43
Tablo- 7 :
Güç Unsurları (Nye,
2005: 37)
DavranıĢlar
Temel Araçlar
Hükümet
Politikaları
Sert
Güç
Askeri Güç
Zorlama
Caydırma
Koruma
Tehdit
Kuvvet
Zorlayıcı Diplomasi
SavaĢ
Ġttifak
Ekonomik
Güç
TeĢvik
Zorlama
Para verme
Yatırım
Yardım
RüĢvet
YumuĢak Güç
Hayranlık Uyandırma
Gündem Yaratma
Değerler,
Kültür
Politikalar
Kurumlar
Kamu Diplomasisi
Ġki ve çok
t
araflı
diplomasi
Sert ve yumuĢak güç arasında ortaya çıkan farklılıklardan birisi de her
iki gücün uygulanmasında kullanılan araçların somut veya soyut özelliklere
sahip olma durumudur. Bu bağlamda değerlendirildiğinde,
sert gücün
araçlarının tank, top, uçak
gibi gözle görülür
somut, yumuĢak gücün ise
kimlik, kültür ve fikirler gibi soyut
olduğunu söylemek mümkündür. Ancak iki
gücün, her zaman hedefin davranıĢlarını istenilen yönde değiĢtirebildiğini
söylemek mümkün olmayabilir.
Örneğin,
modern silah teknolojileri ile
donatılmıĢ orduların her zaman savaĢı kazanamadığı gibi film ve müzik
sektörünün oluĢturduğu popüler kültürün de her ülke açısından aynı
algılanmadığı söylenebilir
(Cooper, 2004:170). Bu
açıdan bakıldığında
Brzezins
ki'nin (2005:228) ifade ettiği Ģekilde
ABD
'nin her iki gücün uygulanıĢı
açısından hem hayranlık duyulan hem de nefret edilen bir ülke olduğunu
belirtmek mümkündür.
Sert ve yumuĢak güç ayrımı, 1980‟ler sonrası Uluslararası ĠliĢkiler
disiplininde askeri-
stratejik ve jeopolitik meselelerin yanında ekonomik, ticari,
mali, kültürel, çevresel, teknolojik ve bilimsel konuların önem kazanmasıyla
dile getirilmeye baĢlanmıĢtır. Askeri, siyasi ve ekonomik gücü simgeleyen
sert gücün
yanı sıra
, y
aĢam tarzı, evrensel ve kültürel değerler, siyasal
-
demokratik normlar, liberal kurum ve kuralları niteleyen yumuĢak güç,
devletlerin güvenliklerinin sağlanmasında nitelik kazanmaya baĢlamıĢtır
(Sandıklı ve Emeklier, 2012:20).
Armitage ve Nye'a göre (2007
) sert güç savaĢın, yumuĢak güç ise
barıĢın kazanılmasına hizmet etmektedir. Her iki gücün uygulama süreci zor
44
olmakla birlikte insanları demokrasiye çekmenin
bir baĢka ifadeyle yumuĢak
güç uygulamanın, onları zorla diğer bir deyiĢle sert güç kullanarak
demokratik
yapmaktan daha kolay olduğunu söylemek mümkündür. (Armitage ve Nye,
2007).
YumuĢak gücü oluĢturmak için kültür, siyasi değerler ve kurumlar ile
ahlak temelli ve meĢrutiyete dayalı politikalar üzerinde bir cazibe merkezi
nin
oluĢturulması ve
bu merk
ezin baĢkalarının tercihlerini ikna yoluyla
belirleyebilme yetisine ulaĢması, Nye'a göre (2005, 2008a, 2008b, 2008c)
temel bir ihtiyaçtır. Bu temel ihtiyacın karĢılanmasında algılama yönetimi
ve
kamu
diplomasisinin
yumuĢak
güç
açısından
önemli
olduğu
vurgu
lanmaktadır
(Çetin, 2011).
Ġki güç unsuru arasındaki temel farklılıklardan
bir diğeri, ölçümlerinin
yapılabilme kapasitesidir. Somut ve maddi kaynaklardan oluĢan sert güç,
nicel olarak
kolaylıkla
ölçülebilirken
göreceli ve soyut olan yumuĢak gücün
aynı kolaylıkla ölçülebildiğini söylemek zordur (
Fan, 2008:150), Trevertan ve
Jones'a göre (2005:17) nicel bir sonuç ortaya koymamakla birlikte yumuĢak
gücün ölçümünün
“
kendi
ülkenizin dıĢında hangi ülkede yaĢamak isterdiniz”
sorusuna verilecek cevaplar ile mümkün ol
abileceği
belirtilmektedir.
Bir baĢka farklılık, her iki gücün uygulama sonuçlarının ortaya çıkma
zamanıdır.
Sert gücün
sonuçları kısa vadede doğrudan
gözlemlenebilirken
yumuĢak gücün sonuçları ise
daha uzun
vadeli ve dolaylı
olabilmektedir
(Fan, 2008). Bununla birlikte güce sahip olma, kaybedilme ve yeniden
kazanılma kapasitesi ve süreci önemli farklardan birisidir. Sert güce sahip
olmak elde bulunan maddi kaynaklar ile doğru orantılıdır. Devletler maddi
imkânları doğrultusunda özellikle askeri güce kolaylıkla sahip olabilirler.
Sahip olunan bu gücün kaybı
da zaman alabilmektedir. Bununla birlikte
kaybedildiğinde maddi imkânlar doğrultusunda kısa vadede yeniden
kazanılması mümkün olmaktadır. Ancak yumuĢak güç için durum farklıdır.
YumuĢak gücü
n tes
isi oldukça uzun soluklu bir uğraĢıdır. Ancak yumuĢak
güç açısından yapılan taktik bir hata stratejik sonuçlar doğ
urabilmektedir.
Özellikle toplumlar üzerinde güven sağlama ve ikna etme konularında
yapılan hataların düzeltilmesi uzun
zaman almaktadır
(Trevertan ve Jones,
2005:13).
45
g. Yeni Bir Güç
YaklaĢımı: Akıllı
Güç
21‟nci
y
üzyılda
devletler ve düzenli ordular,
silahlı çatıĢmalardaki
rolleri
nin azalması neticesinde,
baskı ve güç uygulayan tek
aktör olmaktan
uzaklaĢmıĢlardır. ÇatıĢma çözümünün sadece asker
i güç uygulayarak
gerçekleĢmeyeceği anlaĢılmıĢ, geleneksel savaĢlar yerini
,
barıĢı koruma
,
demokrasinin tesisi,
doğal afetlerde yardım
vb.
savaĢ dıĢı
uygulamalara
bırakmaya baĢlamıĢtır
(Salmoni ve Holmes-Eber, 2008:1). Yeni dünya
düzeninde tehdit
algısı
,
düzenli ordulardan çok uluslararası faaliyet gösteren
teröristler
, ayaklananlar ve savaĢ ağaları üzerine yoğunlaĢmıĢtır.
SavaĢların geçirdiği
evrim,
savaĢın uygulama Ģeklini de değiĢtirmiĢtir.
D
üĢman merkezli savaĢlar yerini
, toplum merkezli
savaĢ dıĢı
harekâtlara
bırakmaya
baĢlamıĢtır.
Bununla birlikte
silahların yer aldığı
askeri güçten,
fikirlerin ve
ideolojilerin yer aldığı
yumuĢak güce doğru bir dönüĢüm
gerçekleĢmiĢtir. A
ncak
bu dönüĢüm
ün
, sert gücün varlığını ortadan
kaldırmadığını söylemek mümkünd
ür. Nye'a göre (2011:33)
savaĢ dıĢı
harekâtlarda,
ağırlık merkezi
o bölgede var olan toplum
olmuĢtur.
ToptaĢ
(2009:285) bu görüĢü “halkın desteği olmadan hangi mücadele kazanılmıĢtır
ki?” sorusu ile pekiĢtirmektedir. O‟na göre savaĢların ağırlık merkezi
ordulardan halkın orduyu destekleme kapasitesine kaymıĢtır (ToptaĢ,
2009:285). Halk desteği, sadece savaĢan yapının kendi halkını değil aynı
zamanda mücadele eden düĢman veya rakip halkları da kapsamaktadır.
Kendi halkınının desteğini korurken karĢı tarafın desteğini veya sempatisini
kazanmak kolay bir süreç değildir (ToptaĢ, 2009:287).
Bu durum, fikirlerin ve
algıların kazanılması
na yönelik mücadeleleri
baĢla
t
mıĢ
, temel aktör olarak
geleneksel ordular yerine düzensiz ve
anlaĢılması
zor topluluklar
ı ön plana
çıkarmıĢtır. Bir baĢka ifade
yle
savaĢlar
,
ordular arasında değil
“toplumların
içerisinde
“
icra edilmeye
baĢla
n
mıĢtır. SavaĢ alanında geleneksel silahların,
düzensiz taktiklerin, terörizmin ve yasa dıĢı
birçok hare
ketin görüldüğü bu tür
savaĢlar
"
hibrid savaĢ“
olarak
tanımlanmıĢtır
(Salmoni ve Holmes-Eber,
2008).
Hibrid savaĢın
belirgin bir
örneği
olarak,
2006 yılında Ġsrail ile Hizbullah
arasında yaĢa
n
an savaĢı vermek mümkündür
.
Bu savaĢta Hizbullah
,
halkın
Dostları ilə paylaş: |