T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI (cmk'nın 250. Maddesi İle Yetkili)



Yüklə 4,89 Mb.
səhifə174/278
tarix14.09.2018
ölçüsü4,89 Mb.
#68132
1   ...   170   171   172   173   174   175   176   177   ...   278

Y9 BAYAN ŞAHIS: hani belirleyen dediniz yaÜretim araçları felenbelirlemiyomu?

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Belirleyen dediğimiz vakit bu konuyu tartışabiliriz. Grup veya gruplar tarafından kurulan dinsel yada ulusal kavramsallığa dayanan devlet tanımlamaları bizleri onursal gerçekliğe yaklaştırmaktan çok bulanık ve kopuk görünüm anlayışına sokar yani sadece o devlete bir yapıdan bir başka yapıya sadece sınıfla açıklarsak, sadece üretim araçları ile açıklarsak ve ana belirleyen olarak bunu koyarsak çok da doğru mu yapılıyor, o zaman şeyi açıklamakta tek başına zorlanıyor, aynı devlet yapılanmasına sahip ve daha fazla kaymaya sahip bir ispanyada niye Kapitalizm gelişmiyor ama çok daha kıt kaynaklara sahip, kıt kaynaklarını çok daha verimli kullanan Amsterdam da başlayan İngiltere de süregelen süreçte niye kapitalizm gelişiyor. Bunu açıklamakta zorlanırız. Sadece bir alt yapı üst yapı ilişkisi olarak görmemiz gerekiyor değerleri veya bir döneme şeklini veren tek başına üretim araçları veya şeyler değildir bunun yanında bir zihniyet yapılanmasıda o üretim araçlarının gelişmesine kullanılmasına çok net bir şekilde damga vurmaktadır ordan bakmak lazım buda daha doğru olacaktır sadece üretim araçlarından bakarak şey yaparsak şeye götürür bizi o Marksist anlayıştaki o yanlış yorumlamalara, marksisizmin kendisinin de yanlış yorumlanması da buna dahildir.o noktaya döneceğiz tekrar.o yüzden sadece şeye bakmadan tarihi ilerleyeceğiz.sadece üretim araçlarına bakmadan tarihi incelemek çok daha doğru çok daha etkili yöntem olacaktır. Bir önceki ders yani 2 gün 3 gün önceki yöntem dersinde de buna değindik.

X21 BAYAN ŞAHIS: yani üretim araçlarının insanları yönlendirmesi kapitalist sistemde ( anlaşılmıyor),

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:yok her dönemde,

X21 BAYAN ŞAHIS: (anlaşılmıyor) insanların kültürlerine ( anlaşılmıyor )

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Şunu görelim ama var bölgesinde de var. Digurak ne Toplumun bütününü biçimlendiren bir araç değimli ? ( anlaşılmıyor ) daha sonra orta çağda cami,kilise, havra bunlar insanın bilincini biçimlendir miyomu ? biçimlendiriyor bu bir kapitalist model özellikle iletişim teknolojisinde gelişmesiyle beraber bu insanları daha fazla artmıştır, ama başından itibaren devlet kurulduğu andan itibaren ortaya çıktığı andan itibaren digurakla birlikte toplumun arasındaki şeyleri gördük biz, mitolojik anlatımları onlarla beraber ( anlaşılmıyor ) dinleri kullanarak, her aracı kullanarak okulları kullanarak sürek devlet, anlayışını halka dikte ettirtmeye çalışmıştır.bugün etkileme olanakları daha fazladır, etkileme olanakları ama ta başından itibaren digurak tan itibaren bu söz konusu bir anlayıştır.Baktığımız vakit tarihe devlet dediğimizde Sümer de ortaya çıkmıştır günümüze kadar devam etmektedir ve o yüzden de kar topu gibidir devlet anlayışı Sümerde başlamıştır, küçücük bir devlet olarak başlamıştır yolculuğuna ama bir kar topu gibi aşığa doğru gelerek dağdan büyük çığa dönüşmüştür.Yani bugün toplumun her kademesine nüfuz etmiş, her kademesine etkilemeye çalışan büyük bir kanserli yapıya dönüşmüştür. Aynı zamanda bir tane kartopu gibi gözüküp, ama bütün dünyanın her tarafına dağılmış, bir yapıdır , yani bir kez ortaya çıktıktan sonra sürekli kendinden üretmeye devam etmiştir. Karşısında bulunmakla bir direniş göstermekle, sürekli kendisini yenilemeyi, sürekli üretmeyi geliştirmeyi bilen bir anlayıştır.Devletçi Hiyerarşik yapı, o yüzden şu benzetmeyide her zaman hepimizde yapabiliriz bir kartopu gibi sürekli büyüyen ve gelişen bir şey dağılarak kendini üreten bir yapıdır.şimdi feodalizme geldiğimizde, batıda olduğu kadar doğuda bütün milletlerde zihniyet değişimi derinleşerek devam etmiştir feodalizmde analitik zeka olarak büyük açılımlar sağlanmıştır, daha farklı bir yapılanma her zihniyete karşı bir düşünce biçimi toplumun hakim zihniyetini oluşturmaktadır, şimdi zaten şeyde gördük bunu birazdan görecez batıda gördük dinin nasıl bir hakim zihniyet oluşturduğunu felsefe içinde aynısı,batıda da geçerlidir doğuda da geçerlidir, batı felsefesine baktığımız zaman o dönem en büyük konu 400ler 500 lerden 1500 lere kadar bir dönemde mesela o dönem yarın göreceksiniz başlayarak özetini felsefenin en temel konusu nedir? Dini anlayışın açıklanması , dini anlayışın bir akli zemine taşınması, akılla ispat edilmeye çalışılmasıdır.ve o felsefenin temel amacına hizmet ettiği yerde yine egemen sınıf vardır, egemen sınıfların , egemen yöneticilerin çıkarına hizmet edecek şekilde yeni fikirler ortaya koyması bu yeni fikirlerle beraber, halkın ikna edilmesidir.zihniyet dönüşürken, köleci sistemden feodal döneme geçişle birlikte, Mitolojik özelliklerin dini ve felsefik kavramlara yönelik , geçmişi tek tanrılı rejimler veya Yahudiliği bir yana bırakıyorum çok ta değildir ama, tek tanrılı dinlerde hrıstiyanlık ve Müslümanlıkta artık o mitolojik özellikler vardır korunmuştur ama yenilenmiştir.ve yeni ortaya çıkmış dinlerin felsefi ve mitolojik özelliklerine sahiptir mesela çok net görebiliyoruz mesela tevratta yaradılışta nuh peygamber , nuh tufanında hepsinde bize anlatılanların Sümer babil, mitolojilerinden esinlediğini veya onlarla paralellikler gösterdiğini görebiliyoruz,hemen hemen tevrattaki yaradılış anlatımıyla, Sümer efsanelerindeki yaratılış anlatımı arasında çok büyük benzerlikler var.Sadece en temel farklılık, eskiden çok tanrı birden fazla tanrı varken ve onların arasında bir mücadele varken, tek tanrılı dinlere geçişle birlikte, tek bir tanrı mutlak bir tanrı anlayışına geçilmiştir.

