T. Tolga GÜMÜŞ ∗



Yüklə 217,11 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/11
tarix29.10.2017
ölçüsü217,11 Kb.
#7328
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Feodalizm: Avrupa Tarihinde Yeni Yaklaşımlar 

49 


itibaren yavaş yavaş geliştiğini düşünen tarihçiler mevcuttu.

26

 Feodal hukuk 



ve feodal kanun terimleri de tanımlanmaları ilk bakışta kolay gibi görünseler 

de aslında açıklanmaları ve sınırlarının belirlenmesi o denli zor terimlerdir. 

Feodal hukuk ortaçağa dair olan her türlü hukuksal uygulamaların bütünü 

olarak mı tanımlanmalıdır? Kuşkusuz ortaçağda hukuk feodal 

mahkemelerden epeyce fazla şeyi betimlemekteydi. Kilise hukuku, töre 

hukuku ve hatta krallık hukuku gibi alternatif hukuklar mevcuttu. Feodal 

hukuku daha dar bir çerçevede tanımlamayı deneyelim. Eğer feodal hukuku 

merkezi otorite yani kral otoritesinden bağımsız yerel lordun denetimindeki 

hukuk olarak tanımlayacak olursak o zaman ortaçağ boyunca feodal hukuka 

ve mahkemelere paralel mevcudiyetini sürdürmüş ve feodal hukuktan 

tamamen farklı olan özel hukuk ve buna bağlı lordluk mahkemelerinin 

mevcudiyetini tanımlamakta güçlük çekeriz.

27

 Diğer taraftan yirminci 



yüzyılın ikinci yarısının ortalarında bile feodal hukuku ‘feodal’ toprağın 

miras ve veraset ilişkilerini düzenleyen hukuk olarak tanımlayanlar da 

olmuştu.

28

 Fakat bu tanımlamanın ne kadarı feodalizm ile ve ne kadarının 



miras hukuku ile ilgili olduğu belirsizdir. Toprağın özel mülkiyeti ve onun 

üzerinde oluşmuş tarihçilerin belki de yanlış olarak ‘feodal’ diye 

nitelendirdikleri bazı hakların mirasçılara zaman içerisinde devredilmesinden 

kaynaklanan teknik problemler feodal hukuk kapsamında 

değerlendirilmemeli, miras hukukunun ortaçağa özgü görünümü olarak 

betimlenmelidir. 

Feodal hukuk ve feodal çağ kavramının  İngiltere’nin kıta 

Avrupa’sından ayrılan özel durumunu ve onun son dönemde yapılan 

eleştirilerini benzer şeklilde özetlemek mümkündür. 1166 yılında 

İngiltere’de II. Henry döneminde, dönemin güçlü aristokratlarıyla kral 

arasında yapılan ve Kralın savaş zamanında aristokratlardan belli sayıda 

asker karşılığında aristoratlara belli toprakları belli önkoşullarla vermesini 

düzenleyen  Cartae Baronum’un önemi vardır. Terimin böyle 

adlandırılmasının nedeni o dönemde toprağı dolaysız olarak İngiltere 

kralından alan aristokratlara baron denmesidir. Bu baronlar da aldıkları 

toprakların bir bölümünü kendileri işletmekte ve bir bölümünü de onlara 

                                                      

26

 Örneğin: Sidney Painter, ‘The Family and the Feudal System in Twelfth Century England’, 



Speculum, 35/1, (Ocak, 1960), s.1-16, (s. 3): ‘The feudal law applied by the royal courts 

developped steadily during the twelfth century…Unfortunately one cannot trace the growth of 

feudal law during this century’. 

27

 Bu feodal olmayan özel mahkeme biçimlerinin bazılarının isimleri için bknz: J. V. Capua, 



‘Feudal and Royal Justice in Thirteenth-Century England: The Forms and the Impact of Royal 

Review’, American Journal of Legal History, 27/1, (Ocak, 1983), s. 54-84, (s. 55). 

28

 Sue Sheridan Walker, ‘Widow and Ward: The Feudal Law of Child Custody in Medieval 



England’, Feminist Studies, 3, No. 3/4, (Bahar - Yaz, 1976), s. 104-116. 


