327
Kırım ve civarında evlilik yani aşk yoluyla islamlaşmanın
bulunduğu ve muhtaç
olanların maddî yardım kaygısıyla islamlaştığı bilgisi rapora eklenmiştir.
1139
6.4.2. Müslümanlara Karşı Alınan Ortak Kararlar
Kazan Misyonerlik kurultayının birinci, ikinci ve üçüncü oturumları açılış,
hazırlanan raporlar ve teklifler üzerine konuşmalardan ibarettir. Dördüncü oturumun
başında da yeni teklifler alınmıştır, ancak misyonerlerin islam karşısında yapacakları
faaliyetler belli başlı maddelerle bu oturumda tespit edilmiştir. Ortak tespit edilen
kararlar şu şekilde not edilmiştir:
“Fikirler dinlenip karar alındı: yapılması gerekenler: Kiliseye tabi inananların dinî yaşantıları
yüksek seviyeye çıkarılmalı, bunun için gerekli her şey yapılmalıdır. Bu işin yapılması için Ortodoksları
sivil bir cemiyet altında birleştirmek gerekmektedir. Bu cemiyet rahiplere yardım ederek misyona katkı
sağlamalıdır. Bu doğrultuda sırasıyla; 1. Tatar okullarında hıristiyan dinî eğitim yapılamadığı için bu
okullardan islamı savunan fanatikler yetişmektedir. Bizim bu okullarda âcilen dinî istikameti yeniden
düzenlememiz ve belirlememiz gerekir; 2. Gayrı Rus ve Rus okullarında okutulmak üzere kitaplar basıp
dağıtmamız gerekir. Aynı doğrultuda hıristiyanlığı müdafaa eden ve islamın zayıflığını anlatan
kitaplar
yazılmalıdır. 3. Gayrı Rus dillerine dinî, ahlakî ve tartışma içerikli yazılar tercüme edilmeli ve bunlar
basılarak broşürler ve ayrı basımlar halinde bu topluluklara dağıtılmalıdır. 4. Yazılı şekilde
hıristiyanlıktan islama geçiş yasaklanmalıdır. Çünkü bu durum müslümanlarda devletin geçişi onaylaması
olarak algılanmaktadır. 5. Vilayet toplantılarında hıristiyanlıktan islama dönüşün yasaklandığı yazılı
olarak karar altına alınmalıdır. 6. Yine yazılı olarak vilayet toplantısında köy ve vilayet mahkemeleri
ibadet saatlerini belirlemelidir. Çünkü müslüman muhtarlar bu işi çok sık icra etmektedir. 7. Yine yazılı
şekilde hıristiyanların uyduğu kanunları müslümanların bozmaması kayıt altına alınmalıdır. Mesela
ölümden sonra cesetlerin gerekli süre beklenmeden gömülmesi, nikâh yaşı ve diğer meselelerde kıstaslar
1139
Yine Kırım ve civarında müslüman olan evsiz ve barksız insanların müslümanlarca desteklenmesi göze çarpıyor.
müslümanlar, Rusları islama geçirmek için çeşitli yöntemler kullanmaktadırlar.
Rus işçilerini ailelerinden
koparıyorlar ve onu her türlü ablukaya alıyorlar, ve kendi kabilesiyle görüşmesini engelliyorlar. Evsiz kalmış
ailesinden kopmuş insanların islamı kabul etmesinin sebebi, ona verilen teminatlı hayat oluyor. “ona bizim tarafa geç
ve biz seni mutlu edelim” diyorlar. Bunun yanında zengin kadınlardan islamı kabul edenler de var. Mesela
Kasımova’da islamı kabul eden böyle bir kadın var. Bu durumda köşe bucak nasıldır tahmin edin. Ekin tarlalarında
ve evlerde çalışan kızlarımız (Kırım) müslüman sahipleri tarafından kandırılıyorlar sadece ruhlarını değil, bedenlerini
de kullanıyorlar. müslümanlar bizlere hükümran halk gibi ehemmiyet vermiyor. Bizler de zaten bu konuda hem
dikkatsiz hem de ilgisiz davranıyoruz. Kendi ahlakî seviyemize dikkat etmediğimiz gibi onların gözünden
düşmeye
de önem vermiyoruz. Son zamanda diyanetimizde başlayan zayıflık, halk kültürümüze de doğrudan etki etmiş.
Aramızda hafif meşrepli insanları olduğu gibi inançsızlarla da karşılaşabiliyoruz, bunların çoğu islamla kafalarını
karıştırmışlar, müslümanlarla ilişkiye girmişler. Rus kız ve kadınlar müslüman erkeklerle ilgilenmeye başlamış, bu
özellikle kenar bölgelerde artmış. Bu bölgelere Ruslarda çaresizlik artmıştır. Ekonomik sorun bir başka sebep
olmuştur. Özellikle ailede kanun ve sevgi yokluğu bu yok oluşu hızlandırmıştır. Rus erkeğinde ise, görünüşte islama
geçiş nedeni cimrilik duygularının yoğun oluşudur; nadiren müslüman kadınlara
duyulan aşk nedeniyle de din
değiştirmiştir. Bu nedenle islama geçiş parmakla sayılacak kadar azdır. (223-24)
328
belirlenmelidir. 8. İslam dünyasında olup bitenlerden haberdar olabilmek için dergi ve gazete
çıkarılmalıdır.
Yine Kurultay’ın son günü kadınların misyona katkısı için alınacak tedbirler de
bir sonuç bildirgesiyle imzalanmıştır. Bu bildirgeye göre; “Kadınları kiliseye Ortodoks
misyon derneklerine ve onların şubelerine
yöneltmek ve teşvik etmek, müslüman
kadınların tıbbî eğitim almaları yasak olduğu için Kreşen kadınlarına da Rus kadınlar
gibi tıbbî eğitim vermek, Bütün kadın manastırlarına kitap ulaştırmak, Kadınların
misyona hizmetini geliştirmek için okullar, tıp bölümleri ve diğer bölümleri genişletip,
uygun ortam hazırlamak” olarak özetlenebilecek kararlar oylanarak kabul edilmiştir.
1140
1140
Maşanov, a. g. r., s. 334-337.
329
SONUÇ
1. İdil-Ural Bölgesi Ruslar tarafından 1552 yılında işgal edilmeye başlanmış,
bu tarihten sonra tedricî olarak demografik yapı Ruslar lehine değişmiştir. Nihayet 1718
yılında bölgede Rus olmayan
nüfus ile Rus nüfus eşitlenmiş, yaklaşık 150 yıl sonra da
bu oran Ruslar lehine 4 kat artmıştır. Rusya’nın Çarlık dönemi son nüfus sayımı 1897
yılında yapılmıştır ve bu sayımdaki oranlar da hemen hemen aynı sonuçları
vermektedir. Bölgede yerli nüfusu 4 katı kadar Slav Rus nüfus yaşamaktadır. SSCB
tarafından son olarak yaptırılan 1979 nüfus sayımında da bu oranlar hemen hemen
aynıdır. Bölgenin demografik yapısı XIX. yüzyıldan sonra değişmemiştir. Ancak İdil
boyunun orta kısımlarında bulunan Kazan, Çeboksarı ve Ufa gibi Türk nüfusun yoğun
olduğu şehirler biraz olsun yapısını muhafaza edebilmiştir. Ruslar istilâ ettikleri Türk
topraklarında sistemli ve planlı bir yerleştirme yapmışlardır. Rusların İdil-Ural
topraklarına ilk köylü yerleştirmesi istilâdan hemen sonradır.
Devletin organize ettiği ve
planladığı yeni yerlere göç politikası neticesinde tedricen Türklerin ve onlara yakın
kavimlerin toprakları kuzeyden gelen Rus köylülere verilmiş ve yerli nüfus Ural’ın
doğusuna veya güneyine doğru göçe zorlanmıştır.
2. Hıristiyanlık Bizansın etkisiyle Ruslar arasında X. yüzyılda yayılmaya
başlamış, XI. yüzyılda da Ruslar tamamıyla Ortodoks hıristiyan olmuşlardır. İlk yıllarda
metropolitlik seviyesinde görülen Rus Ortodoks Kilisesi, Osmanlı Devletinin İstanbul’u
feth etmesiyle Bizansın tahakkümünden kurtulmuş, zamanla siyasal olarak da güçlenen
Rus devletine paralel olarak patriklik olmuştur. 1552 yılından başlayarak XVI ve XVII.
yüzyıl boyunca Ruslar, Batı Türklerinin sahibi olduğu İdil-Ural bölgesi ve Aşağı
Sibirya topraklarını istilâ etmiştir. Bu istilânın gerekçesi tarih boyunca emirleri altında
yaşadıkları Türkleri güvenlikleri için etkisizleştirmek ve Ortodoks hıristiyanlığı
yüceltmektir. Bu nedenle yeni istilâ ettikleri
bu topraklarda, devlet kilise işbirliğiyle
zorla hıristiyanlaştırma metodunu uygulamışlardır. Bu amaçla Rus çarı yeni kiliseler ve
manastırlar yaptırarak bu kurumlara geniş araziler ve sayısız köle vermiştir. Türk ve
Türklere yakın kavimlerden hıristiyanlığı kabul etmeyenlerin ellerinden toprakları alınıp
köleleştirilmiş, özellikle zengin Tatar ailelerinden bir kısmı mal ve mülklerini