X22 ŞAHIS: bi şey söyleyecektim (Anlaşılmıyor) önceden Doğal toplum ortadan kalkıyo mu,(3. Bir kişi tarafından yapılan arada anlaşılmayan konuşmalar mevcut)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: ortadan kalkıyo ama onun sahip olduğu zihniyetin özellikleri farklı adlarla farklı şekillerde varlığını sürdürmeye devam ediyor.onunönemsediği onun temel aldığı anlayışlar hala kendini korumaya devam etmiştir.Yani biz tekrar aynı örneği verelim.İsa iğne deliğinden geçmesinden daha zordur denildiğinde zenginin cennete girmesinden ( 2. Bir şahsın anlaşılmayan konuşmaları var ) daha zordur denildiğinde aslında doğal toplumdaki o değerleri biriktirmeye karşı anlayışın paylaşımcı bir devamını sergilemektedir veya Müslümanlıkta komşun açken sen tok uyuyamazsın anlayışı o doğal toplumdaki paylaşımcılığın devamıdır, ordan alınmış değerlerdir.ordan süzülerek gelmiş değerlerdir.Ama fiilen artık doğal toplum diye bir toplumdan bahsetmenin imkanı yoktur.büyük bir şekilde dejenere olmuştur ama onun çeşitli özelliklerini yaşamaya devam eden koruyan küçük küçük topluluklar vardır.hala bunun örneklerini, eski dersler boyunca vermiş olduğumuz örneklerde de olduğu gibi, bugün bile doğal toplumun çeşitli özelliklerini korumayı başarmış, halklar, halk toplulukları vardır.Ama isim olarak bu toplumlar doğal olarak yok olmuştur.Bu tür zihniyetler farklı yerlerde farklı çatlaklıklarda günümüze kadar gelmiştir.yükselen pek olası heredot , yükselen imparatorun gücü zayıf ve güçsüz çok yerde evrensel gücü temsil eden en büyük sahneye doğru bir evrim biçiminde yansıtılmaktadır. Yani sonuca geldiğimizde ileri dinler hristiyanlık, Müslümanlık geçerken Burda en önemli özellik sürekli büyümekte olan hızlı bir şeklide doğuda ilk kez, batıda hristiyanlığı kabul ettiğinde de Roma imparatorluğu aynı devletler vardır,( anlaşılmadı ) sürekli birbirleri ile didişen zayıf güçsüz veya kavimler yerine her yerde herkesi temsil eden evrensel bir Allah anlayışıdır, artık yükselen Roma imparatorluğu anlayışına da uygun bir anlayıştır. Onun temsil ettiği güce uygun bir zihinsel yapılanmayı, temsil etmektedir. Binlerce yıllık devlet şekli aşınmıştır, yani şeyler aşınmıştır artık kabul görmemektedir. Roma’da da İmparatorluğun ilk döneminde henüz hristiyanlığı kabul etmeden önce,insanlar demektedir çeşitli krallar, imparatorlar ben Tanrıyım, neron un vardır Romayı yakan o meşhur Roma imparatoru,bunlar hep şey zaten ben tanrıyım iddasında, ama artık 300 lere 200 lere geldiğimizde bu iddaa fazla kabul görmemektedir.Özellikle dinin çıkışı ile beraber, Hristiyanlığın çıkışı ve sorgulanışı ile beraber bu anlayış artık aşınmaya başlamıştır.ve tabi bu aşınmada doğu ile batı arasında ciddi etkileşimlerinde etkisi olmuştur.Özellikle İskender ile başlayan doğu Batı sentezinin bu anlamda sistemler oturacaktır,ilk kez doğu batı arasında saldırıya tabi tutulmuştur.ama bu saldırının yanı sıra önemli bir sentez batılı değerlerinin özellikle o dönem Fransa şey Yunanistan daki felsefenin doğuya götürülmesi orayla kucaklaştırılması, doğudaki devlet anlayışı olsun, yönetim anlayışı olsun, onların bir çok unsurunun batıya taşınması tabiî ki yeni bir sentez yapmaya başlamıştır.Ve bu yapılan sentezin son aşaması Tanrı krallık bir aşınma sürecine girmiştir. Şey bide Ve ilk sorguluyanlardan biride İskender dir artık o tanrı kral fikri daha bir sorgulama aşamasına girmiştir. Hz İsanın tanrısal kavramının üçlü karakteri hani biliyosunuzBaba,oğul, kutsal ruh. Tarihte büyük çalkantılara yol açmıştır. insanla başlayan zihniyet devri büyük bir gelişim doğal olarak sergilemiştir.bu tanrı krallarla insan krallar dönemi arasında, geçiş sürecini temsil etmektedir.Tanrının oğlu kavramı artık geniş sosyolojik bir anlama sahiptir.Şimdi bunun altını çizelim niye mesela derin bir sosyolojik anlama sahiptir nasıl yorumlayabiliriz bunun altında biraz duralım.Tanrının oğlu kavramı neyi simgelemektedir.bir dönüşüm açısından;

X23 ŞAHIS: Şimdi Krallar önceden kendisini direk tanrı olarak gördüğünden, orda tanrının oğlu kavramı ile kendini biraz daha alt seviyeye çektiğini, tanrının oğlu olduğunu ve kendisinin üzerinde tanrının olduğunu kabul etmektedir.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: arkadaşın dediği doğru cidden baktığımız zaman bu aşamayla birlikte artık şey anlayışının ciddi olarak,sorgulanmaya başlanmıştır. En büyük güç tanrı kral anlayışı sorgulanmaya başlanmıştır.Onunda üzerinde bir güç olabileceği olması gerektiği anlayışı getirilmiştir.Ve bu böyle bir sosyolojik anlamı vardır.Mesela bir sonraki aşamada tartıştığımız Papalık,

Y10 ŞAHIS: Bu hristiyanlıkta üstün karakter deniyor ya onların yaptığı İşaret bunumu ifade etmektedir (şöyle bir işaret diyerek işareti yaptığı değerlendirilmektedir )

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Aynen

Y11 BAYAN ŞAHIS: Bide Şey varya burada iktidarı ölümsüzleştirmek

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:İktidarı ölümsüzleştirmek zaten baştan itibaren bütün dinlerin amacı,bütün daha doğrusu ideolojik yapılanmaların amacı iktidarı

X24 ŞAHIS:( Anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:ölümsüzleştirmektir.Onu sorgusuz sualsiz kabul etmektir.