T. Tolga Gümüş 

50

bağlı daha alt aristokrasiye yine aynı zorunluluklar karşılığında 



devretmekteydiler.  İşte bu noktada feodalizm tarihçilerinin işini 

kolaylaştıracak feodal dönemi modern dönemden ayırmaya olanak verecek 

bir ayrım noktası olarak ‘feodal hukuk’ kavramı ve bu kavramının altını 

doldurabilecek belli bir de facto durum ortaya çıkmaktaydı.  İngiltere 

örneğinde yukarıda sözünü ettiğimiz baronlar bu toprağın işletimi ve tekrar 

elde edilmesi gibi hususlarda nasıl Kralın mahkemesine bağlıysa, baronların 

diğer aşağı aristokrasiye verdikleri topraklardan kaynaklanan sorunların 

giderilmesinde de baronların kurdukları özel bu anlamda feodal mahkemeler 

etkinleşmişti. Fakat bu açıklamanın da çeşitli problemleri vardır. Her şeyden 

önce bu durum sadece bir yüzyıl kadar sürmüştür ve bu süre zarfında da özel 

hukuk çeşitli nedenlerle kral otoritesinden tam olarak bağımsız 

olamamıştır.

29

  

Feodalizmi fief kavramı çerçevesinde açıklamanın bir başka zorluğu da 



para-fief denen ve lordun toprak yerine sadece nakit karşılığı vasalin savaş 

ve politik destek ‘hizmetini’ satın alması esasına dayanan bir kurumun 

ortaçağ boyunca mevcut olmasıdır.

30

 Bu bağlamda para karşılığı ‘hizmet’ 



satın alma esasına dayanan modern kapitalist tutum ortaçağ Avrupa’sında da 

mevcuttur. Bu da Ortaçağ ile modern Avrupa kurumları arasında keskin bir 

geçişin olmadığı ama daha çok bir devamlılığın yaşandığı tezini destekler 

niteliktedir. Ortaçağ ile moderniteyi birbirinden ayırmak ilk bakışta 

görüldüğünden çok daha zordur. 

‘Marksist tarih’ anlayışı ve feodalite teriminin bu tarih anlayışı 

içerisinde kullanılması klasik feodalizm teorisine başlangıçta ciddi katkılarda 

bulunmuş görünmekle beraber bugün bu görüş de ciddi bir biçimde eleştiriye 

uğramıştır.

31

  Teori bir şekilde feodal düzeni ortaçağın standard politik 



sistemi olarak kabul etmekte ve toplumun feodal düzenden evrimleşerek 

kapitalizme geçtiğini öngörmektedir. Bütün revizyonist yaklaşımlar, 

feodalizm kavramını eleştirirken Marksist teorinin ortaçağ toplumunu 

açıklamada klasik haliyle savunulamayacağı açıktır. Diğer taraftan 

Feodalizmden kapitalizme geçiş kavramının yeni birtakım analizler de 

                                                      

29

 Bu nedenlerin tartışıldığı yakın tarihli bir çalışma: D. A. Carpenter, ‘The Second Century of 



English Feudalism’, Past and Present, 168, (Ağustos, 2000), s. 30-71 özllikle s. 33-36. 

30

 Para-fief kavramını tartışan ama bunu feodalizmin içinde gören ve İngiliz-kıta Avrupası 



farklarını ortaya koymaya çalışan eski bir çalışma için bknz: Bryce D. Lyon, ‘The Money Fief 

under the English Kings, 1066-1485’, English Historical Review, 66/259, (Nisan, 1951), s. 

161-193. 

31

 Robert J. Holton, ‘Marxist Theories of Social Change and the Transition from Feudalism to 



Capitalism’,  Theory and Society, 10/6, (Ekim, 1981), s. 833-867; Immanuel Wallerstein, 

‘From Feudalism to Capitalism: Transition or Transitions?’, Social Forces, 55/2, (Aralık, 

1976), s. 273-283. 



Yüklə 217,11 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə