303
gizli olarak yapılmadığını, yapılan alenî propagandanın çok başarılı olduğunu
söylemekte ve buna örnekler göstermektedir.
1081
Rapora göre, müslümanlar Rus devletinin verdiği inanç haklarını yeterli
görmüyorlar ve devletin Ortodoksluğa verdiği değeri aynısıyla talep ediyorlardı. İslama
geçip geçmeme konusunda tereddütte olanlara hemen tebliğ yapıyorlar
ve islama
geçmeleri için dilekçe vermesini istiyorlardı. 1905 ve 1906 yıllarında Samara
vilayetinde yaşayan Kreşen olan veya olmayan köylülerden İçişleri Bakanına, valiye,
komuta merkezine islama dönüş izni almak için yazılmış dilekçeler vardır. Müslüman
Tatarlar, Çuvaşları âcil dilekçe vermeye zorluyorlardı. Zenginler islama geçiş için
gerekli finansı sağlıyordu. Aralarında dilekçeyi yazacak kişiler de vardı. Birçok Çuvaş
bu dilekçeleri ya propaganda etkisiyle ya da zorla imzalamıştır. Daha sonra Tatarların
kendilerini aldattıklarını anlamışlar ve verdikleri dilekçeleri geri çekmişlerdir. Gayrı
Rusların islama geçişini kolaylaştırmak için Tatarlar,
bu dilekçelerden örnekler
hazırlamışlar, kopyalarını gayrı Ruslar arasında dağıtmışlardır.
1082
Müslüman Tatarlarının özellikle devlet memurları Ruslara karşı islamı yayma
politikasında hiçbir rollerinin bulunmadığını, ispatlamaya çalıştıkları raporda yer
almıştır. Örneğin;
Kazan Telegram’da yazan Ahun Bayazitov, islamın misyon
faaliyetinin sadece Rusya’da değil, Türkiye’de de olmadığını söylemekte, hatta organize
1081
“Bügülme kazası: Samara valiliğinden şu haber geldi: Moskova idaresindeki Tatarlar artık gizlice
faaliyet
göstermiyor, faaliyetlerini alenen yapıyorlarmış. Gayrı Rus halka islamî eğitimin tohumlarını ekiyorlar ve kendilerine
bağlıyorlarmış. Bu tarz okullardan biri Stariy Afonkin köyünde açılmıştır. Bu köyün ahalisi arasında Çuvaşlar,
Kreşenler ve putperestler bulunmaktadır; Rısoykin ve Bulontonovka köylerinde de aynı tarz okullar açılmış. İlk
köyde Çuvaşlar, ikinci köyde Votyaklar yaşıyor. Birinci köydeki okul, 1908 yılının 3 Şubatında açılmıştır. Okulu
tamir edip yöneten hıristiyanlıktan islama geçmiş, Kasım İşmanayev’dir. Öğretmen
fanatik Tatar Abdulla Galim
Mikmuharirov’dur. Öğrencileriyle gece toplantı yapan birisidir. Toplantılarına genelde büyükler ve yaşlılar geliyor,
Ortodoks kilisesi aleyhine faaliyetler yapıyorlar, bu faaliyetler köyün Ortodoks kısmında da yapılmakta. Köyde
Ortodokslukta kalmayı tercih edenler aşağılanıp sıkıştırılıyorlar. Bu okul üst makamların izni olmadan açılmış, ancak
sonradan kapatılmıştır. Öğretmen köyde kalmış evlerde eğitime devam etmektedir, bu da Ortodoksluğa eskisinden
daha zararlıdır, zira artık nerede olursa olsun Tatarlar islam propagandası yapma imkânını bulmuştur. Artık öğretmen
ders verme gayesiyle önceden hiç gitmediği evlere rahatça girebiliyor, burada bütün gücüyle islam tebliğini yapıyor,
islamın kurtarıcılık gücünü anlatıyor, hıristiyanlık aleyhine konuşuyor, onu “Rus dinî” olarak niteliyor,
hıristiyanlıktan dönenler ve putperestleri hıristiyan ve hıristiyanlığa karşı dolduruyor. Mollalar
son zamanlarda
etraftaki gayrı Rus köylerinde dolaşıyorlar ve hiç utanmadan islam propagandası yapıyorlar.” (s. 263)
1082
“
Novoye Vremya, gazetesinin verdiği habere göre Kazan bölgesinde birçok insan islama geçmek için dilekçe
vermiştir, ancak dilekçe veren insanların ekseriyeti sıradan halktır: köylüler, küçük tacir v.s. ancak yazılan dilekçeler
çok doğru ve edebidir. Dahası yazılan dilekçelerdeki farklı bölgelerde de verilse harfler aynıdır. Görülüyor ki, bu
dilekçeler aynı elden çıkmakta, belli bir şablonu var ve her isteyene anında ulaştırılmaktadır. Hakikaten komşu
bölgelerden birinde izler takip edilmiş ve araştırmalardan bu dilekçelerin bir avukat tarafından yazıldığı anlaşılmıştır.
(s. 263)
304
olmuş bir misyon bulmanın imkansızlığından bahsetmektedir.
1083
Son zamanlara kadar
Devlet Duması azalarından biri olan Yenikeyev de “prensip
olarak islam böyle bir
propagandaya karşıdır diyor” ancak Ortodoksluğa karşı bir tepkinin ve Ruslarla birlikte
yaşamanın neticesidir, görüşünü de bu fikrine eklemektedir.”
1084
Maşanov bütün bu
sözleri Ortodoks misyona karşı söylenmiş olarak kabul eder ve raporunda “islam
propagandası zaten Rusya’da yasak olduğunu; Yenikeyev’in müslüman misyonunun
resmî olamayacağı gerçeğini gördüğü için genel misyon
üzerine konuşmak zorunda
kaldığını belirtmiştir. Rapor islam propagandasının ne kadar gizlense de daima gayrı
Ruslar arasında olageldiğini iddia etmiştir.
Rapor, islam propagandası yapacak gönüllüleri müslüman okullarının
yetiştirdiğini iddia etmektedir ve okulun sisteminden bahsetmektedir. Özellikle
medreselerin bu konuda oldukça başarılı olduğunu kabul etmektedir.
1085
6.3. İslam Propagandasının Gücü ve Unsurları
Maşanov, hıristiyan misyoner hareketinin nasıl kuvvetli bir islam
propagandasıyla karşı karşıya kaldığını, şöyle ifade etmektedir:
“Bir tarafta birkaç hıristiyan misyoner, hevesli rahip ve öğretmen, diğer tarafta yüzlerce
müslüman fanatik, sık sık gayrı Ruslar arasına propaganda için gidiyorlar, kuvvetler eşit değil bu nedenle
sonuç çok üzücü... 1860–70 yıllarında bütün Kreşen Tatarlar islamı kabul ettiler. Okulların öğrencilerinde
dinîn tutkulu halini gören Tatar müslümanlar
okullara büyük önem verdiler, saygı gösterdiler, destek olup
yardım ettiler, okullar Tatar bölgelerine yayıldı, her yerde islam propagandasının temelini oluşturdu. Bu
okulları Tatarlar sadece kendi yaşadıkları yerlerde açmıyor bilakis, hıristiyanlığa tereddütle bakan gayrı
Rus ahali içinde de açıyorlar. Tabi ki izin almıyorlar, islama dönenler gayrı Ruslar değil, Çuvaş ve diğer
etnik gruplar arasında da açıyorlar. Bu okullarda bittabi, dersler islam ruhu üzerine veriliyor, islam
1083
Kazan Telegram, neşr, 1908, N. 1720
1084
Kama Voljkiy Maruz, 1910, N. 440.
1085
“İslam propagandistlerini özellikle medreseler hazırlıyordu. Son zamanlarda Tatar okullarının yeni metotluları
açılmış, bu okullar başka bir bölümde anlatılacak, biz eski tip okullara devam edelim. Eski okullar sadece dinî
karakterli ve eski metotludur, aşırı bir fanatizm vardır. Bu okulda başlangıçtan itibaren iki yıl içinde şakirt islamı orta
asır Arap metoduyla öğrenmekte arap gramerini de kendine özgü yöntemle orta seviyede kavramaktadır. Diyalektiğin
çeşitli yollarıyla mantık dersi görmekte, fıkhı öğrenmekte, ilmî akâit veya ilmi kelâm, islam doğmasını, islamın
felsefi fikirlerini, Kur’anın tefsirini, peygamberinin nasihatlerini ve hadisleri öğrenmektedir. Boş zamanlarda
öğrenciler diyalektikle zaman geçiriyor. Kur’an ve peygamberle ilgili efsane mit karakterli masallar anlatılıyor. Bu
müslüman-Tatar örgün
eğitiminin modelidir, bazen öğrenci bu okullarda 15-20 yıl kalıp, molla, öğretmen veya islam
propagandisti olarak ayrılıyor. Beyni iliklerine kadar fanatikleşmiş “okumuş” Tatar kendinden olmayana nefretle
bakıyor, kanı ve canı olarak gördüğü medrese eğitimini başkalarına aşılamaya çalışıyor. Gayrı Rus halklara dinîni
öğretmek için sabırsızlanıyor, gayrı halklara nefretle bakıyor özellikle Ruslardan daha da nefret ediyor. Medreseler
öğrencilerle dolup taşıyor, böylece ortaya islam tebliğini gönüllü yapan insanlar çıkıyor.” (a.g.r., s. 266)