176
Sinod emriyle Rey’e sürgün edilmiştir. 11 Haziran’da onların da baskı karşısında
dayanamayıp hıristiyan oldukları haberi gelmiştir. Kazan Konsistoriyası onlardan da
dönüşlerine ait yazılı bir kâğıt almıştır.
Geri kalan Andrey Antonov, isimli lider Abdul
Halik’in aldığı cezayı almış, ancak ceza icra edilmeden hapiste ölmüştür. Geriye 16 kişi
kalıyordu. 31 Temmuz 1829 tarihinde Kazan konsistoriyası Simbirsk guberniya
idaresinden bu kişilerin Kazan’a eğitim için gönderilmesini talep etmiştir. Bu kişilerden
12’si gördükleri eğitim sonunda hıristiyanlıkta kalmaya karar vermiş ve 1830 yılının
başlarında evlerine dönmüşlerdir. Diğer dört kişiden biri, Kazan İvanovski manastırına,
diğer üçü de Rey bozkırına gönderilmiştir. 1832 yılındaki
raporlarda hala bu kişilerin
hıristiyan kalmaya devam ettikleri belirtilmiştir.
641
22 Haziran 1834 tarihli Kazan
yeparhiya idaresine verilen bir emirle dönmek istemeyen 4 Kreşenin Simbirsk’e
gönderilerek cezalarının infaz edilmesini istemiştir.
642
1827 yılında imparatora mektup yazarak eski dinleri olan müslümanlığa dönüş
için izin isteyen Kreşen Tatarlarının, dönüş istekleri kilise ve devlet görevlilerinin
sistemli çalışmaları ve zorlamalarıyla kâğıt üzerinde halledilse de, halkın arasında ve
gönüllerde halledilememiş ve fırsat buldukları anlarda devamlı artarak devam etmiştir.
Nitekim devletin ve misyonerlerin bir müddet sonra baskıları kalkınca hepsi isteklerini
tekrar gündeme getirmiştir.
643
4.2.4.1. Filaret Dönemi Kazan Yeparhiyasında Kreşenler
19 Ekim 1829 ile 13 Aralık 1829 tarihleri arasında Kazan ve Simbirsk dinî
bölgelerinde dinden dönüşün istatistikî bilgileri Bölge Başrahibi Filaret tarafından
Sinod’a bir rapor olarak gönderilmiştir.
Bu rapora göre; “iki bölgede toplam Kreşen
nüfusu 575.104’tür. Bu rakamın 275.790’ı hıristiyanlıktan ayrılarak eski inançlarına
dönmeyi istemişlerdir. Müslüman olarak kalmak istediğini ise 143. 284 kişi beyan
etmiştir.”
644
640
KDK, f. 4, dosya no. 177, s. 366, 369, 386.
641
Mojarovskiy,
İzlojenie, 148
642
KDK, f. 4, dosya no. 177, s. 228–231, 289–291, 306, 311, 321, 356, 422–426, 470–472, 474, 486–488, 493–496,
534–537.
643
KDK, f. 4, dosya no. 177, s. 378–379
644
Mojarovskiy,
İzlojenie, s. 151;
177
Kazan Başrahibi Filaret, Sinod’a bölgenin dinî durumu ili ilgili 3 Kasım 1829
tarihinde 7352 dosya numarasıyla Kazan konsistoriya arşivinde kayıtlı bir rapor
göndermiştir.
Bu raporda, “hıristiyanlaşan halklardan sadece Mordvanların Ortodoks
kaldıklarını, bu grup için hiçbir ilave çalışaya gerek olmadığını Ruslarla beraber
yaşadıklarını bildirmektedir. Bölgede hıristiyanlaştırılan ikinci büyük grubun ise
Çuvaşlar olduğunu, itaatkâr ve mülayim karakterleri
nedeniyle kolay
hıristiyanlaştırıldıklarını, ancak Rus köylerinden uzakta bulunmaları nedeniyle
hıristiyanlığı bilmediklerini” haber vermiştir.
645
Çuvaşlar Tanrıya dünyayı yaratan
iyilik sahibi diye, şeytan’a ise kötülüğün sebebi olarak inanıyorlardı. Hıristiyanlığa ait
sadece ikonalar önünde mum yakma törenini yerine getirmekte, diğer hiçbir âdet, ayin
ve töreni yapmamaktaydılar. Şamanların sözüyle hastalık ve belalardan kurtulmak için
kurban kesmekte ve en büyük ibadetlerini bu ritüel oluşturmaktaydı. Hastalık, sıkıntı,
beladan kurtulmak isteyen aileler yozma denilen Çuvaş atasının sözüyle gösterdiği
yerde ibadetini yerine getirmekteydi.
