309
müslüman basının yurt dışından beslendiği, İstanbul ve Kahire’nin her yıl
binlerce
Türkçe ve Arapça dergi ve gazeteyi gönderdiği konu edilmektedir. Rapor bu konuda
şunları içermektedir:
“Rusya’daki Tatar kitap evleri yurt dışı yayınları ile doludur, hepsi müslüman devletlerinde
basılmış ve islam inancını tebliğ ediyorlar, bu kitaplarda sıkça hıristiyanlığı aşağılayan ve alaya alan
fikirlerle karşılaşılmaktadır. müslüman Tatar kitapları şimdiye kadar Arap alfabesi ile yayınlanıyordu,
kısa süre önce bir kitap ortaya çıktı. Kitapta kısaca islam eğitimi ve pratik uygulamalar var, yanında Rus
transkripsiyonu da mevcut, amacını Kreşen Tatarlarına islam propagandası yapmak yazarı bunu açıkça
söylüyor. Bu kitap 1906 yılında Kazan’da kaleme alınmış ve Tatarca
İslam Dinî adını taşıyan bir broşür.
İlk sayfada yazar kitabın amacını açıkça yazmış; bu kitap Rus harflerini bilen Tatar Arap alfabesini
bilmeyen Kreşen Tatarları için yazılmıştır diyor. Kitabın yazıcıları Kreşen Tatarlarını “eski müslümanlar”
diye adlandırıyor ayrıca kardeş sıfatını kullanıyorlar. Onlara açıkça müslüman âdetlerine sahip
çıkmalarını ibadet etmelerini nasihat ediyorlar. İnandırıcı olması için Kreşenlerin hayatlarından örnek
gösteriyorlar ve sık sık hıristiyanlığı tahkir edecek sözler söylüyorlar Rusya’yı da kâfir
devlet olarak
suçluyorlar. Bu broşürde hıristiyan eğitimi ortaya koyan yazılar da var. Kreşen Tatarlarına islam eğitimi
almaları için öğüt verilmektedir.”
1096
Yine bu rapor çok özel konuları da tartışmaya açmıştır. Rus bir rahip olan
Gromov’un islamı kabul ettiğini ve Tatarların bunu propaganda malzemesi olarak
kullandığını yazmaktadır. Ayrıca rahibin eski keşiş kıyafeti ve sonraki sarıklı islami
giyim tarzıyla resimleri basılıp broşür haline getirildiğini İdil bölgesinde bu broşürün en
ücra noktalara dağıtıldığını ifade etmektedir. Ayrıca Kafkasya’ın en ücra yerlerine bile
bu resimlerin ulaştığını itiraf etmektedir. Müslümanlar bu çerçevede Kreşenlere “ne
söylüyorsunuz siz, onların rahipleri bile artık müslüman oluyor” diye propaganda
yapmaktadırlar.
1097
Müslümanların basın alanında kurduğu
müesseslerden de bu raporda
bahsedilmektedir. Bakü’de bulunan büyük kütüphane ile Yelizavetpol’daki
kütüphaneye bütün Türk basınının geldiği ifade edilmektedir. Ayrıca Kazan, Bakü ve
Kırım’da kurulan yayın cemiyetleriyle müslümanların islamı yaymak için organize
hareket ettikleri belirtilmektedir. Ayrıca yine kurulan hayır cemiyetlerinin öğrencilere
1096
“Mescit ve mektebinizin yapılması yaşamınız için zorunlu, öğrencilerinizi göndererek müslümanların alfabesini
öğrenmelisiniz. Yaşlılar şakirtlerden namazda okunacak duaları öğrensin. Birlikte cemaatle namaz kılınız, mescit
bulunmayan köylere şakirtleri çağırın, çocuklarınızı onlara yollayıp ders aldırın, yaşlılarınız da dinîn doğrularını
öğrensin,
ondan el çekmeyin, şakirtlerinizi yalnız bırakmayın onları molla yapın, eğitimli kadınlarla evlendirin,
şakirdin karısı da kızlarınıza eğitim verecek, genç kızlara okuma yazma öğretecek.” (s. 279)
1097
Maşanov, a. g. r., s. 280.
310
burslar temin ettiğini, kimsesizlere ve fakirlere yardımda bulundukları tespiti de
bulunmaktadır. Ayrıca rapor son zamanlarda Rusya’da müslümanların ticari işlerini
desteklemek üzere banka kurduğunu, bu bankanın Hive ve
Buhara ve diğer şehirlerde
şubeleri olacağını söylemektedir. Bu organize hareketlerin dikkatle takip edilmesi
gerektiğini, yetkililerin uyanık olmasını önermektedir.
Ayrıca rapor, Türkiye’den gelen medrese mezunu gençlerin İdil bölgesi dâhil
bütün Türkistan ve Kafkasya’da müslümanları organize ettiğini ve maddi destekte
bulunduğunu belirtmektedir. Ancak Tatar matbuatının bu iddiaları yalanladığını
Türkiyeli müslümanların bu işte günahı olmadığını yazmaktadır. Yine raporda Ruslar
gibi İngilizlerin de Hindistan’da Türkiye’den gelen propagandacıları ülkeden çıkarmak
için zor kullandığı yazılmaktadır.
1098
6.3.1. Müslümanların İslam ve Türklük Bilinci Altında Birleşme İstekleri
Misyoner Kongresinin Müslüman Bölümünün en önemli konularından birisinin
de müslümanlara verilen din özgürlüğünü kullanarak birleşme fikrinin tartışılması
olmuştur. Misyonerler bu iddialarını verilen dilekçelerle kanıtlamaya çalışmışlardır.
1099
Yine Kazan Tatarlarının Bakanlar Komitesi Başkanı S. Yu. Vitte’ye yazdığı dilekçede
aynı iddiaya örnek gösterilmiştir.
1100
Kafkas müslümanlarını temsil eden Erivan
1098
Maşanov, a. g. r., s. 281-82.
1099
Kaspiya’nın verdiği bilgiye göre Ufa Tatarları, Bakanlar Kuruluna
verdikleri bir dilekçeyle, müslümanların din
okullarının Halk Eğitim Bakanlığından çıkarılıp müslüman Dinî İdareye bırakılması, bu okullarda yurt dışında
basılan kitapların okutulmasına izin verilmesi, mollalara verilen Rus mecburi eğitiminin kaldırılması, müslüman dinî
idaredeki bazı üst makamdaki kişilere ayrıcalıklar verilmesi ve mollalar ve diğerlerinin askerlikten muaf edilmesini
istemişlerdir.
1100
“Diyanet kurulunun müftüsü ve kadısı halk tarafından seçilsin; bütün nikâh, aile ve miras işleri müslüman dinî
idare tarafından yapılsın; mescitlerin yapılmasına mektep ve medreselerin açılmasına ve onların öğretmen tayinine
diyanet kurumu baksın; islama yapılan saldırılara ve asılsız ifadelere özgür şekilde itiraz izni verilsin. Ortodoksluktan
islama geçenler için müslüman cemiyetlerine üye olma hakkı tanınsın; diyanet azaları vergiden muaf tutulsun ve
görevde oldukları süre içinde köy ahalisi gibi muameleye tabi tutulmasın. Rus dilini iyi bilmemek yaşlılar için dinî
idareye aza olma şansını ortadan kaldırmasın. müslüman yayın organları için yeni bir yasa hazırlansın.
müslümanlar
ile ilgili konular tartışıldığı zaman Orenburg dinî idare merkezinden temsilcilerin gelmesi ve bütün müslüman
cemiyetlerin iştiraki isteniyordu. Moskova’daki müslümanlar da dilekçelerinde kadı ve müftü seçimlerinin
müslümanların en üstün meziyetli olanlarından ve belli bir süre için 5 yıldan fazla olmamak şartıyla, dinî eğitimi olan
birinin müslümanların oyuyla- seçilmesini istiyorlardı. müslümanların nikâh ve aile, miras işlerinin Orenburg
müslüman dinî idaresi tarafından yapılması da yer alıyordu; ayrıca yine Orenburg dinî idaresi mescit yapımı,
okulların açılmasını idare etmesi isteniyordu. Okullara öğretmen tayin edilmesi, vakıflara kontrol yetkisinin
verilmesi, müslümanlara da diğer umum basına verilen hak ve özgürlüklerin verilmesi istenmekteydi. Kur’anın
emirleri ve islamın kuralları doğrultusunda yargılanma, dedeleri Kreşen olan ve hıristiyan
olarak kayda geçen
müslümanların, eski dinlerine iadesi, serbestçe islam ibâdet ve inancının yaşanması, diyanet üyeleri Ortodoks diyanet
üyeleriyle aynı hakkı elde etmesi istenmektedir. müslüman okullardaki özel ve genel derslerin ana dille verilmesi, bu
okulların açılması için müslüman cemiyetlerden ve şahıslardan izin zorunluluğunun kaldırılması, kanunlarla
misyonerlik faaliyetlerinin kısıtlanması, askerî birliklerde aşağı rütbeli askerlere ayrı yemek verilmesi istenmektedir.
müslüman Moskovalıların ricası “kanun yapmak için halk arasından seçilenler arasında müslümanların da olması”
isteği ile bitiyordu.” (s. 283–84)