29
Mimari olarak tasarlanarak inşa edilen bilinen en eski deniz feneri M.Ö. 280
civarına tarihlenen İskenderiye deniz feneridir. Mermer ve kumtaşından yapılmıştır
126
.
M.Ö. 7. yüzyılda Sigeon’da (Kumkale/Çanakkale) yapıldığı varsayılan bir fenerden
daha söz edilse de bu fener ile ilgili bir bilgiye ulaşılamamıştır
127
. Her kıyı
yerleşmesinde deniz fenerine rastlanmaz. Yani liman kompleksinin olmazsa
olmazlarından değillerdir.
Askerler veya köleler ilk deniz feneri bekçileridir. Bu kimseler, fenerin üzerideki
devasa kazanlarda büyük bir ateş yakarak gece seyir eden gemicilere yollarını
bulmalarında yardımcı olurlardı
128
.
Şekil olarak tam bir şekil vermemiz mümkün değildir. Şehrin zenginliği ile
bağlantılı olarak inşa edilmiş yapılar olduğundan dolayı şekilleri de kentten kente
değişiklilik göstermektedir. Fakat bilinen örnekler ışığında 3 başlık altında toplamak
mümkündür.
a)
Sütun Şeklinde Olanlar:
Bu tipe örnek olarak Praeneste mozaiğinde
129
görülen yapı sayılabilir (Resim
14). Denizden görülebilecek önemli bir noktada dikilmiş bir sütunun
üzerinde ateşin yakılması ile yapılmış fenerlerdir. Tam anlamı ile bir mimari
öğe olarak fener inşa etmekten daha masrafsız ve basittirler
b)
Kule Şeklinde Olanlar:
Bu tip fenerler maliyetleri çok yüksek yapılardır. Çok değişik coğrafi
bölgelerde gözlemlenmektedirler. Küçük Asya’da Patara
130
, Doğu
Akdeniz’de İskenderiye, Kuzey Afrika’da Leptis Magna, İspanya’da
Corunna bunlara örnek sayılabilir.
Yapım tekniği hakkında ele geçen tasvirlerinden bilgi sahibi oluyoruz. Bu tip
fenerler mozaiklerde ve kabartmada en yaygın betimlendirilen fenerlerdir.
Portus’ta bulunan bir lahit üzerindeki fener tasviri (Resim 15), Portus’ta
126
Clayton, Peter A. – Price J. Martin, Antik Dünyanın Yedi Harikası, çev. Betül Avunç, İstanbul, 2000,
s. 142.
127
http://tr.wikipedia.org/wiki/Deniz_feneri
(Kasım 2007).
128
Jones, Ray, The Lighthouse Encyclopedia: The Definitive Reference, Guilford, 2004, s. 3.
129
Marucchi, Orazio, “Nuovi studi sul Tempio della Fortuna in Preneste e sopra i suoi musaici”, BCom
32, 1904, ss.233–283, pl. VI-VII.
130
http://www.pataraexcavations.com/Fener.html
(Aralık 2007).
30
bulunan kabartma üzerindeki betimleme (Resim 16), Ostia’daki mozaik
üzerindeki fener tasviri (Resim 17) ve Venedik’te bulunan St. Mark mozaiği
üzerindeki İskenderiye fenerinin tasviri (Resim 18) bize şekilleri hakkında
bilgi vermektedirler. Ayrıca birçok yerde karşılaştığımız İskenderiye
fenerinin tasvirleri de fenerleri anlamamızı sağlamıştır.
Yapım tekniği olarak üç veya dört katlı, birbirini anımsatan yapılardır
(Resim 19). Bu sebepten dünyanın 7 harikasından biri olarak karşımıza çıkan
İskenderiye fenerinin tanımlaması hepsini anlamak için
yeterli
görünmektedir. İskenderiye feneri, 3 parçadan meydana gelmektedir. En
altta yukarı doğru daralan kare bir yapısı, onun üzerinde sekizgen planlı bir
kat ve en yukarıdaki üçüncü bölüm ise fenerin bulunduğu 7 metre
yüksekliğinde bir Poseidon heykeli bulunmaktadır
131
. Işığın, kaidede yakılan
büyük bir ateşten sağlandığına ve yapının tepesinde bulunan aynalarla
yansıtıldığına tüm antik yazarlar katılıyordu
132
.
c)
Heykel Şeklinde Olanlar:
Bunlar devasa heykellerdir ve ateş yanları mangal gibi delinmiş başın
üzerindeki tacın içinde yanmaktadır. Bu tip deniz fenerlerine örnek olarak
Porto Raphti’deki
133
örnek verilebilir (Resim 20). Ayrıca bu heykeller gece
deniz feneri görevi görmelerinin yanı sıra beyaz mermerleri sayesinde
gündüz de birer uyarıcı özelliğindedirler.
Son yıllarda Anadolu’nun güney kıyılarında bulunan Patara antik kentinde de bir
adet deniz feneri bulunmuştur (Resim 21)
134
. Bu yapı gerekli araştırmalarını tamamlayıp
bilim dünyasına kazandırılacağı günü beklemektedir.
5.3-
BAĞLAMA YERİ
Limanların bünyesinde tüm gemilerin bağlanması için gerekli olan bir bağlama
yeri olmalıdır. En basit şekli ile bağlama yerleri ortası delinmiş köşeli taşlardır (Resim
22). Bazı yerlerde bunların yerine iskele babaları şeklinde olanları da bulunabilir
(Resim 23). Bunlar tek tek bulunabildikleri gibi bir arada da bulunabilirler. Hem
131
Haag, Michael, Alexandria, Egypt, 1993, ss. 22-23.
132
Clayton - Price, a.g.e,. s. 143.
133
Vermeule, Cornelius C., “The Colossus of Porto Raphti in Attica”, Hesperia 31, ss. 62-81, s. 76-77.
134
(
http://www.pataraexcavations.com/Fener.html
) (Aralık 2007).
31
bağlama taşları hem de iskele babaları şekil olarak çok farklılık göstermektedirler.
İskele babalarının bazıları silindirik, bazıları kare tabanlı silindirik şekilde
yapılmışlardır. Bağlama taşları bazen yatay olabildiği gibi bazen de dikey olarak
kullanılmışlardır. Knidos antik kentinim iç limanını sınırlayan surların içinde bu tarzda
bağlama deliği örneğine rastlamaktayız (Resim 24). Birçoğu rıhtımın yatay en alçak
yerlerine konulurken bazıları yüksekte arka duvara konulmuşlardır. Sade dört köşe blok
taşlardan yapılmasının yanında aslan başı şeklinde süslenerek yapılan formları da
gözlemlenmektedir (Resim 25).
Bağlama taşları, dörtgen taşlardan yapılmasının yanı sıra günümüzde iskelelerde
mevcut olan bağlama demirlerine benzeyen formları da vardır. Fakat bunlar çok az
sayıda ve daha çok eyaletlerde ele geçmiştir. Bu demirden yapılmış olan bağlama
halkaları, taştan yapılan örneklere göre daha kolay ve ucuz olması nedeni ile daha çok
küçük limanlarda kullanıldığı tahmin edilmektedir
135
.
5.4-
GEMİ BARINAKLARI
Askeri gemilerin barındıkları, barış zamanında korundukları yapılardır. Ayrıca
kış aylarında seyir yapılamadığı zamanlarda gemilerin küçük tamirat ve bakımlarının
yapıldığı binalardır.
Genel özelliklerine bakar isek bu yapılar bir triremenin (3 sıra kürekli savaş
gemisi) sığabileceği uzunlukta, suya doğru eğimli olarak inşa edilmişlerdir (Çizim 6).
Yapılan araştırmalar sonucunda Helen topraklarında birçok yerde bu barınaklara
rastlanmıştır. Sounion Burnu, Oeniadae (Yunanistan), Apollonia’da (Cyrenaica),
Pyrrha (Lesbos), Rhodos ve Girit’te parça parça olsa da gemi barınaklarına
rastlanmıştır. Pire kentinde bulunan ve M.Ö. 4. yüzyıl içlerine tarihlenen örnekleri,
$1.000.000 tahmini fiyatıyla ne kadar pahalı yapılar olduğunu gözler önüne
sermektedir
136
. Pire antik kentinin Zea (Paşalimanı) limanında yapılan kazılarda çıkan
sonuçlar bu yapıların şekilleri bakımından bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Burada
görünüşe göre 4 veya 8 sıra baraka olarak düzenlenmiş, her gemi tezgâhı birbirinden
sıralı sütunlar yardımı ile ayrılmıştır. İki barınak tek çatı ile korunmuştur(Çizim 7)
137
.
135
Williams, Paula F. de Coetlogon, “Roman Harbours”, IJNA 5.1,1976, ss. 73-79, s. 76.
136
Shaw, Joseph W., “Greek and Roman Harbourworks”, A History of Seafaring Based on Underwater
Archaeology, ed. G. F. Bass, New York, 1972, ss. 87-112, s. 92.
137
Shaw, a.g.e., s. 92.
Dostları ilə paylaş: |