Y11 BAYAN Şahıs: Ama üst aşaması ( Anlaşılmıyor)

X24 ŞAHIS:( Anlaşılmıyor)

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Aynı zamanda ( anlaşılmıyor) bir babalık olgusu, O dönemde bir reform çabasına girilmiştir.Bu aslında şudur İsanın yapmaya çalıştığı,özünde yapmaya çalıştığı şudur, Tanrı Kralların o dönem Kralların, imparatorların, mutlak gücü Her şeyi denetleyen, her şeye karar veren gücü karşısında bir güç yaratmak ve onu dengelemek gibi bir amacı vardır Hazreti İsanın ve bu anlamıyla bir reform denemesi yapmıştır.Şunu getirmeye çalışmaktadır.Senin Kralın olduğu kanunlar karşısında ondanda üstün kanunlar vardır.Allahın, Tanrının yasaları vardır,ve bu yasalar şeyden de üstündür anlayışını getirmeye çalışmıştır,Kralın yasalarından, kralın yasaları tanrının yasalarına uymak zorundadır, onunla uyumlu olmak zorundadır, gibi bir anlayış getirtmeye çalışmıştır. Bu anlamıyla ciddi bir reform denemesidir, ciddi anlamda iktidarı o köleci yapılanmayı, sınırlama çabasını da kendisi ile ( anlaşılmıyor)…..İsa bunu yapacaktır, krallığı hemde roma imparatorluğuna,( anlaşılmıyor )….zaten bunu gördük, bizzat Yahudilerin önde gelen din adamları tarafından İsanınçarmağa gönderildiğini zaten gördük İsaya yoksullar, işsizler. Alt düzeyde din adamları ve devlet memurları ilgi duyuyodu en önemlisi toplumun dışlanmış , toplumun ezilen kesimleri, toplumda özgürlük beklentisi olan kesimler hatta bir aşamaya kadar kadınları da etkileyebilirdi onlarda cemaatin bir parçası olarak kabul ediliyorlardı ilk dönemde, peygamberlik ağır basmakla birlikte siyasi toplanması güçlü olan bir harekettir, bu hareket, kendine sürekli planlar devlet yapılanmasının belli bir dönem dışına çıkmaya çalışmıştır.( anlaşılmıyor)…. Kapadokya da bugün mağaralarda yaşamaya çalışmışlardır, devlet zulmünden o şekilde kaçmaya çalışmışlardır, devlet sisteminin dışına o şekilde çıkmaya çalışmışlardır, bazı krallar köleliğe karşı daha yumuşak, daha katlanabilir bir sistem arayışı içindedirler, nedenini anlattık kısmen gerek köleliğin artık, köle bulma, köle maliyetinin yükselmesi artık daha da önemlisi insanların direnişi karşısında, yumuşak ve daha,

X25 ŞAHIS: evet yumuşağın altını şöyle çizmekte fayda var yumuşak göreceli bir kavram yani buradaki yumuşaklık nedir? eskiden krallar, yöneticiler köleleri dilediği gibi öldürme hakkına sahipken artık, o yok o hal biraz yumuşatılmıştır.ama şey iktidarın bir yumuşaması, artık herkesi kucaklaması sözkonusu yok, iktidar o hiyerarşik yapısını , iktidar baskıcı yapısını olduğu gibi korumuştur.sadece belirli noktalarda kendisine dönük direnişlere karşı çeşitli yerlerde çeşitli zamanlarda tavizler vermiştir,

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Bir diğer önemli şey ise İslamın çıkışı şimdi İslam versiyonu analitik zekaya daha çok yer vermektedir,Şimdi şeye baktığımız vakit çok net olarak görmekteyiz,bir yana Kuran-ı Kerim’ i koyalım, bir yana diyelim ki Tevrat’ ı İncil’ i koyalım ve beraber paralel bir şekilde üç kitabı okuyalım, şey çok net görülür mesela şeyde çok az efsane vardır Kuran-ı Kerim’ de, İncilde ise yok çok azdır mesela çok nadirdir mesela Hazreti Muhammed’ in mucizeleri şey gibi mucizeler yoktur mesela ölüyü diriltme ben hatırlamıyorum yani buyurun,

X26 ŞAHIS: Mesela güneşe gölgesi yoktur diye bir mucizesi varmış.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:efendim.

X26 ŞAHIS: Gölgede, güneşe gölgesi yoktur Hazreti Muhammed’ in öyle bir özelliği varmış diyorlardı.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Onu ben okumadım.Yani bir kısmı, şeyleri net ayırmak lazım.Ağırlığını Kuran-I kerim’ e vermek lazım, efsaneler büyük insanlar öldükten sonra onlar hakkında efsaneler yaratılır ve hani olmadık şeylerde söylenir şeylerde yazılır biliyorsunuz hani Hazreti Muhammed ile ilgili inanılmayacak derecede uydurma hadis üretilmiştir, insanlar Hazreti Muhammed’ in ağzından kendi kafalarına göre konuşarak iktidarlarını meşrulaştırmaya çalışmışlardır, bunlara dikkat etmek lazım ama asıl islamın vurgu yaptığı şey şudur ilk hadis oku diye başlar,

Y12 ŞAHIS: Nasıl ben anlamadım hocam tekrar alabilirmiyim.şey uydurma felen şeyleri.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:mesela bir çok hani statik hadis var, uydurma hadisler vardır ya

Y12 ŞAHIS: Hıı Tamam

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: onlardan bahsediyorum.Bir çok yerde insanlar.Hz. Muhammed’ e çeşitli laflar atfetmişlerdir, ve o laflarla birlikte kendi iktidarlarını meşrulaştırmaya çalışmışlardır.yani bunda ne Hz. Muhammed’ in suçu vardır ne islamın suçu vardır.Ya insanlar, bizde burda bizde bi şey söyleyebiliriz mesela Hz. Muhammed şunu söylemiştir derim ben ve buradan yola çıkarakta şunu yapmamız gerekir derim, bu hadisde işte uydurma bir hadistir.Uzun bir dönem sürekli yapılan şeylerden biridir işte, o yüzdende bir çok hadis ciddi anlamda kabul görmemektedir.Bir çoğu önemli bir kısmı Hz. Muhammed’ in söylediğidir ama bir kısmıda aslında yalancı ve uydurma hadis olduğu ortaya çıkmıştır.ben onu şey yapıyorum söylüyorum. İslma Ağırlıklı olarak neye yer vermektedir? Daha akla yakın, daha akla uygun bir şekilde dini olguları anlatmaya çalışmaktadır, oku diyerek başlamıştır, şeylere daha az yer vermiştir, mesela Hristiyanlıktaki, Tevrattaki mucizelere yani Musa elinde bir asa vardır, asayı yere atar, o anında yılana dönüşür, böyle bir şeyi görmek, o tarz bir şeyi görmek mümkün değildir Kuran-ı Kerim’ de veya Hz. Muhammed’ in yaşamında veya, isa denizin üzerinde yürür, külün üstünde yürür veya bir kişiye dokunur. Dokunduğu kişi körlükten çıkar, bir kişiye dokunur o kişinin cüzamı iyileşir, bir kişi kötürümdür, ona dokunur o yürümeye başlar böyle şeyleri fazla yoktur yani ben bu şekilde görmedim.

Y12 ŞAHIS: Ben okudum ama anlamını bilmediğim için bir şey diyemem

Y13 ŞAHIS: Mealini oku.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Yani Önemli olan şudur, genel olarak da kabul görmüştür İslam günlük hayata, daha çok yaşamı örgütlemeye dönük kurallar getirmiş bir dindir.Ve bu anlamıyla baktığımız vakit daha ağırlıklı bir kısmı dünyevi hayata dönük, günlük hayata dönük kurallarla alakalı bir dindir ve akılla alkalı bir dindir.Buyurun

Y12 ŞAHIS: Hz. Muhammed daha çok yaşam biçimi ile herhalde öne çıkmış, onu söyleyecektim

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:şeyde yaşam biçimi ile öne çıkmış, İsa’ da onunda yaşamı o şekilde ama isa daha efsanelerle duyurulmuş bir yaşam biçimi ile ortaya çıkmıştır.Ya o anlamıyla bakmak lazım buyurun;

X27 ŞAHIS: aslında şunu diyebilir miyiz, mesela diyelim İslamiyet biraz daha doğal toplumun cinsiyet etkisinin altında kalmış, İslamiyet te baktığın zaman kadına, biçilen misyon ile bakılan göz Hristiyanda o kadar yoktur aslında ,

Y12 ŞAHIS: Yoo.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:şimdi netice itibarı ile ikiside aslında, aynı coğrafyada çıkmışlardır, benzer yerlerde çıkmışlardır,

X27 ŞAHIS: Ama şey Mesela diyelimHristiyanın kadına bakış açısı farklıdır, İslamiyetin bakış açısı farklıdır.

X28 ŞAHIS: Hocam ben bişeysöyleyim, kadınlara bakış açısından Hazreti Muhammed döneminde( Anlaşılmıyor)………….., Hazreti Ömer hatta Kendi kız çocuğunu gömmüştür.Kız çocuklarının o dönemde neyse ( anlaşılmıyor)…… çok eşli ordan geliyor yani eş olarak anne olarak, bakabildiğiniz kadar alın oradan geliyor.

( arada uğultu şeklinde konuşma var X15 Şahıs tarafından anlaşılmıyor)



CİHAN DENİZ ZARAKOLU: ayrıca şunuda söyleyeyim Hz. Muhammed’ in kızıyla evlidir dimi Hazreti Ali ( uğultu şeklinde evet, öyle anlamında sözler var )Mesela Ali’ nin bir rivayete göre İkinci bir eş almaya kalktığında teklif bile ettiğinde Muhammed çok büyük bir şekilde tepki göstermiştir. Ve kesinlikle( anlaşılmıyor)……..aslında bunlarda şey anlamında önemlidir.

X27 ŞAHIS: Şey şunu söyleyim mesela, şu anlamda söyliyim, mesela örneğin, Sümer rahipler döneminde, bir kadınlara farklı bir gözle bakıp kullanılıyordu, ama islamiyette çıkışı itibarı ile şu yapılmaya çalışıldı, yani genellikle son dönemlere kadar, hala izi var yani bir erkek dört tane yedi tane kadın alabilme hakkı var, böyle bir şey yaratılmaya çalışılıyordu, kadının üzerinde bir sistem yaratılmaya çalışılıyordu

X29 ŞAHIS :İyileştirme

Y12 ŞAHIS: ( Anlaşılmıyor)………..

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Ya buradaki görece yine başlangıçtaki yumuşatma söz konusu , ,dediğin doğru yani bir gömmeler, tamamen bişey varken bir yumuşatma söz konusu

X27 ŞAHIS: biraz daha şey anlamdada kendi doğal yaşamındada aynı zamanda hristiyan gibi değil, hristiyanlık dini gibi değil tamamen, kapatıyor, yani kafase hapsediyor,

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Hıristiyanlık,çıkışın dada bütün rahipler.

X27 ŞAHIS: Ama mesela Rahiplerdiyorki dünyada suçsuz günahsız kimse yok diyor, günahsız kimse varsa diyor öyle bir sözü var diyor , başta günah benim diyor, islamiyette öyle değil, kadının bir tel saçı gözüktüğü zaman bilmem napılması gerekiyor,

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: ya bunlar aslında bizim şu an konumuzla itibarı ile şey açısından çok bağlantılı değil,bizim konumuz asıl şu, bizim asıl ilgilendiğimiz şey İslamiyet in ortaya çıkışıyla beraber, nasıl bir zihinsel yapılanmaya gidilmiştir.bunlara girdiğimiz vakit açık söyleyeyim ben peolog değilim, bunları bu tartışmaları yürütebilmek için benim Kuranı, incili, Tevratı daha da önemlisi bunlarla ilgili yazılmış, İslam ve Hristiyan bilginlerini bunları yorumlamasını bilmemiz lazım.Veburda hiçbirimiz bu bilgiye sahip olmadığımız için,aslında doğudan islamın bunları bir yana bırakıp,bizim asıl konumuz olan bu zihniyet yapılanmasının toplumda,devlet yapılanmasında, iktidar yapılanmasında, nasıl bir şekillenişe neden olduğu üzerinde durmak daha iyi olur

X25 ŞAHIS: geliyo bana şimdi bu açıdan baktığımız vakit ,Hz. Muhammed Hz. İsa’ dan farklı olarak kendinin tanrının oğlu olarak diye konumlandırmaz, kendisini tanrının elçisi olarak kabul eder ve o şekilde takdim eder ve son peygamber olduğunu söyler.Bir diğer önemli farklılığı bulalım, Hıristiyanlıkta gerçi aynı iddiadadır Bir evrensel tanrı anlayışıdır.

