313
Yine raporda, müslümanların birleşme idealinin, Rusya sınırlarıyla kısıtlı
olmadığı, daha geniş alanı kapsadığı da dile getirilmektedir. Mısır’ın başkenti Kahire’de
1907 yılında yapılan Umum Müslüman Kurultayı bu duruma örnek gösterilmiştir.
1105
Maşanov Kazan’da toplanan Misyonerlik Kurultayı Müslüman
Bölümü
raporunda Dünya müslümanlarını birleştirme çabalarına ek olarak Türk-Tatar birliğini
sağlama çalışmalarından da söz etmektedir. Müslüman Tatarların daha küçük Türk
halklarını kendileri içinde eriterek büyük bir Türk-Tatar birliği kurma çalışması içinde
olduklarını belirtmektedir. Rapor, Tatarlarda bu amacın çok eskiden beri var olduğunu,
bu duruma gayrı Rus halkları yakından tanıyan Rus yazarların dikkat çektiğini
söylemektedir. Son zamanlarda Rusya’daki siyasal gelişmeler nedeniyle bu tür
çalışmaların daha da arttığı ve Tatarların bu görevi üstlendiği ifade edilirken Tatarların
diğer halklara göre, daha gelişmiş ve her türlü islam topluluklarında
gelişen harekette
lider durumunda oldukları gerçeği de yer almıştır.
Rapor, Çuvaşların Tatarlaşmasıyla ilgili bilgiler vermekte ve bu durumu şöyle
ifadelendirmektedir;
“Tatarlaştırma sadece müslüman olan halkları kapsamıyor, o aynı zamanda putperest toplulukları da
içeriyor, Çuvaş, Çeremiş ve diğ... Tabii ki, tam hıristiyanlaşmamış Kreşenleri de. Rahip K. Prokopyev, Simbirsk ve
Buinsk vilayetindeki Çuvaşlardan şu haberleri veriyor: “Simbirsk ve Buinsk2de öyle köyler var ki, oradaki Kreşen
Çuvaşlar islama geçmiş ve tamamıyla Tatarlaşmışlar, şimdi
Tatarca konuşuyor, Tatar gibi giyiniyorlar. Buinka,
Siuşeva, Çenkası, İlmetova, Çakıldım, Duvanova, Şaymurzina ve Trehboltayeva bu köyler içindedir. Buinka
tamamen, diğerleri kısmen Tatarlaşmıştır. Kazan guberniyasında olan Kreşenlerin islama dönüş hareketi gibi orada da
Tatarların etkisiyle Çuvaşlar islama dönüş dilekçeleri yazmışlardır. Aile kütüklerinde ve resmî belgelerde Tatar
müslüman isimleriyle yazılıyorlar. Onlar kendilerini inatla Rus ve hıristiyanlığın tüm etkilerinden koruyor, hatta bu
konuda müslüman Tatarların önüne geçiyorlar.
Bir başka rahip, A. İvanov Buguruslanski eyaleti Artyomevki
köyünde Tatarlaşmış Çuvaşlar hakkında şunları söylemektedir: “Çuvaşların Tatarlarla karışmadığı bir gün bile yok,
gayrı Rus halklarla ilişkileri olan Tatarlar günlük hayatın gerekleri yanında devamla islam propagandası yapıyorlar ve
görülmemiş bir şekilde gayrı Rus halkları Tatarlaştırıyorlar. Bu halkların Tatarcayı bilmelerini, bilinçlerinin az
olmasını kullanan Tatarlar nüfuzlu kişiler gibi onlara etki ediyor, karşı gelmelerine imkân tanımıyorlar.”
1106
1105
Mevcut olan müslüman İttifakı, tüm dünyadan müslümanları bu kurultaya davet etti. Bu ilk kurultayları değildir,
birkaç kurultay daha yapmışlardı, bu defaki kurultaya, 500’ün üzerinde dünyanın
her köşesinden müslüman
topluluğun temsilcisi Rusya’dan ise Tatarlar katılmıştır. Gazetelerin haberlerine göre Rusya’dan gelen müslümanları
Kahire’de görülmemiş bir sevgiyle karşılamışlar, bütün masraflarını karşılamışlar ve redaksiyonlarını da yerli Arap
gazetesi al-Muayad üstüne almıştır. (s. 290; Geniş bilgi için bakınız,
Kazan Telegraf 1908, n. 4441.)
1106
Maşanov, a.g.r., s. 292.
314
Müslüman Tatarların Çuvaşları Tatarlaştırmasıyla oluşan yeni durumu da rapor
şu şekilde tespit eder:
“Tatarlaşmış Çuvaşlar Tatarlar tarafından o kadar
fanatikleştirilmiş ki, gerçek Tatarlardan Ortodokslara daha kötü davranıyorlar.
Müslüman Çuvaşlar Kreşenleri döverek aşağılayıcı bir şekilde kaba ve terbiyesizce
davranıyorlar.” Kreşenler, müslümanları değil de Çuvaşları idareye şöyle şikâyet
etmişlerdi: “
Tatarlaşmış Çuvaşlardan bize hayat yok, biz kiliseye giderken sokağa çıkıp
bizi alaya alıyorlar ve bize Allah’a değil, şeytana taptığımızı söylüyorlar. Keşişimiz
kutsal suyla evleri gezerken de; evimize şeytanın girdiğini söylüyorlar, çocuklarımız
okula gidemiyor, onlara gülüyorlar, dövüyorlar, taş atıyorlar.” Belebeyevski
kazasından öğrenci Ohotnikov da bu etkiyi şu şekilde açıklamaktadır:
“Ufa vilayeti
Çuvaşları Tatarlara, aileleriyle birlikte çalışmak üzere geliyorlar, Tatarlar onları yavaş
yavaş zehirliyor, Ortodoks ve hıristiyanlığı kötülüyorlar, islamı yüceltiyorlar. Yıllar
geçtikçe de Tatarlık etkisini gösteriyor, kıyafetler değişiyor ve Tatarların inancıyla
hareket ediyorlar.” Yine rapor Çeremişlerin müslüman Tatarların arasında
müslümanlaşması ve erimesine de yer vermekte, bu konuda dil benzerliğine dikkat
çekmektedir. Ayrıca müslüman Çeremişlerin değişen
hayat şekillerini de dile
getirmiştir.
1107
Değişen hayat şartlarına örnek olarak kadın erkek ilişkisi öncesi ve
sonrasıyla verilmiş, Tatarların etkisi altında kalan Çeremişlerin bu cümleden nikâha da
bakışları değişmiştir.
1108
1107
“Dil dış etkilere karşı mukavemetsizdir, halkın kendisi gibi dayanıklı değildir. Halkın üzerindeki baskıları çok
çabuk yansıtıyor, çok çabuk değişikliklere uğruyor. Doğu Çeremişlerin dillerinde Tatarcanın etkisi görülüyor, yeni
seslerin girmesi gramer ve fonetiğin benzerliği, kökenleri farklı olsa da bu dillerin yaklaşmasına neden olmuş.
Çeremişler küçüğünden büyüğüne bu nedenle iyi Tatarca konuşuyor. Çocukların daha küçükken Tatarca sözlerle
kulakları doluyor, aynı zamanda her iki dilin sözcüklerini öğreniyor. Düşünmeden kendi sözleriyle Tatar sözlerini
veya tersini karıştırıyor, her iki dil arasında çok büyük bir fark yok. Böylelikle bir halkın en
önemli karakteristik
özelliği olan dil yok oluyor ve bu yolla iki halk karışmaya başlıyor. Çeremişlerin Tatarcayı benimsemeleri önemli
sonuçlar doğuruyor; en önemlisi Tatar sözlü edebiyatının, şarkılar, masallar efsaneler, şiirler ve diğerlerinin
yaygınlaşmasına yardım ediyor, Çünkü Muhammedanlar hayatların her safhasında dinî faaliyetlerine uygun davranıp
aynı esaslarla eğitim yapıyorlar, sözlü edebiyatlarıyla Çeremişleri ahlaken islam fikriyle donatıyorlar. Çeremişler
arasında efsane çok yaygındır, bu efsaneler genellikle Tatar ve Başkurt karakterli ve müslüman eğitimi içermektedir,
içlerinde Hz. Muhammed’in ve ashabının hayatından bilgiler var, islam dinînin kurucusunun şahsiyetini yüceltiyorlar,
müslümanların kutsalları hakkında bilgiler veriyorlar, kahramanlıklarını anlatıyorlar. Çeremişler efsanelere
inanıyorlar, hayatın her hangi bir safhası için Çeremişler 2–3 hikâye anlatabilirler ve ahlakî
terbiyeye ait sonuçlar
çıkarabilirler. Efsaneler Çeremişlere verilen dinî eğitimin bir parçasıdır, onlar için Kuranı anlatır; dinî düşüncenin
temelinde putperestlerin islama yakınlaşması Çeremişlerin islama girmesine yardımcı oluyor.” (s. 293)
1108
Çeremişlerde daha Tatarların etkisine girmeden evvel kadın evde tek yetkili idi, ancak Tatarlaşan Çeremişlerde
artık hiçbir etkisi kalmamıştır. Artık körü körüne erkeğine tabi oluş ve bütün isteklerini yerine getiren biri olmuştur.
Erkek kadınını istediği şekilde dövebilir, aşağılayabilir, malını mülkünü alabilir, onu evden kovabilir ve bütün
bunların yanında da hiçbir sorumluluk taşımaz. Çeremiş kadınının bu seviyesi islamın
etkisiyledir ve bu durum
hayatın her dakikasında kendinî gösterir. (s. 295)