646
Yomza’nın bildirdiği sayıda kurban hayvanı hazırlanarak
eş dost ve akrabalar
bir yerde toplanmakta keremet’e (Çuvaş tanrısı) dualar edilerek hayvanlar kurban edilir,
ancak âdete göre hayvanın kanını yere akıtmazlardı. Kanıyla arpa unu karışımından da
özel bir yemek yaparlar, etler büyük kazanlarda pişirilerek gelenlere yenilmek üzere
645
Majarovskiy,
İzlojenie, s. 152–153; “Fakat bu halkın büyük bir kısmı Rus köylerinden uzaklarda yerleşmişlerdir.
Çuvaşların hayat tarzında cahilliğin ve ilkelliğin izleri vardır ve atalarının dinlerinden vaz geçmemişlerdir. Erkekler
Rusça konuşsalar da kötü konuşuyorlar ve sadece
önemli sözleri biliyorlar, kadınlar ve çocuklar Rusça bilmiyor ve
anlamıyorlar. Netice olarak hıristiyan ayinlerini ve kilise kurallarını bilmiyorlar. Bütün yeni Kreşen köylerinin
kiliseleri yapılmış hatta mükemmel mimari özellikleri var, ancak Çuvaşların çoğu Slav diliyle yapılan vaazları
anlamadıkları için, Pazar ve dinî bayramlarda kiliseye gelmek istemiyorlar. Önceden Tatarların esaretinde
bulundukları için cumaları kutsal gün biliyorlar ve çalışmıyorlar, Pazar günlerini sıradan bir gün olarak düşünüyorlar.
Bizim dinîmizin perhizini (oruç) hiç bilmiyorlar. Yeni doğanları vaftiz etmemek için saklıyorlar.
Sadece hasta
oldukları zaman ölüm korkusundan günah çıkarmaya geliyorlar. Hıristyanlığı iyi bilmeyen bu halkın büyük bir kısmı
kendi eski inancları putperestliğin etksinde kalmıştır. Onları atalarının dininde tutumak isteyen sahtekârlar var, yomza
diye adlandırılıyor ve güçlerini doğrudan Tanrıdan aldıklarını söylüyorlar. Yomza her köyde var, bazı kalabalık
köylerde fazla da olabiliyor. Yomza genellikle kadındır. Çuvaşların çok güvendiği bu insan onların cahilliğini de
kullanarak kendisine Tanrıdan vahiy geldiğini ve ona göre onları uyardığını iddia etmektedir. Halk onlara Tanrı
azabından korunmak için saygı gösterir. Kısaca onlar Çuvaşları yanlış yolda tutuyorlar.”Bütün Çuvaşlar iki tanrıya
inanır: Tora ve şeytan; birincisi merhametle yöneten ve her şeye sahip olan ikincisi ise kötü ve gazap doludur. Kendi
dualarında Çuvaşlar sadece birincınin adını anıyorlar ancak ona özel bir ayinleri yoktur. İkinciye – yani şeytana;
Sormin kerametleri adıyla her çeşit hayvanı kurban ediyorlar. Kurban hasta oldukları veya kötü durumda
kaldıklarında yomzanın telkiniyle kesilir. Mesela, hasta olan bir Çuvaşın yakınları hemen
hediyelerle yomzaya gider
ve onun hangi keremete kurban kesmesi gerektiğini öğrenir ve kurbanını keser, ayrıca ne kadar ve ne tür bir kurban
keseceğini de yomza belirler. Kurban, keremet denilen yerde veya açık hava orman ve evde kesilir. Kurban edilen
hayvan at, tay, öküz, koyun, kuzu ve çeşitli kuşlar olabilir. Bu hayvanlar, yomzanın sözü üzerine satıcının koyduğu
fiyat üzerine pazarlık yapılmadan alınır.”
646
Mojarovskiy,
İzlojenie, 154; Sinod Başrahip Filaret’in yazdıklarından şu sonucu çıkarmıştır: “Yeni Kreşenlerin
özellikle Çuvaşların yomzalar sözüyle devamlı kurban kesmeleri onların maddi durumlarını bozuyor, bu durum İç
İşleri bakanlığına rapor edilsin ve bu savurganlık önlensin.”