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Burda evrensel tanrı anlayışı şu açıdan önemlidir.Birçok yerde okursanız tevratıgörürsünüz,Tanrı demez İbrahim ‘in Tanrısı der, Tanrı demez, İbrahim’ in oğlu’ nun Tanrısı Musa’ nın tanrısı bu tarz ifadeler kullanır ve burada aslında tanrı bütün insanlığın iyiliğini düşünen,bütün insanlığın güzelliği için, adaleti için var olan bir varlıktan ziyade, sadece bir halk için yani sadece bir ümmet için var olan bir yapıdadır.

X30 ŞAHIS: Şu anda da aynı ırkla mı gidiyor Yahudiler?

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Yani Yahudiler, sonuç olarak Yahudilik bir din, ( X30 ŞAHIS : (uğultu şeklinde bi şey söylüyor anlaşılmıyor ) tüm insanlığa hitap eden bir din değil o yüzden farklı bir dindir buyurun,

Y13 ŞAHIS : Ama hocam sen dedin , Ölüler Dirilmez dedin,( anlaşılmıyor…..) ama Ölüler Tekrar dirilecek ler( anlaşılmıyor….) ( uğultu var anlaşılmıyor )

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: Hayır dirilmek değil şunu ben dedim yanlış anlama, şunu söyledim ben yanlış anlama şu yok hazreti Muhammed birini dokunmuştur bir ölüye, o ölüyü dirltmiştir o yok yoksa öldükten sonra dirilme bütün dinlerde olduğu gibi dirilme cennete gitme, cehenneme gitme var ama Hazreti Muhammedin bu tür mucizeleri yok dedim, İsa’ da var dedim buyurun,

X31 ŞAHIS: Hazreti Muhammed Uhud Savaşında giderken (anlaşılmadı ) ….Kapanıyor böyle bir mucizesi var yani,

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: tamam bir tek o var, birkaç tene var ama asıl vurgu bu çok önemli, islamın asıl vurgusu islam akla hitap eden ve dünyevi ilişkilere hitap eden bir dindir, daha çok şeyi( anlaşılmıyor)…. Kuranda daha geri plandadır. diğer dinlerden farklı olarak dünyevi ilişkilere( X15 şahıs uğultu eklinde ben anlamadım diyor)insan insan ile insan arasındaki ilişkilere( X15 şahıs uğultu eklindeyav zaten önemli değil ) düzenlemesini öngören bir dindir, mesela (anlaşılmıyor )….kaç kişi ile evlenileceği, nasıl evlenileceği gibi bilgiler incilde yok, bu anlayış incilde yok, daha dünyevi hayatı belirleyen kurallar incilde yoktur, Kuran-ı kerim’ de dedoğrudan dünyevi hayatı belirleyen

Y14 ŞAHIS : (Anlaşılmıyor)… duyduklarıma göre,hocalar kendilerine göre bi şeyler

CİHAN DENİZ ZARAKOLU: belirli şeyleri vardır

Y14 ŞAHIS : Dört tane kadınla evlenecek kimse yani,kabul etmek bende onuda şey yapmıyorum yani

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Doğrudur ama oda ayrı bir tartışma ama sonra bakacağımız yer, buyurun dağıtmayalım konuyu,

X27 ŞAHIS: Şöyle bir örnek verebilirmiyim

CİHAN DENİZ ZARAKOLU:Pardon şunu söyleyeyim biz burada ne Hristiyanlığı tartışıyoruz, ne İslam’ı tartışıyoruz bizim buradaki tartışmamız bu zihniyet yapılanmalarının, bu zihniyetteki değişikliklerin iktidar anlayışları üzerindeki etkileridir, yoksa dört eşle evlenme iki eşle evlenme var mı yok mu yoksa, İslam’ın şartı nedir, imanın şartı nedir gibi konular değil bizim konumuz buyurun

Yüklə 4,89 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   170   171   172   173   174   175   176   177   ...   278




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə