139
“Kazan’daki Tatarlar XVIII. asırda devlet tarafından vaftiz edilmeye çalışılıyor, bu vaftiz
alenen değil de ceza ve ödüller vasıtasıyla yapılabilir, böylece Kreşen sayısı artırabilir, Muhammediler
azalabilir; bu yolda bazen küçük yaşta çocuklar vaftiz edilmek ve Kreşen okullarına verilmek üzere
ailelerinden zorla alınmıştır. Sonuç? Bazıları ödül, bazıları zorla hıristiyan olmuş ve kilise tarafından asla
gerçek hıristiyan muamelesi görmemişlerdir. Hiç birisinin dinlerinden döndükleri için toplumda
değerleri
kalmamıştır, gittikçe daha da kötü olup inançsızlıklarından hıristiyanlığa daha da düşman oluyorlar.
Eskiden açılan okullara alınan Muhammedî çocuklar nedeniyle hıristiyanlık halk arasında nefret
uyandırmıştı, dinîmize hiçbir yararı da olmamıştı. Din adamlarımızın ortak düşüncesiyle açılan okullar iyi
yönetilemediği için acıklı olaylara sahne oldu, öğrencilerden hastalık ve açlık nedeniyle ölenler olmuş,
din hakkında hiçbir şey öğrenmeden mezun olanlar olmuştur... Çuvaşlar, Çeremişler, Mordvalar ve
Urdmurtlar, Kazan vilâyetinin bütün halkları, önceden putperestliğin karanlığında boğulmuşlardı, çoğu
zorla hıristiyanlaştırıldı, ancak
bu sadece görünüşteydi, aslında içsel hayatlarında hep putperest
olarak
kaldılar. Başka türlü de olamazdı. Diyanet başlangıçta katı kuralarının dışına çıkarak onları eğitemedi,
dillerini bilen rahipler görevlendirmedi, banyoya götürür gibi vaftize götürdü, ellerine haç vererek eti
yasakladı ve böylece iyi hıristiyan olacaklarını düşündü, ancak onlar bu yasaklara da uymadı. Dahası
diyanetin görevlendirdiği din adamları onlardan devamlı rüşvet aldı. Kutsal metinleri onların diline
çevirme zahmetinde bulunmadılar. Rahipleri eğitmeyince din onlara anlatılamadı. Arada durumun farkına
varan rahipler bir şeyler yapmaya çalıştı, onların faaliyetleri kendi aralarında çekememezliğe neden oldu.
Piskoposlardan
515
bazıları rahip yetiştirmek amacıyla Kreşen çocuklar için özel okullar açtı,
bakımsızlıktan ve açlıktan çocuklar öldü. Sonuçta Kreşenler çocuklarını okullara vermek istemedi, rüşvet
başladı. Bu halkların hıristiyanlığı bu kadardır ve gizlice putperestliği daima yaşadılar ve yaşıyorlar.”
516
XVIII. yüzyıldaki misyonerlik faaliyetleri Yeni Vaftizliler Dairesi
faaliyetleriyle sınırlandırılmıştır, zira bu daire XIX. yüzyıl
öncesi Rus Ortodoks misyon
hareketinde amaca özel teşkilatlandırılmış, tek kurumdur. Kendi idare heyeti, saha
misyonerleri ve hizmetçileri vardır. En önemlisi kuruluş emri vardır ve doğrudan Bölge
piskoposu vasıtasıyla St. Petersburg’daki Senato’ya bağlıdır. Dairenin kurulduğu ilk
yıllar Rus devletinin desteği ve teşvikiyle özellikle müslüman olmayan tebadan bir çok
kimse hıristiyanlığa geçmiştir. Dairenin getirdiği bir diğer
yenilik ise misyonerliğin
eğitim yoluyla yabancı halklara uygulanması fikridir. Ancak kurumun kişilere bağımlı
olarak işlev görmesi kısa ömürlü olmasına sebep olmuş ve 1732 kurulan Daire 1740’da
revize edilmek zorunda kalmıştır.
515
Burada bahsedilen piskopos Luka Koneşeviç olmalıdır, zira onun döneminde okullar açılmış ve faaliyete
geçirilmiştir
516
İstoriya Drevniy Rossii “Statiska vı razsujdenii Rossii,”, Kniga III, Bölüm II, 1859, s. 61–62; 64–65.
140
Özellikle Müdür Seçenov dönemi yeni baştan düzenlenen Daire binlerce gayrı
Rusu devletin teşviki ve zorlayıcı kanunlarıyla vaftiz etmiştir. İşte bu dönemde zorlama
yoluyla müslüümanlardan da vaftiz olanlar olmuştur.
Gelecek bölümlerin konusunu
teşkil eden geri dönüş hareketi bu dönemde zorlama yoluyla hıristiyanlaştırılan gayrı
Rus ahalinin tepkisidir.
141
IV. BÖLÜM
XIX. YÜZYILDA ORTODOKS MİSYON: GERİ DÖNÜŞ (İHTİDÂ)
HAREKETİ
XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar misyon faaliyetin amacı sürüler halinde
teşvik ve zorlamayla hıristiyanlaştırılan halkların kilisede kalmasını sağlamaktır.
Vaftizliler Dairesinin zorla hıristiyanlaştırma dalgası haricinde de, kitleler halinde
hıristiyanlaşma bölge üzerinde bir daha görülmemiş, devlet ve kilise yeni kitleleri
hıristiyanlaştırma amacı taşımamıştır. Eski ve yeni Kreşenleri hıristiyan
olarak tutma işi
de bizzat Çar tarafından Senatonun isteğiyle görevlendirilen ücretli rahip ve keşişler
tarafından yerine getirilmiştir. Yine Pugaçev isyanına kadar devletin verdiği ödül ve
cezalarla zorla hıristiyanlaştırılan halklar veya kısaca Kreşenler bu isyanla beraber eski
dinlerine döndüler ve devlete karşı başkaldırdılar. Bu süreç yaklaşık çeyrek asır
sürmüştür. 20 Şubat 1764 tarihinde kapanan Yeni Kreşen Dairesi faaliyetleriyle
hıristiyanlığı kabul edenler zaten gerçekte hıristiyan olmayan sadece bu dinî şekli olarak
kabul eden topluluktur. Bu nedenle kantora kapanır kapanmaz devletin de din
özgürlüğünü desteklemesiyle eski inançları olan Muhammedîlik ve putperestliğe geri
dönmüşlerdir. Artık devlet “gayrı Rus halkların köylerine vaftiz amaçlı keşiş
göndermeyi de durdurmuştur. 1799 yılı bu karar da bütün guberniyalara tebliğ
edilmiştir. Verilen bu kararla devlet resmî olarak Yeni Kreşenlerin olmayacağını artık
misyon faaliyetlerinin sadece hıristiyanlığı kabul eden vatandaşlara yönelik olacağını
belirtmiştir.”
517
XIX. yüzyılın genel karakteristiğini de işte bu değişen metot
belirlemektedir.
Merkezî hükûmetin görevli papazları ve keşişleri devlet tarafından görevden
alınınca bölge sadece yerel yönetimlerin yetiştirdiği
yerli papaz ve keşişlere
terkedilmiştir. Yeni yöntemde yerli rahiplerin ve keşişlerin eğitimi en önemli konu
olacaktır, nitekim yerli din adamı yetiştirmek için Kazan rahiplerinden Ambvrosiy
Podobedov, Kazan seminarisinde eğitimin yükseltilmesi için çabalarıyla dikkat çekmiş
517
Mojarovski,
İzlojenie, s. 109.