmıyor) Tarih düşmanı (anlaşılmıyor) gördüğünüz gibi sürekli gelişmenin bir parçalaşmanın (anlaşılmıyor) söz konusudur. (anlaşılmıyor)bir toplumun (anlaşılmıyor) buna izin vermeyeceği (anlaşılmıyor) olayın söz konusu olduğu her ne kadar baskı yaparsak o baskıya kaynaklı olarak toplum buna tepki vereceği öngörülür (anlaşılmıyor)birlikte var olan düzende geçmeli yada patlama (anlaşılmıyor) (anlaşılmıyor) belli bir oluşumun belli bir olgunun (anlaşılmıyor) halk işte budur. (anlaşılmıyor)Her tarafı(anlaşılmıyor) düşünce gibi bir olgusu vardır daha doğrusu insana özgü düşünce sistemi diğer canlılara göre çok çok koplikedir (anlaşılmıyor) ve çok çok karışıktır. (anlaşılmıyor)İnsanın canlıdır(anlaşılmıyor) ölçülebilen canlı (anlaşılmıyor) kendi aralarında iletişimde (anlaşılmıyor) dolayısıyla (anlaşılmıyor) ama insanı zekasının(anlaşılmıyor) herşeyden önce insanın (anlaşılmıyor) birlikte artık insan(anlaşılmıyor)insanın şeklindeki iş (anlaşılmıyor) hareket haline geçer nasıl (anlaşılmıyor) sürekli değişim görüyorsa ve gösteriyorsa aynı zamanda insandan ötürüdür. İnsanın (anlaşılmıyor) dinamikleri harekete geçmesi sonucu çevresel şiddet çıkar. Çünkü Atom maddesi parçacıklardan (anlaşılmıyor) parçacıklarda(anlaşılmıyor) mesela küçük bir elektronu çevrelemişler (anlaşılmıyor) var olan atom sisteminde görevini görmemesi için çevrelemişler elektron(anlaşılmıyor) a burda bi şey var (anlaşılmıyor) gördüğü(anlaşılmıyor) özünde çıkarılan (anlaşılmıyor)parçalayıp analiz yapar. Bütünden (anlaşılmıyor) elektron (anlaşılmıyor) diğer parçacıkların olmaması için ise diyor (anlaşılmıyor) mevzusun (anlaşılmıyor) tepki veriyor. Elektron bu çeper etrafında müthiş dönüyor (anlaşılmıyor)Çeperleri daha da dağıtıyorlar (anlaşılmıyor) yapıyor (anlaşılmıyor) ulaşıyor. Toplumun (anlaşılmıyor) baskı altına (anlaşılmıyor) toplumda olan bağını kopardığında (anlaşılmıyor) toplumda (anlaşılmıyor) toplumda kendi içerisinde (anlaşılmıyor) toplumda (anlaşılmıyor) hükümet (anlaşılmıyor) bu durum toplumun iç dinamiklerinden kaynaklanır, İnsanın düşünce sisteminden kaynaklanır. Düşünebildiğinden kaynaklanıyor.
KEMAL SEVEN (07.40 – 01.41) : Tepki Olumlu mu olumsuz mu hocam?

ERDAL ÖZMASKAN (07.43 – 07.54) : Tepki genel itibariyle olumsuzdur (anlaşılmıyor) düzeydedir
Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   114   115   116   117   118   119   120   121   ...   278




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə