8
kullandığımız tabiri kullanmışlardır. Ayrıca bu tabirin içerdiği coğrafî ve tarihî nüfus
alanını, ilk defa bu çalışma ortaya koymaktadır.
Müslüman Tatar, Kreşen Tatar ve Rus olmayan toplulukların adlandırılması
Eski misyon kaynakları gayrı Rusları
inorodets terimiyle
ifade eder ve bu tabirin
içine müslüman Tatar, Çuvaş, Votyak, Mordva, Çeremiş, Kreşenleri koyar. Biz bu kelimeyi
gayrı Rus terimiyle karşılamayı uygun bulduk zira buna benzer adlandırmalar bizim
bilimsel literatürümüzde epeyce vardır. Yine bizim dönemimiz yani Çarlık Rusyasında
kullanılan
inorodets terimi Sovyet döneminde
neruskiy kelimesine dönüşmüş ve Rus
olmayan topluluklar bu kelimeyle ifade edilmiştir. Kelimelerin
değişimi bir noktada
dünyanın mülkî idare sistemi değişimini de göstermektedir. Çarlık Rusyasında mülkî
idarede kullanılan kelimelerden de görüldüğü üzere
inorodets (gayrı Rus) veya
inoverets,
(gayrı hıristiyan) bir tanımlama yaparken, değişen dünya ve Rusya’da 20. yüzyılla birlikte
yani Sovyet döneminde ırki mana ifade eden
neruskiy (Rus olmayan) tabirine dönüşmüştür.
Günlükler ise (Malov, Maşonov, Timofeyev ve İlminskiy) müslümanları
muhammedî,
hıristiyanlığı kabul eden Tatarı, vaftizli anlamında
Kreşen olarak nitelerler. Bu misyonerler
için önemli gösterge vaftizdir ve mutlaka tanımlamada bu tabir kullanılır
ve bu kelime
günlüklerin ana konusunu oluşturur. Yine müslümanları ifade etmek üzere çok eski
yazılarda “basurman” terimi de kullanılmıştır ki, anlamı hiç te hoş değildir. Yine ana
kaynaklarda eski dinî üzerine yaşayan Türk ve Fin-Ugorlar için
yazıçnik terimi
kullanılmıştır. Animist veya pagan diye ifade edebileceğimiz bu terimin karşılığı olarak
putperest kelimesi de bilim literatüründe kullanılmaktadır. Yine Mari=Çeremiş,
Udmurd=Votyak ve Mordvin=Mordva terimleri aslına uygun olarak kullanılarak tarihî
süreçte anlamı saklanmıştır.
Hıristiyanlık ve Misyon Olgusu
Tarihi Süreçte Hıristiyanlık
Çalışmamızın kurgusu Ortodoks misyon ve sürecinin tarihsel gelişimi temelli
olması nedeniyle genel hıristiyanlık
ve mezhepleri, yayılış süreci ve genel misyon
olgusu en azından ana hatlarıyla girişte yer almak durumundadır. Bu bizlere, inananlar
açısından en kalabalık nüfusa sahip hıristiyanlığın doğuşu, yayılışı ve gelişimi açısından
9
bir fikir verecektir. Yine bu bilgiler tezin kurgulandığı dönemin öncesinde tarihsel
sürecin gelişimini de yansıtmasıyla önemli olacaktır. Hıristiyanlığın yayıldığı ve
geliştiği
coğrafya, diğer büyük dinlerin de doğup geliştiği coğrafyayla paraleldir.
15
Hıristiyanlığın yayılması ve din olarak geniş kitleler tarafından kabul edilmesi
miladi 380 yılında İmparator Theodosius’un bu dinî resmî olarak kabulüyle olmuş ve bu
dönemden sonra politik gücü de arkasına alarak yayılması hızlanmıştır. Roma
İmparatorluğunun V. yüzyılda çöküşüyle papalık müessesesi kurulmuş ve güçlenerek
misyon faaliyetinin resmî merkezi haline gelmiştir. Tarihî süreç içinde siyasal
oluşumları takip eden dinî müesseseler de farklı bünyelerde gelişim göstermiştir.
Bizans
imparatorluğunun Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmasıyla misyonu temsil eden
kilise de ikiye ayrılmış; Doğu’daki misyonu Doğu kilisesi temsil ederken, Batı’yı da
Batı Roma temsil etmiş ve İskandinavya’dan Batı İrlanda’ya geniş bir coğrafyada
faaliyetlerini sürdürmüştür. Doğu kilisesi ise Balkan/Slav kavimlerini başta Ruslar
olmak üzere birçok halkı hıristiyanlaştırmıştır. Diğer
taraftan bu misyon hareketi
Anadolu üzerinden Kafkaslara uzanarak Gürcüler, Ermeniler ve daha küçük kavimleri
etkileyip hıristiyan yapmıştır. Yine Asya ve Çin’e kadar uzanan coğrafyada misyon özel
bölgeler yaratarak etkili olmuştur. XI. yüzyılın başında hıristiyanlık kilise
örgütlenmesine sahne olarak Katolik ve Ortodoks ayırımını yaşamış ve bu iki ayırım
mezhep olarak ortaya çıkmıştır. Bu iki mezhebin kökleri tabiatıyla, daha IV. yüzyıla
kadar inmekte ve hıristiyanlık içi bir dizi inanç ve
ibadet şeklinin süreç içinde
farklılıklar göstermesinden kaynaklanmaktadır.
16
Hıristiyanlığın Roma imparatorluğu içinde kabulü beraberinde serbest
tartışmaları da getirmiş ve bu tartışmalar “teslis” üzerinde yoğunlaşmıştır. Ayrılıkların
15
Hıristiyanlık Filistin coğrafyasında doğmuş bir dindir ve bu dinîn bu gün yaklaşık 1,5 milyar inananı vardır. Vahiy
ve kutsal kitaba dayanan bu dinîn tek tanrılı olarak başladığı sonradan teslis inancına yöneldiği söylenebilir. İlk
dönemlerde hıristiyan, hıristiyanlık gibi terimler kullanılmamıştır. Bu terimler İsa’dan 20–30 yıl sonra kullanılmaya
başlamıştır. Eldeki ilk İncillerin sonradan Yunanca kaleme alındığı bilinmektedir. Hıristiyan kelimesi Yunanca
hiristos kelimesinden Türkçeye geçmiştir ve “mesihe bağlı” anlamına gelir. Bu kelimenin İbranice karşılığı maşiyah
olup ‘yağlanmış’ anlamına gelmektedir. Mesih kelimesi Aramiceden Arapçaya geçen ve ölçmek ve meshetmek
anlamına gelen bir sözcüktür ve Yahudilerin beklediği kurtarıcıyı niteleyen hususi bir isimdir. Aramice İncilin
orijinal dili olduğu kabul edilmektedir. Ancak Yahudiler İsa’nın Mesih olduğuna inanmamışlar
ve onu peygamber
olarak tanımamışlardır. Günay Tümer-Abdurahman Küçük,
Dinler Tarihi, Ocak Yayınları, 3. baskı, 1997, s. 261-63;
Ayrıca A. J. Wensinck “Mesih”,
İslam Ansiklopedisi, Cilt 8, İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 3. baskı
1979, s. 124.
16
Bazı çalışmalarda hıristiyanlık kelimesi orijinalliğine sadık kalma endişesiyle “hristiyan” olarak geçmektedir. Ben
bu kullanımı tercih etmedim yerine Türkçe imlayla “hıristiyan” terimini kullanmayı yeğledim.